Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde toz_zerresi tarafından oluşturulan Evlilikler Neden Yürümüyor? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8,209 kez görüntülenmiş, 38 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Evlilikler Neden Yürümüyor?
Konbuyu başlatan toz_zerresi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Kadın erkek ilişkilerini her yönden sorgulama zamanı geldi diye düşünüyorum. Aklıma gelen soruları sıralamak istiyorum. Konuya bir miktar temel oluşturabilir.

1- Kadın ve erkeğin yaratılıştan gelen farklılıkları var mıdır?

2- Kadınların sosyal hayatta daha faal olması evlilikleri nasıl etkiledi?

3- Kadınların ekonomik özgürlüklerini ele almalarının sonuçları nelerdir?

4- Neden ataerkil yapı baskın olagelmiştir ve ataerkil yapı fıtri midir?

5- Kadın erkek ilişkilerinin aşırı iç içe olması nasıl değerlendirilmeli?

6- Kadın erkek arkadaş olabilir mi?

7- Çocuk bakımı kadına mı aittir?

8- Çalışan çiftlerin çocuk dünyaya getirmeleri doğru mudur?

9- Anne sevgisini, şefkatini ve bakımını bir baba çocuğuna verebilir mi?

10- Kadına neden şiddet uygulanıyor?

11- Boşanma modern dediğimiz insanlardaa neden daha fazla?

vs.vs.vs...

Hamama giren bir miktar illa terler...
 

ufuk8307

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
5 Ocak 2010
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Ben evlilik müessesesinin son derece gereksiz olduğunu düşünüyorum.2 insan birbirini sevip aynı evde yaşamaya karar verince niye bu ilişkiyi, evlendirme dairesinde belediye görevlisi ve 2 şahitin önünde atacakları imza ile alacakları evlilik cüzdanıyla resmileştirirler ki?Bence birbirine aşık, birbiriyle uyum içinde olan bir çift evlenmeden aynı evi paylaşabilmeli, birbirleriyle kavga etmeye başlayıp birbirlerinden soğudukları zamanda mahkeme avukat falanla uğraşmayıp rahatça ayrılabilmeli.Böyle düşünmeme sebep olan şey ülkemizde ve dünyada mutsuz evliliklerin çok fazla olması ve çoğu evli çiftin aynı evde iki yabancı gibi yaşaması.
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
evliliklerin neden yürümediğinden çok neden yapıldığını sorgularsak bence daha sağlıklı sonuçlar çıkar.

Bir insan neden evlenir;
bir insan neden hayatını başka bir insana teslim eder;
bir birini seven aşık olan insanlar neden evlilik yerine birlikte yaşamayı seçmezler;
insanlar neden çocuk yaparlar;
insanların bir evlilikten yeni eşyalar mobilyalar dışında beklentileri nelerdir.

vs. vs. aklıma gelen gelmeyen yazamadığım bir sürü şey..

benim türk aile yapısında gördüğüm en açık şey

bir kadının için evlilik anne-baba evinden çıkıp var olan koşullarından kaçması uzaklaşması iken ; bir erkek içinde yaşı ile orantılı bir şekilde toplumsal dışlanma ve boşluktan kaçmaya çalışmaktır. ha birde her iki taraf için düzenli seks hayatı var ya.. çok şükür o olay bu yüzyılda epeyce kırıldı :p

birde doğruluğuna inandığım şöyle bir söz var evlilik adına söyleyebileceğim..

erkekler yoruldukları zaman, kadınlar ise merak ettikleri zaman evlenirlermiş.
varın gerisini siz düşünün gayrı..
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
tekerlekleri olmadığından olabilir mi yürümemesinin sebebi
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
1- Kadın ve erkeğin yaratılıştan gelen farklılıkları var mıdır?
4- Neden ataerkil yapı baskın olagelmiştir ve ataerkil yapı fıtri midir?

'kadın'-' erkek' cinsiyet belirtimi iken insanların,ilişki karakterinin genel yapısı; bireysel insan huy, karakterlerinin çatışmaları şeklinde gelişip, sonuçta güç hiyerarşilerine dönüşmüş giderek cinsiyetçi dayatma-kabullenme-yapılanmalarla da kendi (hastalıklı/ataerkil! ) kültürünü! oluşturmuş.Mantıken, sağlıklı olanı birbirine baskın bir erk'e gerek duyulmamasıdır.

Bu düşüncem doğrultusunda 1.soruya cevabım

kadının fiziksel zayıflığının..ilişkilerde bu yönde gelişim göstermesi kadın-erkek fark etmez , insanın akıl/karakter zafiyeti, yine çevresiyle uyumlulukta- dengeyi kurmada ki zorlanımı /kabalaşmadır.

2- Kadınların sosyal hayatta daha faal olması evlilikleri nasıl etkiledi?
3- Kadınların ekonomik özgürlüklerini ele almalarının sonuçları nelerdir?

öncelinde, ağırlıklı olarak, kadının evde erkeğin dışarıda çalışması şeklinde ki rol dağılımı, ekonomik gücün erkeğin tekelinde olmasına sebep ve bu da ( +/- 'erk') kutuplaşmada etkenken

zaman içinde…kaynak keşifleri , bağlı olarak da tüketim- ihtiyaçlar artmış, kadının ekonomiye katılması elzem olmuştur (burada konu aslında açılım gerektiriyor - aktif sosyal hayattan, eğitimden genelde yoksun bırakılmışken.. zorunlu olarak çalışma hayatına atılması onun, kalifiye eleman/işten ziyade kayıt dışı işlerde sosyal güvenceden yoksun çalışmasına vs. vs...) Sosyal hayatın içine giren kadın, adaptasyonu- kabullenilmesi sürecinde her ne kadar zorluklar yaşamış ise de kendine (sağlıklı /sağlıksız) bir şekilde güven geliştirmiştir. Evliliğe etkisi ise çok kapsamlı bir konu …geçelim : )

5- Kadın erkek ilişkilerinin aşırı iç içe olması nasıl değerlendirilmeli?
6- Kadın erkek arkadaş olabilir mi?

iç içelikten ve de aşırı vurgusundan maksadı! anlamadığım için bu cevabı da es geçiyorum

Kadın erkek tabii ki arkadaş olur arkadaşlığın, ne anlama geldiği biliniyorsa ( arkadaşlığın temeli
cinsiyet değil tarafların kafa dengi olmasıdır )
kaldı ki cinsiyet bağlamında birbirine yakınlık duyan - ilişkide- kişiler içinde ( gecelik-gelgeç bir durum değilse) arkadaşlık edebilmeleri, önemlidir.

7- Çocuk bakımı kadına mı aittir?
8- Çalışan çiftlerin çocuk dünyaya getirmeleri doğru mudur?
9- Anne sevgisini, şefkatini ve bakımını bir baba çocuğuna verebilir mi?

çocuk dünyaya getirmek ve o çocuğu sosyal hayata hazırlayarak (kendine yeter zamanına değin) sorumluluğunu almak, iki yetişkin- yetkin birey gerektirir. Kadın, hormonal aktivitesi /fizyolojisi doğurduğu üzere, yeni doğana tabiatı ile daha yakındır. Bir baba da, belli ezber rol-kalıpları kırdığı, önce insan olmasının verdiği duyarlılığa, o farkındalığa eriştiği nispette çocuğuna sevgisini,şefkat ve bakımı gösterecektir.

çocuk dünyaya getirmenin esas kriterlerini yukarıda belirtmişken bu soruya verebileceğim yanıt da çalışmayan ebeveynlerdense çalışan ebeveynlere sahip olmak yeğdir ancak bu çalışan çift de hem kendilerine hem de çocuklarına kalite zaman ayırabileceklerse ,bunun yeterliliğinde,kararında...hemfikir iseler, çocuk arzulasınlar :)

10- Kadına neden şiddet uygulanıyor?

Şiddetin kaynağı UZlaşamayan, ortayı -aklıselim- bulamayan karakterlerin çatışması..dayatma-zorlama acizliğidir!! kadın-erkek iki tarafta etken olabilir.Baskın anlayış! Nobran karakter! vs. psikolojik taciz de bir tür şiddetken, fiziksel kaba kuvvet raddesinde (erkek fiziken daha güçlü olduğu için) gözlemlenebilen erkeğin -baskın-şiddeti olacaktır. Kültür -farkı -ile gelişen mizaç-huy! (her ilişki; kendi içinde,tarafları arasında değerlendirme gerektirse de genel anlamda şiddete bakışım budur)

11- Boşanma modern dediğimiz insanlarda neden daha fazla?


Kadın sosyal hayatın içinde aktif ise, kendine güven- yeterliliği de (sosyo/ekonomik-kültürel anlamda- kendince) kazanacak, geleneksel kadın-erkek rol/dayatmasını da sorgulayacaktır. Evliliği tek taraflı- tatmin olmadığı bir ilişki ise veya bu şekle dönüşmüşse kendini kurtarma yolunu da seçebilecektir (tatmin, salt cinsel tatmin değildir)
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Ben evlilik müessesesinin son derece gereksiz olduğunu düşünüyorum.2 insan birbirini sevip aynı evde yaşamaya karar verince niye bu ilişkiyi, evlendirme dairesinde belediye görevlisi ve 2 şahitin önünde atacakları imza ile alacakları evlilik cüzdanıyla resmileştirirler ki?Bence birbirine aşık, birbiriyle uyum içinde olan bir çift evlenmeden aynı evi paylaşabilmeli, birbirleriyle kavga etmeye başlayıp birbirlerinden soğudukları zamanda mahkeme avukat falanla uğraşmayıp rahatça ayrılabilmeli.Böyle düşünmeme sebep olan şey ülkemizde ve dünyada mutsuz evliliklerin çok fazla olması ve çoğu evli çiftin aynı evde iki yabancı gibi yaşaması.

Dediklerine katılmakla beraber aynı zamanda katılmıyorum. Birbirlerinden soğuduklarında avukatsız hemen ayrılabilirler ama ya sadece taraflardan biri soğuduysa ve diğeri hala onu seviyorsa? Bağlılık ani kararlar vermeyi önler. Ani karar vermemek beraberinde uzun uzun düşünülmüş sağlıklı kararları getirir. Evlenmeden önce aynı evde kalmak doğru birbirlerini daha iyi tanıyacaklardır ama elbet evlilikle son bulunması gerektiğine inanıyorum...
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Aklıma gelen bir konuyu daha arz edeyim müsadenizle. Bence önemli. Bir arkadaş işler ters giderse, resmi muamelelere ihtiyaç kalmadan ayrılıp gidebilecekleri bir yaşam tarzından bahsetmiş. Yani birlikte yaşamaktan. Acaba bu evlilik dışı çözüm insanları kolaycılığa itebilir mi? Yani en ufak bir sarsıntıda herkes kendi limanına dümen kırabilir mi? Birlikte yaşamanın getirdiği rahatlık ilişkileri nasıl etkiler? Biliyorsunuz ki dürtüler var olabilmemizi sağlayan ( yani türümüzü koruyabilmemizi sağlayan ) araç gereçlerdir. Cinsellik dürtüsü sanırım ürememize ve dolayısı ile türümüzü korumamıza yardım ediyor. Çocuk meselesi evlilik dışı beraberliklerde nasıl halledilebilir? Yani olumsuz bir durumda çocuğun hakları nasıl korunacak? Hatta kadın ve erkeğin bizzat kendilerinin kanuni hakları nasıl muhafaza edilmiş olacak? Çocuğun en doğal hakkı olan miras hissesi ne olacak?

Ancak mesele evliliklerin neden yürümediği idi... Burada evliliğin gereksizliğini vurgulayan arkadaşlar olabilir ve fikirleridir saygı duyarız. Ancak biz evlilik üzerine münazara yaptığımız için gerekliliğini bu başlık altında sorgulamanın yersiz olduğunu düşünüyorum.

Saygılarımla.
 

rainbow64

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
331
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
1- Kadın ve erkeğin yaratılıştan gelen farklılıkları var mıdır?
birinci şık bana en mantıklısı gibi geldi.
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Şimdi meselenin daha iyi tartışılabilmesi için bir iki düşüncemi paylaşmak istiyorum...

Kadın ile erkeğin birbirinin tamamlayıcısı olma özelliği gerçekten var mıdır? Bunun cevabı hayır ise durum vahim demektir. Birbiri ile çatışma potansiyeli olan iki insan türü oluşturulmuş anlamı çıkar ki sonu faciadır. Annelerimiz ile kurduğumuz (genel itibarı ile) muhteşem bağ nasıl izah edilebilir erkekler açısından?

Arkadaşımızın biri, kadın-erkek arkadaşlaıklarının karşımızdakini bir insan olarak görebildiğimiz sürece mümkün olduğunu ifade etmiş. Şimdi soruyorum? Sevdiğiniz kadının başka bir erkekle başbaşa paylaşımlarda bulunmasından rahatsız olur musunuz? Veya annenizin babanız dışındaki bir erkeğin evine arkadaş sıfatı ile gidip paylaşımlarda (cinsellik dışı) bulunmasına onay verir misiniz?

Ataerkil yapı sırf fiziksel bir üstünlükten doğmuştur desek bile bu yapının yaratılıştan gelen bir özellik olduğunu kabul etmiş olmaz mıyız?

Ataerkil yapı tasfiye mi edilmeli yoksa ıslah mı edilmeli?

Erkeklerin kadınları cinselliklerine alet etmek için, özgürlük konusunda teşvik ettikleri bir gerçek midir? Madem bu böyledir, yakınlarımızın içindeki kadınlarımızın da bu cinsel özgürlük haklarından istifade etmesine müsade etmeli değil miyiz? Burada çifte standart uygulanmıyor mu?

Saygılarımla
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
tekerlekleri olmadığından olabilir mi yürümemesinin sebebi

Çok hoş bir yanıt...Değerli arkadaşlar , evlilik "yürümez" zaten.Yürütülmez de...Evlilik, resmi bir kurumdur ve medeni kanunla evlilik birliğini oluşturanların hak ve ödevleri belirlenmiştir.Yani "devingen" değildir.Yürüyen/yürümeyen evlilik kurumunun tarafları olan eşler arasındaki "ilişki"'dir.İlişki yürümese de evlilik pekala sürdürebilir.Kurumun mu , bireysel taleplerin mi öncelikli olacağı meselesini de evlenecek/evli olan çiftler belirleyecektir.

"Eğer her iki tarafta evlilikten pek büyük mutluluklar beklemiyorlarsa, mutlu denilen evliliği gerçekleştirmişlerdir." (B.Russel, Evlilik ve Ahlak)
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
SORU- Kadın erkek arkadaş olabilir mi?
CEVAP-Kadın erkek tabii ki arkadaş olur arkadaşlığın, ne anlama geldiği biliniyorsa ( arkadaşlığın temeli
cinsiyet değil tarafların kafa dengi olmasıdır )
kaldı ki cinsiyet bağlamında birbirine yakınlık duyan - ilişkide- kişiler içinde ( gecelik-gelgeç bir durum değilse) arkadaşlık edebilmeleri, önemlidir.

gayet net bir soruya aynı netlikte cevap veren arkadaşın biri(üye adı tolga) diğer soruya.. 'faullü SORU- Kadın erkek ilişkilerinin aşırı iç içe olması nasıl değerlendirilmeli?' cevap vermemişti..neden? aşırı vurguyu , sportmenliğe uygun bulmamış kenarından dolaşmıştı : )

ancak, toz_zerresi arkadaş, 'meselenin daha iyi!! tartışılması..' konusunda kararlı...devamla demişsiniz ki ' ..bir iki düşüncemi paylaşmak istiyorum...'

''Arkadaşımızın biri, kadın-erkek arkadaşlaıklarının karşımızdakini bir insan olarak görebildiğimiz sürece mümkün olduğunu ifade etmiş.
Şimdi soruyorum?
Sevdiğiniz kadının başka bir erkekle başbaşa paylaşımlarda bulunmasından rahatsız olur musunuz? Veya annenizin babanız dışındaki bir erkeğin evine arkadaş sıfatı ile gidip paylaşımlarda (cinsellik dışı) bulunmasına onay verir misiniz?''

yazdığınız ilk cümleden...
'..karşımızdakini bir insan olarak görebildiğimiz sürece !!mümkün...'
sorularınıza bakalım..
'Sevdiğiniz kadının!! başka bir erkekle başbaşa paylaşımlarda bulunması..'
'annenizin!! babanız dışındaki bir erkeğin evine arkadaş sıfatı ile gidip…'

***
toz_zerresi , keşke paylaşmak istediğiniz düşüncelerinizi soru formatına sokmaya çalışarak değil de direkt fikrinizi yazarak tartışmaya açsaydınız..çünkü bu şekil ; (kadını yeriyor musunuz seviyor musunuz insan yerine nasıl hangi şekil/zamana kadar koyabiliyorsunuz.. belli değil! üstelik..yönlendirmeli-duygu sömürülü:sevdiğiniz kadın ve erkek baş başa, anne bir başka erkeğin evinde..)soru kalıbında iken, hâlâ kural dışılar. olmuyor ...
saygı benden
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Konu tam; "HEKİMDEN SORMA ÇEKENDEN SOR DEMİŞLER" i anlatıyor. Soruya çözüm bana göre "KİŞiSEL GELİŞİM" ve "MUTLULUK" tan ne anlaşıldığının doğru yanıtlarını bulmakla başlıyor. Evlilik bir AKİT'TİR. Bir aktin oluşması ve yürümesi için belirli koşulları olur. Gönül, Beyin,Ruh ve Beden ortaklığı evlilik aktinin oluşmasını; Sevgi, Saygı, Anlayış, Paylaşım, Özveri, Vefa, "AİTLİK DUYGUSU" nun makul ölçülerde dengelenerek yaşanması gibi olgular bu aktin "MUTLULUK" olarak kişilere dönmesi şekline dönüşerek Evlilik aktinin yürümesinin sağlayan koşulları oluşturur. "KİŞİSEL GELİŞİM " esas olarak bu aktin yürütülmesi yolunda en önemli adımların belirleyicisidir.

Çünkü genel olarak evliliğin oluşması esnasında bilimsel olarak da kanıtlanmış olan ve toplumda belli bazı benzetmelerle tanımlanan, örneğin; "AŞK KALBE GİRDİĞİNE AKIL SEYAHATE ÇIKAR" tarzı gibi bir söylemle anlatıldığı gibi Gönül, Beyin,Ruh ve Beden uyumunun sağlandığı gibi bir yanılgı yaşanır. Genelde her şey güzel başladı gibi görünür. Ancak; sorunlar bu aktin yürürütülmesi esnasında ortaya çıkmaya başlar. Bence önemli olan bu konuların zaman içinde neden yıkıma uğradığını doğru irdeleyebilmek, sorunun doğru teşhis ve çözümün makuliyetini sağlar.

Çevremize baktığımızda aralarında evlilik akti olmaksızın birlikte yaşayan çiftlerin de aslında aynı sorunları yaşadıklarını görüyoruz. Bu demek oluyor ki; bilinçli insanlar için evlilik akti mutluluğa engel değil...
Evlilik sosyal bir düzen sistemidir. Olmalı ve saygınlığını da korumalıdır. Belki evlilik öncesi eğitim bu konuya çözüm olabilir. Tüm ortaklıklar gibi evlilikte bir arada yaşama sözü verilen bir ortaklıktır. Tek farkı ve fazlalığı duygusallık içermesidir.

Bence önce evliliği doğru tanımlayıp, günümüzde bu kurumun neden daha kolay yıpranır hale geldiğinin nedenlerini araştırmak, konuya yanlış yerden dalıp karmaşıklaştırmak yerine , sorun ve neden/sonuç ilişkisini doğru ilişkilendirmek daha akılcı ve yararlı olur.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
1-Kadın ve erkeğin yaratılıştan gelen öncelikle fiziksel farklılıkları zaten var. Rahim başlı başına doğurganlığı, anneliği ve öz yapısı itibariyle daha fazla merhameti simgeler.(Doğruluk ve güzelliğe örnek teşkil etmesi açısından /ders almak ve şükretmek kolaylığı sağlar/istisnalar her konuda mevcuttur.ÖRNEĞİN;Çocuğunu sokağa atabilen anne. Extra örnek. Başka bir başlık altında incelenebilir)

2-Kadınların sosyal yaşamda daha faal ve etkin olmaları hem olumlu, hem olumsuz sonuçlar doğurdu. Kişilik farkı daima etkendir.

3-Akıllı bir kadın ekonomik gücünü değil, aklını ve kişilik gücünü ön pllana çıkartır. Ancak görünen manzarada maalesef gerektiği ölçüde ne yazık ki yerini pek almıyor.

4-Erkek bedeninin fiziksel olarak daha güçlü olması ilk çağlarda doğa koşullarına daha dayanıklı ve yaşamı idameye katkısı daha fazla olduğu için zaman içinde kemikleşmiş olmalı. Fitri olduğunu düşünmüyorum. Ama olsa ve doğru anlamda kullanılsa iyi olur düşüncesindeyim.

5-Kadın ve erkek birer bireydir. İçselliği ve iç içe olmayı dengelemek yetenektir. Her şeyin fazlası zararlıdır. Normal doz yaşam sağlar, aşırı doz öldürür.

6-Kadın erkek, özellikle evlilikte kesinlikle arkadaş olabilmelidir. Arkadaşlık saygı, anlayış,özveri,vefa gibi özellikler gerektirir. Bunlar da evliliğin önemli yapı taşlarındandır. Arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyeyim sözü güzel bir örnektir.

7-Çocuk özel bir varlıktır. Bebekler genellikle doğarken ağlarlar,anne kucağında susarlar. Bu demek değildir ki; sadece anne yeterlidir. Anne çok önemlidir. Ama oluşumuna katkıda bulunan babanın varlığı da yaşam sürecinin her safhasında son derece gerekli... ve önemli...

8-Her çiftin çocuk sahibi olma hakkı vardır. Her kadın anneliği, her erkek babalığı tatmak ister. Amam unutmamak gerekiyor; her şeyin mutlaka bir bedeli var.

9-İyi bir annenin yerini kimse tutamaz. Ama bazen bazı babaların annelerden daha şevkatli olduğuna ve çocuğuna daha iyi baktığına da tanık olabiliyoruz.

10-Sadece kadına değil, maalesef her canlıya şiddet uygulanabiliyor. Şiddet uygulayanın acziyeti ve kişisel zayıflığı etken diye düşünüyorum(Başka bir başlıkta işlenebilir,çok kez işlendiği gibi)

11-Modernite bana göre yanlış algılanmaya maruz kalmakla birlikte sizin vurgunuza göre; öncelikle kişilerin BİREY olduklarının daha baskın bilinci ve ekonomik güvence ve belki de ÖZGÜVEN'İN TAVAN YAPMASI...
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Selam toz _zerresi,

niyetim kimseyi forumundan - konudan soğutmak değil

kadın üzerinden işlenerek, toplumsal yapının-ilişkilerin aydınlatılması! kadının, toplum üzerine etkisi ...yeri ! hele hele cinsiyetleri (fizyolojisi) fıtrat!? ile yan yana getirip, toplumdaki alışılmış-kabul gören geleneksel roller ile de, bağlantısını kurarak bu kurmacada 'hikmeti!' sorma…vb. soruları, ne düşünerek kurguladığınızın cevap hakkı tabi ki sizde

ancak…
benim de düşüncem odur ki, sorular bu şekil sorulunca maksadı! aşıyor

Kadın ve erkeğin yaratılıştan gelen farklılıkları var mıdır?
Neden ataerkil yapı baskın olagelmiştir ve ataerkil yapı fıtri midir?
Çalışan çiftlerin çocuk dünyaya getirmeleri doğru mudur?
Anne sevgisini, şefkatini ve bakımını bir baba çocuğuna verebilir mi !!
Çocuk bakımı kadınaaittir?
Kadınların ekonomik özgürlüklerini ele almalarının sonuçları: nelerdir?
Kadın erkek ilişkilerinin aşırı iç içe olması nasıl değerlendirilmeli?
Kadınların sosyal hayatta daha faal olması evlilikleri nasıl etkiledi?
Kadın erkek arkadaş olabilir mi !!
Boşanma modern dediğimiz insanlardaa neden daha fazla?
ve son olarak
Kadına neden şiddet uygulanıyor!? ''öylemi : )''
vs.vs.vs...
Hamama giren bir miktar illa terler…
---------

oysa, daha geniş bir perspektiften -objektif bakarak, sorgularsak daha çeşitli (sağlıklı) cevaplar alabiliriz.
misal;
toplumsal yapı içinde kadın ve erkeğin; bireysel duruşları, sosyal koşumlanışları hakkında düşünceleriniz nedir? Gelenekleştirilmiş (gözlemleyebildiğiniz) toplumsal rol/ modeller var mı varsa bunun birey üzerine etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? toplum baskısının birey üzerine etkisi ile bu yapı içinde emilize edilen bireyin topluma geri bildirimi nasıl gerçekleşiyor?
Toplum/birey etkileşiminin ışığında , toplum-erkek -kadın metamorfozunu , dünü-bu günü nasıl değerlendiriyorsunuz …? vb. sorular

belki bölmüş gibi görünebilirim …ancak benimki de, bir fikirdi ve konu sizin, (daha fazla uzatmadan) kolay gelsin diyorum
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Toz zerresi içinden geldiğince, en yalın şekilde kafasındaki soruları yöneltmiş. Bana göre felsefi tartışmadan daha çok konunun psikolojik irdelenmesi gibi. Sakıncası da yok...Tümden öze varabiliriz.
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Eleştirileri dikkate alacağım. Ben meselenin anadolu dolu dolu konuşulmasını arzu ediyorum. Burada felsefi olarak dar bir köşeye sıkışma endişesi olmadan tartışılmasını arzu ediyorum. Ben yalın olarak bu konuda herkesin fikrini merak ediyorum. Yine bir çoban duruluğunda ilerleyeceğim.

Evlilik kurumunun fonksiyonu sizce nedir?

Kadınlar neden evlenir?

Erkekler neden evlenir?

Evlenmek zorunlu mudur?

Evlenmeyenler cinsel arzularını ne şekilde tatmin edecekler?

Evlilik için bir ehliyet önşartı getirilmeli midir?

Getirilmesi gerekli ise neden?

Gereksiz ise neden?

Vahşi kapitalizimin evliliğe etkileri nelerdir?

Medya evliliklere ne gibi katkılar yapıyor?

İnternet kullanımı ile boşanmalar arasında doğru bir orantı tesbit edildi? Neden?

En iyi tüketicilerin boşanmış insanların olduğu birçok ekonomi dergisinde vurgulanıyor. Neden?

Konuyu katkılarınızdan dolayı teşekkürler. Buradaki fikirlerinizi izninizle ileride başkaları ile de paylaşmak istiyorum. Dolayısı ile her yönden ele alırsanız meseleyi sevinirim.

Saygılarımla.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Eleştirileri dikkate alacağım. Ben meselenin anadolu dolu dolu konuşulmasını arzu ediyorum. Burada felsefi olarak dar bir köşeye sıkışma endişesi olmadan tartışılmasını arzu ediyorum. Ben yalın olarak bu konuda herkesin fikrini merak ediyorum. Yine bir çoban duruluğunda ilerleyeceğim.

Evlilik kurumunun fonksiyonu sizce nedir?

Valla fonksiyon, türev, integrali matematikçilere bıkakıp diğer sorulara geçiyorum.


Kadınlar neden evlenir?

Erkekler neden evlenir?

Klasik olacak rivayet dolanır: "kadınlar meraktan erkekler sıkıldıklarından dolayı evlenir." diye.

Evlenmek zorunlu mudur?
Zorunlu olmadığını biliyoruz zaten de özellikle kadına "evde kaldın" cümlesi gına getirme ihtimali olabilir.

Evlenmeyenler cinsel arzularını ne şekilde tatmin edecekler?
Bu sorunun cevabını biliyorsunuzdur her halde de tam olarak neyi merak ediyorsunuz onu anlayamadım.

Evlilik için bir ehliyet önşartı getirilmeli midir?
Cezai ehliyeti olmalı tabi.

Getirilmesi gerekli ise neden?

Gereksiz ise neden?
Gerekli dediğim için bu soruyu geçiyorum.

Vahşi kapitalizimin evliliğe etkileri nelerdir?
Kredi kartları yüzünden intihar eden eşlerin olduğu bir dünyadayız.

Medya evliliklere ne gibi katkılar yapıyor?
Evliliği Hande Ataizi gibi 24 saatte bitirme basitliğinde düşünenler var.

İnternet kullanımı ile boşanmalar arasında doğru bir orantı tesbit edildi? Neden?
Doğru orantı var. Sosyal ağlar ve porno sitelerine ziyaretler boşanma gerekçeleri arasına giriyor.

En iyi tüketicilerin boşanmış insanların olduğu birçok ekonomi dergisinde vurgulanıyor. Neden?
Adamın/kadının evi yıkılmış ne yapsın? Fikir/emek üretilmez hale gelmesi muhtemel. Yemeye içmeye veriyorlar kendilerini.
 

Felsefiyen

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
28
Ben direk düşüncelerimi söylemek istiyorum.
Evlilikler aşk diye nitelendirilen geçici heves veya görücü usulü ile tanışmış düşünceleri bir olmayan insanlar yüzünden yürümüyor.
Evlilik denilen olay aşk veya görücü usulü olmaz.Evlilik bence kafa yapıları birbirine uygun olan insanlar arasında olmalı.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Olağan şartlarda iki insanın birbirine uyması olanaksızdır. evlilik iki insanı müşterek şartlarda biraraya getirir. bu şartlara evlilik kurumunun ruhu diyebiliriz. bu evlilik ruhuyla beraber artık iki ruhun olacak...bu ruh kendi ruhunla beraber bir şekilde varoldukça evliliği ve duyguları besleyecektir.. ama aşk denilen duygular zamanla kaybolup gidecektir... evlilikte bunlara güvenemezsiniz..
 

byReveal

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Nis 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Bir kimsenin evlenip belirli bir neden üzerine boşanmadan bu konu hakkında pek derin bilgiler sunabileceğini düşünmüyorum. Ancak şu var ki; kıskançlık, güven eksikliği ve bencillik boşanmaların temel nedenleri olabilir. Saygılarımla.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst