İçtenlik Kendini Açıklama Ya Da Istenirse Tartışmak Isteyenler Köşesi/Başlığı

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan İçtenlik Kendini Açıklama Ya Da Istenirse Tartışmak Isteyenler Köşesi\/Başlığı başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 797 kez görüntülenmiş, 29 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı İçtenlik Kendini Açıklama Ya Da Istenirse Tartışmak Isteyenler Köşesi\/Başlığı
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan TENTEN

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Subejktiviteyi mutlaklarla sınırlamaya kalktığında elinde mutlakların olması gerekir.
Subjektivite zaten objektif ve mutlaksal olmama ve öznel oluş durumu ve hakkı.
Subjektivite sınırlanamaz zaten sınırlanabilse hepimiz objektif ya da mutlakçı olur ve sadece mutlakları yaşardık.
Subjektif objektif olabilse zaten objektif olurdu ve subjektif kalmazdı.

Bilim bir kurallar dizgesidir. Bilim denilen şeyin çoğu canlı mesleki iş bilgisidir/talimatlarıdır, çıktısıdır ve sürekli gelişir, değişir ,yenilenir.
Bilim sadece yönetme denetim sınıfı örgütler ve gücü halkın elinden alıp sınıfına verir, yoğunlaştırır.
Bilim paravan yönetim aracıdır. Bilim denetim aracıdır. Bilgi aracı değildir.

Bir kere saf bir şekilde bilgiler/bilimler olsa ilk yapması gereken bizi eşitlik ve özgürlüğe götürme olacaktı, özgürleştirme olacaktı.

Biz sadece yasalar yazmalıyız bilimler değil. Bizi yasalar, uyumlar, yönetmeli bilimler değil.
Yönetme işi yasalardır bilimler değil.
Bireylerin toplumsal uygunluğu ya da düşünsel uygunluğunun kontrol aracı yasalardır bilimler değil.

Yasa yazmayı ve yapmayı bilim yazma ve yapmanın önüne koyun. Yasa yazan parlamento. Sen düşünsene oyla seçtiklerin bilim yazıyor. Yasa bilimden öncedir.

Bilim bugünkü hali ideolojidir.

Bana sadece yasa karışır bilim değil. Bireyin toplumsal/bireysel uygunluğu yasayla sınanır denetlenir bilimle değil

Vicdana uygun alan bilime uygun değil böyle zırvalık olur mu?
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Burada size bir şey anlatmaya çalışan yok. Yani bilim tasnif edelim birilerine bir şey anlatalım öyle bir kişisel dert yok.

Tüm bunlar ben toplumsal alanda saldırıya uğradığımda başladı ya da tüm bunlar ben demokrasi, özgürlükler, temel haklar, çok seslilik, kanaatler, vicdani ifade özgürlüğü denenlere dayanarak toplumsal alanda özgürce söyleşmek, kendimi açık ifade etmek istediğimde insanca kendi topluluğuma ulaşmayı denediğim oldu ve başladı. Açık bir saldırıyla, zorbaca susturma çabasıyla, çirkin ifadelerle karşılandım. Sorun şu an da özgürlükler, haklar, vicdan tüm bunların savunulmasına dönüşmüştür. Buna da gerek yok ancak yaşayacak kadar alan yok. Toplumsallık yok ya da toplumsal alanda baskı ve zorbalıktan başkası yok.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Size şunu söyleyebilirim ki özgüre çattınız ve hala ne olduğunun farkında değilseniz her çarptığınızda köleliklerinizi, sahte güç biliş ve uçkura bağlı biliminizi havalarda uçuşurken ve darmadağın dağılırken izleyin. Açık yığın şiddeti dışında bizi hiç bir şey durduramaz. Sürüde tek bir asalak kalmayana kadar çarpışırız.

Beni bombalarla döndürebilirdin ve konuşarak dene, bakalım nereye varacaksınız . Sen ve ben. Sonuna kadar. Teke tek.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Tekrar ediyorum ortada bir bilgi/bilimler olsaydı eşitlik ve özgürlükten sözediyor olurduk.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Size şunu söyleyebilirim ki özgüre çattınız ve hala ne olduğunun farkında değilseniz her çarptığınızda köleliklerinizi, sahte güç biliş ve uçkura bağlı biliminizi havalarda uçuşurken ve darmadağın dağılırken izleyin. Açık yığın şiddeti dışında bizi hiç bir şey durduramaz. Sürüde tek bir asalak kalmayana kadar çarpışırız.

Beni bombalarla döndürebilirdin ve konuşarak dene, bakalım nereye varacaksınız . Sen ve ben. Sonuna kadar. Teke tek.

Kılıçları indir gel ve ister sonsuza kadar, ister bu yaşam sonuna kadar nezaketle, çift taraflı hukuk, etik ve erdemle tartışalım. Sonra kimde ne kaldığına bakarız. Önemli değil. Kendi bilişsel yapılandırmanı ve gözlem gücünü kullan.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Size şunu söyleyebilirim ki özgüre çattınız ve hala ne olduğunun farkında değilseniz her çarptığınızda köleliklerinizi, sahte güç biliş ve uçkura bağlı biliminizi havalarda uçuşurken ve darmadağın dağılırken izleyin. Açık yığın şiddeti dışında bizi hiç bir şey durduramaz. Sürüde tek bir asalak kalmayana kadar çarpışırız.

Beni bombalarla döndürebilirdin ve konuşarak dene, bakalım nereye varacaksınız . Sen ve ben. Sonuna kadar. Teke tek.

Bunu anlamadıysan şuradan bak....

Size şunu söyleyebilirim ki özgüre çattınız ve hala ne olduğunun farkında değilseniz her çarptığınızda köleliklerinizi, sahte güç biliş ve uçkura/güce/çıkara/yönetmeye bağlı dininizi havalarda uçuşurken ve darmadağın dağılırken izleyin. ...

--

Bir dindar(lar) gelip beni 4 bin saat bunaltsaydı, tanrı ya da din hakkında yazdığım ontoloji yazılarımın, serbest yazılarımın her birine şunları yazsa. "Sen dini yanlış anlıyorsun", "tanrı o değil" ,"aslında din iyi", "sen karıştırmışsın" deseydi yani sonuçta rahat vermeseydi? Karşılık verildikçe de en son kişilik saldırısına girseydi?

Ne yapayım? Susayım ?

Aa dur beni dini/bilimi yanlış anlamışım hemen kendimi düzeltiyorum. Uyar mı?

Yazılanın, söylenenin bir hedefi ,bruadaki düşüncede karşılığı var, anlamı var.

Şimdi uygun iletişimde benden/buradan uygun yanıt alınmadığını gören var mı?

Saygılı, nazik bir çerçevede yazışıldığın da, duygusal baskı dışında- benim delirdiğimi -ne dediğimi bilmediğimi- gören var mı?

Bilim büyük birleştirici değil bilgi/doğa(l)/özgürlük büyük birleştirici
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Şimdi bir kaç şey söyleyeceğim. Nasıl anlaşılacağını bilmiyorum ama söyleyeceğim.

Ben 2 göz odalı toprak seviyesi bir evde dış kapıya adım attığın an da toprağa, ağaca, ormana, kıra bağlanan açık bir doğa da doğdum, yetiştim ve büyüdüm. Burada yaşayan insanlarla. Dini kafamdan sıyırıp attığım halde bilimle bağlantıya geçemedim. Uzun analizler sürdürdüm ve bugün şunu diyebilirim. Biz kentliyi dünyadan habersiz kopuk ve dünyayı algılayamıyor olarak görürüz. Yani açık olalım. Batı avrupa bilgi-bilimleri denen agu. Burada agu. Benim kafamda bu. Sizin ne düşündüğünüz önemli değil. Açık olalım.

İnsan topraktan koptuğu an da göremiyor.

Burada doğa, varoluş, vb. algı kavrama biçimi batı kentlisine öyle/tuhaf geliyor diye mistik, ezoterik ya da metafizik, sıradışı ya da ne denmesi gerekiyorsa onun gibi değildir. Buranın normalidir. Doğayla bağlantıdan gelen normallik ve normal kavrayış dahi onlara sıradışı ve çarpık gelecekti. Burada deneyim algı örgüsü ,doğal içsel durumlar olanı tanımaz ve tanımlayamazlardı... Erişmeye de çalışmalılar. Yargı yürütmeliler.

Bizim batı avrupa bilgi-bilimi ile temasımız mümkün değil. Olamaz. Agu boyutunda bilgi sesi...

*agu · birçok karikatürde , bebeklerin seslerini temsil eden ses
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Şimdi bir kaç şey söyleyeceğim. Nasıl anlaşılacağını bilmiyorum ama söyleyeceğim.

Ben 2 göz odalı toprak seviyesi bir evde dış kapıya adım attığın an da toprağa, ağaca, ormana, kıra bağlanan açık bir doğa da doğdum, yetiştim ve büyüdüm. Burada yaşayan insanlarla. Dini kafamdan sıyırıp attığım halde bilimle bağlantıya geçemedim. Uzun analizler sürdürdüm ve bugün şunu diyebilirim. Biz kentliyi dünyadan habersiz kopuk ve dünyayı algılayamıyor olarak görürüz. Yani açık olalım. Batı avrupa bilgi-bilimleri denen agu. Burada agu. Benim kafamda bu. Sizin ne düşündüğünüz önemli değil. Açık olalım.

İnsan topraktan koptuğu an da göremiyor.

Burada doğa, varoluş, vb. algı kavrama biçimi batı kentlisine öyle/tuhaf geliyor diye mistik, ezoterik ya da metafizik, sıradışı ya da ne denmesi gerekiyorsa onun gibi değildir. Buranın normalidir. Doğayla bağlantıdan gelen normallik ve normal kavrayış dahi onlara sıradışı ve çarpık gelecekti. Burada deneyim algı örgüsü ,doğal içsel durumlar olanı tanımaz ve tanımlayamazlardı... Erişmeye de çalışmalılar. Yargı yürütmeliler.

Bizim batı avrupa bilgi-bilimi ile temasımız mümkün değil. Olamaz. Agu boyutunda bilgi sesi...

*agu · birçok karikatürde , bebeklerin seslerini temsil eden ses

Ben de eskiden (batılı) bi halt biliyolar (çok biliyor) sanırdım. Okudum aradım, ne varsa okuduk biz. Döndüm dolaştım, baktım ki bunlar apartmana tıkılıp bir kaç nesil sonra sosyal yalnızlıkla, bireycilikle insandan/bilgiden/kültürden iyice kopuyorlar. Yani kendi yeğenlerimi felan gözlemliyorum. Kendi çocuğumu gözlemliyorum. Şimdi onların torunlarının bana bir şey öğretmeye kalktığını düşünüyorum. Bu nesil farkı değil. Bu kültürel sosyalleşme ve doğa sosyalleşmesi ve bağlantı yoksunluğu.

Batılı öğretilmesi geliştirilmesi gerekendir. Bunu yineliyorum ve bunu yineliyorum. Toplumsal yapıları, ekonomik durumları, okul başarısı şunlar bunlar önemli değil.

Bu gözle gözlemleyin ve er-geç farkederdiniz.

Doğa insanlarına göre havanat bahçesi insanları gibiler. Yapaylar. Kopuklar.

Dünyayı da okyamazlar. Göremezler. Göreni de kalmadı içlerinde barındırmazlar, hasta ederler.

Maneviyat aramaya Hint'e gittiler. Tibet'e gittiler. Vaizler getirdiler. Hala göçmen katmasalar toplumsal dinamik yok, köreldi. Bunlar size ne anlatıyor?

Tonlarca sosyal medya ve diğer gözlemi. İngilizce dünyanın çok yönlü taraflı binlerce onbinlerce insanı gözlemi, ifade yaşam her şey. Yanılıyor olamam.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ben de eskiden (batılı) bi halt biliyolar (çok biliyor) sanırdım. Okudum aradım, ne varsa okuduk biz. Döndüm dolaştım, baktım ki bunlar apartmana tıkılıp bir kaç nesil sonra sosyal yalnızlıkla, bireycilikle insandan/bilgiden/kültürden iyice kopuyorlar. Yani kendi yeğenlerimi felan gözlemliyorum. Kendi çocuğumu gözlemliyorum. Şimdi onların torunlarının bana bir şey öğretmeye kalktığını düşünüyorum. Bu nesil farkı değil. Bu kültürel sosyalleşme ve doğa sosyalleşmesi ve bağlantı yoksunluğu.

Batılı öğretilmesi geliştirilmesi gerekendir. Bunu yineliyorum ve bunu yineliyorum. Toplumsal yapıları, ekonomik durumları, okul başarısı şunlar bunlar önemli değil.

Bu gözle gözlemleyin ve er-geç farkederdiniz.

Doğa insanlarına göre havanat bahçesi insanları gibiler. Yapaylar. Kopuklar.

Dünyayı da okyamazlar. Göremezler. Göreni de kalmadı içlerinde barındırmazlar, hasta ederler.

Maneviyat aramaya Hint'e gittiler. Tibet'e gittiler. Vaizler getirdiler. Hala göçmen katmasalar toplumsal dinamik yok, köreldi. Bunlar size ne anlatıyor?

Tonlarca sosyal medya ve diğer gözlemi. İngilizce dünyanın çok yönlü taraflı binlerce onbinlerce insanı gözlemi, ifade yaşam her şey. Yanılıyor olamam.

Dostoyevskiler yok
Beethovenlar yok
Tesla'lar yok
Aziz Nesin'ler , Yaşar Kemallar ve Nazım Hikmetler de yok .Daha da olmayacak.
Akademiden bunlar çıkmaz. Bu yaşantıdan da ve bu kültürel dinamikten de.
Bu eğitimle çıkmaz. Çıkmaz.
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
BİLİMSELLİĞİN KRİTERİ VE SINIRLARI PROBLEMİ - BİLİM, BİLİM OLMAYAN VE SAHTE BİLİM - Ferit USLU

Paul Fayerband ayrım yapmadan "Ne olsa gider" demiş.
Buna bilim değil çöp toplama denilir.
Pirincin taşlarını ayıklamadan yemek gibidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst