ugramak

Her şeyden önce Popper‘in tertemiz Almancasıyla ve duru mantığı ile verdiği, her cümlesi adeta bir elmas parlaklığında olan konferanslarından müthiş estetik bir haz aldığımı söylemek mecburiyetindeyim. Bir kez daha Alman dilinin, yapısı ve kelimelerinin gücüyle konuşanı nasıl düzgün düşünmeye...

kötü bir durumla karşılaşmak

yenilmek, mağlûp olmak

Yola devam etmek üzere, bir yerde, kısa bir süre kalmak Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek Fırlayarak çıkmak, dışarı çıkmak (kötü duruma) Konu olmak Yaklaşmak Karşılaşmak, maruz kalmak Cin, peri çarpmak

hakaret görmek

saldırı karşısında kalmak, tecavüze uğramak

aldatılmak, şakaya hedef olmak

çok ve çeşitli yiyecekler yemekten midesi bozulmak

düşünülen kötü durum gerçekleşmek

bir süre için durmak

birine kötülük olsun diye yapılan bir iş, tersine onun iyiliğine yardım etmek

kesilmek

batmak, dağılmak, çökmek, yok olmak

hastalık derecesinde düşkün veya tutkun olmak

aldatılmak, sadakatsizlik görmek

kasıtlı ve asılsız suç yüklenmek

beklenilen sonucun elde edilmemesi sebebiyle çok üzülmek, acı çekmek

(birinden) zulüm görmek

bozguna veya büyük bir yenilgiye uğramak

zarar görmek, yıkılmak, harap olmak