Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
insanda doğanın diğer canlılara tanıdığı toleranslar kadar torpilli fakat doğa yasalarına göre kendi tercihi dışında gözünü dünyaya açtığına göre; düşünmeğe başladığı anda amaç koyar kendine. mutluluk bu anlamda bir amaçtan ziyade mutsuzlugun acısı ve bu algı yüzünden insanda içdürtüsel arzular...
Doğrudur. Çünkü felsefe tarihinin en ilgimi çeken akımı lengüistik felsefedir. Dildeki çözümlemeler hakkında o kadar okudum ancak sistemli/programlı bi şekilde yeniden birkaç yıl okumayı düşünüyoırum. Mali Müşavirlik Sınavlarımı verdikten sonra :)
Yok hayır ben sinirlenmedim. Kesinlikle güldüm okurken ve yukarıya şimdi yazdıklarınzda öyleler maalesef. Bu yazdıklarınızın felsefi tartışma platformlarında yeri yok. gülünç oluyor yani. Hakaretane olsun dy yazmıyorum ancak siz tartışmayı buraya taşıdınız. Bir cevabınız yokken siz yorum...
Yok ben bu yazdıklarınıza itibar edemem. Benim nezdimde bu cümleler taa dibine kadar 1 kuruş etmiyor? Hem bu felsefenin alanına girmekle beraber en spekülatif ve temelsiz ifadeler ve konular. O kadarki konu olduğundan dahi bir çok düşünür kendinden emin şekilde red etmiştir.
Basit mesele Tanrının varlığı ve dolayısı ile emir ve yasaklarının tartışılmaz olduğu mu? Banada ispatlayabilirmisiniz varlığını? Metafizik alana girmeden, ontolojik kanıtlara değinmeden? Mümkün mü? ben duymadım. Labaratuvarda mı ispatlandı yoksa sizle irtibata geçen fizik ötesi kimi şeylerden i...
Şunuda ilave etmeli: Tanrının varlığının veya dinlerin genel geçer meşruiyetinin sübutu varmıdır ki? Olmayan veya tartışmalı olan kavram veya olguların alternatifide olmayan şeylerdir.
Yook artık bu çok basite indrgenmiş bi yanıt oldu. Anlatamadım sanırım. Toplumların sosyal ve siyasal yaşamında tanrısal veya dinsel hükümlerin ne işi var o zaman? Bu tarz ruhani hükümler neden toplumların siyasal ve sosyal yaşamlarına müdahale eder ve kend alanlarına çekilmezler. Ben ilahi...
bu sitede soru sormanın kriterleri mi var? Bana da aynı eleştiri ile cevap verilmişti!!!
"Eğer Özgür irade yoksa Tanrı en büyük zalimdir" sorusunda sıkıntı olmamakla beraber "kütülük problemi" ihalesi tanrıya kalmış oluyor bence.
Filozofların adil olup olmayacağının garantisini veremeyiz de siyasetçilerden daha adil olacakları kesin. Filozofluk unvanını birileri yaşarken vermiyor ama siyasetçi dy dolaşanlarada öyle bi ehliyet verilmiyor. Halihazırda saygın üni.lerdeki akademisyenlerden (ülkemizde de oldugu kesin)...
Elbette Tanrı kavramının yerine oturttuktan sonra tartısmaya acmak niyetindeyim. Yani Tanrının varlığı yada yokluğu ile alakalı sormadım. Kaldı ki mükemmel bir devlet ütopyası (Bu Platonun devleti olmayacak elbette ancak filozoflar konseyi tarafından yönetilen mükemmel işleyen bir devleti)...
Tanrının yerine ideal bir devleti oturtmak ne kadar mümkün ve ne derece isabetli olurdu? Bu mümknü olsaydı klasik devlet erkinin insanların önüne konması ile mi neticelenirdi yoksa kutsanmaktan öte işlevsel bir mekanizma ile tanrısal/dinsel alanrlarda beşeri bir başarı ile mi tanımlanırdı acaba?