Kemalist Eğitim Sisteminin Temel Hedefleri

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Siyaset Meydanı kategorisinde VATANSIZ tarafından oluşturulan Kemalist Eğitim Sisteminin Temel Hedefleri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,650 kez görüntülenmiş, 54 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Siyaset Meydanı
Konu Başlığı Kemalist Eğitim Sisteminin Temel Hedefleri
Konbuyu başlatan VATANSIZ
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Kartal
V

VATANSIZ

Ziyaretçi
Eğitimin temel görevi, devleti yaşatmaktır. Bu temel görev çerçevesinde politik görevi, devlete sadık vatandaş yetiştirmek; sosyal görevi, topluma uyumlu vatandaş yetiştirmek; ekonomik görevi de iyi üreten ve tüketen vatandaş yetiştirmektir.
Kaynak :

Maksat zaten asikardi fakat bu kadar aciktan itiraf edebileceklerini ben de tahmin etmiyordum.

Tabirler cok enterasan geldi bana; `devlete sadik vatandas yetistirmek`!...

Aslinda kisaca, yine tek cumleyle `yeni bir gonullu tebaa insasi` da diyebilirlerdi. Bosuna yormuslar kendilerini.

`Uyumlu vatandaslar yetistirmek` tanimi icin ise tam havada kalan bir tanim diyecektim ki bir sonraki cumleyi okuyunca ifadenin aslinda nereyi isaret ettigini daha iyi gordum.

`Iyi ureten, tuketen vatandaslar yetistirmek`!...

Ancak yine de bir miktar afaki kalmis sanki, herseye ragmen `iyi` pek acik bir tanim degil gibi. Bu maddeyi de kisaca `kapitalizme yeni koleler yetistirmek` diye ozetleyebilirlerdi, daha da anlasilir ve durust olurdu hic olmazsa...
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
güzel tespitler.. yakın tarihin belgeleriini yasalarını vs. inceleyince insan şunu görüyor ki eskiden açıktan söylenen (asimilasyon, yıldırma, sisteme köle yetiştirme gibi manalara gelen) söylemler bugün olur mu yahu denilerek karşı çıkılıyormuş gibi görünüyor ama daha da ilerlemiş durumda..

yapılanlar hep aynı.. özgürlüğe darbe, düşünceye engel... ama artık baştakilerde anlamış ki açıktan demokrasi özgürlük deyip alttan alta yapıyorlar yapacaklarını..
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Turkiye Avrupa Birligi suresince Comenius Egitim Sistemi uzerine entegreler ile yeni sisteme gecmistir. Ayrica;

1. TÜRK MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİ

Türkiye'de eğitim; adalet, güvenlik ve sağlık gibi devletin temel işlevlerinden birisi olup devletin denetimi ve gözetimi altında yapılmaktadır.
Millî Eğitim Bakanlığı merkez teşkilâtı, taşra ve yurtdışı teşkilâtları eğitim hizmetlerinin sunumunda önemli görevler üstlenmektedirler.
Eğitim hakkı, T.C Anayasası ile güvence altına alınmış; eğitimin tür ve kademelerini ve işleyişe dönük esasları düzenleyen mevzuatla Türk Eğitim Sistemi bugünkü yapısını kurmuştur.
Türk Millî Eğitim Sisteminin genel çerçevesi, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile belirlenmiştir.
1.1. TÜRK MİLLÎ EĞİTİMİNİN GENEL AMAÇLARI
Millî Eğitimin genel amacı bütün bireyleri;
1. Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa'nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;
3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;
Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.
Türk eğitim ve öğretim sistemi, bu genel amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenmiştir.
Eğitim sisteminin yönetsel üst yapısını Milli Eğitim Bakanlığı oluşturur. Bakanlığa bağlı taşra ve yurtdışı örgütleri ise icraya dönük hizmetleri görür.
1.2. ÖZEL AMAÇLAR
Türk eğitim ve öğretim sistemi, bu genel amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve çeşitli derece ve türdeki eğitim kurumlarının özel amaçları, genel amaçlara ve temel ilkelere uygun olarak tespit edilir.
Yukarıda sayılan eğitimin genel ve özel amaçları, her eğitim etkinliğinde uyulması gereken amaçlardır. Bu genel ve özel amaçlar bir bakıma eğitime bir çerçeve vermektedir.
1.3. TÜRK MİLLÎ EĞİTİMİNİN TEMEL İLKELERİ
1.Genellik ve Eşitlik
2.Ferdin ve Toplumun İhtiyaçları
3.Yöneltme
4.Eğitim Hakkı
5.Fırsat ve İmkân Eşitliği
6.Süreklilik
7.Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği
8.Demokrasi Eğitimi
9.Lâiklik
10. Bilimsellik
11. Plânlılık
12. Karma Eğitim
13.Okul ile Ailenin İş Birliği
14. Her Yerde Eğitim

2. TÜRK MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI
Türk Millî eğitim sistemi, bireylerin eğitim gereksinimlerini karşılayacak şekilde ve bir bütünlük içinde "örgün eğitim" ve "yaygın eğitim" olmak üzere, iki ana bölümden oluşur.
2.1. ÖRGÜN EĞİTİM
Örgün eğitim, belirli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireylere, amaca göre hazırlanmış programlarla okul çatısı altında yapılan düzenli eğitimdir. Örgün eğitim, okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarını kapsamaktadır.
2.1.1. Okul Öncesi Eğitim
Okul öncesi eğitim; isteğe bağlı olarak zorunlu ilköğretim çağına gelmemiş 3-5 yaş grubundaki çocukların eğitimini kapsar. Okul öncesi eğitim kurumları, bağımsız ana okulları olarak kurulabildikleri gibi, kız meslek liselerine bağlı uygulama sınıfları ile diğer öğretim kurumlarına bağlı anasınıfları olarak da açılabilmektedir.
Okul öncesi eğitimin amacı; çocukların bedensel, zihinsel, duygusal gelişimini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını, onların ilköğretime hazırlanmasını, koşulları elverişsiz çevrelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratılmasını, Türkçe'nin doğru ve güzel konuşulmasını sağlamaktır.
2005-2006 eğitim-öğretim yılında 17.634 okul öncesi eğitim kurumunda, 549.604 çocuk eğitim görmekte olup, bu kurumlarda 22.789 öğretmen görev yapmaktadır.
2.1.2. İlköğretim
İlköğretim, 6-14 yaş grubundaki çocukların eğitim ve öğretimini kapsar. İlköğretimin amacı; her Türk çocuğunun iyi birer yurttaş olabilmesi için, gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlık kazanmasını, millî ahlak anlayışına uygun olarak yetişmesini, ilgi, yeti ve yetenekleri doğrultusunda hayata ve bir üst öğrenime hazırlanmasını sağlamaktır.
İlköğretim kız ve erkek bütün yurttaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. İlköğretim kurumları sekiz yıllık okullardan oluşur. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir.
2005-2006 eğitim-öğretim yılında 34.990 okulda, 10.512.356 öğrenci öğrenim görmekte olup 392.481 öğretmen görev yapmaktadır.
2.1.3. Ortaöğretim
Ortaöğretim; ilköğretime dayalı, en az dört yıllık genel, meslekî ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsar. Ortaöğretimin amacı; öğrencilere asgarî ortak bir genel kültür vermek, birey ve toplum sorunlarını tanıtmak ve çözüm yolları aramak, ülkenin sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunacak bilinci kazandırarak öğrencileri ilgi, yeti ve yetenekleri doğrultusunda yükseköğretime, hem yükseköğretime hem mesleğe veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır.
Ortaöğretim;
* Genel ortaöğretim
* Meslekî ve teknik ortaöğretim
olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.
Ortaöğretim, çeşitli programlar uygulayan liselerden meydana gelir ve öğrenciler, istek ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda bu programlardan birine yönelerek yetişme imkânı bulurlar.
Genel Ortaöğretim:
Genel ortaöğretimin amacı; öğrencileri ortaöğretim seviyesinde asgari genel kültüre sahip, toplumun sorunlarını tanıyan, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunan insanlar olarak yetiştirmek ve yükseköğretime hazırlamaktır.
Genel ortaöğretim; Genel liseler, Anadolu liseleri, Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri Anadolu öğretmen liseleri, spor liseleri, Anadolu güzel sanatlar liseleri ve Çok programlı liselerden oluşmaktadır.
Meslekî ve Teknik Ortaöğretim:
Meslekî ve teknik ortaöğretim; iş ve meslek alanlarına iş gücü yetiştiren ve öğrencileri yükseköğretime hazırlayan öğretim kurumlarıdır.
Meslekî ve teknik ortaöğretim; Erkek teknik öğretim okulları, Kız teknik öğretim okulları, Ticaret ve turizm öğretimi okulları ve Din öğretimi okullarından oluşmaktadır.
2005-2006 eğitim-öğretim yılında 4.038'i meslekî ve teknik eğitim okulu olmak üzere 7.443 okulda, 3.213.605 öğrenci (2.037.490'ı genel, 1.176.115'i meslekî ve teknik ortaöğretimde) öğrenim görmekte olup 184.246 öğretmen (101.907'si genel, 82.339'u meslekî ve teknik ortaöğretimde) görev yapmaktadır.
Özel Eğitim
Özel eğitimin amacı; özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayarak onları toplumla bütünleştirmek ve meslek sahibi yapmaktır.
Özel eğitim okulları Türk millî eğitim sistemindeki kademelendirmeye göre yapılandırılmıştır. Ancak, diğer okullardan farklı olarak, ilköğretim öncesinde hazırlık sınıfı bulunmaktadır. İlköğretime devam edecek durumda olan engelli öğrenciler hazırlık sınıfına alınmadan ilköğretime başlamaktadır.
