- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 23 Ara 2012
- Mesajlar
- 4,763
- Tepkime puanı
- 319
- Puanları
- 83
Hepimiz zaman zaman ani zorluklarla karşılaşıyor ve kendimizi çaresiz hissediyoruz. Bu tip durumlarda soruna değil çözüme odaklanabilmek için "Gerçekçi bir bakış açısı ile durumu kabullenmek" büyük önem taşıyor. Hayatta değiştiremeyeceğimiz o kadar çok şey var ki, tüm bunlara rağmen güçlü kalmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Geçmiş ya da gelecek kaygısını bir tarafa bırakıp şu ana odaklanmalıyız çünkü şimdi yapacaklarınız sayesinde geleceğiniz var olacaktır, boş yere "Geçmiş" olaylara takılmaya veya henüz yaşanmamış bir "Gelecek" için de endişe etmeye gerek yoktur.
İnsanların size yaşattığı olumsuz anıları da aklınızdan atmalısınız çünkü boş yere enerjinizi tüketir. Değerinizi bilmeyenlere zaman harcamak, çok büyük kayıptır.
Çoğu insan yolunda gitmeyen durumlar için sürekli kendisini suçluyor, oysa ki yapabileceğinizin en iyisini yapmış olmasanız bile, elinizden geleni yaptığınızı kabullenip yola devam etmeli ve değiştiremeyeceğiniz şeyler için ömrünüzü tüketmemelisiniz.
Zor zamanlarda güçlü kalmak için “A-B-C Formülü”
Hayatın zorlaştığı anlarda duygu, düşünce ve davranışlarınızı yönetebiliyor musunuz? Ani bir sağlık sorunu, iş ya da özel hayatta yaşanan bir başarısızlık, finansal bir kriz… Her an başımıza gelebilecek pek çok can sıkıcı durum var. Hayatın bir parçası olan bu tür zorluklar karşısında zihinsel bir denge kurmak, güçlü kalarak formüller geliştirmek son derece kritik.
Psychology Today Yazarı ve Psikoterapist Amy Morin, stres ve anksiyete başta olmak üzere her tür negatif duygu durumunun çoğu zaman davranışları belirlediğini ve kişiyi içinden çıkılması zor bir döngüye sokabildiğini belirtiyor. Morin’e göre denge kurarak güçlü kalmak için duyguları, düşünceleri ve davranışları bir miktar da olsa yönetebilmek önemli.
Morin, her türlü zorlukta hem ofiste hem de evde A-B-C formülünü uygulamayı öneriyor:
Kabullen (Accept reality)
Morin’e göre, kabul etmeyi, onaylamak olarak anlamamalıyız. Kabullenmek, gerçekçi bir bakış açısıyla olayları ve olaylara dair hisleri kabul etmek anlamına geliyor. Örneğin, ofiste ayrımcılığı asla onaylamıyoruz, ama onun zaman zaman var olduğunu kabul ediyoruz. Zorluklar söz konusu olduğunda, genellikle içine hapsolunan “Bu benim başıma nasıl gelir?” sorusu yerine olan biteni kabul etmek, kişiyi gerçekçi ve çözüm odaklı bir noktaya taşıyor.
Üretken Ol (Behave productively)
Gerçekliği kabul etmek düşüncelerimizi ve duygularımızı kontrol etmeyi mümkün kılıyor. Tüm bunların kazanımı ise üretken davranış biçimi. Kabullenme aksiyonun yolunu açıyor. Zorluğu kabullenen kişi, bu zorluk karşısında nasıl ayağa kalkabileceğini, neler yapabileceğini düşünmeye başlıyor ve ardından harekete geçiyor. Morin’e göre, zorluklar karşısında kişinin kendisine “Şu an kendime yardım etmek için ufak da olsa ne yapabilirim?” sorusunu sorması çok önemli. Üretken davranışın önünde bir korku ya da isteksizlik varsa bir an önce savaşmaya başlamak gerekiyor.
Hayal kırıklığı yaratan düşünceleri kontrol et (Control upsetting thoughts)
Zihnimiz verdiğimiz kararlara göre en değerli varlığımız ya da baş düşmanımız olabilir. Morin, “Eğer negatif düşüncelerinize inanır, onları takip ederseniz bu düşünceler sizin gerçek potansiyelinize ulaşmanızı engeller. ‘Bu yaptığım işe yaramayacak’, ‘Yeterince iyi değilim’, ‘Buna daha fazla katlanamayacağım’ gibi monolog cümleleri kişiyi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyan cümlelerdir. İç monoloğunuz fazlasıyla negatif hale geldiğinde bunu fark etmeniz önemli. Bir şeyi düşünmek onun doğru olduğu anlamına gelmez, bunu iyi bilmemiz gerekiyor” diyor.
Morin, bu noktada şu 3 adımı öneriyor:
“Zihin kasımızı ona ihtiyacımız olana kadar çok fazla umursamayız. Kriz zamanları ise bu kası güçlendirmek için doğru zaman değildir. Fiziksel olarak güçlenmek için ağır bir obje kaldırmak zorunda kaldığınız ana kadar beklemek istemezsiniz değil mi? Bir koltuğu kaldırmadan hemen önce yapılan egzersizin faydası yoktur. Önemli olan düzenli olarak egzersiz yapmak, zorluklara her an hazırlıklı olmaktır. Zihin gücü de aynı mantıktadır. Özen gösterilen, üzerine çalışılan bir zihin zor zamanlarda sorun çıkarmaz, aksine kişiye yardımcı olur. Bu nedenle A-B-C formülünü uygulamak çok önemli, bu üç basamak zorluklarla mücadelenin kişiyi daha güçlü kıldığını anlamanın en güzel yolu.”
Geçmiş ya da gelecek kaygısını bir tarafa bırakıp şu ana odaklanmalıyız çünkü şimdi yapacaklarınız sayesinde geleceğiniz var olacaktır, boş yere "Geçmiş" olaylara takılmaya veya henüz yaşanmamış bir "Gelecek" için de endişe etmeye gerek yoktur.
İnsanların size yaşattığı olumsuz anıları da aklınızdan atmalısınız çünkü boş yere enerjinizi tüketir. Değerinizi bilmeyenlere zaman harcamak, çok büyük kayıptır.
Çoğu insan yolunda gitmeyen durumlar için sürekli kendisini suçluyor, oysa ki yapabileceğinizin en iyisini yapmış olmasanız bile, elinizden geleni yaptığınızı kabullenip yola devam etmeli ve değiştiremeyeceğiniz şeyler için ömrünüzü tüketmemelisiniz.
Zor zamanlarda güçlü kalmak için “A-B-C Formülü”
Hayatın zorlaştığı anlarda duygu, düşünce ve davranışlarınızı yönetebiliyor musunuz? Ani bir sağlık sorunu, iş ya da özel hayatta yaşanan bir başarısızlık, finansal bir kriz… Her an başımıza gelebilecek pek çok can sıkıcı durum var. Hayatın bir parçası olan bu tür zorluklar karşısında zihinsel bir denge kurmak, güçlü kalarak formüller geliştirmek son derece kritik.
Psychology Today Yazarı ve Psikoterapist Amy Morin, stres ve anksiyete başta olmak üzere her tür negatif duygu durumunun çoğu zaman davranışları belirlediğini ve kişiyi içinden çıkılması zor bir döngüye sokabildiğini belirtiyor. Morin’e göre denge kurarak güçlü kalmak için duyguları, düşünceleri ve davranışları bir miktar da olsa yönetebilmek önemli.
Morin, her türlü zorlukta hem ofiste hem de evde A-B-C formülünü uygulamayı öneriyor:
Kabullen (Accept reality)
Morin’e göre, kabul etmeyi, onaylamak olarak anlamamalıyız. Kabullenmek, gerçekçi bir bakış açısıyla olayları ve olaylara dair hisleri kabul etmek anlamına geliyor. Örneğin, ofiste ayrımcılığı asla onaylamıyoruz, ama onun zaman zaman var olduğunu kabul ediyoruz. Zorluklar söz konusu olduğunda, genellikle içine hapsolunan “Bu benim başıma nasıl gelir?” sorusu yerine olan biteni kabul etmek, kişiyi gerçekçi ve çözüm odaklı bir noktaya taşıyor.
Üretken Ol (Behave productively)
Gerçekliği kabul etmek düşüncelerimizi ve duygularımızı kontrol etmeyi mümkün kılıyor. Tüm bunların kazanımı ise üretken davranış biçimi. Kabullenme aksiyonun yolunu açıyor. Zorluğu kabullenen kişi, bu zorluk karşısında nasıl ayağa kalkabileceğini, neler yapabileceğini düşünmeye başlıyor ve ardından harekete geçiyor. Morin’e göre, zorluklar karşısında kişinin kendisine “Şu an kendime yardım etmek için ufak da olsa ne yapabilirim?” sorusunu sorması çok önemli. Üretken davranışın önünde bir korku ya da isteksizlik varsa bir an önce savaşmaya başlamak gerekiyor.
Hayal kırıklığı yaratan düşünceleri kontrol et (Control upsetting thoughts)
Zihnimiz verdiğimiz kararlara göre en değerli varlığımız ya da baş düşmanımız olabilir. Morin, “Eğer negatif düşüncelerinize inanır, onları takip ederseniz bu düşünceler sizin gerçek potansiyelinize ulaşmanızı engeller. ‘Bu yaptığım işe yaramayacak’, ‘Yeterince iyi değilim’, ‘Buna daha fazla katlanamayacağım’ gibi monolog cümleleri kişiyi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyan cümlelerdir. İç monoloğunuz fazlasıyla negatif hale geldiğinde bunu fark etmeniz önemli. Bir şeyi düşünmek onun doğru olduğu anlamına gelmez, bunu iyi bilmemiz gerekiyor” diyor.
Morin, bu noktada şu 3 adımı öneriyor:
- Kendinizle güvendiğiniz bir arkadaşınızla konuşur gibi konuşun, ona olacağınız gibi gerçekçi ve şefkatli olun.
- Düşünceleriniz fazlasıyla karamsar ve işlevsiz hale geldiyse, kendinize zorluklarla mücadele edebilecek güce sahip olduğunuzu hatırlatan bir cevap verin.
- İşler daha fazla karışmadan zihninizi güçlendirin.
“Zihin kasımızı ona ihtiyacımız olana kadar çok fazla umursamayız. Kriz zamanları ise bu kası güçlendirmek için doğru zaman değildir. Fiziksel olarak güçlenmek için ağır bir obje kaldırmak zorunda kaldığınız ana kadar beklemek istemezsiniz değil mi? Bir koltuğu kaldırmadan hemen önce yapılan egzersizin faydası yoktur. Önemli olan düzenli olarak egzersiz yapmak, zorluklara her an hazırlıklı olmaktır. Zihin gücü de aynı mantıktadır. Özen gösterilen, üzerine çalışılan bir zihin zor zamanlarda sorun çıkarmaz, aksine kişiye yardımcı olur. Bu nedenle A-B-C formülünü uygulamak çok önemli, bu üç basamak zorluklarla mücadelenin kişiyi daha güçlü kıldığını anlamanın en güzel yolu.”
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Son düzenleme: