- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 23 Ara 2012
- Mesajlar
- 4,763
- Tepkime puanı
- 319
- Puanları
- 83
Çağımızın en önemli sorunlarından birisi, sosyal medyanın da hayatımıza girmesi ile beraber kusursuz olmaya zorlanmak ya da var olmayan kusurları varmış gibi gösterenlerin, taciz ve baskısına maruz kalmaktır.
Oyuncu Hazar Ergüçlü (25) bu baskının en son mağdurlarından birisi olarak, haklı olarak isyan etti çünkü mutlu yaşamını kıskananların, onu da kendi mutsuzluklarına çekmek için uğraşmalarına artık katlanamamaya başladı.
Mutsuz ve karamsar insanların ne yazık ki başka insanlara zararı çok büyüktür. Kendi mutsuzluklarının içine başkalarını da çekebilmek için sürekli kusur arar veya haksız eleştirilerde bulunurlar. Başkalarının hayatına sürekli burnunu sokan ve kusur arayan bu tiplerden uzak kalmak en güzel çözümdür. Sizin ruh halinizi bozmalarına asla izin vermemeli ve bildiğiniz yoldan dönmemelisiniz.
Mevlana'nın da dediği gibi: "Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun. Kusuru örtmeyi marifet edin kendine, işte o zaman kusursuz olursun."
Estetik ve güzel-yakışıklı görünüm baskısı ile insanlar sürekli birbirinin aynı görünmeye zorlanıyor. Dışarıda karşımdan gelenler; sanki aynı mağazadan giyinmiş gibiler ya da aynı saç şekline sahip oluyorlar çünkü özgünlük yok olmuş durumda.
İnsanlar sadece görsellikten ibaret değildir, karakter güzelliği ve donanımlı olmak çok daha önemlidir fakat ne yazık ki bu değerler yok edilmeye çalışılıyor.
Hazar Ergüçlü, 25 yaşında olmasına rağmen sahip olduğu mimik çizgileri sebebi ile eleştiriliyor ve botoks yaptırması tavsiye ediliyormuş. Bu kadar genç bir insana bu öneriyi yapanların, kendi beyinlerine estetik yaptırması çok daha sağlıklı olacaktır.
İnsanlar kendini nasıl mutlu ve rahat hissediyorsa öyle yaşamalıdır, başkalarının kendi takıntılarını sizlere empoze etmeye çalışmasına asla izin vermeyiniz.
*****
Hazar Ergüçlü: Ben de herkes kadar özgürüm
Yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Ahlat Ağacı’ filmindeki Hatice karakteriyle izleyicide derin bir iz bırakan Hazar Ergüçlü, henüz 25 yaşında, genç bir sanatçı. Ergüçlü, “Birtakım doğrular var, onlardan değilsen yanlışsın. Yanlış değilim. Herkes kadar özgürüm. Asla uyumlu, hanım hanımcık biri olmayacağım” diyor.
‘Bizi var eden şey farklılıklarımız’
Bedeninizle ilgili zorbalıklarla karşılaştınız mı; daha zayıf olmanız, daha çok makyaj yapmanız istendi mi hiç?
Maalesef. Bundan kaçamıyoruz. Bizi var eden şeylerin, farklarımız olduğunu görmezden geliyorlar. Bir dar kalıp var. Eğer onun içinde değilsen star olamazsın. Bana hiç tanımadığım bir kadın gelip “Gördüm yalnız hiç de fit değilsin. Kilo almışsın, göbeğin var bayağı” dedi mesela. Bu bir kadın! Beni izliyorsun diye bana bunu söyleme hakkı buluyorsun. Ben yanımdan geçen adam koluma çarptığında dönüp özür diliyorum. Sen bu hakkı nereden kendinde bulabiliyorsun?
Bu nasıl etkiliyor sizi?
Benim de gerçeklik algım son derece deforme olduğu için, dışarıdan gelen saldırılara çok açık biri olduğum için sürekli diyetlerle boğuşuyorum. Bir ara yüzümdeki çizgilere taktılar mesela, ben de “Çok güldüğüm için çizgilerim var” diyordum. Botoks mu yaptırayım yani? Yaptırmayacağım. Estetiğe direniyorum, direneceğim. Ben olacaksam bunlarla olmalıyım. Neden bu çirkinlik olarak algılanıyor, neden 50 kat filtre atılıyor suratıma, neden photoshop içinde tanınmaz halde buluyoruz kendimizi? Neyse ki o algı özellikle dergi kapaklarında, reklam filmlerinde kırılmış durumda. Bakın, kimin sizin için imaj yarattığı çok önemli bir soru.
Oyuncu Hazar Ergüçlü (25) bu baskının en son mağdurlarından birisi olarak, haklı olarak isyan etti çünkü mutlu yaşamını kıskananların, onu da kendi mutsuzluklarına çekmek için uğraşmalarına artık katlanamamaya başladı.
Mutsuz ve karamsar insanların ne yazık ki başka insanlara zararı çok büyüktür. Kendi mutsuzluklarının içine başkalarını da çekebilmek için sürekli kusur arar veya haksız eleştirilerde bulunurlar. Başkalarının hayatına sürekli burnunu sokan ve kusur arayan bu tiplerden uzak kalmak en güzel çözümdür. Sizin ruh halinizi bozmalarına asla izin vermemeli ve bildiğiniz yoldan dönmemelisiniz.
Mevlana'nın da dediği gibi: "Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun. Kusuru örtmeyi marifet edin kendine, işte o zaman kusursuz olursun."
Estetik ve güzel-yakışıklı görünüm baskısı ile insanlar sürekli birbirinin aynı görünmeye zorlanıyor. Dışarıda karşımdan gelenler; sanki aynı mağazadan giyinmiş gibiler ya da aynı saç şekline sahip oluyorlar çünkü özgünlük yok olmuş durumda.
İnsanlar sadece görsellikten ibaret değildir, karakter güzelliği ve donanımlı olmak çok daha önemlidir fakat ne yazık ki bu değerler yok edilmeye çalışılıyor.
Hazar Ergüçlü, 25 yaşında olmasına rağmen sahip olduğu mimik çizgileri sebebi ile eleştiriliyor ve botoks yaptırması tavsiye ediliyormuş. Bu kadar genç bir insana bu öneriyi yapanların, kendi beyinlerine estetik yaptırması çok daha sağlıklı olacaktır.
İnsanlar kendini nasıl mutlu ve rahat hissediyorsa öyle yaşamalıdır, başkalarının kendi takıntılarını sizlere empoze etmeye çalışmasına asla izin vermeyiniz.
*****
Hazar Ergüçlü: Ben de herkes kadar özgürüm
Yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Ahlat Ağacı’ filmindeki Hatice karakteriyle izleyicide derin bir iz bırakan Hazar Ergüçlü, henüz 25 yaşında, genç bir sanatçı. Ergüçlü, “Birtakım doğrular var, onlardan değilsen yanlışsın. Yanlış değilim. Herkes kadar özgürüm. Asla uyumlu, hanım hanımcık biri olmayacağım” diyor.
‘Bizi var eden şey farklılıklarımız’
Bedeninizle ilgili zorbalıklarla karşılaştınız mı; daha zayıf olmanız, daha çok makyaj yapmanız istendi mi hiç?
Maalesef. Bundan kaçamıyoruz. Bizi var eden şeylerin, farklarımız olduğunu görmezden geliyorlar. Bir dar kalıp var. Eğer onun içinde değilsen star olamazsın. Bana hiç tanımadığım bir kadın gelip “Gördüm yalnız hiç de fit değilsin. Kilo almışsın, göbeğin var bayağı” dedi mesela. Bu bir kadın! Beni izliyorsun diye bana bunu söyleme hakkı buluyorsun. Ben yanımdan geçen adam koluma çarptığında dönüp özür diliyorum. Sen bu hakkı nereden kendinde bulabiliyorsun?
Bu nasıl etkiliyor sizi?
Benim de gerçeklik algım son derece deforme olduğu için, dışarıdan gelen saldırılara çok açık biri olduğum için sürekli diyetlerle boğuşuyorum. Bir ara yüzümdeki çizgilere taktılar mesela, ben de “Çok güldüğüm için çizgilerim var” diyordum. Botoks mu yaptırayım yani? Yaptırmayacağım. Estetiğe direniyorum, direneceğim. Ben olacaksam bunlarla olmalıyım. Neden bu çirkinlik olarak algılanıyor, neden 50 kat filtre atılıyor suratıma, neden photoshop içinde tanınmaz halde buluyoruz kendimizi? Neyse ki o algı özellikle dergi kapaklarında, reklam filmlerinde kırılmış durumda. Bakın, kimin sizin için imaj yarattığı çok önemli bir soru.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.