Özel eğitim okullarında; Görme Engellilerin Eğitimi, İşitme Engellilerin Eğitimi, Ortopedik Engellilerin Eğitimi, Zihinsel Engellilerin Eğitimi, Süreğen Hastalığı Olanların Eğitimi, Otistik Çocukların Eğitimi, Üstün veya Özel Yeteneklilerin Eğitimi ve Kaynaştırma ve Özel Sınıflarda Eğitim kategorilerinde eğitim verilmektedir.
2005-2006 eğitim-öğretim yılında 495 özel eğitim okulunda, 25.238 öğrenci eğitim görmekte ve bu kurumlarda 4.904 öğretmen görev yapmaktadır.
Özel Öğretim
Özel öğretim kurumları 625 sayılı kanun doğrultusunda açılmış, her kademe ve türdeki özel okullar, özel dershaneler, özel mesleki ve teknik kurslar, özel motorlu taşıt sürücüleri kursları ile özel öğrenci etüt eğitim merkezlerini kapsamaktadır. Özel öğretim kurumları faaliyetlerini, Milli Eğitim Bakanlığı'nın gözetim ve denetiminde sürdürmektedir.
2005-2006 eğitim-öğretim yılında 10.766 özel öğretim kurumunda, 2.429.893 öğrenci eğitim görmekte bu kurumlarda 95.609 öğretmen görev yapmaktadır. 2.1.4. Yükseköğretim
Yükseköğretim, ortaöğretime dayalı en az iki yıllık yüksek öğrenim veren, en üst seviyeli insan gücünün ve bilimsel araştırma alanlarının istediği elemanları yetiştiren eğitim kurumlarının tümünü kapsar.
Yüksek öğretimin amaç ve görevleri, millî eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak;
1. Öğrencileri ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yurdumuzun bilim politikasına ve toplumun yüksek seviyede ve çeşitli kademelerdeki insangücü ihtiyaçlarına göre yetiştirmek,
2. Çeşitli kademelerde bilimsel öğretim yapmak,
3. Yurdumuzu ilgilendirenler başta olmak üzere, bütün bilimsel, teknik ve kültürel sorunları çözmek için bilimleri genişletip derinleştirecek inceleme ve araştırmalarda bulunmak,
4. Yurdumuzun türlü yönde ilerleme ve gelişmesini ilgilendiren bütün sorunları, Hükümet ve kurumlarla da elbirliği etmek suretiyle öğretim ve araştırma konusu yaparak sonuçlarını toplumun yararlanmasına sunmak ve Hükümetçe istenecek inceleme ve araştırmaları sonuçlandırarak düşüncelerini bildirmek,
5. Araştırma ve incelemelerin sonuçlarını gösteren, bilim ve tekniğin ilerlemesini sağlayan her türlü yayınları yapmak,
6. Türk toplumunun genel seviyesini yükseltici ve kamu oyunu aydınlatıcı bilim verilerini sözle, yazı ile halka yaymak ve yaygın eğitim hizmetlerinde bulunmaktır.
Yükseköğretim kurumları; Üniversite, fakülte, enstitü, yüksekokul, konservatuar, meslek yüksekokulu ile uygulama ve araştırma merkezlerinden oluşmaktadır.
Ülkemizde 53 devlet üniversitesi ile 26 vakıf üniversitesi bulunmaktadır.
Üniversitelerimizde(vakıf üniversiteleri dahil) 2.073.428 öğrenci (Bu sayıya 695.591 AÖF öğrencisi dahildir.) öğrenim görmekte, 26.029 öğretim üyesi ile 48.878 öğretim elemanı görev yapmaktadır.
2.2. YAYGIN EĞİTİM
Yaygın eğitim, örgün eğitim sistemine hiç girmemiş, herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademelerden birinden ayrılmış olan bireylere ilgi ve gereksinme duydukları alanda örgün eğitim yanında veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsar.
Yaygın eğitim; genel ve meslekî teknik yaygın eğitim olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.
Yaygın eğitim kurumları şunlardır: Halk eğitimi merkezleri, Çıraklık eğitimi merkezleri, Pratik kız sanat okulları, Olgunlaşma enstitüleri, Endüstri pratik sanat okulları, Mesleki eğitim merkezi, Yetişkinler teknik eğitim merkezleri, Özel kurslar, Özel dershaneler, Eğitim ve uygulama okulları(özel eğitim), Meslek okulları(özel eğitim), Meslekî eğitim merkezleri (özel eğitim), Bilim ve sanat merkezleri (özel eğitim), Açık ilköğretim okulu, Açık öğretim lisesi.
Yaygın eğitim, yetişkinlere okuma-yazma öğretmek, temel bilgiler vermek, en son devam ettikleri öğrenim kademesinde edindikleri bilgi ve kabiliyetlerini geliştirmek ve hayatını kazanmasını sağlayacak yeni imkânlar kazandırmak amacıyla verilen okul dışı eğitimdir.
Yaygın eğitim; halk eğitimi, çıraklık eğitimi ve uzaktan eğitim yoluyla gerçekleştirilmektedir.
2005 yılında 9.648 yaygın eğitim kurumunda (halk eğitim merkezi ve çıraklık eğitim merkezlerinde) 3.886.638 kursiyer öğrenim görmüş ve 73.507 öğretmen görev yapmıştır. Bununla birlikte,
2005-2006 eğitim-öğretim yılında 103.914 öğrenci açık ilköğretim, 283.938 öğrenci ise açık lise uygulaması kapsamında öğrenim görmektedir.
Teşkilat Şeması

3. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEŞKİLÂTI
Millî Eğitim Bakanlığı; 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanuna göre;

  1. Merkez örgütü
  2. Taşra örgütü
3. Yurtdışı örgütü

  1. Bağlı kuruluşlar
olmak üzere dört bölümden meydana gelmektedir.
3.1 MERKEZ ÖRGÜTÜ Bakanlık merkez örgütü; Bakanlık makamı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, ana hizmet birimleri, danışma ve denetim birimleri ile yardımcı birimlerin yanı sıra Makam Onayı ile kurulan; Projeler Koordinasyon Merkezi Başkanlığından oluşmaktadır.
1. Bakanlık Makamı
1. Bakan
2. Müsteşar
3. Müsteşar Yardımcıları
Bakan, Bakanlık hizmetlerini mevzuata, hükümetin genel siyasetiyle, millî güvenlik siyasetine, kalkınma planlarına ve yıllık programlara uygun olarak yürütmekle ve Bakanlığın faaliyet alanına giren konularda diğer bakanlıklarla ve kuruluşlarla iş birliği ve koordinasyonu sağlamakla görevlidir.
Müsteşar, Bakanın yardımcısı olup Bakanlık hizmetlerini Bakanlığın amaç ve politikalarına, kalkınma planlarına, yıllık programlara ve mevzuat hükümlerine uygun olarak Bakan adına düzenler ve yürütür.
Hizmetlerin yürütülmesinde Müsteşara yardımcı olmak üzere müsteşar yardımcısı görevlendirilebilir.
2.Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
Talim ve Terbiye KuruluBaşkanlığı, doğrudan bakana bağlı bir karar organıdır. Eğitimle ilgili hemen her konuda bakana yardımcı olmakta, görüş vermekte, eğitim sorunları ile ilgili araştırmalar yapmakta veya yaptırmaktadır.
3. Ana Hizmet Birimleri
Merkez örgütünde eğitim-öğretim için yönetsel kararlar üreten üretim alt sistemleridir. On beşi genel müdürlük, biride başkanlık olarak belirlenen ana hizmet birimleri şunlardır:
1. Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü
2. İlköğretim Genel Müdürlüğü
3. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
4. Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü
5. Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü
6. Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü
7. Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü
8. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü
9. Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü
10. Yükseköğretim Genel Müdürlüğü
11. Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü
12. Yurt Dışı Eğitim Öğretim Genel Müdürlüğü
13. Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü
14. Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü
15. Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü
16. Okuliçi Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığı
4. Danışma ve Denetim Birimleri
Danışma ve denetim birimleri, Bakana gerekli konularda yardımcı bilgi üreten birimlerdir. Bunlar, yönetsel konularda araştırma, planlama yapar. Ayrıca, doğrudan veya dolaylı olarak Bakan adına eğitim sisteminin denetimini de yapan bu birimler şunlardır:
1. Teftiş Kurulu Başkanlığı
2. Strateji Geliştirme Başkanlığı(*)
3. Hukuk Müşavirliği
4. Bakanlık Müşavirleri
5. Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
5. Yardımcı Birimler
Millî Eğitim Bakanlığı merkez örgütünde on dört yardımcı hizmet birimi kurulmuştur. Biri genel müdürlük, biri sekreterlik, biri müdürlük ve diğer on biri ise daire başkanlığı düzeyinde teşkilâtlandırılan yardımcı hizmet birimleri şunlardır:
1. Personel Genel Müdürlüğü
2. Yayımlar Dairesi Başkanlığı
3. Hizmet içi Eğitim Dairesi Başkanlığı
(*) Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 5436 sayılı Kanun'un 17'nci maddesi ile Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı kaldırılarak yerine Strateji Geliştirme Başkanlığı kurulmuştur (24/12/2005 tarih ve 26033 sayılı Resmî Gazete).
4. İdarî ve Malî İşler Dairesi Başkanlığı
5. Öğretmene Hizmet ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı
6. İşletmeler Dairesi Başkanlığı
7. Yatırımlar ve Tesisler Dairesi Başkanlığı
8. Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığı
9. Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı
10. Orta Öğrenim Burs ve Yurtlar Dairesi Başkanlığı
11. Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı
12. Çıraklık, Meslekî ve Teknik Eğitimi Geliştirme ve Yaygınlaştırma Dairesi Başkanlığı
13. Savunma Sekreterliği
14. Özel Kalem Müdürlüğü
6. Sürekli Kurulları
Oluşumu ve çalışma yöntemleri ayrı yönetmeliklerle düzenlenen bu kurullar şunlardır:
1. Millî Eğitim Şurası
2. Müdürler Kurulu
3. Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kurulu
4. Öğrenci Disiplin Kurulları
5. Özel İhtisas Komisyonları
Millî Eğitim Akademisi ile Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü, Millî Eğitim Bakanlığının bağlı kuruluşlarıdır.
3.2. TAŞRA ÖRGÜTÜ
Millî Eğitim Bakanlığı taşrada 81 il ve 924 ilçede örgütlenmiştir.
Her ilde millî eğitim müdürlüğü; merkez ilçe hariç her ilçede ilçe millî eğitim müdürlüğü bulunmaktadır. İlçe millî eğitim müdürlükleri görev ve hizmetleri açısından, il millî eğitim müdürlüklerine karşı sorumludur. Bunlar il ve ilçe bazında eğitim hizmetlerini yürütürler.
İl ve ilçe millî eğitim müdürlükleri; hizmetin özelliklerine göre şubeler, bürolar ile sürekli kurul ve komisyonlardan oluşur.
Millî eğitim müdürlüklerinin görev alanları şöyle gruplandırılmıştır;
1. Yönetim hizmetleri
2 .Personel hizmetleri
3. Eğitim-öğretim hizmetleri
4. Bütçe-yatırım hizmetleri
5. Araştırma-plânlama-istatistik hizmetleri
6. Teftiş-rehberlik-soruşturma hizmetleri
7. Sivil savunma hizmetleri
İl ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinde bulunması gereken başlıca bölümler şunlardır;
1. Özlük
13. Burslar ve Yurtlar
2. Atama
14. Özel Öğretim Kurumları 3. İnceleme Soruşturma ve Değerlendirme
15. Sağlık İşleri
4. Kültür
16. Yaygın Eğitim
5. Eğitim-Öğretim ve Öğrenci işleri
17. Çıraklık ve Meslekî Teknik Eğitim
6. Program Geliştirme
18. Araştırma, Plânlama ve İstatistik
7. Hizmet içi Eğitim
19. Bütçe-Yatırım ve Tesisler
8. Bilgisayar ve Sınav Hizmetleri
20. Eğitim Araçları ve Donatım
9. Okulöncesi Eğitim
21. Arşiv ve İdare Bölümü
10. Özel Eğitim ve Rehberlik
22. Sivil Savunma Hizmetleri
11. Okul İçi Beden Eğitimi Spor
23. Basın ve Halkla İlişkiler
12. Öğretmene Hizmet ve Sosyal İşler

Bölümler, il veya ilçenin millî eğitim şube müdürü kadro sayısına göre tek tek veya hizmet benzerliğine göre birleştirilerek veya ayrılarak şubeler şeklinde oluşturmaktadır.
Yurtdışı Eğitim Teşkilâtı
Türk milli kültürünün dış ülkelerde korunması, tanıtılması ve yaygınlaştırılması ile ilgili eğitim ve öğretim hizmetlerini düzenlemek üzere, Millî Eğitim Bakanlığı yurtdışı teşkilâtlarıoluşturulmuştur.
Dış ülkelerin genel, mesleki ve teknik öğretim alanlarında eğitim ve öğretim gelişmelerini takip etmek ve ülkemize aktarımını sağlamak ve ülkemizin eğitim ve bilim faaliyetlerini yurtdışında tanıtmak üzere; Washington, Berlin, Viyana, Brüksel, Kopenhag, Paris, Tiflis, Lahey, Londra, Bern, Stockholm, Kahire, Riyad, Moskova, Lefkoşa, Bakü, Almatı, Bişkek, Taşkent ve Aşgabat'ta olmak üzere 20 Eğitim Müşavirliği; New York, Los Angeles, Berlin, Köln, Mainz, Münster, Münih, Nürnberg, Stuttgard, Düseldorf, Essen, Frankfurt, Hamburg, Hannover, Karlsruhe, Sydney, Strazbourg ve Lyon'da olmak üzere 18 Eğitim Ataşeliği faaliyet göstermektedir.
 
V

VATANSIZ

Ziyaretçi
7.Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği

Bakin burda haklilar, cok dogru. Butun egitim sistemimiz bu yoz zihniyet esliginde sekillenmistir. Bu sebeple pek cok yurdum genci `enternasyonalizm` ne demektir bilmez bile...

8.Demokrasi Eğitimi

Da ben bunu hic gormedim, Hatta benim zamanimda aksine `milli guvenlik` diye ders vardi. Belki hala vardir. Devletin hukukun ustunlugu, ozgurluk ve demokrasi gibi degerle degil de ancak ve ancak guvenlik devleti olursa yasayabileceginin bilinci(!) taa o yaslardan baslayarak genclere yedirilir...
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Atatürk’ün düşündüğü/gerçekleştirmeye çalıştığı/gerçekleştirdiği eğitim sistemini[/FONT]
[FONT=&quot]yerden yere vurmak için alıntı yaptığınız kaynak ilginç.[/FONT]
[FONT=&quot]Bulmak için çok mu uğraştınız? [/FONT]
[FONT=&quot]Pes doğrusu.[/FONT]
[FONT=&quot]Kimlerin zamanında, kimler tarafından, neden kurulduğunu araştırma zahmetine neden girmediğinizi sorgulamaya gerekte duymuyorum.[/FONT]
[FONT=&quot]Sadece…[/FONT]
[FONT=&quot]Günaydın.[/FONT]


[FONT=&quot]Atatürk’ün düşündüğü/gerçekleştirmeye çalıştığı/gerçekleştirdiği eğitim sistemi 1939 yılı itibarıyla (yani hastalandığı süreç ve bunu takip eden ölümü) terk edilerek ,karşı devrimcilerce adım adım bu günkü eğitim sistemi (Atatürk’ü kullanarak) yaratılmıştır.[/FONT]

[FONT=&quot]Atatürk bu konuda ne düşünmüştür,neler gerçekleştirmiştir?[/FONT]
[FONT=&quot]Birkaç örnekle yanıtlayayım :[/FONT]
[FONT=&quot]Eğitim ve öğrenimde birliği getirmiştir.[/FONT]
[FONT=&quot]Yazı diliyle konuşma dilini birleştirmiştir.[/FONT]
[FONT=&quot]Laikliği getirerek eğitim ve öğrenimde bilimselliğin önünü açmıştır.[/FONT]
[FONT=&quot]Açılan okul ve üniversiteler,[/FONT]
[FONT=&quot]Yetiştirilen öğretmenler……..[/FONT]

[FONT=&quot]Düşüncelerini; söylevlerinde,yazdıklarında ,uygulamalarında devamlı öne çıkarmıştır.[/FONT]
[FONT=&quot]Konuşmalarından bazı alıntılar;[/FONT]

[FONT=&quot]
'Efendiler, artık yurt bayındırlık istiyor, zenginlik ve gönenç istiyor. Bilim ve beceri, yüksek uygarlık, özgür düşünce ve özgür düşünüş istiyor.'


'Efendiler, son sözlerimi yalnızca ülkemizin gençliğine yöneltmek istiyorum. Gençler! Yürekliliğimizi arttıran ve sürdüren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile insanlık niteliğinin, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli simgesi olacaksınız. Ey yükselen yeni kuşak! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yüceltecek ve yaşatacak sizsiniz.”

[/FONT]

[FONT=&quot]Müspet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.[/FONT]

[FONT=&quot]Mualimler ! Yeni nesil, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]Atatürk’ün eğitim anlayışını ve uygulamalarını araştırmanızı öneririm.[/FONT]
[FONT=&quot]Tabi ki ezberinizi bozmak isterseniz?[/FONT]
 
V

VATANSIZ

Ziyaretçi
[FONT=&quot]Bulmak için çok mu uğraştınız? [/FONT]

Yok hayir, cok ugrasmadim.

Dikkat ederseniz kemalist devletin resmi `gov` uzantili sitesinden alintiladim...

Tabi ki ezberinizi bozmak isterseniz?

Bu arada ozellikle egitim sisteminin hatta ve hatta kemalist egitim sisteminin konusuldugu bir baslikta yine bir kemalistin ezbercilikten sikayet ediyor olmasini epey ironik buldugumu da belirtmem gerekiyor...
 

şehrin yabancısı

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2009
Mesajlar
426
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
konunun açılış şekline bakıyoruz; kemalist eğitim sisteminin temel hedefleri. sonra bir yazıdan alınmış bir pragrafla o döneme şiddetli bir eleştiri yapmış vatansız nikli arkadaşımız. ardından diğer arkadaşımız ise o dönemin çok kısıtlayıcı olduğunu ve bugün özgürce eğitim altında daha da kısıtlandığını söylüyor kurulan bağ mantığa aykırı önce. cumhuriyet dönemin ilk yıllarndaki mustafa kemalin eğitimi ile ölümünden sonrakini ayırt etme lütfu bile yok. majör arkadaş bugünün bağnazlığını anlatmış. ne çabuk unutuyoruz köy ensitülerini. hasan ali yücelin yapmak istediklerini . ve adnan menderes dönemi ile ilk yapılan işlerden birisi bu köy ensütülerini etkisizleştirmek olduğunu.galiba burda bu okulların niçin ne amaçla açılıp ve neden kapatıldığını anlatmama gerek yok sanıyorum. bir dönemi karalarken çok ince elemek ve objektif olmak gerekiyor. bir bakış açısını segilemek karşı bakış açılarını çok iyi tespit etmek demektir. arkadaşları bir daha herşeyi gözden geçirip araştırmaya davet ediyorum şimdi burda kopyala yapıştır yaparak meşgul etmek istemem. kaynak açısından.
 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
Eğitimin temel görevi, devleti yaşatmaktır. Bu temel görev çerçevesinde politik görevi, devlete sadık vatandaş yetiştirmek; sosyal görevi, topluma uyumlu vatandaş yetiştirmek; ekonomik görevi de iyi üreten ve tüketen vatandaş yetiştirmektir.

Hey maşallah. Bi de sorsanız bu Atatürkçüler kendilerine "çağdaş" diyorlar di mi?

Hangi çağ acaba bu?

Kemalistlerin pek bir sevdiği; "vatan sözkonusuysa gerisi teferruattır" özlü deyişi varya, o bu işte. Yukarıda o teferruat olduğunu düşündükleri şeyleri yazmamışlar. Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, özgürlük falan hak getire. Varsa yoksa "devleti yaşatmak".
 
Katılım
29 Mar 2011
Mesajlar
126
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
bu konuda Atatürk ten ziyade, Atatürkçüler(kendisine atatürkçü diyen)bir kısım zevat suçlu..Bunların çoğu belki de Atatürkün ölüm tarihini bile bilmez..(nutuk adlı eseri okuyan ya da Atatürk ün el yazılarını okuyan çok ama çok azdır bunlar arasında.Atatürk ü 2. el kaynaklardan takip edip sevmişlerdir)

Atatürk; çağdaş, ileri görüşlü,çok yönlü bir insandı..Herkesi Türk kabul etmesi bir hataydı bence ama onun haricinde sıradan bir insan değildi..Ama sonradan bir atatürk milliyetçiliği diye bir şey çıkardılar ve zorla benimsetmeye çalıştılar..Gerçek Atatürk ü değil, kendilerinin inanmak istediği Atatürk ü dayatmaya çalıştılar..
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Hey maşallah. Bi de sorsanız bu Atatürkçüler kendilerine "çağdaş" diyorlar di mi?

Hangi çağ acaba bu?

Kemalistlerin pek bir sevdiği; "vatan sözkonusuysa gerisi teferruattır" özlü deyişi varya, o bu işte. Yukarıda o teferruat olduğunu düşündükleri şeyleri yazmamışlar. Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, özgürlük falan hak getire. Varsa yoksa "devleti yaşatmak".

Devlet ile rejim kavramlarını birbirine karıştırıyorsunuz.Devlet,siyasi sınırları belli bir toprak üzerinde egemenliğe sahip en büyük siyasi kurumdur.
Yönetim-rejim- ise, iktidarı elinde bulunduranların iktidarlarını meşru olarak sürdürmeleridir.Meşruiyet her zaman olması gerektiği gibi algılanıp, yaşatılmayabilir-veya bilinçli olarak, ki bu ayrı bir tartışma konusudur-Demokrasi, hukuk devleti vb. kavramlar yönetsel içerikte ele alınıp (iktidarları da işin içine katarak)tartışılabilir.İktidarlar gelir geçer, devlet kalıcıdır.Devletinizyoksa zaten bu kavramların anlamı olamaz(hayata geçirilemez).Mevcut uygulamaların yetersizliği/geri kalmışlığı vb konularda size katılırım.Ama bunu devlet düşmanlığıyla açıklamaya veya temellendirilmeye çalışmak cehalettir.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
[FONT=&quot]Gelişmelerin ardında yatan veriler ile bunlara dair düşüncelerin çözümlenmesi/irdelenmesi/tartışılması elbet gerekir.[/FONT]

[FONT=&quot]Tarihten; iyi okunarak (karşılaştırmalı) dünden bugüne ders çıkarılarak.. günümüz sorunlarına kaynak olanların, tespiti ile yarına sıkıntısını taşımamak - tedbir adına etkin ve yetkin, geniş katılımlı bir tartışma ile konsensüse varmak (hemen her konuda) elzem. Ancak bu, şu izm'in bu izm'in gölgesine sığınarak veya geçmişe sövüp-sarılarak olacak iş değil.[/FONT]

[FONT=&quot]Eğitim ciddi bir iş, halen mevcut eğitim sistemine, teoride ve pratikte devlet otoritesinin etkisi tartışılır, fikirlerimizi-eleştirilerimizi beyan ederiz ama orta oyunu kıvamında vayy kemalist şucular bucular heyy maşallah-inşallah değil bunun yolu. [/FONT]

[FONT=&quot]T.C. Başbakanlık..Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Arş.Mrk.nin 3/85 tarih sayılı dergisinde yayımlanan ve konusu 'Atatük'çü Eğitim Üzerine' olan yazı/yorum, milliyetçiliği ve alışıldığınca/abartılarak ta kullanıldığı üzere Atatürkçülük ile süslenmiş, görünen o ki devlet bürokrasisi... arşivlerinde bol miktar bulunan ve ara ara ısıtılarak da servis edilebilen neviden bir yazı.[/FONT]

[FONT=&quot](akademisyen bürokrat.. çoğu görev adamı, kendini ' bilim adamı' sanır da sırf icazet alır/satar : ) neyse bu konumuz dışı ) profesörün, linki verilen yazısında 'Atanın görüşü direktif olarak algılanmalı ve ilke olarak benimsenmeli' gibi saptamalarından devamla değindiği 'çağdaş bilim ve eğitim esaslarına ' nasıl geçileceğini anlamaya çalışıyordum ki meğer bu görev 'kemalist ideolojinin meçhul askerleri diye tanımladığı muallimlerin alanıymış.[/FONT]

[FONT=&quot]bir prof. dahi sapla samanı bu denli karıştırıp yorumlar da harmana sererse eğitimin önemini nereden nasıl ele almak gerektiği konusunda daha çok terleriz biz. nicelik de nitelik de şart ya nasıl : ( :([/FONT]

[FONT=&quot]prof.un yazısı (benim için ) ne..ayan beyan tarihe kayıtlı icraatlar ile yine bu icraatların kıyasını yapabilecek, tarihi okumakla.. fikren ve vicdanen hür değerlendirme yapabilecek aydınları zapturapt altına alır ne de vatansız arkadaşın eleştirisini, dönemince yaptığı reformların (günümüze gelinceye kadar yetkiyi devralanlarca) üstüne, kitlelere ulaşan etkin bir + değer koymadan müteakip kararları ile devletin eğitim politikalarını yönlendiren meclisin sorumluluğunu!da Atatürk'e bağlar. [/FONT]

[FONT=&quot](bakın bugün nasıl eleştirebiliyoruz Atatürk'ü değil mi! demek ki ağzımız olduğuna konuştuğumuza göre her daim düşünen bir kafamızda var dı! düzeltseydik ya madem seçtiklerimiz-seçimlerimiz marifetiyle.. haa bunun iradesini gösterememişsek halen, atayı sayıklamaya da-ona saydırmaya da gerek yok, gerçi sistem bin bir şekle girmiştir de bazılarının nefreti hâlâ soğumamıştır! ve dirisine el-pençe methiyeler düzen zihniyetin devamı, ölüsünden bile her şekilde olumlu olumsuz nemalanma fırsatı-nı yaratır/arar[/FONT]

[FONT=&quot]mesela ilkeler..kimilerinin işine geldiğinde, devletin ilkesi gelmediğinde ise Atatürk ilkeleri olur adı.. yine kimilerince, ilkelerin kapsamı amacı üzerine dahi konuşturulmaz/konuşulamaz tabudur adeta, devletin bekasına tehdit gibi yalan yanlış yerlere yönlendirilir de denilen, olmadık yerden ele alınır ( misal milliyetçilik) nedir sıkıntı tedavi edilmez çünkü karnından konuşmak kulis arkası vs.iş çevirmek daha evla güvenli sayılır kimilerince) [/FONT]

[FONT=&quot]Atatürk, önce asker olup belli bir hakimiyete irade gösteren halkın -seferberlikte ve hitamında kazanılan hürriyetine- sembol ve T.C.nin kurulma aşamalarında devrilen aracı yoluna koymak adına hizmet etmiş ve öngörülen devrimleri uygulamış bir liderdir.[/FONT]

[FONT=&quot]Ve artık günümüz gerçeklerine dönülmesi vaktidir kemalist geçinip hatırasına zarar verenlere.. hiç sıkılmadan 'beton mustafa' diyenlere bu sözüm ve hatta çabanız bağban kılıp üzüm yedirmek değilse halka(misal) devletin her yazılı resmi şablonunda Atatürk'ün adını kullanıp ta hedef alanına bağcı etmeyin. hepsi hepsi biraz saygı biraz ahde vefa biraz izan ..çok mu gelir insana[/FONT]

[FONT=&quot]konu EĞİTİM ve devlet eğitim politikalarının dünü ile, bu gününden, kazanılan kültür!! [/FONT]
 

Preatorian

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
296
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Öncelikle vatansız birinden devlet anlayışı beklemek ve devlet kavramını anlamasını beklemek aptallık olacaktır. Maslow hiyerarşisinden bir haber olarak yaşayan ve belkide bundan hiç haberi olmamış birinin devlete dil uzatması ve ileri geri konuşması cehaletinin ötesinde saçmalamanın daniskasıdır. (Daniska dansktan gelir, eskiden en iyi mallar danimarkadan geldiği için bu tür bir daniska lafı ortaya çıkmıştır)
Vatansız arkadaş kapitalismden de dem vurmuş ama üretmeyen bir toplumun köleliği kapitalism olmasada aşikardır. Üretkenlik sadece ürün üretmek değil, teknoloji üretmek, bilim üretmek ve hatta felsefe üretmektir. Bunlardan birin hiç ürettiniz mi?
Devleti insandan insanı devletten ayıramazsınız. Platonun dediği gibi : "Devletler de insanlar gibidir, onlar da insan karekterinde yaratılırlar" Bugün enternasyonelizmden bahsedip devletle enternasyonelizmi karşı karşıya getiren bu gibi zihniyetler esas olarak enternasyonelizmden bir haberdir! Devlet din dil ırk ayrımı yapmamaktadır zaten, bu farklılaşmaları getirenlerin maksatlarıda bellidir. Bu gaye bir devlete temel değerlerini sorgulatarak, şüpheler yaratmak ve yeni sistemlerin kurulmasına olanak vermektir ki bunu bugün 1950de 1960da 1980 de yaşadığımız gibi yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Böl ve Yönet kavramı sömürgecilik dönemlerinden beri aktif olarak hala kullanılmaktadır.
Bugün burada ÖZGÜRCE devlet hakkında atıp tutan VATANSIZ adamların, özgürlükleri ileri geri konuştukları bu devlet sayesindedir! Sizin sosyal ÖZGÜRLÜĞÜNÜZ devletinizin ÖZGÜRLÜĞÜ kadardır. Atatürkün dediği gibi "Devlet iradesi işlemez olursa, kişilerin hürriyetini koruyacak hiçbir kuvvet kalmaz".
VATANSIZ ARKADAŞA VE ONUN DESTEKÇİLERİNE TAVSİYEM VATANSIZ BİR YERDE AYNI YAZILARI GÖNÜL RAHATLIĞIYLA YAZMALARIDIR! Bu bir ayrım değildir. Sonuçta ben vatansızım diyerek çıkan kendi ayrımını kendi yaratmıştır. Hayırlı vatansızlıklar!
 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
Yönetim-rejim- ise, iktidarı elinde bulunduranların iktidarlarını meşru olarak sürdürmeleridir.

Yanlış tanım. Yönetim ve rejim farklı şeylerdir.

Kısaca rejim, gelip geçen yönetimlerin ardından kalan tortudur. Herhangi bir partinin İktidarda olsa dahi değiştiremedikleridir. Yani Türkiye'de de kemalizmdir. 6 Ok'tur.

Yönetim ise iktidardır. İktidar olman özellikle Türkiye'de herşeyi yapabileceğin anlamına gelmez.
 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
Bugün burada ÖZGÜRCE devlet hakkında atıp tutan VATANSIZ adamların, özgürlükleri ileri geri konuştukları bu devlet sayesindedir! Sizin sosyal ÖZGÜRLÜĞÜNÜZ devletinizin ÖZGÜRLÜĞÜ kadardır. Atatürkün dediği gibi "Devlet iradesi işlemez olursa, kişilerin hürriyetini koruyacak hiçbir kuvvet kalmaz".

El insaf! Daha bu forumda bile tahammül edemeyip adamı banlamışsınız. Bir de devlete, kemalist rejime mi teşekkür edecekti?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Yanlış tanım. Yönetim ve rejim farklı şeylerdir.

Kısaca rejim, gelip geçen yönetimlerin ardından kalan tortudur. Herhangi bir partinin İktidarda olsa dahi değiştiremedikleridir. Yani Türkiye'de de kemalizmdir. 6 Ok'tur.

Yönetim ise iktidardır. İktidar olman özellikle Türkiye'de herşeyi yapabileceğin anlamına gelmez.

yönetim:iktidarı elinde bulunduran kişi ya da grupların toplumu idare etmesidir.
iktidar :bir toplumda halkı yönetme gücüne sahip olan kişi veya kişilerdir(erk sahibi olanlar)
Yönetim, fiil olarak yönetmeyi ifade etmekle birlikte, kavram olarak bir yönetim biçimini/şeklini de tanımlar.Monarşik, demokratik, totaliter yönetimler vb...Tanımsız, adı konmamış bir yönetim biçimi olamaz.Rejimi bu bağlamda kullandım.
İktidar ise, tanımlanmış herhangi bir yönetim biçimi içinde erk sahibi olmaktır. İktidar, bu anlamda yönetim biçimine bağımlı değişken olarak düşünülebilir.Tam da bu nedenle iktidar her istediğini yapamaz.(yapamamalıdır da...)
 

Preatorian

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
296
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
El insaf! Daha bu forumda bile tahammül edemeyip adamı banlamışsınız. Bir de devlete, kemalist rejime mi teşekkür edecekti?

Teşekkür etmesini bilseydi çoktan ederdi. Ayrıca banlayan ben değilim. Olayları saptırmayın her ne kadar bu konularda usta olsanızda!
 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
[Yalnız umarım bu ifadenin öz itibariyle "80 senedir ülkeyi kemalist oligarşinin yönettiğine" ve sizin de bundan yana olduğunuza dair bir itiraf olduğunun da farkındasınızdır.[/QUOTE]

80 Yıldır kemalist oligarşi filan yönetmiyor.Çok partili düzene geçildikten sonra, (ki geçilmeliydi) populizm uğruna liyakati, başarıyı, beceriyi yerlere çalıp oy avcılığına soyunanlar yönetiyor.(onlara yönettiriliyor da denilebilir)Atatürk ilke ve Inkilaplarına ve Atatürk milliyetçiliğine bağlı olduğumsa doğrudur.Bu niçin itiraf olsun?
 

cemozen

Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
240
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
47
Ee az önce "bağımlı değişken" demedin mi? Nereye bağımlı madem, o değişken değil de değişmeyen ne?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst