Yürümek Gerek

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kültür ve Sanat kategorisinde Nejdet Evren tarafından oluşturulan Yürümek Gerek başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,926 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kültür ve Sanat
Konu Başlığı Yürümek Gerek
Konbuyu başlatan Nejdet Evren
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nejdet Evren

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
YÜRÜMEK GEREK

Kavurucu bir sıcak vardı. Boynundan ense köküne ve göğsüne sicim gibi ter akıyordu. Topraktan engelleri kürekle kaldırmış ve arkın yönünü tarlasına çevirmişti. Sıcak gibi ruhunu daraltan bir sıkıntı vardı içinde. Nedenini bilmiyordu. Yürümeye başladı. Gittiği yönün bir önemi yoktu; her yan dağ-taş-ırmak ve ekin tarlasından ibaretti. Ekinler boy-vermiş ve dizlerini aşmıştılar. Bir terslik olmasa ürün iyi olacak gibiydi. Komşu tarlalarda da çalışanlar vardı; ancak her çalışan o kadar uzaktaydı ki, dikkatli bakmadıkça kim oldukları anlaşılmıyordu. O yıl boş bırakılan tarlalar vardı. Önce onların içerisinden geçti. Yaban otları her yanı kaplamış ve kır-çiçekleri alabildiğine araziye serpilmişlerdi. Kır-çiçeklerine dokunarak yürüyordu. Boş bırakılan tarlaların sahipleri, arkadaşları sanki orada bir gölge gibi onu izlemekteydiler. Kim bilir şimdi neredeler diye geçirdi içinden. Sıkıntısının bir kat daha artmış olduğunu duyumsadı. Bedeni ruhunu sıkı-sıkıya tutan bir zindandı. Duvarları yıkıp özgürlüğe adım almak isteyen bir tutsak gibi duyumsadı kendisini. Ter anlında tomurcuklanmış, bıyıklarından dudaklarına tuzlu su akmaya başlamıştı. Bıyıkları ile ayran içmeyi ne de severdi oysa. Boşaltılmış, terkedilmiş tarlaları geride bıraktı. Yürümek istiyordu yönsüz ve kimsesiz. Çevresine bakındı. Kıraç toprak ve tepede güneş dışında hiçbir canlı yok gibiydi. Gömleğini çıkartıp kafasına sardı. Kertenkeleler ayaklarının altından kaçışırken akrepler, çiyanlar, börtü-böcek kendi coğrafyalarının egemenleri olarak bir görünüp bir kayboluyorlardı. Rüzgar çıplak toprağı zaman zaman havaya kaldırıp terleyen vücuduna yapıştırdı. Tarım arazileri, terk edilen topraklar gerilerde kaldı. Toprak yer yer sert yer yer yumuşak ve çoğunlukla taşlıydı. Bir kayalıkta durdu. Yorulmuştu. Belinden matarasını çıkardı. Bir yudum içebildi; su kaynamıştı. Gerisin-geri hepsini toprağa püskürttü. Matarayı yere çaldı ve bir tekme atarak kendisinden uzaklaştırdı. Kayaların dibine çömeldi. Pantolon cebinden tabakasını çıkardı bir sigara yaktı. Kibrit çöpünü attığında yerde anında yok olduğunu fark etti. Ateş toprak tarafından yutulmuştu. Bir kibrit daha yakıp attı. Yine ateş yok oldu. Güneş geçti diye düşündü. Ufka bakarak sigarasını içti. Kalktı ve bir adım ileri atacak iken adımı havada kaldı. Zemin karanlıktı. Adımını geri çekti. Önünde kayalar arasında kocaman bir kuyu vardı. İçi karanlıktı. Karanlık dışında bir şey görünmüyordu. Gün tepede olmasına karşın çukurun dibini göremedi. Bir kaya parçasını alıp içine fırlattı. Bekledi, bekledi. Ne bir ses ne bir soluk. Bir daha, bir daha...Ne bir ses ne bir soluk...Çevresine bakındı; yakacak bir şeyler arandı. Çalı-çırpı topladı ve kocaman bir top şeklinde bir araya getirdi. Çırpıları yaktı. Bir alev topu gibi tutuşan çalıları çukura attı; küçük bir aydınlık ve kısa süre sonra sönen bir cisim; ardından koyu karanlık ve sessizlik oldu. Kör-çukur kadim ve ağır duruyordu. Yere yatarak kuyunun ucuna kadar süründü. Aşağısı görünmüyordu. Bir çığlık savurdu. Bir daha, bir daha...Çığlıkları da yutuldu. İçine atlamamak için kendisini zor tutuyordu. Şeytan görsün seni dedi ve ayağa kalktı. Gömleğini başından alıp kibritle tutuşturdu ve içine attı. Geri dönerek yürümeye başladı. Üç adım atmıştı ki, birden bir tınlama duydu. Tak diye bir ses geldi önce. Durdu. Geriye bakmak istemiyordu. Adım almaya başladı ve bir Puff sesi duydu. Yine durdu. Geriye bakmadı. Bir adım daha aldığında bir çayırtı koptu gerisinde; ateş yerden göğe yükseliyordu.

Yürüdü...

1 Temmuz 2009, Batı
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: Yürümek Gerek

alevi avuçlarının içine almıştı; karanlıkta dans eden ve parmak aralarından dışarıya çıkmak için sallanan, atak yapan alev topu, avuçlarını ısıtıyordu. bir çift göz, alev topu üzerinde ve onunla senkronize olmuşçasına dönmekteydiler. bir süre sonra her yer karardı; karanlık her şeyi içine aldı. ardından ışık huzmeleri süzülmeye başladı gün-selinin.

gidenler miydi ardıllarında hiç bir şey bırakmayan?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst