Kısaca,Gandizm'e bir eleştiri...

Gandhi ve felsefesi,


Şiddetsiz bir yaşam ve mücadele benimseyen Gandhi'nin felsefesi gerçekten çok vurucu ve uç bir düşünce sistematiğidir.


Her ne kadar şiddetsizlik ilk bakışta başından beri bir barışçılık gibi gözüksede Gandhi bunu sadece fiziksel şiddetsizlikte uygulamış ruhsal anlamda bir şiddetsizliği savunmamış hatta "iş birliği yapmama" ilkesiyle kazananı belli bir ruhsal şiddete başvurmak suretiyle galibiyetini ilan ederek varsa fiziksel şiddeti durdurmak ve akabinde isteklerini kabul ettirmeyi amaçlamıştır.


Gandhi'nin bu uç felsefesinin bir diğer yaptırımı "ölüm orucu" olsa da mücadelenin bel kemiği iş birliği yapmamaktır.


Gandhi bu görüşlerini korkaklığın bir kılıfı olmadığını savunarak bir korkağın sırf öz zihniyetine yakın diye Gandizm benimsemesine karşı çıkmış,bunu yapmasındansa cesur olmanın yollarını aramasını ve şiddete başvurmasını öğütlemiştir.



Temellerini okuduğumda beni gerçekten şaşırtan bu görüşün doğruluğunu belirteceğim bazı nedenlerden dolayı pek kabullenemesem de ideolojisine bu kadar bağlı ve iyi ifade edebilmiş Gandizm'in sağlam ve sistematik bir görüş olduğu kanısındayım.


Eleştiri olaraksa Gandizmde "Yap Veya Öl." ilkesinin gereği fiziksel şiddetin sonucunda sayısı binleri belki yüzbinleri bulan insan ölüm ya da şiddetlerini ruhsal mücadelede galibiyete varış adımları olarak görmüş ve arkasında bıraktığı manevi tahribat üzerinde durmamıştır.Bu gerçekten vicdansızcadır.


Bir başka eleştirim ise Gandizm'in sadece devletler ve toplumlar arası uyuşmazlıklarda çözüm olabileceği kanısındayım.Yani bir grup terörist ile Gandizm mücadelesi nasıl yapılabilir?Terörist grupların hedefi sadece öldürmektir ve Gandizm,başarıya ulaştığında kendi görüşünü kabul ettirmek için bir karşıt görüşü alaşağı etmesi gerekmektedir.Ancak terörizmde savunulan bir görüş yoktur ki.



Son olaraksa Gandhinin bu felsefesine isteksiz ve sabırsızları katmamak için insanlardan her gün "khadi" denen bir kumaştan bir parça dokumasını öğütlediğini öğrenince de kendisine ve görüşlerine saygım daha da arttı.

İşte siyasal süreçlerin sonu,siyasetin sonu hep kandır peki ne yapmalı bilemiyorum tek bildiğim şiddetin şiddeti arttırdığı o yüzden işimi siyaset üstü görmeli ,savaşlara karşı çıkmalı,yardım derneklerinde çalışmalı,gerçekten barışcıl insanları bulmalı...

tazmanyayahnisi' Alıntı:

İşte siyasal süreçlerin sonu,siyasetin sonu hep kandır peki ne yapmalı bilemiyorum tek bildiğim şiddetin şiddeti arttırdığı o yüzden işimi siyaset üstü görmeli ,savaşlara karşı çıkmalı,yardım derneklerinde çalışmalı,gerçekten barışcıl insanları bulmalı...

Genişletmek için tıkla ...

Doğrudur,haklısın.Ancak altına yazdığın konuya istinaden söylüyorum ki Gandhi aslında "şiddete şiddetle karşı çıkmıştır."


Gandhi elle tutulur bir barış faaliyetine girişmemiştir.Çünkü ne yapılırsa yapılsın şiddetin sona ermeyeceğini biliyordu.


Örneğin hiç ulaşmayacağını bildiği bir dama taş sallamamıştır Gandhi.




Bana göre de durum ne yazık ki bu kadar vahim bu kadar ortadadır.


Kadına şiddetin hali ortada,devletler arası küçük çaplı savaşlar ortada,insanların birbirlerine uyguladıkları duygusal terörizm ortada...


Bu demek değildir ki böyle devam edecek.Pek tabii ki bitebilir şiddet.Ancak bu rehabilitasyon ile değil,kendi isteğimizle olabilir.




Laf lafı açıyor da hep merak ederdim birilerine şiddet uygulamak isteyen hatta onda kalıcı hasar bırakmayı amaçlayan insanların düşüncelerini.


Bir gün kendime baktım tazmanyayahnisi,aslında ortada merak edilen bir düşünce yokmuş.Atalarımız ne güzel demiş "Öfkeden gözü dönmüş." diye.

Bir anlık oluşan öfke senin fişini çekiyor.Karşındaki insan kadın olsun,erkek olsun,genç olsun,yaşlı olsun onu sadece "kum torbası" olarak görüyorsun.

Bu çok küstahça bir durum değil mi?




Öfke,insanoğluna Allah tarafından verilmiş bir cezadır bence.

Sn.İhaveanidea sizin tutarlı mantıklı açıklamarınızı zevkle okuyorum ama sizin dediğiniz gibi dünya NIN yaratılmasıyla bir sorun başlamış bu sorunun tek bir sorusu var KİM HAYATDA KALACAK VE NASIL OLUCAK BU?

Bu kısım yazgıdır işte bizim kaderimiz ya ölüm emri vericeğiz ya öleceğiz çünkü en ufak bir antlaşma bozumu çok büyük facialarla sonuçlanıyor işte tam da burda üçüncü yolun savunumu mumkun yani ne kıran olmalıyız ne kırılan şunu bir örnekle açıklayayım ve kimse alınmasın aslında bizim kürt sorunumuz diye bir şey yok bu sanal bir sorun bu kadar ölümler hep boşuna nerde bir kimlik din varsa millet varsa hepsi sanal çünkü bizler ölümlüyüz ve öldüğümüzde inanın bu sorunlar çok basit gelecek hepimiz birer ruhuz ve huzura ermek istiyoruz o yüzden ben hiç bir kavganın tarafı değilim ..

Sadece gerçek tarafım siddetsiz olandan yana ne devletlerin oluşturduğu medya ne de terör örgütlerinin kontrolundeki medya gerçek haberleri vermekte gerçek kimliksizlikte insan olmakta salt insan olmakta bunun için isterseniz Tanrıyı yanınıza alın isterseniz benim gibi bozulmuş sabiiliğe inanın ister baska bir şeye yeter ki içinizde sevgi olsun ve şiddetsiz ahlaklı durun ....

Bunları demek kolay peki nasıl olucak bu derseniz politika yapmayacaksınız politik olandan uzak duracaksınız canı ön plana alacaksınız yeniden insan insana yani...

Yani imparatorluklar,devletler,milletler,dinler,yani politik olan dinler şeyler hepsi yalan yoklar varlarda beni etkileyemezler çünkü yalanlar Liberal ekonomi yalan ,sosyalist düzen yalan ,hatta öldükten sonra cennet bile yalan tek gerçek var resimlerde kalan çocuk gülümsemesi oysa hayalimiz gerçek olabilirdi başarabilirdik kimsenin burnu kanamadan sorunlarımızı halledebilirdik,kadınlarımızı öldürmeden,cocuk haklarını bilerek ve uygulayarak,sıfır şiddetle,ve kadim ahlakla günümüz etiğini birleştirebilirdik ben bu durumda bireysel düşünmenin önemini vurgulamak isterim bu bencillik değildir sadece kendini koruma çabasıdır,...

Beni kendine inandırmıyor proleterya diktatörlüğü çünkü şiddet oyuncaklarına ayrılan para ile milyonlar mutlu olabilirdi anlamıyoruz tek yol barış gerçek barış bugün terör örgütlerinin kirlettiği veya kullandığı barışı tekrar hortlatmak lazım çünkü gerçek olan bu....

Beni kendine inandırmıyor ölüm emri veren tanrılar,toplumlar oysa tasavvuf diye bir şey var her ulusun dinin iyileri var maksat onları bulmakta ve ortak eylem planı oluşturmakta .....

Saygılarımla...tekrar düşünelim tekrar düşünelim ve iyilerle antlaşalım...

Bilmukabil saygılarımla.