Saygi ve Bilinci Hakkinda

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Psikoloji kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Saygi ve Bilinci Hakkinda başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,286 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Psikoloji
Konu Başlığı Saygi ve Bilinci Hakkinda
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bugun toplumumuza ve iliskilere baktigimizda; bazi celiskilerin su yuzune ciktigini goruruz. Genel de, kisiler, kendilerine verilenlerle yetistigi ve yetistirildigi icin; herkes, ya bir buyugunun, ya torenin ya da bir gelenegin golgesinde buyur. Dolayisiyle, sahip ciktigi bu deger, onun icin herkesin sahip cikmasi gereken deger olur.

Bu neyi getirir? Bu ilk basta, kendine gore, bu degere uymayana mudaheleyi ve baskiyi getirir. Bu, o kisinin bu degeri koru korune savundugunu ve sahiplendigini getirir. Bu , o kisinin bireysel hak ve hurriyetleri savunamamasini ve savundurmamasini getirir. Bu, kisinin, kendisi icin degil; bu degerler icin yasamasini getirir.

Isin ilginc tarafi, bu degerler ve kavramlarinin algisi soyut oldugu icin, her kisi, kendi algisina gore bu degerleri degerlendirir. Yine kendi algisina gore, bu degerlerin yasam ve iliskide uygulanmasini ve uygulatmasini saglamaya calisir. Iste bu kisilerin, kendine gore toplumsal, ulkesel, yoresel, bolgesel, milli-dini kokensel v.s. yasami ve iliskisi, toplum uzerindeki bir baskidir. Iste bu toplumsal olgu, bilincli olmadigi icin - yani atadan kalma - sadece algilanma temeliyle, uygulanmaya calisilir.

Uygulamayanlar, ya afaroz edilerek, ya da uygulanmaya zorlanarak, bu degerlerin kaliciligi ve sabitligi saglanmaya calisilir. Bu kisilerin, toplum uzerindeki, kurdugu deger baskisi, ayrica, farkli degerler arasinda da, bir atismaya ve kutuplasmaya yol acar. Boylece, hem nesiller arasi bir karsitlik; hemde, toplum ici bir ayrisma dogar. Cunku, hicbir ayrimci deger, kendi degerinden odun vermedigi gibi; baska degerlere de yer vermemeyi gozetir.

Iste, bu tip, alisilagelmislik temelinde ve otomatiklesmis iliskilerin iceriginde bir toplum, ancak ayrimcilik temelinde yasamaya calisir. Bu oyle bir hal alirki; kisinin dogdugu sehir bile, bu ayrimciliga alet edinilir. Kisiler, birbirini tanimadan, birbirileri hakkindaki kulaktan dolma bilgilerle; birbirlerine tavir alir, yani "sen suralisin, oyleyse soylesin" ya da "sen busun, oyleyse boylesin" v.s. Bu, toplumun bir gercegidir. Bu toplumu, boyle tutmakta, cikarci sistemin ve yonetip yonlendirenlerin isine gelmektedir. Burada, bir kisiyi "boyle" diye suclamak; hem bir cozum degildir, hemde bu ayrimciligin ekmegine yag surer. Kisiler, yasamda herzaman kolayi tercih ederler. Dusunup, nedenlemek-sorgulamak yerine; verilenlere takilirlar. Kendilerinin takilmalari yetmiyormus gibi; bir de etraflarina bunu empoze ederler.

Iste, boyle bir toplumu, icine dustugu bu ayrimcilik batagindan kurtaracak sey; bilinc, egitim ve ogretimdir. Bu da ancak saygi temelinde olusur. Saygi da, farkin farkina vararak, bu farki algilamaktan ve koruyup, kollamaktan gecer. Tek onemli kistas, farki farkindan dolayi ayirmamak ve karsiya almamaktir.

Bunun en basit bilinci "benim yasam ve iliskilerimin degerleri farkliysa, ve ben bunlari koruyacaksam; baska birinin de yasam ve iliskilerinin degerleri farklidir ve o da kendininkileri korur. Ben ona mudahele edersem, o da bana eder. Ben onu ayirirsam, o da beni ayirir. Ama, bizler, toplum icinde beraber ve birlikte yasamak zorundayiz. O zaman, bu ancak, biribirimizin degerlerine saygi gostermemizin temelinde olur. Ben, onun degerlerine saygi gosterirsem, o da benimkilere gosterir. Demekki, benim kendi farkimi korumam, baskasinin farklarina saygi gostermemden gecer. Bu sayginin temeli de, ayrimcilik yapmamaktan gecer. Ben, bunu bir birey olarak; aile, cevre, toplum ve ulke icinde uygularsam, o zaman hem kendimi, toplum icinde ortaya koyabilir, hemde toplumun farkliliklarina saygi gostererek, toplum icinde yasayabilirim."

Egitim ve ogrenim ise; once, her ferdin, bir birey oldugunu bilmesi ile baslar. Birey olabilmek ise, kendi sahsina ait degerleri, yine kendi dusuncesinin nedenlemesi ve sorgulamasiyla ortaya koymasidir. Bu konuda, babasinin, annesinin, akrabalarinin, arkadaslarinin, cevresinin, ve hatta toplumunun, degerlerine ters dusebilir. Ama onemli olan, bu degerlerin kendine ait olmasi, ama yine her iliskide oldugu kisinin-ki buna anne-babada dahildir-degerine de saygi gostermesidir. Bu, kisinin, hem kendi bireysel kisiligini ortaya koymasi; hem de toplum icinde kendine bir yer bulmasi demektir. Burada, amac, yasami bireysel yasayarak; toplumsal iliskileri yurutebilmektir. Kimseyi, veya hicbir degeri karsisina almadan.

Bu ayni zamanda. bireye, kisilerle ugrasma yerine; onlarla gecinmeyi getirecek. Kisilerin, sadece, verilenleri uygulayan bir uygulayici oldugunu gosterecektir.

Cunku, birey olamayanin yasami kendisinin degil; kendisine verilen degerlerin onu yasatmasidir. Kendi yoktur, sadece yasattigi degerler vardir. Ne kadar cok, bunun bilincine varir; o kadar cok, bireylesir ve kendini bulur. Kendini buldukca da; hak ve ozgurluklerin, insanlik temelindeki onemini kavrar. O zaman sadece, kendi hak ve ozgurluklerini degil; baskasinin da hak ve ozgurluklerini koruyacak duzeye gelir. Bu da, insan hak ve ozgurluklerinin bireysel korunusudur. Bu ayrica, kendinin olmadigi bir yasamda, o na hem kendini, hemde insanligin bir parcasi oldugunu hatirlatir. Cunku, bilirki, korudugu hak ve ozgurlukler; kendi cesidi olan insanin hak ve ozgurlukleridir. Tabi, egoist, bireyci ve ayrimci dusunup davranmazsa.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Iste, boyle bir toplumu, icine dustugu bu ayrimcilik batagindan kurtaracak sey; bilinc, egitim ve ogretimdir. Bu da ancak saygi temelinde olusur. Saygi da, farkin farkina vararak, bu farki algilamaktan ve koruyup, kollamaktan gecer. Tek onemli kistas, farki farkindan dolayi ayirmamak ve karsiya almamaktir.

Bunun en basit bilinci "benim yasam ve iliskilerimin degerleri farkliysa, ve ben bunlari koruyacaksam; baska birinin de yasam ve iliskilerinin degerleri farklidir ve o da kendininkileri korur. Ben ona mudahele edersem, o da bana eder. Ben onu ayirirsam, o da beni ayirir. Ama, bizler, toplum icinde beraber ve birlikte yasamak zorundayiz. O zaman, bu ancak, biribirimizin degerlerine saygi gostermemizin temelinde olur. Ben, onun degerlerine saygi gosterirsem, o da benimkilere gosterir. Demekki, benim kendi farkimi korumam, baskasinin farklarina saygi gostermemden gecer. Bu sayginin temeli de, ayrimcilik yapmamaktan gecer. Ben, bunu bir birey olarak; aile, cevre, toplum ve ulke icinde uygularsam, o zaman hem kendimi, toplum icinde ortaya koyabilir, hemde toplumun farkliliklarina saygi gostererek, toplum icinde yasayabilirim."

Haklısınız.Bununla birlikte, kişinin "kendi bireysel arz/talepleri" de her zaman onayladığımız türden olmayabiliyor.Eski dilde adab-ı muaşeret dediğimiz görgü kuralları örneğin..Eğitimli bireylerde bile -özellikle yeni kuşakta- bu konuda eksiklikler var.Gerekçe olarak da, "ben bunları bireysel olarak talep etmiyorum ki, başkalarına yapmaktan/yapmamaktan dolayı rahatsızlık duyayım.."Sen de bana yapabilirsin" cevabını sıklıkla duymuşumdur..Özetle, birey olma bilinci toplumsallıktan ayrı düştüğünde, denge kurulamıyor bazen..Müziğin sesin kısmasını rica ettiğiniz alt komşunuz, siz de gürültü yapın, ben şikayetçi değilim dediğinde, öylece kalakalıyorsunuz..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Haklısınız.Bununla birlikte, kişinin "kendi bireysel arz/talepleri" de her zaman onayladığımız türden olmayabiliyor.Eski dilde adab-ı muaşeret dediğimiz görgü kuralları örneğin..Eğitimli bireylerde bile -özellikle yeni kuşakta- bu konuda eksiklikler var.Gerekçe olarak da, "ben bunları bireysel olarak talep etmiyorum ki, başkalarına yapmaktan/yapmamaktan dolayı rahatsızlık duyayım.."Sen de bana yapabilirsin" cevabını sıklıkla duymuşumdur..Özetle, birey olma bilinci toplumsallıktan ayrı düştüğünde, denge kurulamıyor bazen..Müziğin sesin kısmasını rica ettiğiniz alt komşunuz, siz de gürültü yapın, ben şikayetçi değilim dediğinde, öylece kalakalıyorsunuz..

Bu konudaki farki su baslikta ve su mesajda aciklamistim. Eger bireysel hak ve ozgurlukler ile bireyin hak ve ozgurlugu farki bencillik, bananecilik, bireycilik ve bireyci akilcilik disinda birey bilinci olarak algilanacaksa, bu mesaja goz atmakta bir yarar var. Ayrica bu basligi ve mesaji okudugunu ve o baslikta yazistigimizi da biliyorum. Onemli olan bireyin hem kendi bireyselligini hem de toplum icindeki bireyselligini bir birey olarak birey bilinci ve farkindaligi ile tursel duzeydeki bilinc ile birlikte yasayabilmek. Sorun bireyin toplumsal kisiligi, ve de bireyin bireyciligidir. Birinde birey bilinc ve farkindaligi yoktur, digerinde insanoglu tur bilinc ve farkindaligi yoktur. Iste birey bilinci bu ikisini de kapsar ve vicdan olarak ne kendine ne de baskasina zarar vermez, saygi olarak ta hem kendi hem de baskasinin hak ve ozgurluklerini korur ve destekler. Iste basta nihilizmin ve her turlu iktidar pesinde kosan politik, etik, metafizik izmin ve ideolojinin algilayamadigi bu bilinc ve farkindaliktir.

http://www.felsefe.net/psikoloji/5217-birey-ve-birey-bilinci-uzerine.html#post26698
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bu konudaki farki su baslikta ve su mesajda aciklamistim. Eger bireysel hak ve ozgurlukler ile bireyin hak ve ozgurlugu farki bencillik, bananecilik, bireycilik ve bireyci akilcilik disinda birey bilinci olarak algilanacaksa, bu mesaja goz atmakta bir yarar var. Ayrica bu basligi ve mesaji okudugunu ve o baslikta yazistigimizi da biliyorum. Onemli olan bireyin hem kendi bireyselligini hem de toplum icindeki bireyselligini bir birey olarak birey bilinci ve farkindaligi ile tursel duzeydeki bilinc ile birlikte yasayabilmek. Sorun bireyin toplumsal kisiligi, ve de bireyin bireyciligidir. Birinde birey bilinc ve farkindaligi yoktur, digerinde insanoglu tur bilinc ve farkindaligi yoktur. Iste birey bilinci bu ikisini de kapsar ve vicdan olarak ne kendine ne de baskasina zarar vermez, saygi olarak ta hem kendi hem de baskasinin hak ve ozgurluklerini korur ve destekler. Iste basta nihilizmin ve her turlu iktidar pesinde kosan politik, etik, metafizik izmin ve ideolojinin algilayamadigi bu bilinc ve farkindaliktir.

http://www.felsefe.net/psikoloji/5217-birey-ve-birey-bilinci-uzerine.html#post26698

Yukaridaki link cikmiyor.

Verilen link;

http://www.felsefe.net/psikoloji/4053-birey-ve-birey-bilinci-uzerine.html
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bugun toplumumuza ve iliskilere baktigimizda; bazi celiskilerin su yuzune ciktigini goruruz. Genel de, kisiler, kendilerine verilenlerle yetistigi ve yetistirildigi icin; herkes, ya bir buyugunun, ya torenin ya da bir gelenegin golgesinde buyur. Dolayisiyle, sahip ciktigi bu deger, onun icin herkesin sahip cikmasi gereken deger olur.

Bu neyi getirir? Bu ilk basta, kendine gore, bu degere uymayana mudaheleyi ve baskiyi getirir. Bu, o kisinin bu degeri koru korune savundugunu ve sahiplendigini getirir. Bu , o kisinin bireysel hak ve hurriyetleri savunamamasini ve savundurmamasini getirir. Bu, kisinin, kendisi icin degil; bu degerler icin yasamasini getirir.

Isin ilginc tarafi, bu degerler ve kavramlarinin algisi soyut oldugu icin, her kisi, kendi algisina gore bu degerleri degerlendirir. Yine kendi algisina gore, bu degerlerin yasam ve iliskide uygulanmasini ve uygulatmasini saglamaya calisir. Iste bu kisilerin, kendine gore toplumsal, ulkesel, yoresel, bolgesel, milli-dini kokensel v.s. yasami ve iliskisi, toplum uzerindeki bir baskidir. Iste bu toplumsal olgu, bilincli olmadigi icin - yani atadan kalma - sadece algilanma temeliyle, uygulanmaya calisilir.

Uygulamayanlar, ya afaroz edilerek, ya da uygulanmaya zorlanarak, bu degerlerin kaliciligi ve sabitligi saglanmaya calisilir. Bu kisilerin, toplum uzerindeki, kurdugu deger baskisi, ayrica, farkli degerler arasinda da, bir atismaya ve kutuplasmaya yol acar. Boylece, hem nesiller arasi bir karsitlik; hemde, toplum ici bir ayrisma dogar. Cunku, hicbir ayrimci deger, kendi degerinden odun vermedigi gibi; baska degerlere de yer vermemeyi gozetir.

Iste, bu tip, alisilagelmislik temelinde ve otomatiklesmis iliskilerin iceriginde bir toplum, ancak ayrimcilik temelinde yasamaya calisir. Bu oyle bir hal alirki; kisinin dogdugu sehir bile, bu ayrimciliga alet edinilir. Kisiler, birbirini tanimadan, birbirileri hakkindaki kulaktan dolma bilgilerle; birbirlerine tavir alir, yani "sen suralisin, oyleyse soylesin" ya da "sen busun, oyleyse boylesin" v.s. Bu, toplumun bir gercegidir. Bu toplumu, boyle tutmakta, cikarci sistemin ve yonetip yonlendirenlerin isine gelmektedir. Burada, bir kisiyi "boyle" diye suclamak; hem bir cozum degildir, hemde bu ayrimciligin ekmegine yag surer. Kisiler, yasamda herzaman kolayi tercih ederler. Dusunup, nedenlemek-sorgulamak yerine; verilenlere takilirlar. Kendilerinin takilmalari yetmiyormus gibi; bir de etraflarina bunu empoze ederler.

Iste, boyle bir toplumu, icine dustugu bu ayrimcilik batagindan kurtaracak sey; bilinc, egitim ve ogretimdir. Bu da ancak saygi temelinde olusur. Saygi da, farkin farkina vararak, bu farki algilamaktan ve koruyup, kollamaktan gecer. Tek onemli kistas, farki farkindan dolayi ayirmamak ve karsiya almamaktir.

Bunun en basit bilinci "benim yasam ve iliskilerimin degerleri farkliysa, ve ben bunlari koruyacaksam; baska birinin de yasam ve iliskilerinin degerleri farklidir ve o da kendininkileri korur. Ben ona mudahele edersem, o da bana eder. Ben onu ayirirsam, o da beni ayirir. Ama, bizler, toplum icinde beraber ve birlikte yasamak zorundayiz. O zaman, bu ancak, biribirimizin degerlerine saygi gostermemizin temelinde olur. Ben, onun degerlerine saygi gosterirsem, o da benimkilere gosterir. Demekki, benim kendi farkimi korumam, baskasinin farklarina saygi gostermemden gecer. Bu sayginin temeli de, ayrimcilik yapmamaktan gecer. Ben, bunu bir birey olarak; aile, cevre, toplum ve ulke icinde uygularsam, o zaman hem kendimi, toplum icinde ortaya koyabilir, hemde toplumun farkliliklarina saygi gostererek, toplum icinde yasayabilirim."

Egitim ve ogrenim ise; once, her ferdin, bir birey oldugunu bilmesi ile baslar. Birey olabilmek ise, kendi sahsina ait degerleri, yine kendi dusuncesinin nedenlemesi ve sorgulamasiyla ortaya koymasidir. Bu konuda, babasinin, annesinin, akrabalarinin, arkadaslarinin, cevresinin, ve hatta toplumunun, degerlerine ters dusebilir. Ama onemli olan, bu degerlerin kendine ait olmasi, ama yine her iliskide oldugu kisinin-ki buna anne-babada dahildir-degerine de saygi gostermesidir. Bu, kisinin, hem kendi bireysel kisiligini ortaya koymasi; hem de toplum icinde kendine bir yer bulmasi demektir. Burada, amac, yasami bireysel yasayarak; toplumsal iliskileri yurutebilmektir. Kimseyi, veya hicbir degeri karsisina almadan.

Bu ayni zamanda. bireye, kisilerle ugrasma yerine; onlarla gecinmeyi getirecek. Kisilerin, sadece, verilenleri uygulayan bir uygulayici oldugunu gosterecektir.

Cunku, birey olamayanin yasami kendisinin degil; kendisine verilen degerlerin onu yasatmasidir. Kendi yoktur, sadece yasattigi degerler vardir. Ne kadar cok, bunun bilincine varir; o kadar cok, bireylesir ve kendini bulur. Kendini buldukca da; hak ve ozgurluklerin, insanlik temelindeki onemini kavrar. O zaman sadece, kendi hak ve ozgurluklerini degil; baskasinin da hak ve ozgurluklerini koruyacak duzeye gelir. Bu da, insan hak ve ozgurluklerinin bireysel korunusudur. Bu ayrica, kendinin olmadigi bir yasamda, o na hem kendini, hemde insanligin bir parcasi oldugunu hatirlatir. Cunku, bilirki, korudugu hak ve ozgurlukler; kendi cesidi olan insanin hak ve ozgurlukleridir. Tabi, egoist, bireyci ve ayrimci dusunup davranmazsa.

İslam'ı benimseyen birisi diğer dinlerin varlığını kabul etmekle beraber, değiştirilmiş olduklarını ya da eklemeler yapıldığını bildikleri için kendi inançları gereği diğer dinleri doğru kabul etmemektedir. Son gelen din İslam'dır ve doğal olarak diğer dinlerde insanlar tarafından değişiklik yapılmasaydı başka bir dinin gelmesine de gerek kalmazdı.

Maide Suresi'nde belirtildiği üzere Müslümanlar için sadece İslam vardır. "Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslamı seçtim."

Siz inanmadığınız için Kur'an'ı ve ayetleri bilmek zorunda değilsiniz ancak bu kadar sorgulama yapmaya meraklıysanız da o dine ters gelecek cümleleri kurmamanız gerekir. Bu insanların belirlediği değil varlığını kabul ettiğimiz Allah'ın kurallarıdır. Bu kısmı anlamaya çalışırsanız ve cümlelerinizi ona göre kurarsanız kendinizden birşey kaybetmez sadece inanca ve inançlılara saygı duymuş olursunuz.

Yazınızda da bahsettiğiniz gibi ötekileştirme yapmamış olursunuz. Siz her cümlede akıl yok sizde, karanlık çağdan geliyorsunuz v.s. tarzında cümle kurarsanız ötekileştirme yapmış oluyor, inananları karanlık çağdan kalanlar diye gruba ayırıyorsunuz.

Kur'an'da yazanların gerçek anlamını idrak edemediğiniz için kavga-ayrımcılık-şiddet gibi algılıyorsunuz. Ayrıca Kur'an'da farklı bir dizilim vardır, bunu da bilmiyorsunuz aslında araştırsanız öğrenebilirdiniz ama inanmadığınız için gerek duymadığınızı tahmin ediyorum.

Mesela;

Casiye Suresi 2. ayet
"Kitab'ın indirilişi, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır. "

Allah tarafından değildir diyenlere cevap başka bir surede gelmiştir.

Nisa Suresi 4/ 82

"Onlar hâlâ Kur'an'ı gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı mutlaka onda birçok çelişkiler bulurlardı.

Kısacası; Kur'an'ı eleştirmek için yeterli araştırmanız yok, yazınızda da bahsettiğiniz gibi kulaktan dolma ya da çevreden duyduklarınız ile yorum yapıp, hep yanılıyorsunuz.

Kur'an'ın ya da İslam'ın kurallarının dışına çıkarak sorgulama yaptığınız sürece tepki alırsınız, tepki alma sebebiniz inançsız olmanız değil Kur'an'a aykırı yorum yapıyor olmanızdır. Bu farkı anlamanızı diliyor ve inanca saygılı yorumlarınız ile bizi şaşırtacağınız günü iple çekiyoruz.
 
Son düzenleme:

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Senin dogru Kabul ettiklerinin baskasi tarafindan dogru Kabul edilmesi gerekmez.

Once sayginin ne oldugunun algilanmasi lazim.

Saygi degerlere degil; kisinin degerlerine gosterilendir.

Yani birisi senin Allah'a olan inancina saygi gosterebilir.

Yalniz Allah kimsenin tekelinde degildir ve her bir beyin icin de farkli anlam ve icerik tasir.

Burada Allah kavrami uzerindeki bir tartisma ya da sorgulama saygisizlik degiuldir.

Saygisizlik bu tartismayi yapani hedef almaktir.

Eger obur turlu oluyrsa hic bir kavram tartisilamaz.

Sen Allah'i tartistirmazsin.

Oburu god'u tartistirmaz

Bir baskasi Budha'yi tartismaz.

Bunu ideolojiye de tasiyarak.

Biri materyalizmi tartistirmaz v.s.

Bu tamamen keyfi dusunce ve bilgi dusmanligi ve onune engelkoymaktir.

Felsefe ise tam da bu kavramlar kimin icin ne ifade ederse etsin, tartisir.

O yuzden saygi KAVRAMLARA DEGIL; BU KAVRAMLARI YASAMINDA UYGULAYANLARIN UYGULAMASINA GOSTERILIR.

Ben kimsenin islam dini ile Allah ile olan kisisel yasamina karismam, iste saygi budur.

Yalniz Islami da Allah'i da tartisirim. Cunku bunlar kimsenin tekelinde degildir.

Iste dusunce ve bilgi paylasimi da bu temeldedir.

Kisaca saygi kisiye ve onun kisisel uygulamasina gosterilir, kavramlara degil.

Kavramlarin tartismasidir zaten felsefe.

Cunku herkes kendince kavramlara anlam ve icerik verir.

O yuzden eger bir saygisizlik varsa, bu ancak kisiye onun ozelyasam ve iliskisine yoneliktir.

Kavramlara saygi olmaz.

Mesela dine yapilan saygisizlik bugun ulkede diz boyu.

Kuran sallamalar, politik konusma sirasinda ezanin durdurulmasi, camilerin politik propaganda mekani olarak kullanilmasi, dinin kutsal degerleri ile pasta yapmak maket yapmak.

Ya da diyelim oruc tutan birinin orucunu bozmaya zorlamak.

Yada diyelim namaz kilarken engellemek v.s.

Demekki burada sayginin ne olduguna ve neye kime gfosterilmesi ile ilgili bir algi sorunu var.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Senin dogru Kabul ettiklerinin baskasi tarafindan dogru Kabul edilmesi gerekmez.

Once sayginin ne oldugunun algilanmasi lazim.

Saygi degerlere degil; kisinin degerlerine gosterilendir.

Yani birisi senin Allah'a olan inancina saygi gosterebilir.

Yalniz Allah kimsenin tekelinde degildir ve her bir beyin icin de farkli anlam ve icerik tasir.

Burada Allah kavrami uzerindeki bir tartisma ya da sorgulama saygisizlik degildir

Yalniz Islami da Allah'i da tartisirim. Cunku bunlar kimsenin tekelinde degildir.


Iste dusunce ve bilgi paylasimi da bu temeldedir.

Kisaca saygi kisiye ve onun kisisel uygulamasina gosterilir, kavramlara degil.

Demekki burada sayginin ne olduguna ve neye kime gfosterilmesi ile ilgili bir algi sorunu var.

Sorgulama saygısızĺık değildir, sorgulama yaparken kurduğunuz cümleler inanca ters ise ve inançlı buna karşı çıkmazsa, inancı gereği günaha girer, tum mesele budur.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Sorgulama saygısızĺık değildir, sorgulama yaparken kurduğunuz cümleler inanca ters ise ve inançlı buna karşı çıkmazsa, inancı gereği günaha girer, tum mesele budur.

Kurdugum cumleler tabiki inanca ters olacak.

Cunku inanc kavrami insanoglunun insanlasmasinin onundeki engellerden biridir.

Sen bunun aksini dusunuyorsan, inanc uzerinden tartisirsin.

Bu cumleyi yazan yazari hedef almazsin. Onun cumlesine de saygisizlik yapmazsin.

Cunku yukaridaki cumle senin pratikteki inancina yonelik degildir.

Sadece inanc kavrami ile ilgilidir.

Inanc kavrami da her beyinde farkli anlam ver icerik bulur.

Sen eger inanc kavraminidegerlendirmekten gunaha girecegini dusunuyorsan, degerlendirmerzsin.

Yalniz degerlendirene de saygisizlik yapmazsin.

Inancli hangi inanca karsi cikiyor?

Diyelim bir musluman hristiyan inanci tasiyor mu?

Hristiyan inancina karsi cikmiyor mu?

Inanc kavram olarak geneldir ve ozel olarak belirtilmedikce de kimseye yonelik degildir.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Peki sen biliyor musun?

Allah'in da evlatlari oldugunu?

O zaman Allah'ta mi muhtac?

Yehova inanclilari senin Allah'ini kabul etmezler.

Kisaca umarim bu mesaj neyin tartisilabilip neyin tartisilamayacagina aciklik getirmistir.

Allah'ın evlatları olduğunu size kim söyledi, nereden çıkarttınız bunu yine? İşte bu ve benzerleri ile sorgulamayı yanlış şekilde yapıyorsunuz.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Lat ve Uzza'ya ve diğer üçüncüsü Menat'a ne dersiniz? Erkek size de dişi ona mı? Öyle ise çok insafsızca bir paylaştırmadır. (Necm Suresi 19-22)

Onlar ancak sizin ve atalarınızın ilah edindiğiniz şeylere taktıkları isimlerdir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar yanlız zanna ve nefislerinin arzularına tabi oluyorlar. Andolsun ki, kendilerine Rableri katından yol gösterici gelmiştir. (Necm 23-26-28)

O dönem yerleşen yanlış bir inanış üzerine yukarıdaki ayetler gelmiş ve gerçek olmadığı belirtilmiştir yani Allah'ın çocuğu yoktur olamaz da...


 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Allah'ın evlatları olduğunu size kim söyledi, nereden çıkarttınız bunu yine? İşte bu ve benzerleri ile sorgulamayı yanlış şekilde yapıyorsunuz.

Islâmiyet öncesi kâbe'deki yüzlerce putun* en büyüğüne, yani ay tanrısına verilen isimdir. bu isim pagan araplara antik kenan panteonundan miras kalmıştır. son şeklini islâmiyet'le birlikte araplardan (muhammed'den) almıştır. al-menat, al-uzza ve al-lat olarak anılan üç kızı vardır. muhammed adlı islâm kurucusunun babası da bu ismi taşımaktadır.

Muhammed'in babasinin ismi Abdullah- "Allah'in hizmetcisi/kolesi" anlamina gelir.

Sizler boyle kendi bildiklerinizin dogrulugunu dayattikca, bu sitede din uzerine baslik kalmayacak hepsi kilitlenecek.

Cunku oyle anlasiliyor ki, x lakapli yonetici islam dini ile ilgili tartisma istemiyor.

Cunku sizzler direk saldiriya ve hakarete yoneliyorsunuz.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
insanlaşmak nedir ve sonrasında diğer engeller nelerdir?

Once bir insanlasta sonrasini ondan sonar algilarsin.

Insanlasmak demek, insanoglunun biri biri ile olan deger ustunlugu kavgasini bitirmesi demektir.

Herkesin herkesin degerine saygi gostermesi ve her degeri sorgulayabilmesi demektir.

Insanoglunun onune insanoglunu ikinci plana iten degerler koymamasi demektir v.s.

Beynin sinirsiz ve inancsiz ideolojisiz degersiz dusunebilmesi demektir.

Yani dusuncenin hic bir veri tabu ve deger ile sinirlanmamasi demektir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst