Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Mekân da kültür de var olmak ile aynı kaçınılmaz derecede ilişkili kavramlardır Var olmanın yeri mekân ise biçimi de kültürdür.
Olmasaydınız olmazdık..
Biz Türkler Atacılıktan asla vazgeçmedik ..
Mabedlerimiz yok, hiç olmadı, mezar ve türbelerimiz var.. ( islam sentezi öncesinden...
yaw neresi zor, herşeye gücü yeten ön kabülünden sonra ortada zorluk kalmıyor..
yaptığın hata şu; örneğin önce bir bilgisayara içinde var olan bütün bilgilerini say bakalım diyorsun, sayıp bitirdiğinde de şimdide sende olmayan bilgileri say bakalım diyorsun..
bilgilerin olanlarınıda...
ben varsam ölüm yok,ölüm varsa ben yokum. ölümle asla karşılaşmayacağım. diyen yunan bir filozofun aforizmasına benzer bir şey söylüyorsun.. madem öyle bende bir sentez yapayım ;
Benim için ölüm varolmayan bir şeydir,varolduğum sürede sonsuzluğun ta kendisidir, başka bir sonsuzluk yoktur...
Her şeye gücü yeten tanrıymış! yaw kurtul bu teologların palavralarından, o adamlar o kadar çok sallıyor ki haliyle çelişiyor,sonra çelişkiyi örtbas etmek için daha çok sallamak zorunda kalıyorlar,sonra bu yalan rüzgarı bir sarmala dönüşüyor..
ama şöyle bir ayrım var; kısmen destekli sallayana...
ehehe:) sesli güldüm okuyunca..
evet,bizi biz yapan o hiçbir şey (burda mutavazı olduğunu farkındasın demi batur kişi:)) o hiçbir şey benim içinde değerli,çünkü bunu benden başka değerli kılacak bir ölçü yok.. olamazda ! çünkü benden başka ölçü yok! (burdada ben sana benzedim ellam:))
Kierkegaard hayatını düşünmeye adamış,hatta nişanlısını bile terketmiş, insanlığa etkileyici fikirler bırakmış bir düşünür, hatta günümüzde hala popüler olan Albert Camus ve Jean Paul Sartre gibi düşünürlere ilham kaynağı olmuş bir filozof.
Ve söyle diyor İgnostik üye;
Varoluş üzerine...
Bilinç düzeyinde ölümden, yokolmaktan korkmadığımı düşünsem de, bazen geceleri uyandığımda (uyku semesi hal) birgün öleceğim,sonsuza kadar bir daha varolmayacağım düşüncesi ile beraber tarif edemeyeceğim tuhaf bir duyguya/ürküntüye kapılıyorum.. ve anlıyorum ki derinlerde böyle bir korku...
Peki Allahın varlığının delili nedir? Allah hep vardı ezelidir,mutlaktır diyorsun, Allah hep var olabiliyorsa, evren neden hep varolamayıp bir yaratana ihtiyaç duyuyor?
her şey mutlak varlıktan varolmuştur.. varlık olduğuna göre muhtemelen doğru bir akıl yürütme, de yani bunu koca koca yazarak ne anlamamızı bekliyorsun? çok genel bir mantalite.
Birşeyleri çalışarak kazanmanın veya ulaşmanın hiçbir zevki olmadığını düşünmeye başladım bir süredir.. o yüzden şuan beni heyacanlandıran en güçlü hayalim birkaç tane yarış atı alabilmek, bu bayağıdır aklımda ve bir gün ulaşacağım.. % 97 falan maddi zararla sonuçlanacak bir iş ama heyecan...
var mı ki kendini avutmayan biri yeryüzünde? olabilir mi? hiçbir şeye inanmayan bile bir şekilde varoluşunu anlamlandırmak zorundadır, bu da bir nevi avuntu sayılır..
bu mentalite ile tanrıyı akılla ispatlamış olmuyorsun. Tanrıyı aklın dışına (aşkın alana) alarak,aklı tanrı konusunda yetersiz bırakıyorsun. ..başka deyişle varlığa bakıp bunu bir yaratan olmalı diyorsun ama o yaratanın zatı konusunda aklı saf dışı bırakıyorsun.. bu hristiyan teolojisin ürettiği iyi bir argüman ama çelişkili..
Kanıtlayamayız, akılla sadece ipucu üretebiliriz..
üzerine düşündükçe anlıyorum ki Tanrı konusunda kanıt kavramı bizlere teologlarca aşılanmış birşey, onların anlattıkları şeyler kanıtlar değil ,ipucları..
Bu menkıbe tadında masalı (aslen yalanı) anlatan kişi menzil tarikatı yetiştirmesi bir zat.
gerek bu din tacirleri gerekse siyasal islamcılar tarihi kendilerine göre dizayn etme ve yalan ustasıdır.
Halil inalcık; Fatih Sultan Mehemmed Han kitabında , istanbulun fethinde gökten evliyaların...
İntiharı seçenlerin çok azında intikam duygusu görüyoruz. (medyadan takip ettiğim kadarı ile kendi istatistiklerim)
yani hayatları hakkında birilerini elbet suçluyorlardır ancak çoğunlukla onları öldürmüyorlar.
Bu durum bana intihar ruh halinin tam bir vazgeçmişlik olduğunu düşündürüyor, yani...