- Konbuyu başlatan
- Yöneticiler
- #1
- Katılım
- 7 Ara 2013
- Mesajlar
- 6,615
- Tepkime puanı
- 504
- Puanları
- 113
Şu halde, varlık vardır; o, yaradılmaksızın var olduğu gibi yok olamaz da. Zira, yalnız o tamdır, hareketsizdir, sonsuzdur. Ona, olmuş veya olacak denemez.
O, şimdi var olandır, birdenbire var olandır ve sürekli olan varlıktır. O, doğmamıştır da. Çünkü, var olanın yok olduğunu ne düşünmek ne söylemek mümkündür.
O, (Hiç)ten gelseydi, onun daha geç veya daha erken meydana çıkışma hangi gerekçe sebebiyet verebilirdi? Gerçekte, varlık ne doğmuştur, ne başlamıştır. Böylece, var olanın mutlak surette var olması, ve eğer böyle değilse, asls, var olmaması gerekir.
Var olmayandan var olanın doğabileceğine bizi hiç hir şey kandıramaz. Hakikatte, doğuş ve ölüm yok, yalnız, varlık vardır. Varlık, ya vardır ya yoktur. Burada, yokluk yolunu bırakmamız gerekir. Çünkü, düşünülemeyen ve adlandırılamayan bir yoldur. Dolayısıyla diğer yol, yani "varlık yolu, gerçeğe uygundur.
Demek ki varlık, ne geçmişte var olmuştur ne de gelecekte var olabilir. Eğer, geçmişte var olduysa, aslında yok demektir; eğer, gelecekte var olacaksa, yine, aynı şekilde düşünmek gerekir.
Varlık, aynı zamanda, parçalanamaz da. Çünkü, o, kendisinin aynı olan bir bütündür, biryerde fazla ve bir yerde eksik olamaz; zira, bu, onun, dayanışıcılığma aykırıdır. Her şey, baştan haşa varlıkla doludur; Bu sebeple de o, tamamiyle kendi kendinin devamıdır. O yüzden ki, varlıkla varlık arasında kesinti yoktur; o, bölünmez bir hütündür. Daha da o, başlangıçsız ve sonsuz gayet kuvvetli bağların etkisi altında hareketsizdir; (Ona doğuş ve ölüm izafe etmek gerçeklikten uzaklaşmaktır. O, kendi kendinin aynıı olarak hemen o yerde ve kendi özü (Zatl) ile bulunmaktadır; bu suretle (le aynı yerde hareketsiz olarak kalır. Kudretli zorunluluk, onu, her taraftan ku:ıatan çevre bağlariyle sıkıca yerinde tutmaktadır. Öyle ise, varlığın çoğalıp gitmesi mümkün değildir; çünkü, onun hiç hir şeye ihtiyacı yoktur. Eğer, çoğalıp gitmiş olsayıh, o taktirde, her şeye ihtiyacı olurdu. Düşünce ile kendini düşünceye konu yapan şeyaynıdırlar. Düşünülecek bir mevcut olmaksızın düşünmek mümkün değildir; çünkü, mevcudun dışında ne bir şey vardır ne de bir şeyolabilir. Şu bakımdan ki (Kader) onu tek bir bü. tün halinde ve hareketsiz olarak bağlamıştır. Dolayısiyle doğuş, iilüm, varlık ve yokluk, yer değiştirme ve bozulma, hep, faniler tarafından takılmış, parlak, fakat, boş adlardır Varlık, merkezden çevreye doğru her yönde dengeli çenbersel bir spher'in (küre) kitlesi gibi, her taraftan tamdır; zira, her yerde aynıdır; şurada daha ek. ***, burada daha fazla bulunamaz; hiç bir şekilde bozulamaz ve nakzedilemez. Çünkü, varlığın kendisinde her yönde eşit olduğu nokta, varlığın çevresine doğru eşit surette uzanır. Başka bir deyişle, her hangi bir yerde başlangıç veya son yoktur.
O, şimdi var olandır, birdenbire var olandır ve sürekli olan varlıktır. O, doğmamıştır da. Çünkü, var olanın yok olduğunu ne düşünmek ne söylemek mümkündür.
O, (Hiç)ten gelseydi, onun daha geç veya daha erken meydana çıkışma hangi gerekçe sebebiyet verebilirdi? Gerçekte, varlık ne doğmuştur, ne başlamıştır. Böylece, var olanın mutlak surette var olması, ve eğer böyle değilse, asls, var olmaması gerekir.
Var olmayandan var olanın doğabileceğine bizi hiç hir şey kandıramaz. Hakikatte, doğuş ve ölüm yok, yalnız, varlık vardır. Varlık, ya vardır ya yoktur. Burada, yokluk yolunu bırakmamız gerekir. Çünkü, düşünülemeyen ve adlandırılamayan bir yoldur. Dolayısıyla diğer yol, yani "varlık yolu, gerçeğe uygundur.
Demek ki varlık, ne geçmişte var olmuştur ne de gelecekte var olabilir. Eğer, geçmişte var olduysa, aslında yok demektir; eğer, gelecekte var olacaksa, yine, aynı şekilde düşünmek gerekir.
Varlık, aynı zamanda, parçalanamaz da. Çünkü, o, kendisinin aynı olan bir bütündür, biryerde fazla ve bir yerde eksik olamaz; zira, bu, onun, dayanışıcılığma aykırıdır. Her şey, baştan haşa varlıkla doludur; Bu sebeple de o, tamamiyle kendi kendinin devamıdır. O yüzden ki, varlıkla varlık arasında kesinti yoktur; o, bölünmez bir hütündür. Daha da o, başlangıçsız ve sonsuz gayet kuvvetli bağların etkisi altında hareketsizdir; (Ona doğuş ve ölüm izafe etmek gerçeklikten uzaklaşmaktır. O, kendi kendinin aynıı olarak hemen o yerde ve kendi özü (Zatl) ile bulunmaktadır; bu suretle (le aynı yerde hareketsiz olarak kalır. Kudretli zorunluluk, onu, her taraftan ku:ıatan çevre bağlariyle sıkıca yerinde tutmaktadır. Öyle ise, varlığın çoğalıp gitmesi mümkün değildir; çünkü, onun hiç hir şeye ihtiyacı yoktur. Eğer, çoğalıp gitmiş olsayıh, o taktirde, her şeye ihtiyacı olurdu. Düşünce ile kendini düşünceye konu yapan şeyaynıdırlar. Düşünülecek bir mevcut olmaksızın düşünmek mümkün değildir; çünkü, mevcudun dışında ne bir şey vardır ne de bir şeyolabilir. Şu bakımdan ki (Kader) onu tek bir bü. tün halinde ve hareketsiz olarak bağlamıştır. Dolayısiyle doğuş, iilüm, varlık ve yokluk, yer değiştirme ve bozulma, hep, faniler tarafından takılmış, parlak, fakat, boş adlardır Varlık, merkezden çevreye doğru her yönde dengeli çenbersel bir spher'in (küre) kitlesi gibi, her taraftan tamdır; zira, her yerde aynıdır; şurada daha ek. ***, burada daha fazla bulunamaz; hiç bir şekilde bozulamaz ve nakzedilemez. Çünkü, varlığın kendisinde her yönde eşit olduğu nokta, varlığın çevresine doğru eşit surette uzanır. Başka bir deyişle, her hangi bir yerde başlangıç veya son yoktur.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Son düzenleme: