- Konbuyu başlatan
- Yöneticiler
- #1
- Katılım
- 7 Ara 2013
- Mesajlar
- 6,615
- Tepkime puanı
- 504
- Puanları
- 113
Bu toplum yalan sokması ile zehirlendi.
Yalan sokması, yılan sokmasından daha tehlikelidir, çünkü serumu da bulunmamıştır, tedavisi zordur.
Yalan, ortaya bugün çıkmamıştır, insanın dünyada varlığından beri vardır ama küçük ölçeklerde kalmıştır, dozu hafiftir ve yaşamsal durumlarda kullanılmıştır.
Günümüzde ise ‘yalan’, her alanda işe yarar bir yöntem olarak kalıcı yerini almıştır.
Yalanın politikada kullanılmasını uygun gören İtalyan yazar Nikola Makyavel eğer bugünleri görseydi Prens adını taşıyan kitabını çocukça bulur, yeniden yazmak isterdi.
Bence politika alanındaki en başarılı yalancıya verilmek üzere bir ‘Makyavel Ödülü’ konmalıdır. Nasıl olsa bu ödüle seçici kurul bulmak çok kolaydır.
Yalan sokması ile zehirlenmiş alanlara gelince.
Hukukun Yalanla Zehirlenmesi…
Yalan sokularak zehirlenmiş hukuk konusunda ülkemiz en görünür örneklerden birisini vermektedir.
Bir toplumda hukukun yalanla zehirlenmesi yaşanıyorsa o toplumda ‘adalet’ yok demektir. Toplumun en büyük kaybı da ‘adaletin kaybı’dır.
Medyanın Yalanla Zehirlenmesi…
Bir toplumda insanların en doğal haklarından birisi ‘doğru haber alma hakkı’dır. Bu da yazılı basının, sözlü basının özgür olması demektir. Medyayı kimilerini satın alarak, kimilerini ekonomik tehditlerle, güdümlü hukuk eliyle sindirerek baskı altına alan siyasal iktidar ‘medyayı zehirlemekte’, halkın doğru haber alma hakkını ortadan kaldırmaktadır.
Bu durum her alanı etkileyen bir toplumsal zehirlenmedir.
Bilgi kirliliği, taraflı yayıncılık, toplumsal algıyı etkileyerek ‘yalanı doğru-doğruyu yalan’ olarak göstermek bir ahlak suçudur.
Medyanın yalanla zehirlenmesi toplumsal ahlakın bu derece bozuluşunun hem nedeni hem de sonucudur.
Yalan sokması, yılan sokmasından daha tehlikelidir, çünkü serumu da bulunmamıştır, tedavisi zordur.
Yalan, ortaya bugün çıkmamıştır, insanın dünyada varlığından beri vardır ama küçük ölçeklerde kalmıştır, dozu hafiftir ve yaşamsal durumlarda kullanılmıştır.
Günümüzde ise ‘yalan’, her alanda işe yarar bir yöntem olarak kalıcı yerini almıştır.
Yalanın politikada kullanılmasını uygun gören İtalyan yazar Nikola Makyavel eğer bugünleri görseydi Prens adını taşıyan kitabını çocukça bulur, yeniden yazmak isterdi.
Bence politika alanındaki en başarılı yalancıya verilmek üzere bir ‘Makyavel Ödülü’ konmalıdır. Nasıl olsa bu ödüle seçici kurul bulmak çok kolaydır.
Yalan sokması ile zehirlenmiş alanlara gelince.
Hukukun Yalanla Zehirlenmesi…
Yalan sokularak zehirlenmiş hukuk konusunda ülkemiz en görünür örneklerden birisini vermektedir.
Bir toplumda hukukun yalanla zehirlenmesi yaşanıyorsa o toplumda ‘adalet’ yok demektir. Toplumun en büyük kaybı da ‘adaletin kaybı’dır.
Medyanın Yalanla Zehirlenmesi…
Bir toplumda insanların en doğal haklarından birisi ‘doğru haber alma hakkı’dır. Bu da yazılı basının, sözlü basının özgür olması demektir. Medyayı kimilerini satın alarak, kimilerini ekonomik tehditlerle, güdümlü hukuk eliyle sindirerek baskı altına alan siyasal iktidar ‘medyayı zehirlemekte’, halkın doğru haber alma hakkını ortadan kaldırmaktadır.
Bu durum her alanı etkileyen bir toplumsal zehirlenmedir.
Bilgi kirliliği, taraflı yayıncılık, toplumsal algıyı etkileyerek ‘yalanı doğru-doğruyu yalan’ olarak göstermek bir ahlak suçudur.
Medyanın yalanla zehirlenmesi toplumsal ahlakın bu derece bozuluşunun hem nedeni hem de sonucudur.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.