1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca)

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Ekoloji kategorisinde HoŞÇa tarafından oluşturulan 1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca) başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,872 kez görüntülenmiş, 18 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Ekoloji
Konu Başlığı 1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca)
Konbuyu başlatan HoŞÇa
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan rainbow64

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Madencilik;

- Dünyadaki enerjinin yüzde 10'unu tüketen,

- Dünyada el değmemiş ormanların yüzde 40'ını tehdit eden,

- Her gün ortalama 40 madencinin ölümüne sebebiyet veren,

- Gayri Safi Dünya Hasılasının yüzde 1'i kadar ekonomik değer yaratan,

- Maden işleme esnasında atmosfere 19 milyon ton (dünya toplam emisyon hacminin yüzde 13'ü) sülfür dioksit karıştıran,

- Hava, su ve biyolojik çeşitlilik gibi asli doğal kaynaklarımızı önemli ölçüde tahrip eden ve insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden bir sektördür.

Sektörün işlediği en belli başlı madenler, demir, bakır, çinko, kurşun, alüminyum ve altındır. Çıkarılan madenlerin büyük çoğunluğu sanayi sektörüne hammadde oluşturur. Bu sebepten dolayı madenciliğin uygar toplumların gelişimine önemli katkılar getirdiği de yadsınamaz bir gerçektir. Bulunduğumuz ortamda etrafımıza kısaca bir göz atacak olursak, ne demek istendiği kolayca görülür. Bir anlamda vazgeçilmezdir. Ancak madencilik sektörünün çevreye etkileri bu yazının konusu olmadığı gibi, yukarıda bahsi geçen sorunlar için de geri dönüşümlü kullanma, farklı materyallerle ikame etme gibi çözümler de yavaş yavaş uygulamaya girmiş durumdadır. Fakat bu madenler arasında bir tanesi var ki, hem sanayide kullanım alanı olarak çok kısıtlı bir yer tutmakta, hem de çıkarılması ve işlenmesi esnasında doğaya en çok zararı o vermekte. Gelin beraber inceleyelim. Fayda – zarar maliyetine bakıldığında insanı dehşete düşürmüyor değil. Evet, ne yazık ki, özellikle hanımları ilgilendiren ve yüzde 80'i ziynet eşyası olarak kullanılan altın madeninden bahsediyorum.


Kısaca göz atacak olursak altın;


- Yılda yaklaşık 2.500 ton üretilmektedir.

- Satışa hazır 1 ton altın elde etmek için 300.000 ton atık üretilir. Başka bir değişle altın bir alyans için ortaya çıkan atık miktarı 3 tondur. Bu atıkların çoğu siyanür ve kimyasal maddeler içerir.

- Siyanürle işleme yöntemi 1800'lerin sonlarında Amerikalı kimyagerler tarafından keşfedilmiş ve o tarihten beri dünyadaki tüm altın madenleri bu yöntemle işlenmiştir.

- Siyanür hiçbir zaman doğadan tam olarak temizlenmez.

- İçinde yüzde 2'lik siyanür solüsyonu olan bir tatlı kaşığı su, yetişkin bir insanı rahatlıkla öldürebilir.

- 1983-1999 yılları arasında ABD'de siyanür kullanımı üçe katlayarak, 130 milyon kilograma ulaştı. Bu miktarın yüzde 90'ı altın madenciliğinde kullanılıyordu.

- ABD'nin batı bölgelerinde maden atıkları yüzünden bugüne kadar yaklaşık 26.000 kilometre akarsu ve nehir kirlenmiştir.

- 2000 yılında Romanya'daki Baia Mare madeninden 20.000 ton siyanür Tisza nehrine ve oradan Tuna nehrine kaza ile döküldü. Sonuç; 1.240 ton balık ölmüş, 2,5 milyon insanın yararlandığı su kaynağı kirlenmişti. Bu olay Çek ve Alman parlamentosu siyanürlü altın madenciliğini yasaklamasıyla sonuçlandı.

- Dünyada yeraltında bulunduğu tahmin edilen altının üç katı, yani 150.000 ton altın kasalarda ve yatırımcıların çekmecelerinde bulunuyor.

- Bu miktar 17 yıl talebi karşılamaya yetecektir. İşlenen altının yüzde 80'i ziynet eşyası olarak kullanılmaktadır.

Sonuç olarak bana, "Biz de bir şeyler yapmak istiyoruz. Ne önerirsiniz?" diyen hanım dostlarıma;

endüstriyel katkısı çok sınırlı ve çoğunlukla süs eşyası olarak kullanılan, altın bir alyans için geri dönüşümü olmayan 3 ton zehirli atık üreten, hem insan hem de çevre sağlığına büyük ölçüde zarar veren bu madeni, yavaş yavaş ebedi istirahatgahında bırakıp, kendimizi daha masum şeylerle süslemeyi öneriyorum. İnsan ve çevre sağlığına çok ciddi bir hayır yapmış oluruz.


Hayrettin Karaca


Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: 1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca)

bir zamanlar -dinozorlar çağında- bir zenginlik ve değişim aracı olarak kullanılan altın kendisine yüklenen değeri hiç taşımamaktadır. aslında derhal üretiminin durdurulması gerekir. yazarın aktarımına bir itirazla katılacağım. yazarımız yalnızca kadınlara yönelik bir edimsizliği önerirken aslında bu edimsizliğin hedefi tüm insanlar olmalıdır.

paylaşım için teşekkürler HoŞça arkadaşım
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Ynt: 1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca)

evet eleştirdiğin nokta benim de dikkatimi çekti.. Fakat Türkiye koşullarında pek haksiz da değil.. (Hatta dünya çapında da denilebilir.) ziynet eşya olarak kullanım "genellikle" bayanlardadır.. Ama tabi tüm insanlar olarak söylemek en doğrusudur..

Altın kullanımı dediğin gibi ona yüklenen değer anlaşılamayacak bir şeydir.. Neden ki? zor çıkartılıyor olması mı değerli yapıyor.. Çıkartırken çevreye insanlara dünyaya verdiği devasa zarardan dolayı mı dğerli oluyor? saçmalık..
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: 1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca)

zor çıkrtılmış olmasından değildir. bunun tarihsel/ekonomik nedenleri var. bir elemente/alaşıma nominal değer biçmek çok ayrıdır onun gerçekten üretim değeri ayrıdır. sikkelerin değeri tek bir sikkete simgeleştirilir; hiç bir sikke gerçekte temsil ettiği değerde değildir. böyle olunca üretim değeri mi tüketim değeri mi önemsenecek asıl sorun orada gizlenmektedir. altını bir tasarruf aracı olarak düşündürmek ile insanların neden tasarrufa özendirildiklerini sorgulamak madalyonun iki yüzü gibidir. soruların sorulma biçim ve içerikleri her zaman farklı pencereler açar. altın gerçekten değersiz bir madendir.
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Ynt: 1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca)

Bunu zaten hiç anlamamışımdır.. Bir altını yada kağıt parçası bir parayı değerli kılan nedir?

Fakat elmaslarla ilgili okuduğum bir bilim dergisi makalesinde değerli olmasının nedenini kısaca zor çıkarılması ve güzel görüntüsü olarak yorumlamıştı..
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: 1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca)

Üstelik sözüm ona "bilim dergisi" böyle bir açıklama yapıyor. bilimin tarafsız olmadığını tartışmak gerekir. elmas olmadan doğal yaşam sürdürülemeyecek mi?
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Ynt: 1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca)

madde her alanda meta halini almış.. bugün yapılacak şey makalede yazıldığı gibi yavaş yavaş altını ziynet olarak kullanmak yerine zararsız süslere geçiş yapabilmek..
 

chimera

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
463
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
56
Ynt: 1 Altın Alyans için... (Hayrettin Karaca)

nejdet ' Alıntı:
bir zamanlar -dinozorlar çağında- bir zenginlik ve değişim aracı olarak kullanılan altın kendisine yüklenen değeri hiç taşımamaktadır. aslında derhal üretiminin durdurulması gerekir. yazarın aktarımına bir itirazla katılacağım. yazarımız yalnızca kadınlara yönelik bir edimsizliği önerirken aslında bu edimsizliğin hedefi tüm insanlar olmalıdır.

paylaşım için teşekkürler HoŞça arkadaşım

Bu eleştirine katılarak,'Altın Borsası' yaratan ve altını bir güç ve değer simgesi haline getiren erkekler ile bu madeni sanatsal işlemelerle üzerinde süs eşyası olarak taşıyan kadını beraber eleştirmek gerektiğini düşünüyorum.Altının değerli bir maden olarak elmas,pırlanta vb.sanatsal konumu ve birde para gibi 'değer ve değişim aracı' olarak bir diğer konumu bulunmakta olup onun 'ekonomik değer' olarak kullanılması diğer değerli madenlerden farkıdır.Sorunu teşkil eden bu konumu olup,tüketici pazarı ve borsasının kurulması ile (tıpkı petrol gibi),üretim ve rezerv konularında 3.000 yıl önce mısırlıların doğal üretim yöntemleri ile yetinmek yerine özellikle siyanür ile saf altına ulaşma hırsı üretimin insanlığa ve doğaya zararını göz ardı etmiş ve binlerce yıldır doğaya ve insanlara zarar vermiştir.Her ne kadar bilim siyanür ve diğer zararlı atıkların çevresel etkilerini yok edecek üretim teknolojileri geliştirmişsede bunun ekonomik maliyeti üreticlerin 'kar' larından ayrılmak istenmeyen bütçeler olmuştur.Para,petrol ve altın birer değişim değeri olduğu sürece sorun '1 altın alyans' dan daha ötedir ve 'beynimizdeki değer kavramları' ve buna bağlı olarak tüketim değeri ile daha ilişkilidir.
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Madenciliğin;

- Dünyadaki enerjinin yüzde 10'unu tüketen,bir faaliyet olduğu iddiası tamamen gerçek dışıdır.[/FONT]
[FONT=&quot]Her maden işletmesinde ortalama enerji gideri (özellikle Ülkemiz de) elektrik,motorin,benzin,LPG.. vb olmak üzere toplam olarak üretim giderleri içersindeki payı işletme farklılıklarına göre %5 ila %18 civarındadır. [/FONT]
[FONT=&quot]En fazla enerji harcayan maden işletmeleri üzerinden örneklemek gerekirse; [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]TKİ ye bağlı GELİ işletmelerinde üretilen bir ton kömürün maliyeti (Dekupaj , kömür üretimi, nakliye,vs olmak üzere) toplam 5 TL civarındadır. [/FONT]
[FONT=&quot]Muğla bölgesinde 5 ayrı yerde üretim yapmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot]Bunun içindeki enerji payı ise tonda 0,25 ila 0,90 TL dır. [/FONT]
[FONT=&quot]Ortalaması:0,60 kabul edilirse;[/FONT]
[FONT=&quot]Toplam üretimi 3.000.000 Ton civarında olduğu gerçeğinden hareketle ;[/FONT]
[FONT=&quot]1.800.000 TL lik enerji harcanmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot]1 kW/h enerji gideri = 1,50 TL (Ortalama)[/FONT]
[FONT=&quot]1.800.000 / 1,50 = 1.200.000 kW/h enerji harcanmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot]Bir evin ortalama yıllık 1000 kW/h enerji harcadığı göz önüne alınırsa;[/FONT]
[FONT=&quot]1200 hanelik bir köy kadar enerji tüketmekte olduğunu görürüz. [/FONT]
[FONT=&quot]GELİ’de yaklaşık 2500 kişi çalışmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]İkinci örnek olarak ;[/FONT]
[FONT=&quot]Feldispat üretim faaliyetini gösterebiliriz. Yaklaşık 15 firma 60 a yakın yerde (Bozdoğan-Çine-Milas-Söke dörtgeni içersinde ) üretim yapmaktadır.1000-1200 kişi çalışmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Delme-patlatma/dekupaj/delme-patlatma/üretim/kırma-eleme/nakliye aşamaları için ortalama maliyet 10 TL civarındadır.Yıllık üretim miktarı da yaklaşık 3.000.000 Tondur.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Burada da yukarıdaki örnek de olduğu üzere (%18 alarak) enerji harcamasını hesaplayabiliriz. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Toprak Dede’nin madencilik sektörünün enerji konusundaki iddialarının ne derece yanıltıcı olduğu ve tekstilci olan kendilerinin de içinde yer aldıkları tekstil sektörünün ne kadar enerji tükettiğini ve oranını neden açıklamadığı da gayet ilginç.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Madenciliğin;[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]- Dünyada el değmemiş ormanların yüzde 40'ını tehdit eden, bir faaliyet olduğu iddiası da tamamen gerçek dışıdır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Özellikle de Ülkemiz için.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Madencilik lokaldir.Çünkü bulundukları yerden çıkarılır.[/FONT]
[FONT=&quot]O kısımda bozulan eko sistem (topografya-flora-fauna)tekrar kazanılmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Yine örneklemek gerekirse;[/FONT]
[FONT=&quot]Aydın ve Muğla illerinde (ülkemiz ortalaması üzerinde) en yoğun şekilde madencilik yapılmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu iki ilimizin toplam alanı 2.130.000 hektardır.[/FONT]
[FONT=&quot]Yaklaşık % 40 ı orman arazisidir.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu da; 850.000 hektarlık orman ve makilik alan demektir.[/FONT]
[FONT=&quot]İki ilimizdeki madencilik faaliyetleri için( Her türlü madenler) kullanılan toplam orman arazisi 4.000 hektarı biraz geçmektedir.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu da % 0,5 civarındadır.[/FONT]
[FONT=&quot]Kaldı ki Orman idaresinden izin almak ,çeşitli aşamalardan geçip, ilgili şartların yerine getirilmesiyle mümkün olmaktadır.Bunları da basitçe sıralarsak ;[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Maden Kanunu’na göre İşletme ruhsat ve izniniz olacak.[/FONT]
[FONT=&quot]ÇED ve/veya ÇED gerekli değildir belgeniz olacak.[/FONT]
[FONT=&quot]İzin alacağınız alan için ; bir orman mühendisi tarafından hazırlanmış koordinatlarla (6 derecelik)[/FONT]
[FONT=&quot]belirlenmiş alanın haritası,yol projesi ve rehabilitasyon planı ile birlikte ruhsat ve ÇED belgelerinizle (ki diğer vergi kaydı ,oda belgesi,imza sirküsü vs ler de ilave)müracaatınızı yapacaksınız.[/FONT]
[FONT=&quot]Orman kanununa uygunluk varsa size koordinatları ile belirttiğiniz alan için ;[/FONT]
[FONT=&quot]Ağaçlandırma bedeli,toprak kullanma bedeli,….. vs ve teminatlar orman idaresi tarafından alınacak vereceğiniz taahhütname ile de o alan size teslim ve tebellüğ edilecek ve böylece izin almış olursunuz.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Bu ücretler her yıl alınır.[/FONT]
[FONT=&quot]Ayrıca her yıl madencilik hakkının % 30 fazlası da orman idaresi hesabına haziran ayı içersinde yatırılır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Dikkatinizi çekmek için;[/FONT]
[FONT=&quot]Orman, her yıl toprak kullanma bedeli,ağaçlandırma bedeli vs. adı altında aldığı parayı madencinin kullandığı alanın rehabilitesi ve ağaçlandırması için kullanmak zorunda olduğu halde görevini yerine getirmemektedir.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Kaldı ki ; eğer madenci ,Maden kanunu,çevre kanunu ve ormana verdiği taahhüt çerçevesinde rehabilitasyonu yaptıktan sonra ağaçlandırmak istese bile Orman idaresi izin vermemektedir. [/FONT]
[FONT=&quot]Sonuç olarak istenildiği zaman madencilik faaliyetinin sona erdiği yerde ekolojik sistem yeniden tamir edilebilmektedir.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Ancak ülkemizin ; sahil bölgelerinde,tarım alanlarında, imarlı/imarsız yapılan konutlar, yazlıklar,oteller, turizm,tekstil ve sanayi tesisleri ile bu bölgelerimizin ekolojik sistemi bir daha asla ve asla geri gelemeyecek şekilde bozduğumuzu ve oranının % 20 ler seviyesinde olduğunu da bilmek zorundayız.[/FONT]
[FONT=&quot]Ya , 2B yasasıyla kaybedeceğimiz orman arazileri ..!! [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Madenciliğin;[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]- Her gün ortalama 40 madencinin ölümüne sebebiyet veren,[/FONT]
[FONT=&quot]Sanırım Dünya genelinde verdiği bir rakam.Fazla da olabilir.[/FONT]
[FONT=&quot]Ülkemizde ise m[/FONT][FONT=&quot]aden ocaklarında son 5 yılda 500 civarında maden emekçisi (Mühendis-tekniker ve işçi) yaşamını yitirmiştir. Bu rakamın % 90 ı yer altı maden ocaklarındaki kayıplarımızdır. [/FONT]
[FONT=&quot]Çok acı bir gerçek.[/FONT]
[FONT=&quot]Özgün koşulları nedeniyle dünyanın en zor ve son derece ağır çalışma şartlarının olduğu emek/yoğun bir sektör olan madencilikte iş kazaları önlenememektedir.[/FONT]
[FONT=&quot]Ana nedenlerinin başında;[/FONT]
[FONT=&quot]Sermayenin; gerekli olan iş güvenliği önlemlerini almak, işin özelliklerine uygun çalışma ortamı yaratmak yerine, daha fazla kâr uğruna çalışma koşullarını zorlaması denetimlerin de yeterince yapılmaması , eğitimin önemsenmemesi ve teknolojinin kullanılmaması gelmektedir.[/FONT]
[FONT=&quot]İş kazalarının oluşmasına neden olan bu etkenlerin, ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonu ile birlikte en kısa zamanda masaya yatırılarak çözümlenebilmesi için acil bir eylem planı hazırlanması gerektiğini düşünmekteyim. [/FONT]
[FONT=&quot]Ulusal ölçekte oluşturulacak bu yapının, kazaların önlenmesi için gerekli risk haritalarını çıkarması, gerekli planlamaları ve eğitimleri koordine etmesi, ilgili yasa ve yönetmelikleri tekrar gözden geçirerek sahanın ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden düzenlemesi ve iş güvenliği kültürünün geliştirilmesi için çalışmalar yapılması gerekir.[/FONT]
[FONT=&quot]İş güvenliği denetiminden birinci derecede sorumlu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yaşanan iş kazalarının önlenebilmesi için görevlerini tam olarak yerine getirmemesi ve yasal mevzuatlarda yapılacak düzenlemelerle denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekirken, denetimin özelleştirilmesi ve ticarileştirilmesi, iş güvenliği mühendislerinin görev, yetki ve sorumluluklarının net olarak tanımlanmaması, ilgili meslek odalarının görüşlerinin dikkate alınmaması üzülerek söylemek zorundayım ki bu sayıyı katlayarak geçecektir. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının madencilikten sorumlu birimi olan Maden İşleri Genel Müdürlüğüne, yasayla, ""madencilik faaliyetlerinin iş güvenliği ve işçi sağlığı ilkelerine uygun yürütülmesini takip etme"" görevi de verildiği halde bu kuruluşun, madencilik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik olarak yeniden yapılandırılmaması , iş güvenliğiyle ilgili denetim birimini oluşturmaması, personel kadrosu gerek nicelik gerekse nitelik bakımından geliştirmemesi sonucu bu konuda denetim yapmamaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, denetim elemanı olarak yararlanacağı maden mühendisi kadrolarını çoğaltarak denetimlerini artırmalıdır. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Maden Mühendisleri Odasının görevi ve yasal hakkı olan mesleki denetiminin de engellenerek üye denetimini yeterince yapamamasının da sorunların çözümünü zorlaştıran diğer bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Tüm maden işletmelerinde maden üretimi, mutlaka en az bir maden mühendisi nezaretinde yapılmalıdır. İşyerinde daimi olarak maden mühendisi bulundurmayan işletmelere üretim izni verilmemelidir.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Ve emeğe saygı göstermesini ne zaman öğrendik ,işte bu sayı hiçe kadar düşecektir.[/FONT]
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Madenciliğin;[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]- Gayri Safi Dünya Hasılasının yüzde 1'i kadar ekonomik değer yaratan,[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Kötü bir ekonomist.))[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Madenler yerinde bırakılması ve işletilmemesi durumunda ekonomiye katkı koyamayacağından bir doğal zenginlik unsuru olarak gösterilemez. Diğer yandan teknolojik gelişmelerle, bir çok malzemenin (hammadde) yerine ikame edilebilir malzemeler gündeme gelmekte, böylece zamanında ve ekonomik değer taşıdığı süreçte üretime alınamayan bir hammaddenin ikame malzemeler nedeniyle ekonomik değerini yitirmesi olasıdır. Bu durum, yer altı kaynaklarının ekonomiklik sürecinde hemen üretilmesi gereğini ortaya koymaktadır. Gelişmiş ülkelerin ekonomi tarihi incelendiğinde madenler ve madenciliğin kalkınmaya çok önemli katkısı açıkça görülmektedir.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Madencilik; emek yoğun bir istihdam gerektirdiğinden işsizliği azaltır. Kırsal kesimden göçleri önleyici ve gelir dağılımını düzenleyici bir etkisi bulunmaktadır. Ülkelerin kalkınmalarında lokomotif görevi görürler. Bu nedenlerle, madencilik ile ilgili politikaların gelecek nesillerin haklarının da kollanarak tayin edilmesi gerekmektedir. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Yapıldığı bölgelere sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan önemli katkılar sağlar. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Madencilik; petrolden kömüre,demirden altına,kuvarstan elmasa,kumdan çimentoya,yeraltı sularından sıcak sulara (jeotermal enerji) kadar aklınıza gelen ve gelmeyen her türlü cevherleşmeyi tabiri caizse taştan toprağa kadar her şeyi kapsamaktadır. [/FONT]
[FONT=&quot]Tüm bu ürettikleri ile bugünkü teknolojimizin ,sanayimizin,yaşam koşullarımızın temelini oluşturan bu sektörün yarattığı katma değeri nasıl hesaplamış merak ediyorum.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Madenciliğin;[/FONT]
[FONT=&quot]
- Maden işleme esnasında atmosfere 19 milyon ton (dünya toplam emisyon hacminin yüzde 13'ü) sülfür dioksit karıştıran,[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Hiçbir maden işletmesi ama hiçbir maden işletmesi madenlerin çıkarılıp zenginleştirilmesi aşamaları da dahil olmak üzere sülfür dioksit üretmez.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Sülfür dioksit salını mı madenlerin çeşitli sanayilerde enerji,mamul madde üretimi sırasında oluşur ki bu da madencilik aşamasından sonradır. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Örneklemek gerekirse;[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Petrol:Yer altındaki petrolü bulup çıkarmak madencilik faaliyetidir.[/FONT]
[FONT=&quot]Rafineriye nakli,burada işlenerek,motorin,benzin… vs elde si ( sülfür dioksit salını mı) madencilik faaliyeti değildir.[/FONT]
[FONT=&quot]Hele bu yakıtları kullanmak suretiyle atmosfere sülfür dioksit salını mı yapmak hiç değildir.[/FONT]
[FONT=&quot]Kömür içinde,Pirit içinde,kükürt içinde doğalgaz içinde geçerlidir.

[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Madenciliğin;[/FONT]
[FONT=&quot]
- Hava, su ve biyolojik çeşitlilik gibi asli doğal kaynaklarımızı önemli ölçüde tahrip eden ve insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden bir sektördür.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Bu konuyla ilgili yukarıdaki açıklamalarıma ek olarak ;

[/FONT]
[FONT=&quot]Sanayileşmenin ve kalkınmanın temel unsuru olan yeraltı kaynaklarımızın değerlendirilmesi için madencilik faaliyetlerini yürütme zorunluluğu vardır. Yürütülen madencilik faaliyetleri, mühendislik disiplini ile gelişmiş teknolojiler kullanılarak en üst düzeyde katma değer üreterek topluma fayda sağlamalıdır. [/FONT]
[FONT=&quot]
Madencilik faaliyetleri, ekonomik değeri olan cevherin veya hammaddenin üretilmesi için doğadan ödünç alınan arazinin geçici olarak kullanıldığı faaliyetlerdir. Bu nedenle madencilik faaliyetleri sonrası kullanılan arazinin, o yörenin kullanılmadan önceki durumu da göz önüne alınarak sosyal, ekonomik, kültürel ve ekolojik değerleri ile birlikte en uygun şekilde düzenlenmesi yapılmalıdır. [/FONT]
[FONT=&quot]
Madencilik faaliyetleri ile bozulan arazilerin doğaya yeniden kazandırılması genel olarak planlama ve uygulama aşamalarını içerir. Bu kapsamda planlama aşaması, madencilik faaliyetlerinin planlaması ile başlaması gereken çok disiplinli mühendislik çalışmalarıdır. Doğaya yeniden kazandırma uygulama çalışmaları madencilik faaliyetleri ile birlikte yapılan plan çerçevesinde yürütülmelidir. [/FONT]
[FONT=&quot]
Madencilik faaliyetleri ile bozulan arazilerin doğaya yeniden kazandırılması çalışması bölgenin ağaçlandırılması çalışmaları yanında, arazinin etkin kullanımı için yöre halkının öncelikleri de göz önünde bulundurarak alternatif değerlendirmelerin yapıldığı çok yönlü mühendislik çalışmalarıdır.

[/FONT]
[FONT=&quot]Bu konuda yapılacak yasal çalışmalarla ilgili odaların (TMMOB ve sendikaların) üniversitelerin görüşü alınarak HALKIMIZ yararına uygun düzenlemeler yapılması ülkemizin ve sektörün yararına olacaktır.
[/FONT]
[FONT=&quot]Her şeye rağmen madencilik yapılsın düşüncesi ne kadar yanlışsa, hiçbir şekilde madencilik yapılmasın düşüncesi de en az o kadar yanlış ve tehlikeli bir yaklaşımdır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Unutmadan;[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Yer altı madenciliği emekçileri birleştirir.[/FONT]
[FONT=&quot]Yeraltında türk,laz,kürd,ermeni,rum,çerkez…. yoktur.[/FONT]
[FONT=&quot]Emekçi vardır.Canlar birbirine emanettir.[/FONT]
[FONT=&quot]Yerin altında öğleyin yemek için çıkınlar ortaya serilir,beraberce. [/FONT]
[FONT=&quot]Yemekten sonra da ;[/FONT]
[FONT=&quot]Nol’cak bu memleketin hali denir.))) [/FONT]
[FONT=&quot]Aynı rakı gibi.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Altın konusunu da başka bir zaman da devam etmek üzere kısa kesiyorum ki,[/FONT]
[FONT=&quot]Aydın Havası olsun.))[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Umarım sizleri sıkmamışımdır.[/FONT]
[FONT=&quot]Sevgi ve saygılarımla. [/FONT]
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
paylaşım için teşekkürler sayın mühendis,

neyin ne için ne kadar üretilmesi gerekmektedir? bu soruya bilimsel/toplumsal/kültürel yanıtlar bulmak gerekiyor.

doğal kaynaklar sınırsız değil!!!
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
mühendis rica ederim altından da bahsedin, yazdıklarınızı sıkılmadan okudum
teşekkürler
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Anadolu zengin maden yatakları sayesinde uygarlıklar tarihinde her zaman madenciliğin beşiği ve öncüsü olmuştur.Dünyadaki ilk bakır , demir ve kurşun maden işletmesi ile ilk metalürjik uygulama Anadolu da yapılmıştır.Altından yapılmış süs eşyaları MÖ.5000 yıllarında Anadolu da kullanılmıştır.
Dünyada ilk altın para MÖ.550 yıllarında Salihli-Sart yöresinde hüküm süren Lidya kralı Krezüs tarafından basılmıştır.
Osmanlılar dönemi boyunca işletilen altın ve gümüş madenleri hazine için zenginlik kaynağı olmuştur.
1.Dünya Savaşı ‘nın başlamasıyla birlikte durdurulan Çanakkale-Kartaldağı-Astyra madeni Osmanlı döneminde işletilen son altın madenidir.
Cumhuriyet’imiz döneminde (1933) kurulan ilk madencilik kurumu Altın Arama ve İşletmesi İdaresi’dir.

Sanırım bu kadar tarih bilgisi yeterli olmuştur.
Yalnız sınav var,ona göre.
Söylemedin, demeyin.

Şaka,şaka…
Mahsuscuktan söyledim.




Şimdilik tarihi yukarıda bırakalım.

Altın, doğada iki şekilde bulunur.


1.Bazı minerallerle beraber (Kalkopirit,Arsenopirit,Galen.. gibi) bileşik olarak.
Örneğin; Kalkopirit bakır mineralidir.Bakır eldesin de kullanılır.İçindeki altında elektroliz yöntemiyle alınır.
2.Nabit altın olarak ; bazı Cevher (Kuvarsların içindeki boşluklarda) ve toprak içersinde serbest olarak bulunur.(Plaser yataklanma) Çeşitli büyüklüklerde.


Şimdi tarihi buraya alalım.


Ne demiştik?
Anadolu da çok eski zamanlardan bu yana altın madenciliği yapılmakta.Onlarca uygarlık zenginlik ve gücün sembolü olan bu soy metali aramış bulmuş ve işletmiş.
Sadece doğada serbest halde bulunan nabit altını.Makroskopik ölçülerdeki altını.(100 mikron üzeri)

Açarsak;
gözle görülebilen küçüklükteki tanelere kadar bulabildiklerini alıp işlemişler.
Basit fizik kurallarını uygulayarak.Hani kovboy filmlerin de görmüşsünüzdür.


Nehir kenarın da bir çanak içine nehir yatağından aldığı toprağı suyla karıştırıp sallayarak üst kısmını atan altın arayıcılarını.
Veya bir oluktan suyla toprağı beraberce akıtanını.

Metot doğrudur.Burada yapılan işlem özgül ağırlık farkından yararlanmaktır.
Altının özgül ağırlığı =19,3 gr/cm3
Diğer taş toprağın ortalama özgül ağırlığı =3-4 gr/cm3
Biz [FONT=&quot]gravimetrik[/FONT] metotlar diyoruz.

Geriye kalan küçük ve gözle fark edilemeyenler(100 mikron altı) ile birleşik halde olan altını işletememişler.
Bilgi ve teknoloji olmadığı için.

Metallerle birleşik halde bulunan altının elektroliz yöntemiyle elde edildiğini söylemiştim.
Geriye ne kaldı?
Bilgi ve teknoloji olmadığı için çok küçük tane boyutundaki serbest haldeki nabit altın.

Açalım;
[FONT=&quot]Madenler, bulundukları yerde, topoğrafik yapıya, madenin yer kabuğunda bulunduğu derinliğe, oluşum ve yataklanma durumuna bağlı olarak yerüstü (açık) işletme veya yeraltı (kapalı) işletme yöntemleri uygulanarak işletilirler.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Altın madeni ile ilgili ocak işletmeciliğinde de diğer metal madenlerinde yürütülen işletme yöntemleri uygulanır. Altın için farklı bir ocak işletme yöntemi uygulanmaz.[/FONT]
[FONT=&quot]Madenlerin işletilmesi sırasında deliciler, patlayıcı maddeler (dinamit, anfo), kırıcılar, yükleyiciler, sabit yada hareketli taşıma üniteleri ile araçları kullanılır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Altın içeren yataklar ;[/FONT]
[FONT=&quot]Bu yöntemlerden biri veya ikisi kullanılarak altın içeren malzeme kazılır.[/FONT]
[FONT=&quot]Çeşitli kırıcı ve öğütücülerden geçirilir.[/FONT]
[FONT=&quot]Bundan sonra LİÇ yöntemiyle zenginleştirme devreye girer.[/FONT]
[FONT=&quot]Yaygın olarakta Siyanür kullanılır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Elde edilen malzeme, Liç havuzlarında su ile seyreltilmiş Siyanür ile karıştırılır.(Siyanür liçi)[/FONT]
[FONT=&quot]Altının siyanür içinde çözelmesi için 8 saat ile 1 ay arasında bekletilir .[/FONT]
[FONT=&quot]Sonra bu çamur içersindeki siyanür çözeltisi proses işlemleri ile alınır.(tamamı alınamaz) [/FONT]
[FONT=&quot]Alınan bu siyanür çözeltisi kalsine edilir ve ardından potalarda eritilerek dore ürün dediğimiz, %20-30 tenörlü altın kazanılır.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu ürün elektroliz yöntemiyle %99 saflığa eriştirilerek 24 ayarlık altın haline getirilir.[/FONT]
[FONT=&quot]Gümüşte aynı şekilde üretilmektedir.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Geriye atık malzeme kalır. Siyanür içeren bu çamur (Atık malzeme) daha sonra atık barajlarında depolanır.[/FONT]
[FONT=&quot]İşte tüm sorun ve çelişkiler (ekolojik ve sosyolojik) bu aşama da ortaya çıkmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Siyanür içeren atıkların zararlı çevresel etkilerinin önlemesi için doğal, kimyasal ve biyolojik bozundurma yöntemleri uygulanır.Uygulanacak yöntemin belirlenmesinde, artığın özellikleri ile tesisin bulunduğu bölgenin jeolojik ve coğrafik özellikleri, iklim koşulları dikkate alınır ve gerekli durumlarda birden fazla yöntem birlikte kullanılır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Atıkların, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyecek biçimde depolanmaları için iki temel ilke kapsamında atık yönetimi planlanır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]1. Doğal Bozundurma · Buharlaşmanın yağıştan yüksek olduğu iklimlerde uygulanır. · Malzeme, atık havuzlarına yayılarak doğal koşullarda (güneş ışınları, devinim, bakteri, v.b. etkisiyle) bozunmaya terk edilir. · Atık havuzu, tabanı ve yanlarından çevreye sızmayı önleyecek şekilde kil ve jeomembran ile takviye edilir. Pratikte, bu iki malzeme üst üste serilerek sızdırmazlık sağlanır.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]2. Kimyasal Bozundurma · Yağışın buharlaşmadan yüksek olduğu iklimlerde uygulanır. · Siyanürlü çözelti, kapalı ortamda çeşitli kimyasal maddelerle işleme tabi tutularak bileşenleri olan azot ve karbondioksite ayrıştırılır. Ayrıca ağır metallerde en kararlı fazlarına getirilir. Bozundurma sonucunda çıkan atık çözelti baraja, barajdan da istenirse tesise geri beslenir.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]Toprak dedeye gelirsek;

- Yılda yaklaşık 2.500 ton üretilmektedir.

Sanırım çok çok yanılıyor.
Çok daha fazlası üretiliyor.
Afrika ve güney Amerika da altınca zengin ülkelerin kaynaklarını sömüren emperyalistler ve işbirlikçileri 10 birim olan üretimlerini 1 birim olarak göstermektedirler.

- Satışa hazır 1 ton altın elde etmek için 300.000 ton atık üretilir. Başka bir değişle altın bir alyans için ortaya çıkan atık miktarı 3 tondur. Bu atıkların çoğu siyanür ve kimyasal maddeler içerir.

Bu miktar doğrudan doğruya cevherli zon içersindeki altın tenörüne bağlıdır.
Kesin bir rakam vermek yanlıştır.Örneğin;
10 ppm tenörlü bir altın yatağında bu rakam, 100.000 ton atık demektir.


- Siyanürle işleme yöntemi 1800'lerin sonlarında Amerikalı kimyagerler tarafından keşfedilmiş ve o tarihten beri dünyadaki tüm altın madenleri bu yöntemle işlenmiştir.
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]1846 yılında altının siyanürlü çözeltilerde çözündüğü Elsner tarafından bulunmuştur. Siyanürün kontrollü parçalanması ve doğal olarak bozundurmada ki kolaylıklar nedeniyle uzunca bir süredir kullanılmaktadır. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Dünyada altın üretiminin yaklaşık %85‘i siyanür liçi ile yapılmaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot]Altının yataklanma özelliklerine göre bazı durumlarda (plaser yataklarda) altın kazanımı (iri taneli/makroskopik . 100 mikron üzeri )kimyasal madde kullanılmadan kırma, eleme, yıkama, sulu ayırıcılar (siklon) ve sallantılı masalar kullanıp, gravimetrik özelliklerden yararlanılarak zenginleştirme yapılmaktadır. (İzmir –Efem çukuru 13 ppm )[/FONT]

- Siyanür hiçbir zaman doğadan tam olarak temizlenmez.

Doğanın kendisi siyanür fabrikası.
Dağ çileği yediniz mi?
Hele reçeli. Harikadır.
Meyva olarak fazla yemeye gelmez.Karın ağrısı yapar ve barsakları hemen bozar.
Siyanür içerir.
Ya acı badem?
Kullandığımız sofra tuzları….

- İçinde yüzde 2'lik siyanür solüsyonu olan bir tatlı kaşığı su, yetişkin bir insanı rahatlıkla öldürebilir.

Çok daha azı. 0,1 mgr

- 1983-1999 yılları arasında ABD'de siyanür kullanımı üçe katlayarak, 130 milyon kilograma ulaştı. Bu miktarın yüzde 90'ı altın madenciliğinde kullanılıyordu.

130.000 ton siyanür? Yine yanlış bir rakam.

Ülkemiz de bile yıllık 300.000 ton siyanür kullanılırken.(90 .000 tonu Petkim de üretilmektedir.)
Bu 300.000 tonluk siyanürün sadece ve sadece 3.500 tonu, madencilikte yani iki altın ve bir gümüş madeninde kullanılmaktadır.(2008 yılı rakamları)
Peki geriye kalan, 296.500 tonu nerede kullanılıyor?

Tekstil,plastik,ilaç,boya,metal işlemeciliği[FONT=&quot] ,sentetik kauçuk ve plastik üretimi.[/FONT]

- ABD'nin batı bölgelerinde maden atıkları yüzünden bugüne kadar yaklaşık 26.000 kilometre akarsu ve nehir kirlenmiştir.

Beni hiç ilgilendirmiyor.Hatta beter olsunlar bile diyebilirim.))

- 2000 yılında Romanya'daki Baia Mare madeninden 20.000 ton siyanür Tisza nehrine ve oradan Tuna nehrine kaza ile döküldü. Sonuç; 1.240 ton balık ölmüş, 2,5 milyon insanın yararlandığı su kaynağı kirlenmişti. Bu olay Çek ve Alman parlamentosu siyanürlü altın madenciliğini yasaklamasıyla sonuçlandı.


Hayır. 120 ton siyanür içeren 100.000m3 atık su dökülmüştür.

- Dünyada yeraltında bulunduğu tahmin edilen altının üç katı, yani 150.000 ton altın kasalarda ve yatırımcıların çekmecelerinde bulunuyor.

Bu rakamı nasıl verdiğini merak etmekteyim?

- Bu miktar 17 yıl talebi karşılamaya yetecektir. İşlenen altının yüzde 80'i ziynet eşyası olarak kullanılmaktadır.

Talep?
Arz ne kadar?

%80 ziynet?
Sanırım tersine olacak.

Ülkem insanının altını ziynet eşyası olarak almasındaki asıl amaç kötü günlerinde harcayabileceği ve değerini kaybetmeyecek bir yatırım aracı olarak görmesidir.
Hatta sarrafa gittiğinde işçiliği en az olan bilezik,çeyrek,yarım ,tam,beşi bir yerde denilen altın alır.Satarken işçiliğinden zarar etmeyeyim diye.

-Bugüne kadar yeryüzünden çıkarılan bütün altının yarıdan fazlası hükümetlerin ve merkez bankalarının elindedir.

Belki de daha fazlası.

-Sonuç olarak bana, "Biz de bir şeyler yapmak istiyoruz. Ne önerirsiniz?" diyen hanım dostlarıma;


Ülkem insanlarına önerimi ise ,sevgili Nevzatın sorusuna da karşılık olmak üzere bu yazıdan sonra yapacağım.

Sevgi ve ışıkla kalınız.
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Sanırım çok çok yanılıyor.
Çok daha fazlası üretiliyor.
Afrika ve güney Amerika da altınca zengin ülkelerin kaynaklarını sömüren emperyalistler ve işbirlikçileri 10 birim olan üretimlerini 1 birim olarak göstermektedirler.

- söylediğinden çok daha vahim durum söz konusu.

Bu miktar doğrudan doğruya cevherli zon içersindeki altın tenörüne bağlıdır.
Kesin bir rakam vermek yanlıştır.Örneğin;
10 ppm tenörlü bir altın yatağında bu rakam, 100.000 ton atık demektir.

- Söylenen şeylerin niteliğnii değiştirmiyor sanırım. Rakamdaki hata çıkan atığın aslında küçük boyutlarda olduğunu göstermiyor.

1846 yılında altının siyanürlü çözeltilerde çözündüğü Elsner tarafından bulunmuştur. Siyanürün kontrollü parçalanması ve doğal olarak bozundurmada ki kolaylıklar nedeniyle uzunca bir süredir kullanılmaktadır.

Dünyada altın üretiminin yaklaşık %85‘i siyanür liçi ile yapılmaktadır.
Altının yataklanma özelliklerine göre bazı durumlarda (plaser yataklarda) altın kazanımı (iri taneli/makroskopik . 100 mikron üzeri )kimyasal madde kullanılmadan kırma, eleme, yıkama, sulu ayırıcılar (siklon) ve sallantılı masalar kullanıp, gravimetrik özelliklerden yararlanılarak zenginleştirme yapılmaktadır. (İzmir –Efem çukuru 13 ppm )

- ve evet.. Karaca da aynı şeyi söylüyor.. Genel olarak bu yöntem kullanılıyor.

Doğanın kendisi siyanür fabrikası.
Dağ çileği yediniz mi?
Hele reçeli. Harikadır.
Meyva olarak fazla yemeye gelmez.Karın ağrısı yapar ve barsakları hemen bozar.
Siyanür içerir.
Ya acı badem?
Kullandığımız sofra tuzları….

- kendisi siyanür fabrikası da, kimyasal ayrıştırma aracı siyanür solüsyonuyla farklı mı ki? yiyince ölmediğimize göre farklı.. keza bi sonrakinde demişsin ki:

Çok daha azı. 0,1 mgr (öldürür).

- Karaca az bile söylemiş altın sektörüne.


130.000 ton siyanür? Yine yanlış bir rakam.

Ülkemiz de bile yıllık 300.000 ton siyanür kullanılırken.(90 .000 tonu Petkim de üretilmektedir.)
Bu 300.000 tonluk siyanürün sadece ve sadece 3.500 tonu, madencilikte yani iki altın ve bir gümüş madeninde kullanılmaktadır.(2008 yılı rakamları)
Peki geriye kalan, 296.500 tonu nerede kullanılıyor?

Tekstil,plastik,ilaç,boya,metal işlemeciliği ,sentetik kauçuk ve plastik üretimi.

- Araştırmak lazım, hangi istatistik doğru..

Beni hiç ilgilendirmiyor.Hatta beter olsunlar bile diyebilirim.))

- İşte bu noktada diyecek lafım yok.. Bunun büyük ölçekli zararlarını düşünmek yada düşünmemek sizin elinizde. Hadi oradaki insanlardan ölmelerini isteyecek kadar nefret etmenizi anlarım, kin dolu kalbin olabilir bunu da anlarım, insanların acılar içersinde ölmesine sebep olabilecek atıkların etkisine maruz kalmasını isteyecek kadar öfkeli olursun onu da anlarım, ordaki diğer canlıların hayatlarına son verilmesini de mi doğal karşılarsınız ki? hümanizmin değerini anlamalı..

Hayır. 120 ton siyanür içeren 100.000m3 atık su dökülmüştür.

- Peki bunlar doğru mu? Sonuç; 1.240 ton balık ölmüş, 2,5 milyon insanın yararlandığı su kaynağı kirlenmişti. Bu olay Çek ve Alman parlamentosu siyanürlü altın madenciliğini yasaklamasıyla sonuçlandı.
He bakarsınız 1.240 ton değildir de 1.239 tondur.. 2.5 değil de 2.51 milyondur..
düzeltmeyi seviyorsunuz ya..



Talep?
Arz ne kadar?

%80 ziynet?
Sanırım tersine olacak.

Ülkem insanının altını ziynet eşyası olarak almasındaki asıl amaç kötü günlerinde harcayabileceği ve değerini kaybetmeyecek bir yatırım aracı olarak görmesidir.
Hatta sarrafa gittiğinde işçiliği en az olan bilezik,çeyrek,yarım ,tam,beşi bir yerde denilen altın alır.Satarken işçiliğinden zarar etmeyeyim diye.

- Talep piyasa koşullarında ortalama olarak bellidir..
Arz da siyanürün zararlarına maruz kalan insan sayısıyla orantıldır..
Tüm o altınlar da birbirlerine hava atmak için kullanılır "ek olarak". Neyse ne.. Zİynet eşyadır bunun adı..


Belki de daha fazlası.

- Belki de..





Tüm konularda düzelttiğiniz bilgilerin doğru bilgilerle yer değiştirdğini iddaa eder çabalar içerisindesiziniz.. Kemalizm ve Marksisizmle ilgili düşüncelerden sonra Hayrettin Karaca istatistiklerine sizinkilerden daha çok güvenirim.. Maden evet işçilerin beraber oldukları yerdir.. Ama işçiler her yerde birdir.. bugün Türk-İş gibi devlet eliyle kurulan yandaş bir sendika bile işçilerin haklarını savunur olmuşken, ülkede Kürt Türk ayrıştırılırken orada herkes omuz omuza.. İşçinin sınıf bilincidir bu.. Bunun olması için bir alanın götürürlerinin görmezden gelinmesi gerekmez.. Söylenen de zaten kapatalım madenleri değildir..

Yazılarınızı fuzuli laflarla doldurup eğleniyor olabilirisiniz.. Ama bunlar eğlence değil ciddiyet isteyen mevzular..
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Bir daha okumanızı önersem de fayda etmeyeceğini anlamış bulunmaktayım.[/FONT]
[FONT=&quot]Neden mi?[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Tüm konularda düzelttiğiniz bilgilerin doğru bilgilerle yer değiştirdğini iddaa eder çabalar içerisindesiziniz.. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Eğer ,alıntı da olsa bir yazı gönderdiyseniz bununla ilgili eleştiri olabileceği gerçeğini hiçbir zaman göz ardı etmemelisiniz.[/FONT]
[FONT=&quot]Ki bu eleştiriler somut bilgilerle yapılmışsa .Burada amacım madenciliği bilimsel olarak birazcık göstermekti.[/FONT]
[FONT=&quot]Sanırım sizden başka herkes bunu anladı.(Benim kuruntum da olabilir)[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Sizden de bu şekilde bir eleştiri beklerdim. [/FONT]
[FONT=&quot]Beklemenin hata olduğu bilmeme rağmen.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Kemalizm ve Marksisizmle ilgili düşüncelerden sonra Hayrettin Karaca istatistiklerine sizinkilerden daha çok güvenirim.. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Kemalizm ve Marksizm ile ilgili düşüncelerim? [/FONT]
[FONT=&quot]Bu konuyla bir İlgi kuramıyorum.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Ama...

Evet ama eğer benimle tartışacaksanız, eğer burada tartışmanın da etiğini uygulayacaksanız, en genel söylemle 'tez + antitez = sentez' biçimli olmak ve verilerini de koymak zorundasınız.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]Şimdi; [/FONT]
[FONT=&quot]O çok güvendiğiniz Hayrettin Karaca için;

[/FONT]
[FONT=&quot]Toprak Dede’nin madencilik sektörünün enerji konusundaki iddialarının ne derece yanıltıcı olduğu ve tekstilci olan kendilerinin de içinde yer aldıkları tekstil sektörünün ne kadar enerji tükettiğini ve oranını neden açıklamadığı da gayet ilginç.[/FONT]
[FONT=&quot]diye yazmıştım.Bırakın araştırma zahmetine bununla ilgili soru/yanıt bile yok.[/FONT]
[FONT=&quot]Şimdi daha da ileri giderek;[/FONT]
[FONT=&quot]1.Geçmişini ve hangi sınıfa dahil olduğunu araştırdınız mı?[/FONT]
[FONT=&quot]2.Tema vakfı nı kurduktan sonra hangi kamu kuruluşlarının yönetim kurulunda görev aldığını ve ne kadar huzur hakkı vs ücret aldığını araştırdınız mı?[/FONT]
[FONT=&quot]Konumuzla ilgili olanı ben söyleyeyim.[/FONT]
[FONT=&quot]NİTRO-MAK yönetim kurulu üyeliği(Nitronobel ile MKE ortak olduğu Dinamit,Anfo vb -,patlayıcı madde üretimi)[/FONT]
[FONT=&quot]3.Erozyonu önlemek adı altında her yere meşe dikilmesi kampanyasıyla ekolojik katliama sebep olduğunu araştırdınız mı?[/FONT]
[FONT=&quot]4.Yine bu vakıf sayesinde hangi özel şirketlerin yönetim kurulu üyesi olduğunu araştırdınız mı?[/FONT]
[FONT=&quot]5.2B Orman arazilerinin satışı ile ilgili yaygara koparttıktan sonra bu gün gelinen noktada(ki bu arazilerin kadastrosal ölçümleri hemen hemen bitirilmiş olup hazineye devri başlamıştır.) neden sesini çıkartmadığını sorguluyor musunuz?[/FONT]
[FONT=&quot]Tüm bunları sorguladıysanız ve hala düşüncelerinizde ısrarlı iseniz ,Toprak dedenin istatistiklerine güvenmeye devam edebilirsiniz.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Güvenmek sizin özgülünüze denk düşer ve ben buna saygı duyarım.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu sizin (günümüzde) en doğal özlük haklarınızdan, ya da amiyane bir tabir ile en 'kutsal hakkınızdır![/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Maden evet işçilerin beraber oldukları yerdir.. Ama işçiler her yerde birdir.. bugün Türk-İş gibi devlet eliyle kurulan yandaş bir sendika bile işçilerin haklarını savunur olmuşken, ülkede Kürt Türk ayrıştırılırken orada herkes omuz omuza.. İşçinin sınıf bilincidir bu.. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Yer altı madenciliği emekçileri birleştirir.
Yeraltında türk,laz,kürd,ermeni,rum,çerkez…. yoktur.
Emekçi vardır.Canlar birbirine emanettir.
Yerin altında öğleyin yemek için çıkınlar ortaya serilir,beraberce.
Yemekten sonra da ;
Nol’cak bu memleketin hali denir.)))
Aynı rakı gibi.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Hayır.Sınıf bilinci değil.[/FONT]
[FONT=&quot]Söylediğim gibi; [/FONT]
[FONT=&quot]Can.[/FONT]
[FONT=&quot]Her dakika ölüm tehlikesi altında oldukları için. [/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Ama bir sınıf bilinci gelişti ![/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]İşçi ve emekçi sınıfı,şimdi tevekkül sınıfına dahil olmaktadırlar.[/FONT]
[FONT=&quot]Asgari ücretle çalışan insanlara,ek ücret olarak Allah sevgisi verilmektedir.[/FONT]
[FONT=&quot]Sömürü tevekkülle damarlara girmiştir…[/FONT]
[FONT=&quot]İsyan ve hak arama yoktur… Razı olmak vardır…[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Bunun olması için bir alanın götürürlerinin görmezden gelinmesi gerekmez.. Söylenen de zaten kapatalım madenleri değildir.. [/FONT]
[FONT=&quot]Bir daha okusanız?

Yazılarınızı fuzuli laflarla doldurup eğleniyor olabilirisiniz.. Ama bunlar eğlence değil ciddiyet isteyen mevzular..[/FONT]
[FONT=&quot]İşte bu konuda hakkınızı teslim ediyorum.[/FONT]
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Hayrettin Karaca'yı yeterince araştırmadım.. Tanımıyorum..
Araştıracağım.. Tanıyacağım..

Teşekkür ederim..
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Sevgili Necdet haklı olarak;


‘’neyin ne için ne kadar üretilmesi gerekmektedir? bu soruya bilimsel/toplumsal/kültürel yanıtlar bulmak gerekiyor.

doğal kaynaklar sınırsız değil!!! ‘’


soruyor.

Bu o kadar önemli bir soru ki,sanırım duyarlı herkesin ortak paydası.
Çok teşekkür ederim.

Her şeyden önce temel gerçekleri ortaya koymalıyız.

Madenler YENİLENEMEYEN kaynaklarımızdır ve gelecek kuşaklarımızın bize emanetidir.
Biz bu emaneti halkımızın yararı için en iyi şekilde değerlendirmek ve kullanmak zorundayız.

Tüm bunları nasıl yapabiliriz?

Sanayileşmenin ve kalkınmanın temel unsuru olan yeraltı kaynaklarımızın değerlendirilmesi için yürütmek zorunda olduğumuz madencilik faaliyetleri, mühendislik disiplinleri ile gelişmiş teknolojiler kullanılarak UÇ ÜRÜN eldesiyle en üst düzeyde katma değer üretmelidir.


Açarsak; Emperyalizme ucuz hammadde sağlayan değil, ürettiğimiz hammaddeleri işleyerek uç ürün haline getirerek yapabiliriz.


Örnek verirsek;
Kuvars cevheri: Cam,seramik,filtre,bilgisayar çipleri,döküm,demir-çelik vs gibi çok çeşitli sanayilerde hammadde olarak kullanılmaktadır.

Ürettiğimiz kuvarsı hammadde-yarı mamul (Granül,mikronize) olarak değil de bu sanayilerde elde edilen mamul haline getirerek (Züccaciye gibi,ferrosilikon gibi,) en üst düzeyde katma değer üretmiş oluruz ve böylece daha az kuvars üretimi ile çok çok fazla katma değer yaratarak toplum yararını gözetebiliriz.

Bunu tüm diğer madenler için tek tek veya bileşkeli (Demir+krom gibi ,demir+karbon gibi.. vb) olarak genişletebiliriz.

Madencilik faaliyetleri, ekonomik değeri olan cevherin veya hammaddenin üretilmesi için doğadan ödünç alınan arazinin geçici olarak kullanıldığı faaliyetlerdir. Bu nedenle madencilik faaliyetleri sonrası kullanılan arazinin, o yörenin kullanılmadan önceki durumu da göz önüne alınarak sosyal, ekonomik, kültürel ve ekolojik değerleri ile birlikte en uygun şekilde düzenlenmesi yapılmalı ki gelecek kuşakların bize emaneti olan ekolojiyi de bozmamış oluruz .
 

rainbow64

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
331
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
Tüm bunların bilinmesine rağmen hala ülkemizdeki altın rezervlerinin kullanılması konusunda hem hükümetten belli bir yaptırım gelmiyor hem de para tuzağına düşürülen vatandaşlarımız ne yazık ki bir süre sonra artık altın madeni ile ortak oluyor ve kan emici şirketlerin birer koruyucusu haline geliyor.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst