Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Yukarıdakilerin hepsine katılıyorum ve ekliyorum:
Normal bir insandan tek farkımız daha fazla düşünmek. Peki bu neyi değiştiriyor? Hiçbir şeyi. Öyleyse biz varoluş hakkında düşünenler, normal bir insandan "hiçbir şey" kadar fazlayız. "Hiçbir şey"in hiçbir önemi yok fakat bizi biz yapan o...
İraden, "bu yaşam çok anlamsız" diyip bu sözü anlamlandırabiliyorsa kendisiyle çelişiyordur çünkü kendisi o anda yaşamın bir parçasına anlam katıyordur.
Yaşam tamamen anlamlı ya da anlamsız olamaz; hayata anlamı "bilinç" verir ve bilinç düşünme işini sürdürdüğü sürece hayatın en az bir kısmı...
Sanırım amacım olmasa da yapmam gerekenin cevabını buldum. Şu ana kadar yaptığımdan farklı değil ama olsun. Düşüneceğim ve düşüncelerim hakkında düşünüp onları kaydedeceğim.
Yardımlarınız için teşekkürler.
Ödevi yapmak için kitabı tamamen okumana pek gerek yok. Çeşitli internet sitelerinde kitap karakterlerinin ne düşündüğü/ söylediğiyle ilgili alıntıları incele. Bir de kitabın geniş özetini okursan öğretmeni tatmin edecek bir ödev yapabilirsin.
Açmazdan ziyade kendimi bir kavak noktasında gibi hissediyorum. Gidebileceğim yönleri (seçebileceğim amaçları) görebiliyorum, bu yönlere gidersem bu yolların kişiliğimi nasıl şekillendireceğini, nasıl fayda sağlayacklarını da görebiliyorum. Ancak bu yönlerin hiçbirisi gerçek manada ilgimi...
Teşekkür ederim, ikinizin de ne demek istediğinizi anladım. Ben de hayatımda yeni deneyimleri tatmak için az da olsa çaba gösteriyorum; yeni ywmek tariflerine bakıyorum, egzersiz yapıyorum, ingilizce ve ya<ılın öğrenmek için internet vidyolarına bakmayı planlıyorum. Ama hepsinin sonunda "Eeh be...
Hayatımın anlamını bulduğumu düşünüyorum; sorguluyorum, şüphe ediyorum, düşünüyorum, irdeliyorum, kısmen araştırıyor ve öğreniyorum. Buraya kadar iyiym ama sorun bundan sonra başlıyor: peki bunları ne amaçla yapıyorum. Bir amaçla yapmıyorum, sadece kişiliğim bu yaklaşımı mantıklı bulduğu için...
Hiçbir şeye saygı duyulmamalı. Çünkü; saygı duyma hali, belirli ahlaki kalıpların sınırlarını belirlediği duygular ve düşünceler çerçevesinde bir kişiye veya şeye karşı duyulan yüceltici bir durumdur. Bu durumun en büyük denetleyicisinin toplumun ahlaki yargıları olması sebebiyle "saygı" özgün...
Biz düşünürler merak ediyoruz, şüpheleniyoruz, soruyoruz, dindarlar kendi inançları çerçevesinde belirli şeyleri değerlendirip bir karara varıyorlar, ateist pozitivistler somut kanıtlarla cevap arıyorlar ve veriyorlar.
Peki hiçbir şeyi sorgulamayan, her şeyi olduğu gibi kabul edip ona göre...
Zaten var olan bir şeyi sisteme dökmeyi ve bunu kendi olası amaçlarım doğrultusunda kullanmayı hedefliyorum. Ayrca deney ve araştırma sonuçları halka açık olacak, isteyen istediği gibi kullanabilir.
Az önce aklıma gelen e bu başlık altında yazılan mesajlarla birlikte geliştirmek istediğim deney ve araştırma konum.
Tanımlar
Karakter Şeması:
Kişinin ne olduğu. Kişiliği, karateri, mizacı, (geçmişte, şimdi ve gelecte) düşünme şekli, istekleri, korkuları, amaçları, doğruları, yanlışları...
@Phi
Her kültürde olduğu gibi saygı kültürü de pragmatik amaçlara dayanır. Bu amaçlardan en belirgin olanı güvenli, istikrarlı bir toplum/ortamdır. Örnek olarak a kişisinin kendi fikirlerini de düzgünce ifade edebilmesi için güvenli bir ortama ihtiyaç duyması ve bu güvenli ortamın da ancak b, c...
Verdiğin örnekler ahlaki çaresizlik yüzünden intihara giriyor.
Zaten en değerli şeyin olan canından vazgeçmeyi belli bir noktaya kadar göze almışsın, neden sana acı veren şeylere karşı mücadele vermek yerine (kaybedecek bir şeyin olmadığı için daha fazla zarara giremezsin) her şeyden vazgeçip yok olmayı seçiyorsun.
Kimsenin inanç duygu ve düşüncelerine saygı duymak gerekmez. Saygı duyulmayan kişilere ve 'şey'lere müsammaha gösterilmesinin sebebi insanların kendilerine ve kendi 'şey' lerine müsmmaha gösterilmesinin istenmesidir. Bu görüş herhangi bir kiYşi veya görüş aşırı güçlendiğinde diğer kişleri veya...
Bir çok düşünceyi kendi içinde temellendirip kendi mantığıyla irdeleyebiliyorken intihar düşüncesini bir türlü anlamlandıramıyorum. İntihar eden insanlara da gerçek intihar motivasyonlarını öğrenecek kadar empati yapamıyorum.
Şu ana kadar gözlemlerime göre intihar eden kişiler @hudikerem 'in...
Ben ihtimaller üzerinden değil gerçekleşenler üzerinden konuşuyorum. Bu da gösteriyor ki kolektif bilinç bile o bilinci oluşturanların yararına işliyor. Yani global iyiliği destekleyen "doğru hüküm" bile en fazla bir grup insandan öteye geçemiyor.
Ek olarak kolektif bilincin süre içerisinde...
Katılmıyorum; küçük çapta vicdan, doğru hüküm için dayanak olrak kullanılsa bile çap büyüdükçe kaybedilecek şeyler de arttığından hüküm vermek için öncelikle "fayda"ya bakılıyor. Tabii bu kısma geniş çaplı doğru hükümlerin kolektif bir bilinç tarafından da şekillendiğini eklemek gerekir. Yani...
Aksine, doğru hükmün asıl olarak bir kişi tarafından verildiğini savunuyuyorum, bununla birlikte @bilgi bilen ile var'ın savunduğuğu şekilde genelgeçer, her şeyi kapsyıcı bir doğru hükmün var olduğu görüşüne karşı çıkıyorum. Ek olarak doğru hükümleri de sadece bireysel bakış açısında ele...
Bu denli sabit fikirlilikle nasıl kendinize filozof diyorsunuz gerçekten anlayamıyorum. On farklı şekilde açıklamama rağmen doğru olduğu düşünülen hükmün göreceli olduğunu, bu hükmün sağladığı bilgiyi bilenin kapsayıcı olamayacağını dolayısıyla doğru hükmü verip, bilgiyi bilip var eden kişinin...
Üstünlüğün niteliğini ve boyutunu kim belirliyor? Tanrının varlığına inanan ve onu bilen kişi mi? Yoksa kendi öznel düşünce süreçleriniz tarafından oluşturulmuş basit bir mantık sıralaması mı?
Her iki türlü de Tanrının varlığını ve tekliğini ispat çabası oldukça öznel ve genelenemez bir durum...