İnananların beklediği saygı?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde köle tarafından oluşturulan İnananların beklediği saygı? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 27,214 kez görüntülenmiş, 181 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı İnananların beklediği saygı?
Konbuyu başlatan köle
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Faust abi, bir kitap okudum da aklıma takılan yerler var. Bana bunları açıklar mısın?
Darwinizm ilim dünyasında bir hayli taraftar bulmuştır. Ancak ileri sürülen hususların pek çoğu ispat edilemediği için teori seviyesinde kalmıştır. Bilhassa genetik, moleküler, biyoloji, ve antropoloji sahasındaki gelişmeler ışığında Darwinizm'in kritiği yapılmaktadır. Bu noktada, ileri sürülen hususları birkaç madde halinde toplamak mümkündir:
1- Bu teoride basitten mükemmele doğru bir gelişme ileri sürüldüğü halde, kromozom sayılarında böyle bir gelişme yoktır. Mesela tek hücrelilerin Radiolaria'da kromozom sayısı 800 olduğu halde, toprak solucanında 2, alabalıkta 80-96, insanda ise 46'dır.
2- Darwin'in bahsettiği şekilde türlerin değişmesi için geçen zaman, bugün dünyanın hesap edilen yaşından çok daha büyüktür.
3-Ortam şartlarına en iyi uyma "ilerleme" şeklinde olduğu gibi, "gerileme" şeklinde de olabilir. Mademki tabiatta zayıflar elenmektedir, o halde bize göre çok güçsüz gibi görünen türlerin yaşaması nasıl izah edilecektir? Daha doğrusu kimler zayıftır?
4- Yeni türlerin birbirinden tedricen, yani yavaş yavaş hasıl olduğunu gösteren ara formlar bulunamamıştır.
5- Her canlının genetik yapısını muhafaza ederek kendi neslinden meydana gelmesinin sayısız örneği, "bir türün başka bir türden tesadüfen evrimleşerek hasıl olduğu" faraziyesine ters düşmektedir.
6- Birçok organizmanın, yeryüzüne ilk çıktığı andan itibaren hiç değişmeden günümüze geldiği görülmüştür. ( Gelen varsa denizden karaya çıkıp insan oldu cinsinden yorumsal olarak değil de, bilimsel açıdan kanıtlayabilir misin?)
7- Bir organ tam olarak teşekkül etmediği sürece onun bir fonksiyonu olmadığından, organ tam teşekkül edinceye kadar canlıya bir fayda sağlamaz. Darwin bu düşüncenin aksini müdafaa etmektedir. Ona göre, Mesela insan gözü, tam teşekkül edinceye kadar geçirdiği farz edilen ara devrelerde de görevini yapmıştır. Yarım gözün, yarım kalbin ya da yarım kafatasının mükemmel bir organ gibi nasıl görev yapmış olduğunun açıklanmasını istiyorum
(Şöyle düşünsene canlılar evrimleşiyor, yollarda yarım kafalı insanlar, tek gözlü kuşlar vb çok komik olur ya :) )

Bide aklıma şü takıldı. Bu sitede bir yere yazmıştım sanırım. Hani şöyle birşey olamaz mı?
Şuan hayalinde birkaç tane karekter yarat insan vb. Bunlara istediğin şekli, karekteri, zekayı ver. Canlılık kazandır. Şimdi onlar senin aklında canlılar, yaşıyorlar. Ve onların yaşadığı ortama gizli teoriler, kanunlar, bilimsel nitelikler koy. Ama dikkat ettiysen senin zihninde hayalinde yaşayan o karekterler şuan bizim boyutumuzda yok. İşte bizde yaratıcının zihninde birer hayal olamaz mıyız? Şuan onun zihninde varız ama farklı bir boyutta yokuz. Bunu mecazi anlamda söyledim, yaratıcını zihni örneğini. Bu düşüncem sana mantıksız geldiyse nedeniyle açıklar mısın?
 
F

faust

Ziyaretçi
1- Bu teoride basitten mükemmele doğru bir gelişme ileri sürüldüğü halde, kromozom sayılarında böyle bir gelişme yoktır. Mesela tek hücrelilerin Radiolaria'da kromozom sayısı 800 olduğu halde, toprak solucanında 2, alabalıkta 80-96, insanda ise 46'dır.

2.Darwin bir çok konuda yanıldı doğru ama modern evrimsel biyoloji bu durumu telafi etme adına çok yol aldı,evrim ağacı bunlardan biridir

3.Ortam şartlarına en iyi uyma "ilerleme" şeklinde olduğu gibi, "gerileme" şeklinde de olabilir. Mademki tabiatta zayıflar elenmektedir, o halde bize göre çok güçsüz gibi görünen türlerin yaşaması nasıl izah edilecektir? Daha doğrusu kimler zayıftır?

4- Yeni türlerin birbirinden tedricen, yani yavaş yavaş hasıl olduğunu gösteren ara formlar bulunamamıştır.


5- Her canlının genetik yapısını muhafaza ederek kendi neslinden meydana gelmesinin sayısız örneği, "bir türün başka bir türden tesadüfen evrimleşerek hasıl olduğu" faraziyesine ters düşmektedir. (Soruyu sen mi soramadın yoksa ben mi anlamadım,hem gentik yapının korunduğundan hemde kendi neslinden geldiği tezi var,paralel sorular değil mi bunlar)

6- Birçok organizmanın, yeryüzüne ilk çıktığı andan itibaren hiç değişmeden günümüze geldiği görülmüştür. ( Gelen varsa denizden karaya çıkıp insan oldu cinsinden yorumsal olarak değil de, bilimsel açıdan kanıtlayabilir misin?)


7- Bir organ tam olarak teşekkül etmediği sürece onun bir fonksiyonu olmadığından, organ tam teşekkül edinceye kadar canlıya bir fayda sağlamaz. Darwin bu düşüncenin aksini müdafaa etmektedir. Ona göre, Mesela insan gözü, tam teşekkül edinceye kadar geçirdiği farz edilen ara devrelerde de görevini yapmıştır. Yarım gözün, yarım kalbin ya da yarım kafatasının mükemmel bir organ gibi nasıl görev yapmış olduğunun açıklanmasını istiyorum.

Yarım kalmış organ olsaydı ne olurdu,bu soru sorulmuştu ama okumadan geçtim evrim ağacından,bu arada kim bu evrim ağacı dersen,evrim ağacı:ODTU biyoloji ve genetik öğrencilerinin,akademisyenlerin bilgi yardımıyla yayın yaptıkları bir evrimsel biyoloji sayfasıdır,sayfa admini çift anadalda ilerleyen bir makine mühendisi ve biyoloji öğrencisidir
 
F

faust

Ziyaretçi
Soruların cevapları bana ait olmadı çünkü bu konu hakkında evrime sadece cansızlık açısından bakıyorum,biyoloji bilgim evrime uzanmıyor sadece eğitim kapsamında aldığın bilgiler dahilinde (lise ve üniversite) bu kişilerle istersen seni irtibata geçirebilirim olayı hem teorik hemde deneysel olarak açıklığa kavuşturabilirler,zaten evrim konusunda basit bir konu değildir bu eğitimi alan türkiyede nadir isimler vardır (bunlardan biri Prof.Dr.Ali Demirsoy'dur) ve herkes bunun hakkında yorum yapabilir,aslında gerçekte olaylar hiçte tasarladığımız gibi değildir,doğa sürpriz yapar çünkü
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Şimdi abiciğim. Siz bu evrimden birşey kazanıyor musunuz? Yani zorunlu olarak mı onu destekliyorsunuz? Hiçbirinizin evrimden haberi yok. Hem ben sizden ne bekliyorum ki zaten evrim teori olarak kalmadı mı? Hiçbiriniz bilimsel açıdan kanıtlayamıyorsunuz. Şimdi sık sık ben evrimin cansız boyutunu biliyorum, cansızlar hakkında bilgim yok diyorsun. Zaten evrimin temeli canlıların cansızlardan evrimleşmesidir. Sen cansızların nasıl canlılara evrimleştiğini yani canlıları bilmeden evrimin neyine inanıyorsun. Dün demiştim. Bir kayacın toprağa dönüşmesi gibi olaylara inanıyorsan, ben de inanıyorum onlara. Bu Darwin'in evrimi değil ki. Tamam neyse, bu sorularıda sormadım sayalım en iyisi sen bana evrimin kimya boyutundan bildiğin alanlardan bahset ya da bana sorular sor. Bi de son yazdığım konu hakkında görüşünü yazmamışsın onu benim için önemli. Şu hayal meselesi var ya o.
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Haa bide ali demirsoy hangi üniversitede şuan? Bide bu adamların ODTU, MODTU de olması önemli değil. Bu evrim hayalini kuran Darwin bile evrimi bilime dönüştürememiş, teoride kalmış, şimdi bu ODTU elemanlarımı dönüştürecek. Onlar anca kendi ön yargılarında dönüp dururlar. Şöyle birşey söyleyeyim. Eskiden insanların maymundan evrimleştiğini söylerlerdi. Hatta ben de küçükken o fotoğraflara bakar, aaa maymunla insan ne kadar benziyor derdim. Şimdi Maymunla aynı soydan olmadığımızı söylüyorlar. Bundan bi kaç yıl önce insanlar maymundan evrimleştiğimize inanıyorlardı. Şimdi maymundan evrimleştiğimize kimse inanmıyor. Bilim ilerledikçe yeni palavralar atıyorlar ortaya. Yoksa Darwinin yüzüne kim bakar. Nasıl olsa adam ekmeğini bu işten çıkarıyor :) Tekrarlıyorum Evrimin bir ayağı kırıldı diğeride çatlak... Bence Darwinciler yeni teoriler bulmalı yoksa yakında aç kalacaklar.
 
F

faust

Ziyaretçi
Ali demirsoy hacettepe biyoloji bölümü öğretim görevlisidir,dininin hakikat olduğunu zannediyorsun ama elimde ki ayetleri siteye yazsam o sesin kısılır ama buna gerek yok,bu tavrından vazgeç sinirlerimi bozuyorsun,din konusunda sayfada hocalarımız yasaklandı,bu boyuta getirme olayı,evrimi sadece harun yahya çürütmüştür o müthiş bilgisiyle! bu arada 11 yıllık (2001-2012) kimya geçmişim,orta okuldan bu zamana kadarda bilim geçmişim var evimde küçük çaplı deney malzemelerim bile var,evrim teorisi fikri çok geç zamanda oluştu kavramam zamanımı aldı her neyse,ukala tavrını bırak sen ortaya bir şey atmıyor sadece aklınca köşe sıkıştırıyorsun,aslında ciddiye almazdım ama laf kalabalığıyla dikkat çekiyorsun,makale arşivi orada oku,dayanağın yok eline diyorum ya deney tüpü almamışsın karşımda abuk subuk yorumlar yapıyorsun bana,eğer sitede devamlı olmak istiyorsan dini bir kenarı bırak inançlı olman doğal ama bunlar siteye artı değer katmıyor gereksiz diyaloglar oluşturuyor,evrim kabul etsen de etmesen de var,sadece algı eksikliği var,tavrını çocukluğuna veriyorum körü körüne savunuyorsun ve haklı olduğunu düşünüyorsun burada yanılıyorsun,elimde darul kitap var senin belki de hayatında görmediğin din kitapları ayetler içinde ama bunları sayfaya yazıp polemik üretme derdinde değilim,senin gibi çok kişiler geçti siteden hatta yaşları senden benden büyüktü ama şimdi yoklar,sende onlardan biri olma sitenin devamlılığı için bir şeyler yap ve şiirlerini paylaş yoksa o ayağı kırıp dediğin evrim aslında senin dinin olduğunu yüzüne vuracağım
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Bir gun yemege davetliyim. Neyse gittik yemege oturduk hos bes sohbetten sonra yemege basladik. Bicakla kesilmesi gereken ve yenen bir yemek var masada catali sol elle tuttum dolayisi ile sag ellede bicagi neyse tam agzima goturuyorum biri hooppp dedi, ne oldu dedim sag elle ye dedi? O niye ya dedim. Sunnettir dedi ve sol elle yemek yemek gunahtir dedi. :) Kalabalik masa saygisizlik etmekte istemedigim biri ama yanlis bilgi oldugunu da gostermek durumunda hissettim kendimi cunku ona gore gunah isliyordum :) Dedim solaksam kurtarmaz mi?

Butun dinler o veya bu sekilde kulaktan dolma, yanlis, sahte, dolayli yada dolaysiz olarak kotuye giden bilgiler ile degistirilmistir.
 
F

faust

Ziyaretçi
Ali demirsoy yeni emekli oldu yalan olmasın ve bir ,iki hafta önce veda gecesi yapıldı öğretim görevliliği üzerine
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yüzüme vurmanı bekliyorum. Eğer kesin bir kanıtın varsa hala ne bekliyorsun. Herşeye açığım, yine saçma birşey yayınlayacağından hiç kuşkum yok.
Bu sitede ilklere rastlıyorum. Evrim bilime aykırı değil diyorsunuz hiçbiriniz de bilimsel açıklama yapmıyorsunuz. Yok ben sadece cansızları biliyorum, yok benim fikrim yok bu ne ya? Nasıl bir yola varcaz ne sorsak direk yorum atıyorsunuz. Daha aklımda bir sürü soru var ama daha sorduklarımın yanıtını alamadım ki. Gözün evrimini soruyorum, facebooktan bulduğun gözün özelliklerini sayıyorsun sonrada işi alakasız birşeye bağlayıp evrim diyorsun. Felsefe bilgiyi arama çabasıdır ama siz de bunu göremiyorum. Ön yargılarınızı yıkmanız lazım. Ayrıca son yazdığım hayal konusuna yorumunu bekliyorum saçma ise neden saçma
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Çağatay abi yani sende bunları söylüyorsan bizim işimiz var demek. Ya Kur'an'da nerde yazıyor sol elle yemenin günah olduğu. Veya hangi kaynakta var?
Bu Peygamberimizin yaptığı bir davranıştır dolayısıyla sünnettir. Farz olanı yapmamak günah ama sünneti yapmamak günah diye birşey yok. Yalnızca toplum arasında gezinen yanlış bir görüştür. Buda islamın değiştirilmesi değil, halkın acizliğinden kaynaklanır.
 
F

faust

Ziyaretçi
Böyle kurgu hangi bilincinin sonucudur,üst-bilinç mi yada alt-bilinç mi ? böyle kurgu yapmanın nedeni şuan ki bilincini tanımlamandır,farklı bir yapıda olduğumu düşünseydin yine o şekilde düşünecektin,düşüncelerimiz ve kurgularımız bilincimizin eseridir
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Bilincin alt veya üst hatta orta tarafı olması önemli değil. Sonuçta bilincim böyle bir kurgu yapabiliyor ya sen ona bak. Ama bilincim bir maddenin beni oluşturduğu hakkında kurgu yapamıyor.
 

OnLy

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
1 Nis 2015
Mesajlar
36
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Neye inanırsanız inanın neyi savunursanız savunun "saygı" kendimizin belirleyeceği birşeydir.
 

esekherif

Filozof
Yeni Üye
Katılım
3 Nis 2015
Mesajlar
907
Tepkime puanı
5
Puanları
18
Hiçbir İnanç grubu diğerine saygı duymaz. Sadece Tahammül gösterir!
 

ardic

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Şub 2015
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
saygı duymak ve saygı göstermek çok farklı şeylerdir. gerekli olanın "saygı göstermek" olduğunu düşünüyorum. buradaki "saygı" semboliktir. yerine birçok kelime gelebilir.
 

Thetoyman

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 May 2014
Mesajlar
88
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bir inanç sağlıksızsa, yanlışsa ( ki yanlışlık post-modernist bakışa göre farklı paradikma vıdı vıdı denebilir de ) saygıyı hak etmez hatta artık ona saygı duymak vicdansızlık olur.
 

Thetoyman

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 May 2014
Mesajlar
88
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bir inanç sağlıksızsa, yanlışsa ( ki yanlışlık post-modernist bakışa göre farklı paradigma vıdı vıdı denebilir de ) saygıyı hak etmez hatta artık ona saygı duymak vicdansızlık olur.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Saygi kavrama degil, sahsa duyulur.

Yani inanca saygi duylmayabilire ve bu da dusunce ve bilgi olarak dile getirilir.

Saygi duyulmasi gereken inanc degil, inananin kendisidir.

Cunku onun inancini yasamasi hak ve ozgurlugudur.

Ayni inancsizin ki gibi.
 

çirkin

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Ağu 2016
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sen yerçekiminin yönünü veya kuvvetini değiştirebiliyor musun değiştiremiyorsun. Peki ona uymak itaat etmek zorunda mısın Evet itaat etmek zorundasın itaat etmezsen ne olur Aslına bakarsan inanmayana göre hiçbir şey olmaz ancak yerçekimi kavramı yine o inanmayanı etkilemeye hayatında bir rol oynamaya devam eder. Aynı şekilde yerçekiminin de itaat etmesi gereken bir varlık yani hiyerarşik bir düzen var oda inananlar için Allah inanmayanlar içinse dünyanın merkezinde yer alan Ateş küre ve bu şekilde sonsuza kadar devam eder Velhasıl meramım inansan da inanmasan da bulunduğun dünyada bulunduğun evrende direkt olarak hakettiğin karşılığı almazsın Ama mutlaka alacaksın
 

Beyzasıla

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Kas 2020
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Konum
İzmir
Eski sohbetlerimden birinden alıntı yapmak istiyorum;

Müslümanlık aptallık değildir. Yalnızca Voltaire'nin dediği gibi fanatizmdir. Ve fanatizm de sakıncalı birşeydir. Fakat ne olursa olsun. Hiçbir şeye inanmayın derim. Bir felsefe akımından tutun da uyduruk bir dine de. Yaşamak için yaşamayın, yaşam adına yaşayın, siz yalnızca bir köprüsünüz bende öyle. Bizler tarihi birer eseriz. Geleceğin en değerli hazineleriyiz. Hayattaki tek amacımız değer kazanmamız olmalı. Bunu da daha çok öğrenerek ve düşünerek yapabiliriz diyebilirim. Bir şeyleri savunan herkes yalnızca bir kuyruktur kurucular için. Yalnızca paha biçilmez bir değirmendir. Her fanatizm sömürülür. Ateizm de aptallık değildir. Fakat bir zamanlar putperestlik de Müslümanlık gibiydi. Ve zamanı geldiğinde ateizm de öyle olacak. Bunlar yalnızca tarihin kendini tekrar etme eylemidir. Bağlanmak zayıf insanların eylemidir.

Umarım açıklayıcı olmuştur.
Geleceğin en değerli hazineleriyiz! Ne kadar da yokolmanın acizliği ve dinin sonsuz varoluşu arasında. Bana kendini avutmak gibi geldi ama...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst