Eski Bir Tapınak Yazıtı

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Düzyazı kategorisinde kalliope tarafından oluşturulan Eski Bir Tapınak Yazıtı başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,156 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Düzyazı
Konu Başlığı Eski Bir Tapınak Yazıtı
Konbuyu başlatan kalliope
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan darkmoon

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Gürültü-patırtının ortasında sükunetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü, dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle sev ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.
Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.
Aşka burun kıvırma sakın; o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye lâyık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.
Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkânsızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.
Hatırlar mısın doğduğun zamanları: Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Önünde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekânıdır.

XENTIUS M.Ö. IX. YY.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Ynt: Eski Bir Tapınak Yazıtı

Bu totem sanırım.Bunları gerçekleştirebilen var mıdır?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: Eski Bir Tapınak Yazıtı

“Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir”

filozofun öğretisine ters düşen bir açıklamadır kanısındayım. Yukarıdaki öğretide “teslim olma” diyerek direnci şaşmaz bir nirengi olarak belirleyen öğretinin rüzgara teslimiyet ile birlikte hedefe yönelik tüm araçların meşru/haklı ve belki de kaçınılmaz olduğunu belirtmesi ile yazgıya direnilemeyeceği vurgulanmıştır. Öğreti bu noktada sofistike bir boyut kazanır ve yazgıyı benimser.

Unutmaya yönelik düşüncesi ile tarihsel belleğin kullanılmasının insanın huzur ve mutluluğunu kaçıracağı savında bulunulurken unutkanlığın toplumlar üzerinde nasıl izler bıraktığı göz-ardı edilmektedir. Hatırlamak her-zaman kötüye kullanmak olarak değerlendirilemez. Her-türlü birikim hatırlamaktır ve gereklidir.

Öğretiyi bu iki yönden eleştirmekteyim.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.

Gideceği yönü bilmeyen, her esen rüzgarda bilinçsiz bir başak tanesi gibi bir o yana bir bu yana yatar durur..Bu gemide herhangi bir amacı gayesi olmayan bir insandan farksız gibi geldi bana..Yoksa Amerika nasıl keşfedilirdi..
 

gicrogae

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Eyl 2012
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
113
Eski Bir Tapınak Yazıtı...

bir zamanlar bir dizi vardı,kung fu adında...

hoca ve çekirge konuşuyorlar bizde izliyorduk...

yukarıda bir alıntı var ve biz konuşuyoruz...

ne hocayız,ne çekirge...
ne o tapınağı gördük,ne rahibiyiz ne müridi...

acaba,gerçekten ne dendiğini anlayabiliyormuyuz?
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Hangi inanca/öğretiye sahip olursa olsun,çoğu bilge/arif kişilerin dilinden dökülen sözler birbirinin aynı..Vurgulamak istedikleri noktalar genelde aynı..

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol.

bu örnekte olduğu gibi..yada budist öğretisindeki ''kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma'' örneğinde olduğu gibi.Kamil insan olabilme yolundaki kilometre taşları, her bilge insanda kendini gösteriyor..

Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.

Bu sözden gerçekte ne anlamalıyız..
 

gicrogae

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Eyl 2012
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
113
Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.


Bu sözden gerçekte ne anlamalıyız..

Odisseas ve POSEIDON (Neptün) arasındaki ilişki ne anlamamız gerektiğine çok güzel bir örnektir ve yukarıdaki tapınak yazısı belkide bu ilişkiyi anlatmaktadır...
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Medeniyetin beşiğinde oturmak ve bundan habersiz yaşamak..ne utanç verici kendi adıma..teşekkür ederim..
 

Serdar Gülüm

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.

Yelkenli bir geminiz varsa, yelkenler rüzgara dik konumdayken en yüksek hızı elde edersiniz. Sarsıntısız, hızlı bir hareket sağlar. Ama yanlızca rüzgarın yönünde hareket edebilirsiniz. Belli bir yöne ilerlemek istemeyenler (mesela korsanlar) genellikle kendilerini rüzgara bırakır.

Belli bir yöne hareket etmek istiyorsanız yelkeni rüzgara karşı bir açı ile döndürürsünüz. Hızınız bir miktar azalır, sarsıntı da artar. Direğe binen kuvvet de artar. Rüzgar çok güçlüyse, bu kuvvet çok artıp yelkeni kırabileceği için fırtınada yelken indirlir. Ama istediğiniz yöne doğru hareket edersiniz. Belli hedefi olanlar yelkenlerini rüzgara göre ayarlar.

Bir de rüzgarın ters yönden esme ihtimali var ki yelkenleri indirir rüzgarın yön değiştirmesini beklersiniz.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bilimin etiği olmalı mı diye bir forum açmıştım. bu konuda olgu, eleşitirilere açılabilir ancak genelleme yapılması sakıncalıdır. ana-karnında kırkıncı gününde cenini insan olarak tanımlayan Hipokrat, tüm kültürlerde efssaneleşmiş belki de Şah-Maran'ın oğlu olan Lokman Hekim bilimsel metodları, gözlem, deneyi kullanıyorlardı; san-at icra etmiyorlardı...
 

gicrogae

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Eyl 2012
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
113
bu konu için söylenecek tek şey var...

hekim doktor farkını, hem hasta hemde tedavi eden idrak eder halde olmalı...

kendini tanrı yerine koyan ile şafi isminin tecellilerine aracı olmaya çalışan arasındaki fark,
ya da şafi isminin tecellilerine vesile arayan ile iyileşmeye çalışan arasındaki fark...
bu idrak edilebilmeli...
 

darkmoon

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
5 Eyl 2012
Mesajlar
48
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
gençler pek bilmez, ama bu eski tapınak yazıtı Türk copy/paste geleneğinin kilometre taşlarındandır.. bir nevi internete adım atan bebelerin “Ali topu at, tut Lale tut” cümlesidir..
milyonlarca defa kopyalandı yapıştırıldı.. ama bak yine de tazeliğinden hiçbir şey kaybetmedi bu eski tapınak yazıtı.. her dem ter-ü taze.. ne güzel.. :p

.

Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın.

MÖ 9. yyl dolaylarında işiyle varolan insanlar.. hımm.. bir de üstüne hayattaki dayanağın odur diyor.. pek bi moderen mülahazalar bunlar..
belki de Daniken amcam haklıdır.. kimbilir.. :p
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst