tatli

Cıva birleşimlerinden, hekimlikte kullanılan zehirli bir madde, kalomel

Akarsularda, göllerde yaşayan, iki sırt yüzgeçli, beyaz etli bir balık

Sazangillerden, uzunluğu 80 cm, eti kılçıklı bir balık (Leuciscus cephalus)

Tatlı sularda yaşayan bir çeşit balık, kara balık, yeşil sazan

Kerevit, kerevides

Tatlı sularda biten bir tür gelincik

Yakın Doğu ülkelerinden olduğu hâlde Avrupalı gibi görünen Hristiyan Avrupalı gibi görünmeye özenen, züppe tavırlı

Acı veya tuzlu olmayan, içilebilen su

bk. tatlı dilli

bk. tatlı dil

Ne çok sert, ne çok yumuşak (söz, davranış)

Suyu tatlı olan bir tür limon

Güzel, kandırıcı, gönül alıcı konuşan

Gönül alıcı söz

Sevildikleri için verdikleri sıkıntı ve üzüntülere katlanılan (kimse)

bir işi can sıkıcı bir duruma sokmadan sona erdirmek

gereksiz şeylere üzülmek ve bunları dert edinmek

gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir

şefkatli, gönül alıcı konuşma ve davranış

şeker tadında olan Acı olmayan, içilebilen, yenilebilen insanı çeken; göze, kulağa hoş gelen, rahatlatan, dinlendiren, sevindiren şekerle veya şekerli şeylerle yapılan yiyecek Sinirlendirmeden, hoşa gidecek bir biçimde, tatlılıkla