Varoluşsal Depresyon

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde taedium vitae tarafından oluşturulan Varoluşsal Depresyon başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,213 kez görüntülenmiş, 25 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Varoluşsal Depresyon
Konbuyu başlatan taedium vitae
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ignostik üye

taedium vitae

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Kas 2020
Mesajlar
18
Tepkime puanı
8
Puanları
3
Konum
Türkiye
İnsan bir kere sorgulamaya başlayınca ister istemez dünyadan soyutlanıyor. Ardından varoluşunun anlamsızlığını farkedince de boşluğa düşüyor. Bu boşluk hissinden kurtulmak, varoluşsal depresyonu aşmak sizce mümkün müdür?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Mümkün..zamanla geçecek... şu an ne desek boş..

zamanla şu olacak; seni şuan depresyona sokan zihnindeki yeni dünya, olan dünyayla uyumlanacak..

Ve bence böyle hassas konularda kullandığımız kelimeler önemli, depresyon deme buna,değişimde,dönüşümde,uyanış de ,alis harikalar diyarından çıkış de vb..
 

taedium vitae

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Kas 2020
Mesajlar
18
Tepkime puanı
8
Puanları
3
Konum
Türkiye
Mümkün..zamanla geçecek... şu an ne desek boş..

zamanla şu olacak; seni şuan depresyona sokan zihnindeki yeni dünya, olan dünyayla uyumlanacak..

Ve bence böyle hassas konularda kullandığımız kelimeler önemli, depresyon deme buna,değişimde,dönüşümde,uyanış de ,alis harikalar diyarından çıkış de vb..
Hayatın yaşamaya değip değmeyeceği kafamı en çok karıştıran sorulardan. Depresyon dememin sebebi de bu kafa karışıklığının yarattığı sancılı döneme en çok uyan tanımın depresyon olduğunu düşünmemden kaynaklı.

Ve dediğiniz gibi birgün bu anlamsızlık hissine alışabilmeyi, dünyaya uyum sağlayabilmeyi umuyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Hiç boşluk hissi yaşamadım ama "ee o kadar düşündük, şimdi ne yapıyoruz?" moduna girdim. Kendimce bulduğum çözüm düşünmeye devam etmek oldu.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Hayatın yaşamaya değip değmeyeceği kafamı en çok karıştıran sorulardan. Depresyon dememin sebebi de bu kafa karışıklığının yarattığı sancılı döneme en çok uyan tanımın depresyon olduğunu düşünmemden kaynaklı.

Ve dediğiniz gibi birgün bu anlamsızlık hissine alışabilmeyi, dünyaya uyum sağlayabilmeyi umuyorum.

Alışacaksın..hemde eskisinden daha iyi olduğunu göreceksin..kesin bilgi.
 

ignostik üye

Filozof
Uzaklaştırılmış
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
969
Tepkime puanı
131
Puanları
43
Yaş
57
Konum
Mars gezegeni.
Üniversite Bölümü
felsefe
Gercek felsefecilerin *** *** yadadigi bir realite!
Tamamen.IQ.ile alakali ne kadar yuksekse
O kadar bu sahte yasamdan kopmussunuz.
Cok degerli bir konu basligi ama katilim az gercekten.
 

ignostik üye

Filozof
Uzaklaştırılmış
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
969
Tepkime puanı
131
Puanları
43
Yaş
57
Konum
Mars gezegeni.
Üniversite Bölümü
felsefe
Evet mumkun.bunun 2 yolu var.
1.iradenin ozgurce kullanildigi bir evrende yasamak
.2.ölmek!!
 

ignostik üye

Filozof
Uzaklaştırılmış
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
969
Tepkime puanı
131
Puanları
43
Yaş
57
Konum
Mars gezegeni.
Üniversite Bölümü
felsefe
Bu 2 onerme varossal realitedir.
Benim onermem ise.en guclu realitedir.
Tek bir yolu var.OLUMSUZLUK!!!
Olumsuzluk iradenin basladigi yerdir.
 

taedium vitae

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Kas 2020
Mesajlar
18
Tepkime puanı
8
Puanları
3
Konum
Türkiye
Evet mumkun.bunun 2 yolu var.
1.iradenin ozgurce kullanildigi bir evrende yasamak
.2.ölmek!!
Kesinlikle katılıyorum. Bu dünyaya fırlatıldık. Doğarken olduğu gibi ölürken de bunu biz seçemiyoruz ve bunları kavrayabilecek şekilde evrimleşmiş bir bilincimiz olması işleri daha da zorlaştırıyor. Bu gerçeklerin farkında olmamıza rağmen bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyoruz, bizim de mücadelemiz bu.
 

taedium vitae

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Kas 2020
Mesajlar
18
Tepkime puanı
8
Puanları
3
Konum
Türkiye
Bu 2 onerme varossal realitedir.
Benim onermem ise.en guclu realitedir.
Tek bir yolu var.OLUMSUZLUK!!!
Olumsuzluk iradenin basladigi yerdir.
Ben bu konuda determinizmin hakim olduğu bir evrende özgür iradenin var olamayacağını düşünüyorum. Herşeyin bir yanılsama olma olasılığı da var, ve bu kaostaki tek yadsınamaz gerçek ölüm. Bu yüzden bu tek gerçek olarak gördüğüm ölümden ayrı bir yaşam bana pek mantıklı gelmiyor.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Kesinlikle katılıyorum. Bu dünyaya fırlatıldık. Doğarken olduğu gibi ölürken de bunu biz seçemiyoruz ve bunları kavrayabilecek şekilde evrimleşmiş bir bilincimiz olması işleri daha da zorlaştırıyor. Bu gerçeklerin farkında olmamıza rağmen bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyoruz, bizim de mücadelemiz bu.

Bu dünyaya fırlatılmadın, bu dünyada var oldun.

Var olmayı seçmek gibi bir ihtimalin yoktu çünkü seçmek için var olman gerekiyordu. Var olduktan sonra ise (belirli bir süre) var olmaktan veya yok olmaktan başka seçeneğin yoktu.

Zihin deneyimlediği şeyi kavrayabilir. Zihnin şu anda varlığı deneyimlediği için onu anlayabiliyor, ancak hiçliği anlayamıyor. çünkü onu hiçbir zaman deneyimleyemeyecek.

Bilincin olması bir şeyleri zorlaştırmaz, sadece o şeylerin (sana göre) zor olduğunun farkına varmanı sağlar.
 

taedium vitae

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Kas 2020
Mesajlar
18
Tepkime puanı
8
Puanları
3
Konum
Türkiye
Bu dünyaya fırlatılmadın, bu dünyada var oldun.

Var olmayı seçmek gibi bir ihtimalin yoktu çünkü seçmek için var olman gerekiyordu. Var olduktan sonra ise (belirli bir süre) var olmaktan veya yok olmaktan başka seçeneğin yoktu.

Zihin deneyimlediği şeyi kavrayabilir. Zihnin şu anda varlığı deneyimlediği için onu anlayabiliyor, ancak hiçliği anlayamıyor. çünkü onu hiçbir zaman deneyimleyemeyecek.

Bilincin olması bir şeyleri zorlaştırmaz, sadece o şeylerin (sana göre) zor olduğunun farkına varmanı sağlar.
Fırlatılmışlık hissi aslında evrendeki yalnızlığımızla da alakalı. Ve tabiki insanın dünya ile uyum sağlayamaması ile de.

Bilincin olması elbette birşeyleri zorlaştırır, insanlar binlerce yıldır ölümün farkında oldukları ve bu evrende yapayalnız olduklarından dolayı kendilerine tanrılar, dinler yarattılar. Çünkü hepsi de yok olmaktan çok korkuyorlardı. Oysa bunları algılayamasalardı elbette tanrılara da ihtiyaçları da kalmazdı.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Fırlatılmışlık hissi aslında evrendeki yalnızlığımızla da alakalı. Ve tabiki insanın dünya ile uyum sağlayamaması ile de.

Bilincin olması elbette birşeyleri zorlaştırır, insanlar binlerce yıldır ölümün farkında oldukları ve bu evrende yapayalnız olduklarından dolayı kendilerine tanrılar, dinler yarattılar. Çünkü hepsi de yok olmaktan çok korkuyorlardı. Oysa bunları algılayamasalardı elbette tanrılara da ihtiyaçları da kalmazdı.
Evrende yalnız değilsin, senin gibi milyarlarca insan var. İnsan dünyaya uyum sağlamıştır, hatta dünyanın kendisine uymasını da sağlamıştır. Dolayısıyla insan ne yalnızdır, ne de fırlatılmıştır aksine vardır ve bunun farkındadır.

Bilincin olması, bilincin etki ettiği her şeyi kolaylaştırır.
İnsanlar metafizik inançları, ölüm korkusundan veya yalnızlıktan değil varlıklarını sürdürmek için yarattılar. Çünkü var olmanın birinci şartı o varlığı sürdürmektir. İnsan da var olduğuna göre var olmayı sürdürmek isteyecektir. Ancak bu var oluşun sonsuz olması mümkün değildir. Bu nedenle insanlar ölümden sonraki bilinmeyene anlam yüklediler ve yok olma fikrini rafa kaldırarak, sonsuza kadar var olma fikrini benimsediler.

Özetle ortada canlılığın en ilkel amaçlarından olan "var olma" isteğinin gerçek dışı bir tezahüründen başka bir şey yok.
 

taedium vitae

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Kas 2020
Mesajlar
18
Tepkime puanı
8
Puanları
3
Konum
Türkiye
Evrende yalnız değilsin, senin gibi milyarlarca insan var. İnsan dünyaya uyum sağlamıştır, hatta dünyanın kendisine uymasını da sağlamıştır. Dolayısıyla insan ne yalnızdır, ne de fırlatılmıştır aksine vardır ve bunun farkındadır.

Bilincin olması, bilincin etki ettiği her şeyi kolaylaştırır.
İnsanlar metafizik inançları, ölüm korkusundan veya yalnızlıktan değil varlıklarını sürdürmek için yarattılar. Çünkü var olmanın birinci şartı o varlığı sürdürmektir. İnsan da var olduğuna göre var olmayı sürdürmek isteyecektir. Ancak bu var oluşun sonsuz olması mümkün değildir. Bu nedenle insanlar ölümden sonraki bilinmeyene anlam yüklediler ve yok olma fikrini rafa kaldırarak, sonsuza kadar var olma fikrini benimsediler.

Özetle ortada canlılığın en ilkel amaçlarından olan "var olma" isteğinin gerçek dışı bir tezahüründen başka bir şey yok.
Dediğiniz gibi yok olma fikrini rafa kaldırıp, ölümden sonrasına anlam yüklediler. Ve bunu hep var olmak, ölümsüz olmak için yaptılar çünkü ölümden korktular. Ölümden korkmaları da bilincin sayesinde oldu. Çünkü bunu kavrayabilme yetenekleri diğer canlılara kıyasla çok daha fazla gelişti.

Tabi bunun yanında herşeye fazla anlam yüklemek, varlıklarını yüceltmek de bu metafiziksel kavramları yaratmalarında etkili olmuştur muhakkak.

İnsanın yalnız olmadığı konusundaki fikirlerinize katılmıyorum çünkü resmen bu küçük mavi gezegene hapsolmuşuz ve günlük uğraşlarımız kozmosun yanında çokça değersiz kalıyor.

Tabi dediğiniz gibi dünyaya uyum sağladık, dünyayı da kendimize göre değiştirdik. Bu elbette yadsınamaz lakin tüm bunların ne önemi var ki? Var olma iç güdülerimiz olmasa çoktan delirirdik ve türümüzün sonu gelirdi bence.
Fikirleriniz için çok teşekkür ederim.
 

ignostik üye

Filozof
Uzaklaştırılmış
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
969
Tepkime puanı
131
Puanları
43
Yaş
57
Konum
Mars gezegeni.
Üniversite Bölümü
felsefe
Ben bu konuda determinizmin hakim olduğu bir evrende özgür iradenin var olamayacağını düşünüyorum. Herşeyin bir yanılsama olma olasılığı da var, ve bu kaostaki tek yadsınamaz gerçek ölüm. Bu yüzden bu tek gerçek olarak gördüğüm ölümden ayrı bir yaşam bana pek mantıklı gelmiyor.

Mukemmel bir onerme katilmamak imkansiz.
Aynen.determinist bir varolus gercegi.
Belirlenen kati ve acimasizvarolus ilkeleri.
1.determinizmi destekliyen en carpici ornekler.
A.kendi turuyle beslenen canlilar.
B..fiziksel guc ve egonun varolustan beri suregelen kusursuz acimasiz ve siddet dolu zaferleri.
C..evrendeki.kaos yasalari.varolusu.
Determinist bir belilemecilik ulkelerine gore gecerli kiliyor.
 

ignostik üye

Filozof
Uzaklaştırılmış
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
969
Tepkime puanı
131
Puanları
43
Yaş
57
Konum
Mars gezegeni.
Üniversite Bölümü
felsefe
Muhtese
Dediğiniz gibi yok olma fikrini rafa kaldırıp, ölümden sonrasına anlam yüklediler. Ve bunu hep var olmak, ölümsüz olmak için yaptılar çünkü ölümden korktular. Ölümden korkmaları da bilincin sayesinde oldu. Çünkü bunu kavrayabilme yetenekleri diğer canlılara kıyasla çok daha fazla gelişti.

Tabi bunun yanında herşeye fazla anlam yüklemek, varlıklarını yüceltmek de bu metafiziksel kavramları yaratmalarında etkili olmuştur muhakkak.

İnsanın yalnız olmadığı konusundaki fikirlerinize katılmıyorum çünkü resmen bu küçük mavi gezegene hapsolmuşuz ve günlük uğraşlarımız kozmosun yanında çokça değersiz kalıyor.

Tabi dediğiniz gibi dünyaya uyum sağladık, dünyayı da kendimize göre değiştirdik. Bu elbette yadsınamaz lakin tüm bunların ne önemi var ki? Var olma iç güdülerimiz olmasa çoktan delirirdik ve türümüzün sonu gelirdi bence.
Fikirleriniz için çok teşekkür ederim.
Muhtesem Bir yorum.inan bana simdiye kadar okudugum en guclu ve anlamli.yorumdu.ve birsey.farkettim.
Fikirlerimiz oznesel ve soznesel olarak
Oldukca uyumlu.
Realist yorumlariniz devami dileğiyle saygilarimla.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst