Yalnızlık

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde Adem tarafından oluşturulan Yalnızlık başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 669 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Yalnızlık
Konbuyu başlatan Adem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Adem

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Bu forumda sohbetinden keyif aldığım bir arkadaşın sohbet esnasında "YALNIZLIK" tan bahsetmesi bu konuyu açmama vesile oldu. Konuyu kendisine bir teşekkür mahiyetinde ve ona ithafen açıyor, kendisinin de değerli katkılarını bekliyorum....

Yalnızlığı düşünürken , aklıma büyük bir düşünürün " - Veda etmek gözüyle sevenler içindir, gönlüyle sevenler asla ayrılmaz" sözü geldi. Yalnız olduğunu düşünen bir insan sevdiklerinden ayrıdır ya da sevdiği kimse yanında yoktur değil mi ? Peki ya o insan neden sevdiklerinde sevgiyi yaşadığını ve istemediği sürece o sevginin kalbinden hiç bir zaman ayrılmayacağını düşünmez ? Sevdiğinin sevgisi kalbindeyse sevdiğin seninle beraberdir. Sevilenin hayali gözünde, adı dilinde, sevgisi kalbindeyse ondan ayrı olmak da ne demek ?
Elbette burada çoğu kişinin aklına mekan olarak ayrılık konusu gelecektir....
Tabii bunu da tartışmamız gerek..
 

BeKeS

Felsefe.net
Onursal Üye
Katılım
22 Nis 2021
Mesajlar
15
Tepkime puanı
12
Puanları
3
Yaş
30
Konum
Ş.urda
Üniversite Bölümü
İktisat
İnsan arzularının farkındalığı ve artışıyla birlikte tercihler ve yönetimler de şekil değiştirdi. Mesela Bir insanin tek başına yaşaması veya kendi toplum grubuna yabancilaşması veya çevresi tarafından dışlanması veya çevresiyle ilişkisini en aza indirme isteği vs vs.. hepsinde insanin kendisini anlamamış/anlaşılmamış/kimsesiz hissedişinde Yalnızlık barındırıyor.
Peki yalnızlık bir sorun mu ? Belki evet belki hayır.
Bİr başkasinin hayatimiza yön vermesini sonlandirmak istediğimizde zihinsel olarak diğer insanlardan da bir kopuş yaşarız.
Oysa yalnız kalma kapasitesini geliştirdikçe Kendi içinden yeni bir BEN yaratır insan. Belki o zaman:
``Sevdiğinin sevgisi kalbindeyse sevdiğin seninle beraberdir. Sevilenin hayali gözünde, adı dilinde, sevgisi kalbindeyse ondan ayrı olmak da ne demek ?`` resim galerisinden öteye bir anlam taşıyamayabilir . Sesler sadece bir zihin çınlanmasindan ibaret kalabilir..
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
İnsan arzularının farkındalığı ve artışıyla birlikte tercihler ve yönetimler de şekil değiştirdi. Mesela Bir insanin tek başına yaşaması veya kendi toplum grubuna yabancilaşması veya çevresi tarafından dışlanması veya çevresiyle ilişkisini en aza indirme isteği vs vs.. hepsinde insanin kendisini anlamamış/anlaşılmamış/kimsesiz hissedişinde Yalnızlık barındırıyor.
Peki yalnızlık bir sorun mu ? Belki evet belki hayır.


Teşekkürler BeKeS, söylediklerine sonuna kadar katılıyorum. Ben de " - Neden diye sorabiliyorsak, sebebi bulmaya ümidimiz vardır. " diyerek yine " - Neden ? " diye soracağım. Acaba neden yalnızlığın giderilmesi çoğu zaman insan için acı veren bir ihtiyaca dönüşebiliyor ?

Hiç düşündünüz mü ? İnsan kavramı tek bir manayı ifade etmesine rağmen kadın ve erkek olarak iki ayrı varlıkta mana bulmaktadır. Kadın da insan erkekte. O halde neden ikisini aynı manada birleştiren bir "İNSAN" kavramı var ki ? ya da nasıl ? Bu soruyu tartışan bir bilge kişi tanıdım (kitaplarından).Başka da görmedim...

Bu sorunun cevabına gelince:

Kadın ve erkek "İNSAN" ın bir şekilde ayrı düşmüş iki yönüdür. Yani onlar aslında iki bedende "TEK" varlıktır. Erkekte kadın içkin, kadında da erkek içkin vaziyette bulunur. Erkekte insanın güç , irade, cesaret, akıl ve mantık gibi yönleri öne çıkarken, kadında zarafet, güzellik, merhamet, duygusallık, gibi yönleri tezahür etmektedir. Ancak her ikisinde de diğerinde öne çıkan tüm özellikler içkin olarak bulunmaktadır... Durum çok kabaca bu şekilde özetlenebilir. Durumun bu olduğu ispatlanabilir olmakla birlikte konuyu daha fazla dallandırıp budaklandırmamak için o kısma girmiyorum. Dilerseniz başka bir başlıkta bunu da tartışabiliriz.

Gelelim asıl konuya...Bunların "YALNIZLIK" la ne alakası var?

İnsanın yalnızlığı bir başkasıyla iletişime geçebilmesiyle ile giderilmiş olur. Yalnız insan başka bir insanla iletişime geçebiliyorsa yalnızlık hissetmez. Peki , bir başkası ile iletişime geçilince ne oluyor da fırtınalar diniyor ? İşte asıl soru bu ......

İnsan öyle karmaşık ve öyle geniş özelliklerle doludur ki, çoğunu dillendiremez. Hatta kendi düşüncesi bile onların çokluğu karşısında aciz kalmıştır. İnsanın bütün bu özelliklerini yine kendisinin görmesi , ne kadar güzel, muhteşem olduğunu müşahede ederek içinde bulunduğu karanlıktan çıkıp kendisini temaşa etmesi onu sıkıntıdan kurtaracak olan yegane seçenektir. Peki insanın kendisini görmesi için ne lazım ?
Bir ayna..... Bu aynayı bulduğunda insanın yalnızlık duygusu giderilmiş olur.

İşte o ayna başka bir insandır...

Fakat insanın hemcinsinde (erkek veya kadın olarak) kendisini tam olarak görmesi imkansızdır çünkü diğer yarısı eksiktir. O halde bir erkeğin yalnızlığı tam olarak bir kadın ile, bir kadının yalnızlığı da tam olarak bir erkekle sona erer...

Bugünlük burada kalalım....
 

BeKeS

Felsefe.net
Onursal Üye
Katılım
22 Nis 2021
Mesajlar
15
Tepkime puanı
12
Puanları
3
Yaş
30
Konum
Ş.urda
Üniversite Bölümü
İktisat
``Kadın ve erkek "İNSAN" ın bir şekilde ayrı düşmüş iki yönüdür. Yani onlar aslında iki bedende "TEK" varlıktır.``.

Yaşam ,toplumsal doğa ve evren ikilemlidir yani diyalektiktir. Bu ikilemin bir yüzü kadın diğer yüzü erkektir. Ancak bu iki yüz anlamlı bir ilişkilenmeyle doğal,özgür,eşit ve üretken kalabilirse toplumsal doğa sağlıklı yürür.
Ama bu iki yüzün çok değişik , binleece yıla dayalı nedenlerle birbirini yok etmeye çalışması,düşmanlığı,yabancılığı ve uzaklığı bu doğayı sürekli gerilimli,sorunlu ,krizli ve ölümlü kılar(!) -yeni bir konu doğabilir-

İnsanın yalnızlığı bir başkasıyla iletişime geçebilmesiyle ile giderilmiş olur. Yalnız insan başka bir insanla iletişime geçebiliyorsa yalnızlık hissetmez. Peki , bir başkası ile iletişime geçilince ne oluyor da fırtınalar diniyor ? İşte asıl soru bu ......

Burda şu soruyu sormakta sakınca görmüyorum. Gerçekten fırtınalar diniyor mu? Yoksa erteleniyor mu? Bu fırtınadan bir kaçış olabilir mi?
Franz Kafka'' Kimi zaman yalnız kalabilmek mutluluğun ilk koşulu'' demekle haklı değil miydi?
Kendimizi en son ne zaman dinledik ? Ne istiyoruz?..vs vs..Hegemonik ilişkiler silsilesinde insan kendini ne kadar doğru anlatabilir/ tanimlayabilir/bilebilir/yaşıyorum diyebilir?

İşte o ayna başka bir insandır...

Gerçekten öyle mi peki ? Bu tamamen etkileşimden izler taşımak değil midir. Herhangi bir çözümlemeye ihtiyaç duymaksızın kendini değiştirip dönüştürme olarak tanimlayabilirim bunu. Ki yine yeni yeniden başka bir krizde başka bir ayna arayana kadar sadece ertelemek olarak kalırız
 

durustluk

Felsefe.net
Moderatör
Katılım
27 Nis 2019
Mesajlar
31
Tepkime puanı
3
Puanları
8
Yalnız olduğunu düşünen bir insan sevdiklerinden ayrıdır ya da sevdiği kimse yanında yoktur değil mi ?
değil!
Yalnızlığın en büyüğü ve genişi arkadaş, akran, anlayışlı sosyal grup (daha genişi topluluk toplum) yoksunluğudur
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Ama bu iki yüzün çok değişik , binleece yıla dayalı nedenlerle birbirini yok etmeye çalışması,düşmanlığı,yabancılığı ve uzaklığı bu doğayı sürekli gerilimli,sorunlu ,krizli ve ölümlü kılar


Evet bencede bu konu tartışmaya değer. Hadi bi konu açalım o zamam...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst