11. Haftanın Tartışması / Yabancılaşma Nedir? Neye, nasıl, neden yabancılaşıyoruz?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde F - Talks kategorisinde X tarafından oluşturulan 11. Haftanın Tartışması \/ Yabancılaşma Nedir? Neye, nasıl, neden yabancılaşıyoruz? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,657 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı F - Talks
Konu Başlığı 11. Haftanın Tartışması \/ Yabancılaşma Nedir? Neye, nasıl, neden yabancılaşıyoruz?
Konbuyu başlatan X
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Kara Kalem

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yabancılaşma nedir? Neye, nasıl, neden yabancılaşıyoruz? Maddi yaşamla bağıntısı, kavramı vareden dinamikler-olgular nelerdir ? Yaşadığımız dünyada yabancılaşma kaçınılmaz mıdır ?
 

Melodram

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2011
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yabancılaşma günümüzde çok sık kullandığımız bir kavram haline geldi, insanın insana yabancılaşması, insanın çevresine yabancılaşması, olaylara yabancılaşması gibi de örnekleri olabilir. Burada acaba insan kendini keşfettikçe, kendi doğrusunu bulduğu için mi topluma yabancılaşmış gibi görünüyor? Şu an var olan bütün teknolojileri, toplumla iletişim kurabileceğimiz her alanda aktifken, bir süre sonra bundan vazgeçmek yabancılaşmak mıdır yoksa bu teknolojilere sahip olmak mı daha çok yabancılaştırır merak ediyorum. Marx'ın Yabancılaşma Teorisi sınavda çıktığında bir güzel yazmıştım, o zaman az da olsa kavrayabilmiştim. Birincisi insanın doğaya yabancılaşması, ki bu olumlu olarak görülüyordu çünkü insanlar doğadan koparak kendine ait bir doğa oluşturuyordu, ikincisi insanın kendi doğasına yabancılaşması, bunu da kapitalist sistemin sonucu olarak görüyordu. Kapitalist sistemin getirdikleri direkt yabancılaşmanın unsurları gibi görülüyordu. Şimdi düşününce o zamandan bu zamana gelindiğinde aslında yabancılaşmanın direkt bir masa etrafında olduğu bile görülebilir. Aynı masada oturup başını telefondan kaldırmayan ve güya ''arkadaşlarla sohbet ediyorduk'' havası yaratan insanlar, o an birbirlerine yabancılaşmıyor mudur? O zaman teknoloji, makineleşme hem insanları birbirine yabancılaştırıyor hem de insana gerek duymayan sistemlerle birlikte insanları işine, emeğine karşı yabancılaştırıyor. Çok net gibi duran ama bende hep kafa karışıklığına sebep olan bu terimi ortaya atan Hegel'e, ardından olgu haline getirmiş Marx'a selam olsun. Sonunda bütün bu teknolojilerden ve zorunluluklardan sıyrılıp, kendimizi yeniden keşfedip asıl yabancılaşmayı o zaman yaşayacağımızı düşünüyor, bir Into the Wild da biz çekeriz diyerekten izlediğimde hep yabancılaşma hissi uyandıran filme de saygılarımı sunuyorum.
 

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
Kendine ,özüne yabancılaştıkça,ötekine,onunla kurmam gereken empatik,sempatik bağa yabancılaşıyorum.Bencilliğimde boğulurken;benim hislerim,benim haklarım,benim acılarım,benim hakettiklerim derken incecik insani bağlara yabancılaşıyorum.O benden değil,benim gibi düşünmüyor hatta ben bundan emin olmak için onu dinlemiyorum bile,sadece körkütük his dünyamla hissediyorum ,onun benim gibi olmadığını.Yabancılaştığımı da düşünmüyorum bu yüzden, o zaten yabani bir yabancı,fanusumda mutluyum.Çocuklarımı bile bu fanusa sığdıramıyorum.
 

Kara Kalem

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Haz 2011
Mesajlar
90
Tepkime puanı
17
Puanları
8
Teori soyutlamadır ama her soyutlama teori değildir. Herhangi bir soyutlamayı teori yapan-bilimsel nitelik kazandıran, anlam katan maddi olgulara dayanmasıdır. Yabancılaşma kavramı hegel'de felsefenin dar alanına bilinç ve kendi işleyiş mekanizmasına hapsedilir. Marx yabancılaşmanın bu dar ufkunu kırarak, Melodram'ın da belirttiği üzere; maddi yaşamın içine, doğayla, toplumla, insanla ve meta ilişkileri bağlamında açıklar.

Yabancılaşmış emek, yabancılaşan bilinci doğurur. Bu bağlamda meta ilişkilerini bilince çıkarmak yabancılaşma açısından önemi bir yer tutuyor. Meta ilişkileri-yabancılaşma yı bir sonraki yazıda irdelemeye çalışacağım

Yabancılaşma kavramı her yere (b)ulaşmış bir ilettir. Bunun çeşitli biçimlerini, yaşamın her alanında görmemiz mümkün. Geçenlerde haber bültenlerinde ABD de bir 16-17 yaşlarında bir öğrenciye katıldığı yarışmayı kazandığından bir hayat kadınıyla bir ay geçirme 'ödülü' verildiğini kanım donarak okudum. Sınıflı toplum ilişkileri; insanları hayat kadınlığı (veya erkekliği) mesleği yapmak zorunda bırakması ve gencecik beyinlere bunun bir 'ödül' olarak sunulmasına karşı müthiş bir öfke duydum. Başka bir haberde ise fi tarihindeki bir güzellik yarışmasının seçimleri sırasında; fazla ayakta kalmasından dolayı bayılan kadınla ilgili. Bayılan dakikalarca yerde kalıyor ve hiçbir aday arkadaşı ve yarışmayı düzenlenenlerce izleniyor. Güzellık kavramının biçimsel dar bir kalıba sokulma çabasını bırakırsak, şöhreti yarışmadan elenmeme...v.s. küçük çıkarlar uğruna insan hayatının ne kadar önemsiz olduğunu görebiliyoruz.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst