- Konbuyu başlatan
- #1
Madencilik;
- Dünyadaki enerjinin yüzde 10'unu tüketen,
- Dünyada el değmemiş ormanların yüzde 40'ını tehdit eden,
- Her gün ortalama 40 madencinin ölümüne sebebiyet veren,
- Gayri Safi Dünya Hasılasının yüzde 1'i kadar ekonomik değer yaratan,
- Maden işleme esnasında atmosfere 19 milyon ton (dünya toplam emisyon hacminin yüzde 13'ü) sülfür dioksit karıştıran,
- Hava, su ve biyolojik çeşitlilik gibi asli doğal kaynaklarımızı önemli ölçüde tahrip eden ve insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden bir sektördür.
Sektörün işlediği en belli başlı madenler, demir, bakır, çinko, kurşun, alüminyum ve altındır. Çıkarılan madenlerin büyük çoğunluğu sanayi sektörüne hammadde oluşturur. Bu sebepten dolayı madenciliğin uygar toplumların gelişimine önemli katkılar getirdiği de yadsınamaz bir gerçektir. Bulunduğumuz ortamda etrafımıza kısaca bir göz atacak olursak, ne demek istendiği kolayca görülür. Bir anlamda vazgeçilmezdir. Ancak madencilik sektörünün çevreye etkileri bu yazının konusu olmadığı gibi, yukarıda bahsi geçen sorunlar için de geri dönüşümlü kullanma, farklı materyallerle ikame etme gibi çözümler de yavaş yavaş uygulamaya girmiş durumdadır. Fakat bu madenler arasında bir tanesi var ki, hem sanayide kullanım alanı olarak çok kısıtlı bir yer tutmakta, hem de çıkarılması ve işlenmesi esnasında doğaya en çok zararı o vermekte. Gelin beraber inceleyelim. Fayda – zarar maliyetine bakıldığında insanı dehşete düşürmüyor değil. Evet, ne yazık ki, özellikle hanımları ilgilendiren ve yüzde 80'i ziynet eşyası olarak kullanılan altın madeninden bahsediyorum.
Kısaca göz atacak olursak altın;
- Yılda yaklaşık 2.500 ton üretilmektedir.
- Satışa hazır 1 ton altın elde etmek için 300.000 ton atık üretilir. Başka bir değişle altın bir alyans için ortaya çıkan atık miktarı 3 tondur. Bu atıkların çoğu siyanür ve kimyasal maddeler içerir.
- Siyanürle işleme yöntemi 1800'lerin sonlarında Amerikalı kimyagerler tarafından keşfedilmiş ve o tarihten beri dünyadaki tüm altın madenleri bu yöntemle işlenmiştir.
- Siyanür hiçbir zaman doğadan tam olarak temizlenmez.
- İçinde yüzde 2'lik siyanür solüsyonu olan bir tatlı kaşığı su, yetişkin bir insanı rahatlıkla öldürebilir.
- 1983-1999 yılları arasında ABD'de siyanür kullanımı üçe katlayarak, 130 milyon kilograma ulaştı. Bu miktarın yüzde 90'ı altın madenciliğinde kullanılıyordu.
- ABD'nin batı bölgelerinde maden atıkları yüzünden bugüne kadar yaklaşık 26.000 kilometre akarsu ve nehir kirlenmiştir.
- 2000 yılında Romanya'daki Baia Mare madeninden 20.000 ton siyanür Tisza nehrine ve oradan Tuna nehrine kaza ile döküldü. Sonuç; 1.240 ton balık ölmüş, 2,5 milyon insanın yararlandığı su kaynağı kirlenmişti. Bu olay Çek ve Alman parlamentosu siyanürlü altın madenciliğini yasaklamasıyla sonuçlandı.
- Dünyada yeraltında bulunduğu tahmin edilen altının üç katı, yani 150.000 ton altın kasalarda ve yatırımcıların çekmecelerinde bulunuyor.
- Bu miktar 17 yıl talebi karşılamaya yetecektir. İşlenen altının yüzde 80'i ziynet eşyası olarak kullanılmaktadır.
Sonuç olarak bana, "Biz de bir şeyler yapmak istiyoruz. Ne önerirsiniz?" diyen hanım dostlarıma;
endüstriyel katkısı çok sınırlı ve çoğunlukla süs eşyası olarak kullanılan, altın bir alyans için geri dönüşümü olmayan 3 ton zehirli atık üreten, hem insan hem de çevre sağlığına büyük ölçüde zarar veren bu madeni, yavaş yavaş ebedi istirahatgahında bırakıp, kendimizi daha masum şeylerle süslemeyi öneriyorum. İnsan ve çevre sağlığına çok ciddi bir hayır yapmış oluruz.
Hayrettin Karaca
Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar
- Dünyadaki enerjinin yüzde 10'unu tüketen,
- Dünyada el değmemiş ormanların yüzde 40'ını tehdit eden,
- Her gün ortalama 40 madencinin ölümüne sebebiyet veren,
- Gayri Safi Dünya Hasılasının yüzde 1'i kadar ekonomik değer yaratan,
- Maden işleme esnasında atmosfere 19 milyon ton (dünya toplam emisyon hacminin yüzde 13'ü) sülfür dioksit karıştıran,
- Hava, su ve biyolojik çeşitlilik gibi asli doğal kaynaklarımızı önemli ölçüde tahrip eden ve insan sağlığını önemli ölçüde tehdit eden bir sektördür.
Sektörün işlediği en belli başlı madenler, demir, bakır, çinko, kurşun, alüminyum ve altındır. Çıkarılan madenlerin büyük çoğunluğu sanayi sektörüne hammadde oluşturur. Bu sebepten dolayı madenciliğin uygar toplumların gelişimine önemli katkılar getirdiği de yadsınamaz bir gerçektir. Bulunduğumuz ortamda etrafımıza kısaca bir göz atacak olursak, ne demek istendiği kolayca görülür. Bir anlamda vazgeçilmezdir. Ancak madencilik sektörünün çevreye etkileri bu yazının konusu olmadığı gibi, yukarıda bahsi geçen sorunlar için de geri dönüşümlü kullanma, farklı materyallerle ikame etme gibi çözümler de yavaş yavaş uygulamaya girmiş durumdadır. Fakat bu madenler arasında bir tanesi var ki, hem sanayide kullanım alanı olarak çok kısıtlı bir yer tutmakta, hem de çıkarılması ve işlenmesi esnasında doğaya en çok zararı o vermekte. Gelin beraber inceleyelim. Fayda – zarar maliyetine bakıldığında insanı dehşete düşürmüyor değil. Evet, ne yazık ki, özellikle hanımları ilgilendiren ve yüzde 80'i ziynet eşyası olarak kullanılan altın madeninden bahsediyorum.
Kısaca göz atacak olursak altın;
- Yılda yaklaşık 2.500 ton üretilmektedir.
- Satışa hazır 1 ton altın elde etmek için 300.000 ton atık üretilir. Başka bir değişle altın bir alyans için ortaya çıkan atık miktarı 3 tondur. Bu atıkların çoğu siyanür ve kimyasal maddeler içerir.
- Siyanürle işleme yöntemi 1800'lerin sonlarında Amerikalı kimyagerler tarafından keşfedilmiş ve o tarihten beri dünyadaki tüm altın madenleri bu yöntemle işlenmiştir.
- Siyanür hiçbir zaman doğadan tam olarak temizlenmez.
- İçinde yüzde 2'lik siyanür solüsyonu olan bir tatlı kaşığı su, yetişkin bir insanı rahatlıkla öldürebilir.
- 1983-1999 yılları arasında ABD'de siyanür kullanımı üçe katlayarak, 130 milyon kilograma ulaştı. Bu miktarın yüzde 90'ı altın madenciliğinde kullanılıyordu.
- ABD'nin batı bölgelerinde maden atıkları yüzünden bugüne kadar yaklaşık 26.000 kilometre akarsu ve nehir kirlenmiştir.
- 2000 yılında Romanya'daki Baia Mare madeninden 20.000 ton siyanür Tisza nehrine ve oradan Tuna nehrine kaza ile döküldü. Sonuç; 1.240 ton balık ölmüş, 2,5 milyon insanın yararlandığı su kaynağı kirlenmişti. Bu olay Çek ve Alman parlamentosu siyanürlü altın madenciliğini yasaklamasıyla sonuçlandı.
- Dünyada yeraltında bulunduğu tahmin edilen altının üç katı, yani 150.000 ton altın kasalarda ve yatırımcıların çekmecelerinde bulunuyor.
- Bu miktar 17 yıl talebi karşılamaya yetecektir. İşlenen altının yüzde 80'i ziynet eşyası olarak kullanılmaktadır.
Sonuç olarak bana, "Biz de bir şeyler yapmak istiyoruz. Ne önerirsiniz?" diyen hanım dostlarıma;
endüstriyel katkısı çok sınırlı ve çoğunlukla süs eşyası olarak kullanılan, altın bir alyans için geri dönüşümü olmayan 3 ton zehirli atık üreten, hem insan hem de çevre sağlığına büyük ölçüde zarar veren bu madeni, yavaş yavaş ebedi istirahatgahında bırakıp, kendimizi daha masum şeylerle süslemeyi öneriyorum. İnsan ve çevre sağlığına çok ciddi bir hayır yapmış oluruz.
Hayrettin Karaca
Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar