Ülke Genelinde 'DEprem Anı Ülke Tatbikatı' Yapılacak!

Ülke genelinde 'Deprem Anı Ülke Tatbikatı' yapılacak! Tüm gözler 18:57'de​

Güncelleme Tarihi: Kasım 12, 2022 08:31




Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2022 08:311dk okuma

Türkiye'nin 81 ili ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bugün saat 18:57'de 'Deprem Anı Ülke Tatbikatı' düzenlenecek. İlk kez yapılacak tatbikat sırasında telefonlara mesaj gelecek, belediye ve cami hoparlörlerinden duyurular yapılacak.​

Haberin Devamı


Bugün 81 ilde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde saat 18.57'de 'Deprem Anı Ülke Tatbikatı' düzenlenecek. Böyle bir tatbikatın ilk kez yapılacağını aktaran AFAD Başkanı Yunus Sezer, "Eksiklerimizi görüp onları takviye ederek, kendimizi de güncelleyerek geldiğimiz bir aşama" diye konuştu.
Tatbikat, İçişleri Bakanlığı ve AFAD tarafından 1999 Düzce Depremi'nin 23. yılı dolayısıyla planlandı. Amaç; anına ilişkin farkındalık oluşturmak. Bu kapsamda hayat kurtaran 'Çök-Kapan-Tutun' hareketi gerçekleştirilecek.
Telefonlara mesajlar gelecek, belediye ve cami hoparlörlerinden duyurular yapılacak. Televizyon ve radyo kanallarında uyarılar yayımlanacak.

​

"KORKU VE PANİK OLMASIN DİYE SİREN ÇALMAYACAK"
AFAD Başkanı Sezer, korku ve panik yaratmamak için siren sisteminin kullanılmayacağını söyledi.
Haberin Devamı

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

23 sene geç kalınmış bir eylem. Bu tür eylemler her sene sıkça tekrarlanmalı. Çoçuk yaştan itibaren insanlar bilinçlendirilmeli. Tüm ana, ilk, orta ve lise okullarında sürekli tatbikatlar yapılmalı.

Türkiye´nin önemli bir coĝrafyasının deprem bölgesi olmasına raĝmen, bugüne kadar alınan eylemler devede kulak mahiyetinde. İnsanların bilinçlenmesi için hem bu tip tatbikatlar yapılmalı hem de deprem bölgesindeki konutlar depreme dayanıklı hale getirilmeli. Bunlar ciddi bir şekilde yapılmadıĝı müddetçe insanların zarar görmesi kaçınılmaz.

Mesela Japonya´daki insanlar bu tür afetlerde nasıl davranılması gerektiĝine çocuk yaştan itibaren eĝitiliyor. Konutlar depreme dayanıklı bir biçimde inşa ediliyor. Japonya ile kıyaslandıĝında, en azından 50 sene geriden geliyor bizim memleket.

Tatbikat en son mesele. Yapı kayıt belgesi vermek sureti ile depreme dayanıksız binaları legalleştirdiğiniz bir ülkede tatbikat duyarlılığı insanların aklıyla eğlenmektir.

Bir deprem olsa ve insanlar bu binalarda can verse hükümet/imar bakaı ve çalışanları insanlık suçu işlemiş olmayacak mı?. Bugün yıkıcı bir deprem olsa ve o yapı kayıt belgesi adı altında oturulan binalarda ölen yaralanan insanların cinayet sorumlusu kim olacak?

Yapı Kayıt Belgesi Nedir?

Kamuoyunda imar barışı olarak bilinen ve 18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7143 sayılı kanunun 16. Maddesi ile 3194 sayılı imar kanununa eklenen geçici 16. Maddeye göre;

“Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir.

Şakamısınız? Devlet can ve mal güvenliğine aykırı nasıl davranabilir? Para toplayacam diye insanları depreme dayanıklı olup olmadığı mechul binaları ruhsatlandırır?

Tatbikata gerek yok bence binalar yapılırken devletçe denetlendikten ve 100 sene 8 şiddet ve yukarısına dayanır garantili yapıldıktan sonra. Japonya' da yapılar 100 sene dayanır garantisi verilmeden ruhsat alamıyor. Devlet vergi topluyorsa anayasal sözleşmesinde can ve mal güvenliği taahhütüne riayet etmelidir. Aksi halde meşrutiyeti yok hükmündedir. Acı ama gerçek budur. Lafla büyük devletiz, milletiz olmuyor maalesef...

odun' Alıntı:

Japon´ya ile kıyaslandıĝında en azından 50 sene geriden geliyor bizim memleket.

Genişletmek için tıkla ...

Az önce onu araştırıyordum. Bir yapı 100 sene büyük zelzelelere dayanır garantili orada. Senede 1500 büyük deprem olan bir ülkeden bahsediyoruz. Düşünebiliyormusunuz? Yani deprem yağmur gibi bir doğal olay esasında. Binalar sağlam ise kimse ölmez. Bu ölümlerin tek sorumlıusu idareciler. Bu gerçekten cinayet. Para için, oy için insanları tabuta sokuyorlar. Sonra da yargılanmıyorlar. 99 da hiç bir kamu görevlisini soruşturmadılar bile. Çünkü adalet bakanlığı kamu görevlilerinin soruşturulmasına izin vermedi. Devlet kendi kendini aklayıp paklıyor. Madenci ölümleri bunun yanında ne ki? Madenciler 2 kat maaş alacam diye kendi rızaları ile oraya giriyorlar. Halbuki bir zelzelede okulda olan bir çocuk bile diri diri gömülebilir. Rızasız ve günahksız. Onun suçu bu ülkede doğmak olur. Durum bu.

dragon' Alıntı:

Az önce onu araştırıyordum. Bir yapı 100 sene büyük zelzelelere dayanır garantili orada. Senede 1500 büyük deprem olan bir ülkeden bahsediyoruz. Düşünebiliyormusunuz? Yani deprem yağmur gibi bir doğal olay esasında. Binalar sağlam ise kimse ölmez. Bu ölümlerin tek sorumlıusu idareciler. Bu gerçekten cinayet. Para için oy için insanları tabuta sokuyorlar.

Genişletmek için tıkla ...

Binalar saĝlam olursa elbette insanların zarar görmesi asgariye iner ancak insanlar bu mevzuda eĝitilmezse ve bilinçlendirilmese, halk yapılan yanlışlara tepki vermez. Çürük binalarda oturmaya devam ederler ve seslerini çıkarmazlar. Eleştirinin, şikayetin olmadıĝı yerde siyasetçiler, yöneticiler ve belediyeler ilgilenmez.

Hatta kendisi oturmak için yaptırdıĝı evin depreme dayanıklı olması gerektiĝini bile umursamaz. Tüm sorun halkın kendisinde aslında.

20 sn öncesinden insanların cep telefonları alarm veriyormuş mesela.

odun' Alıntı:

Binalar saĝlam olursa elbette insanların zarar görmesi asgariye iner ancak insanlar bu mevzuda eĝitilmezse ve bilinçlendirilmese, halk yapılan yanlışlara tepki vermez. Çürük binalarda oturmaya devam ederler ve seslerini çıkarmazlar. Eleştirinin, şikayetin olmadıĝı yerde siyasetçiler, yöneticiler ve belediyeler ilgilenmez.

Hatta kendisi oturmak için yaptırdıĝı evin depreme dayanıklı olması gerektiĝini bile umursamaz. Tüm sorun halkın kendisinde aslında.

Genişletmek için tıkla ...

Geçenlerde tesadüfen bir belgeseli izlemiştim. Karadeniz bölgesindeki yamaçlardaki çay tarlalarında kullanılan ilkel ve amatörce yapılmış telefirikleri gördüĝümde bir hayli şaşırmıştım. Can güvenliĝi falan hiç yok. Çay toplama süresince (3 ay) kullanılan bu telefirikler yüzünden son 10 senede bir hayli insan canından olmuş ve yaralanmış.

Bunlardan binlercesi var Karadeniz bölgesinde.

Bunlara örnek bir görsel:

odun' Alıntı:

Geçenlerde tesadüfen bir belgeseli izlemiştim. Karadeniz bölgesindeki yamaçlardaki çay tarlalarında kullanılan ilkel ve amatörce yapılmış telefirikleri gördüĝümde bir hayli şaşırmıştım. Can güvenliĝi falan hiç yok. Çay toplama süresince (3 ay) kullanılan bu telefirikler yüzünden son 10 senede bir hayli insan canından olmuş ve yaralanmış.

Bunlardan binlercesi var Karadeniz bölgesinde.

Bunlara örnek bir görsel:

Genişletmek için tıkla ...

Bunlara yol yapsan gene bu telleri kullanır bunlar. Ben insanımı bilmezmiyim!.

Hükümetin müta'iitlere yol, betona para akıtma aşkından daha başka bir emeli yok zaten; bkz:
3-5 kişiye özel yol yapmadıysa çıkarlarına ters düşüyor demektir. En basitinden; Kütahya havaalanından biliyoruz.
3-5 kişiye çıkarları ile örtüşmüşse bunlar havalimanı bile yapar. bkz;
Bu israflar yerine bu paralar(borçlar) insanın hayatı(sokakta yatan, aç insanlar) için harcanabilirdi. Hatta bütün eski konutlar yenilenebilirdi!. Olası depremde insan ölmezdi. Kentsel dönüşümü bile ranta çevirdiler. Mevcut yapıları mahalle mahalle yenilemediler. Yenileseler çarpık yapı sorunuda ortadan kalkacak. Herkesin dairesine daire vermek ne kadar zor olabilir ki? Niçin başka yerleri imara açıyorsunuz? Devletin cebinden para çıkmasına bile gerek kalmaz. İşinize gelen yerlerin kat planını arttırdığınıza da göre. Yeni yeni yerleri imara açıp rant devşirdiler. 5 katlı yere; artı 15:

---------------/ -------------

Konuya dönece olursak,
Yukarıda Ahmet Hoca çok güzel anlatıyor. "Birlik her yerde olmaz(10. dk sonrası); devlette birlik olmaz." Dönüyor dolaşıyor benim "kutsal" istismarı tespitime dayanıyor iş. Dokunulmazlık zırvalığı, bu "kutsal devlet" bu toplumun bir ürünüdür. Devlet kutsanamaz. devlet organları, kişiler, herkes gibi kanun önünde eşittirler. Sorumluluk, ehliyet sahibidirler. Ne demek dokunulmazlık? Hasan Mesih İsa Mezarcı' nın dediği gibi; "kutsal devlet olunca, kutsal bürokrat, siyasetçi, memur oluyor." Kutsayıp kutsayıp, milleti cahil bırakıp bırakıp sömürüyorlar. Karadeniz bölgesi insan haklarının gasp edilmesinde maalesef aktif rol alıyor. İnançla maüpile edilmemiş doğulular devletin ne olduğu hakkında daha bilinçli oluyor. Haklarını arayabiliyor. Karadeniz insan haklarının başına bela. İnsan/birey değilmisiniz siz? Benden/sizden daha kutsal ne olabilir? Özgürlük/ hak düşmanı bunlar. Dolaysı ile insan/bireyci düşmanıbunlar. Bunların, toplumun sorunun kaynağı olduğunu açık. Fakat bu olguyu bundan bağımsız değerlendirmemiz lazım.
Canımız malımızın güvenliği anayasal bir hak. Bu toplumdan bağımsız bir bağımsız hukuk kurumunca sağlanması gerekir. Toplum cinayet istiyor diye, bu kurum buna müsamam nasıl göstermiyorsa. İşte bu sorunu çözümleyecek merci budur. Batıda toplum niye kurallara uyuyor? Çünkü yaptırımlar var. Toplumun devlet başkanıda olsan, sokaktaki vatandaşta olsan normlara uymada, hesap vermede eşitsin. Bunun toplumla alakası yok. Yargının bağımsızlığı ile direk alakası var. Çözüm bağımsız yargı organı ve bağımsız dürüst yargıçlar. Bu sağlanamadığı sürece o devletler istediği kadar kağıt üzerinde resmiyet sahibi olsun. Hukukun üstünlüğü, bağımsızlığı, şeffaflığı, güvenilirliği olmayan her yapının meşrutiyeti tartışmalıdır. Hakkını arayanın terörist, hesap vermeyen ve hukuksuz olanın kahraman olduğu yapılar hukuk devleti olamaz. İstediği kadar orada hukuk devleti yazsın. Kuzey Kore' de cumhuriyet sözde. Kuzey Kore Cumhuriyet mi yani? Değil. Meselenin çözümü budur. Hesap verilebilirlik eşitlği sağlanırsa toplum kalkınır ve düzelir. Aksi mümkün değil.

dragon' Alıntı:

Bunlara yol yapsan gene bu telleri kullanır bunlar. Ben insanımı bilmezmiyim!.

Genişletmek için tıkla ...

Maddi imkansızlık ve cahillik bu tür şeyleri insanlara yaptırabiliyor. Dört dörtlük, modern, can cüvenliĝi saĝlanmış ve tüm startdartların yerine yetirilmiş bir telefirik sistemini inşa etmek bir hayli pahalıdır. Çoĝunun maddi imkanı buna elverişsiz muhtemelen. Cahilliĝi ve umursamazlıĝı da buna eklediĝinizde, karşımıza bu tip tehlikeli tesisler çıkıyor.

dragon' Alıntı:

Konuya dönece olursak,
Yanımız malımızın güvenliği anayasal bir hak. Bu toplumdan bağımsız bir bağımsız hukuk kurumunca sağlanması gerekir. Toplum cinayet istiyor diye, bu kurum buna müsamam nasıl göstermiyorsa. İşte bu sorunu çözümleyecek merci budur. Batıda toplum niye kurallara uyuyor? Çünkü yaptırımlar var. Toplumun devlet başkanıda olsan, sokaktaki vatandaşta olsan normlara uymada, hesap vermede eşitsin. Bunun toplumla alakası yok. Yargının bağımsızlığı ile direk alakası var. Çözüm bağımsız yargı organı ve bağımsız dürüst yargıçlar. Bu sağlanamadığı sürece o devletler istediği kadar kağıt üzerinde resmiyet sahibi olsun. Hukukun üstünlüğü, bağımsızlığı, şeffaflığı, güvenilirliği olmayan her yapının meşrutiyeti tartışmalıdır. Hakkını arayanın terörist, hesap vermeyen ve hukuksuz olanın kahraman olduğu yapılar hukuk devleti olamaz. İstediği kadar orada hukuk devleti yazsın. Kuzey Kore' de cumhuriyet sözde. Kuzey Kore Cumhuriyet mi yani? Değil. Meselenin çözümü budur. Hesap verilebilirlik eşitlği sağlanırsa toplum kalkınır ve düzelir. Aksi mümkün değil.

Genişletmek için tıkla ...

Toplumun cinayet falan istediĝi yok ancak devlet tarafından yapılan denetlemelerin yetersiz olduĝu belli. Daha doĝrusu insan hayatını tehlikeye atan bu tip telefiriklerin çalışmasına göz yumuluyor. Çünkü halkın kendisinden saĝlam bir tepki gelmiyor. Tepkinin olmadıĝı yerde etki de göremezsiniz.

Diĝer nokta daha önemli ve bana göre tüm olumsuzlukların temeli aslında. Vatandaşa hizmet etmek iddiasıyla seçilen yöneticiler ve siyasetçiler de bu halkın içinden çıkan insanlar nihayetinde. Halkın kendisi cahil, çıkarcı ve yozlaşmışya, onları yönetmeye hevesli olanların onlardan da düzgün olmasını beklemek yersiz.

Spikerler çök-kapanı anlamamış sanırım. Sallantıda haber sunmaya devam ediyorlar. Tatbikat dediler; 3-4 saat sonra sms geldi sanırım.

PROF. ŞAHİN: BÜYÜK BİR DEPREM DEĞİL, BİNALARI YIKMAZ

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Genişletmek için tıkla ...

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

İşte tamda bunu anlatmıştık: Adaletin sarayı bile yıkılıyor.

Neyseki buda teğet geçti. Yetkililer derin bir nefes aldı. 7 yukarısı lokal bölgede olşmayan bir deprem yalancıların mumunu tam söndürecektir. Şöyle hazırız böyle hazırız, şunu yaptık bunu yaptıklarla olsaydı. Bu herkesin girdiği binada hasar olmazdı değil mi? İş saatlerinde olsaydı birinin kafaya bu betonlar isabet etmezmiydi acaba?

• Düzce Adliye binasında ağır hasar. Kim yaptı ve kim teslim aldı bu adliye binasını?​

  Düzce'de gerçekleşen 6 büyüklüğündeki depremden sonra Düzce Adliyesi'nde ağır hasar meydana geldi.​

  Haber Giriş: 23 Kasım 2022 Çarşamba - 09:00
  Son Güncelleme: 23 Kasım 2022 Çarşamba - 09:01
  
  Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.
  
  
  

  Düzce'deki depremden sonra Düzce Adliye binası ağır hasar gördü. Kim yaptı ve kim teslim aldı bu adliye binasını​

  
  
  
  
  
  Düzce'nin Gölyaka ilçesinin merkez üssü olduğu ve Kandilli tarafından 6.0, AFAD tarafından 5.9 olarak açıklanan deprem İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok şehirde hissedildi. Deprem sonrası vatandaşlar sokağa döküldü. Bazı binalar ise hasar gördü.
  Saat 04.08'de meydana gelen depremde Düzce Adliyesi'nde de ağır hasar meydana geldi. Adliye binasında meydana gelen hasar görüntülendi. Deprem sırasında adliye binasından kopan beton parçaları binanın etrafına döküldü. Binanın girişi molozlarla kaplandı, olayda şans eseri kimse yaralanmadı.
  Düzce'deki Adliye'nin ağır hasar görmesinden sonra akıllara bu binanın kim tarafından yapıldığı ve kim tarafından teslim alındığı soruları geldi.
  Düzce Adliyesi'nin 2008 yılında (büyük Marmara depreminden sonra) yapılmış olduğu ortaya çıktı. Aynı müteahhitin 9 hastane 11 adliye binası yaptığı da iddia edildi. Bu da şu soruların sorulmasına sebep oldu:
  Deprem mi suçlu? Müteahhit mi hırsız?
  İŞTE AĞIR HASAR GÖREN DÜZCE ADLİYE BİNASI
  
  
  
  
  
  Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Hükümet gözünüzün içie baka baka size yalan söylüyor. Oysa "müslüman her haltı(günah) yer ama asla yalan konuşmazmış" ben demiyorum peygamberleri öyle demiş. ..

Adam 9 hastane 11 adliye saray yapmış. Pes yani.


Ben gerçi daha Erzurum' olimpiyat kayak pisti defaatla yapılıp çöktüğünde balık baştan kokar demiştim. bkz;
Ama bu millet(en azından %50-1) anlamamaya şartlanmış. Yapacak bir şey ok. Olan azınlığa oluyor. Kurunun yanında yaşda yanıyor. Ben çözümü söylediğimde de yanlış anlaşılıyorum; İmkanımız olursa insan haklarının olduğu can güvenliğimizin olduğu bir yere göçüp kurtulmak lazım diye sesli düşünüyorum.

99 depremini hatırlıyorum. Bu günkü hükümet yoktu o zaman. Yaşanan rezilliği hatırlatmaya gerek var mı ?

Demek ki neymiş ?

Ayinesi iştir kişinin , lafa bakılmaz...

Adem' Alıntı:

99 depremini hatırlıyorum. Bu günkü hükümet yoktu o zaman. Yaşanan rezilliği hatırlatmaya gerek var mı ?

Demek ki neymiş ?

Ayinesi iştir kişinin , lafa bakılmaz...

Genişletmek için tıkla ...

Çocuk, ne alaka? Onlar rezildi, senin rezil olmanda bir 7 üzerine bakıyor. Yukraıda belirtmiştik. Sanırım anlamamışsın. Olkuduğunu anlamadığını, anlamamazlığa verdiğini biliyorum zaten.

Ayrıca senin cumhur ittifakının yarıdan fazlası şu an akp oldu(Baraj altı kalan parti seçmen reyleri nerede sanıyorsun?). Neyi savunuyorsun? Beni dsp li, cehapeli falan mı sandın? Ben solcu veya kominist değilim. Yarın hüümet değişse muhtemelen değişen hükümeti eleştireceğim. Aynı kumaşın lacisisin...

Niçin sulandırdınız konuyu? Bu kadar ciddi bir konuyu sabote etmeyi insan olan düşünmez.

Size daha öncede söyledim. Cahille münakaşa edemeyeceğim.

Adem' Alıntı:

Bu günkü hükümet yoktu o zaman.

Ayinesi iştir kişinin , lafa bakılmaz...

Genişletmek için tıkla ...

Bende onu diyorum(şey ben demiyorum, kainatın, evrenin lideri diyor); “Devlette devamlılık esastır”, ‘Uluslararası tahkimde, o parayı sizden söke söke alırlar’ diyor. Ama işinize gelmedimi demekki devlette devamlılık yokmuş. Hoş sizin hangi sözünüze inansınlar. Bu can bu bedende oldukça Rahipi vermem dediniz. Bir telefonla şahsı saldınız. Hangi bir 360 derecenizi, kıvırtınızı sayayım? En son sisi ile el sıkıştınız. İnsanda biraz ar, us olur. Sanırsın bütün güç, para onlarda değil. Kıvırtığ kıvırtıp duruyorlar. Hadi canım hadi. batı sizi kıskanıyoooo... Dış güçler yapıyoooo.... Nerde dış güçler? Keşke gerçekten olsa öyle bir şey. Keşke tanrı diye bir güç gerçketen olsa da belanızı, cezanızı verse.. Bu ülkenin eminimki ırak' tan çok demokrasiye, bir gerçek "tanrı" yardımına gerçekten ihtiyacı var.

​

​

Kentsel dönüşümü kim yaptı ?

Seninkilerin hayalinin yetişemeyeceği şeyleri bu iktidar zamanında gördün...

Bunlar ancak "TEMEL ATMAMA" töreni yapmayı bilir 😄

dragon' Alıntı:

Nerde dış güçler? Keşke gerçekten olsa öyle bir şey. Keşke tanrı diye bir güç gerçketen olsa da belanızı, cezanızı verse.. Bu ülkenin eminimki ırak' tan çok demokrasiye, bir gerçek "tanrı" yardımına gerçekten ihtiyacı var.

Genişletmek için tıkla ...

15 temmuzu iç güçler , yani sizinkiler yaptı zaten . Dış güce gerek kalmadı ....

PKK da dış güçlerin değil , sizin adamınız değilmi ?

dragon' Alıntı:

Size daha öncede söyledim. Cahille münakaşa edemeyeceğim

Genişletmek için tıkla ...

Benim gibi bir cahilden öğreneceğiniz çok şey olduğuna göre , kendi cahillik skalanıza bi bakın derim 😁

Adem' Alıntı:

15 temmuzu iç güçler , yani sizinkiler yaptı zaten . Dış güce gerek kalmadı ....

PKK da dış güçlerin değil , sizin adamınız değilmi ?

Genişletmek için tıkla ...

Fetoşcu arıyorsan aynaya bakmanı salık veririm.

İftira atmanız karakterinizin(yani dinciliğinizin) bir ürünü olsa gerek. Tipik kabataş yalancısıgillerdensin işte. Hastasın tedavi olacağına, bizleri hasta ilan edip çıkıyorsun işin içinden.

Apo' da sizden(dinci), fetoşda sizden. Bizden değil yani. Biz dinsiz, imansızlardan çok uzak böyle şeyler. Terörizm(sizden olmayanı ödlürün) dincilerin fıtratında var.

Benim hiç birinizle işim ol(a)maz.

Lütfen git kendi kıskançlık başlığında zırvala!. Ne sen(mert olmayan) gibi düşmanım olsun, ne de dostum(iftiracı, dürüstlükten uzak, kamuflajlı) olsun isterim.

dragon' Alıntı:

Fetoşcu arıyorsan aynaya bakmanı salık veririm.

İftira atmanız karakterinizin(yani dinciliğinizin) bir ürünü olsa gerek. Tipik kabataş yalancısıgillerdensin işte. Hastasın tedavi olacağına, bizleri hasta ilan edip çıkıyorsun işin içinden.

Apo' da sizden(dinci), fetoşda sizden. Bizden değil yani. Biz dinsiz, imansızlardan çok uzak böyle şeyler. Terörizm(sizden olmayanı ödlürün) dincilerin fıtratında var.

Benim hiç birinizle işim ol(a)maz.

Lütfen git kendi kıskançlık başlığında zırvala!. Ne sen(mert olmayan) gibi düşmanım olsun, ne de dostum(iftiracı, dürüstlükten uzak, kamuflajlı) olsun isterim.

Genişletmek için tıkla ...

Dış güçler yok diyen sensin ben miyim ?

Dış güçler yoksa fetö vb . Gibi iç güçlerle savaşan kişiler onlarla aynı safta olabilir mi ?

Biraz mantıklı ol ya hu ....