Ya gerçekten dünyada kötülüğün ve acının olması lazım.
Bugün biraz canım sıkkındı.Nedeni neydi söyleyeyim mi?Her şeyin hayatımda tam olmasıydı.Tamam bir milyoner değildim ya da son model bir arabam yoktu altımda ama istediğim yere gidebiliyordum,istediğim meyveyi yiyebiliyordum,istediğim diziyi izliyordum.Hani zirveye çıkılır da en sonunda laps diye düşersin ya,abi bildiğin o psikolojiye girdim.Neden benim her şeyim var lan dedim kendi kendime.
Televizyon izliyordum.Trt de Gazze belgeseli vardı.Biraz izleyeyim dedim.İzledikçe fark ettim ki bir şeyler oluyordu bana.Yavaş yavaş rahatlıyordum.Burda hemen "Yahudi yanlısı,insanların katledilişini izlerken seviniyorsun." demeyin çünkü durum bu değil.
İzledikçe bazı insanların bırakın sıra sıra dizilmiş yemekleri bir lokma ekmek;bırakın musluktan gürül gürül akan suyu temiz bir bardak suya hasret olduklarına gözlerimle şahit oldum.Hatta birisi "Lütfen Türkler bizimle gelsin sohbet etsin,pazarımızdan alışveriş yapsın." dedi.
Çıldırmamak elde değil.Bir tarafta her şeyi tam diye manik depresif durumlara giren bir adam;diğer tarafta kendisiyle iki kelime konuşulmasını,ülkesinin pazarından alışveriş yapılmasını isteyen bir adam.Yani insan yerine konulmak isteyen bir adam.
Bazen her şey istediğimiz gibi gitmiyor doğru.Ama her şeyin istediğimiz gibi de gitmesi bir sıkıntı emin olun.İnsanoğlu rahat olmamalı.
Bu duruma bende çok düşüyorum ve bu durumu kendimce şu şekilde yorumluyorum bizler yada bizim akranlarımız artık mutluluğu birşeyler satın alınca buluyor.yada birçoğumuz diyelim.
yaşam küresel bir makine ve biz bu makinenin dişlileriyiz . monotonlaşmış ve kalıplaşmış yaşam biçiminden kopamıyoruz yada izin vermiyorlar buda bizi ister istemez makinenin çarkında döndürmeye zorluyor ama dişlilerde bazen bozulabiliyor biraz karışık oldu ama aklımdakileri pek yazıya dökemeyen biriyim kusura bakma