Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe Makaleleri kategorisinde Teoman tarafından oluşturulan Türkiyede Spiritüalizm başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,144 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe Makaleleri
Konu Başlığı Türkiyede Spiritüalizm
Konbuyu başlatan Teoman
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

Teoman

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Haz 2012
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Türkiye’de ruhçu araştırmaların başlangıcı Dr. Bedri Ruhselman (1898- 1960) tarafından 1950 yılında kurulan Türkiye Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Cemiyetine dayanır. Ruh ve ruhsal olaylardan yola çıkan insanın gitgide genişleyen bir kavramlar sistemi ile “Evrensel Hakikatler”e ulaşmasını amaçlayan Yeni Ruhçuluk Bilgisi, Dr. Ruhselman’ın 1936 yılında ünlü müzikolog Hüseyin Saadettin Arel’in medyomluğu aracılığıyla “Üstat” isimli bedensiz varlıktan almaya başladığı yüksek bilgiler ile şekillendi. Bu yeni anlayışın geniş kitlelere duyurulması için 30 Mart 1950’de Taksim Sıraselviler Billurcu Çıkmazı’nda Dr. Sevil Akay, Avukat Suat Plevne, Muammer Bayurgil ve Nurettin Özmen’in de katılımıyla resmi olarak başlayan bu süreç günümüze dek çok yoğun biçimde ilerledi. 1947-1954 yılları arasındaki dönem “Yeni Ruhçuluk Ekolü”nün en verimli yıllarıydı. En yoğun celse çalışmaları bu dönemde yapıldı. “Kadri”, “Mustafa Molla” isimli varlıkların celseleriyle yeniden alevlenen çalışmalar “Şihap”, “Akın”, “Kemal Yolcusu” celseleriyle son buldu. Dr. Ruhselman, ruhsal alemden bedensiz varlıklar aracılığıyla verilen bu çok kapsamlı bilgilerle “Yeni Ruhçuluk” ekolünün çeşitli yönlerine açıklık kazandırdı ve bu dönem içinde yazdığı, Türk Ruhçuluğunun temel eserleri olan “Ruh ve Kainat”, “Ruhlar Arasında”, Allah”, “Mukadderat ve İcabat” adlı kitaplarının yanı sıra, tıpkı 1938’de yayın hayatına başlayan ama sekiz ay sonra kapanan Fener dergisine yazdığı gibi, İç Varlık dergisine de makaleler yolladı. Türkiye’nin ruhsal konularla ilgili ilk dergisi ise Ruh ve Kainat adıyla Ekim 1952’de yayınlandı ancak maddi zorluklar nedeniyle 18 sayı çıkabildi.

Ruhsal bilgi çalışmaları daha farklı bir yoğunluk kazanan Üstat Dr. Bedri Ruhselman 1957 yılında dernek başkanlığından ayrılarak bu görevi genç arkadaşlarına teslim etti. Yoğun ve yorucu çalışmaları sonucunda vazifesini tamamlayarak Şubat 1960’ta bedeninden ayrıldı. Üstat Dr. Bedri Ruhselman’ın görevi genç arkadaşlarına emanet etmesinden sonra MTİA Derneğinde başkanlığa Dr. Refet Kayserilioğlu seçildi. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ağırlaşmış, o zamanın şartları dahilinde Ruhsal Bilginin kitlelere yayılması iyice güçleşmişti. Bu zorlu yeni dönemde Ruh ve Madde dergisi yayın hayatına başladı. 11 Kasım 1962 tarihinde dernek başkanlığına Dr. Ata Atalay seçildi. 29 Kasım 1964 tarihinde ise başkanlığa Feridun Tepeköy seçildi. Maddi olanaksızlıklar, karmaşık toplumsal duyguların yaşandığı bu zor dönemlerde dahi bu büyük sorumluluğu taşıyan kadrolar vazifelerini yerine getirdiler.

19 Kasım 1967’de ise başkanlığa Ergün Arıkdal seçildi. (1936-1997)
Dernek çalışmalarına 1958 yılında başlamış olan Ergün Arıkdal dernek yönetim kurulu üyeliğine iki kez seçilmiş ancak medyomluk çalışmalarının yoğunluğu yüzünden bu görevinden ayrılmıştı. 1967’de dernek başkanlığına seçildikten sonra ise bedenini terk ettiği 1997 yılına dek başkanlık görevini sürdürdü. MTİA Derneği, Arıkdal başkanlığında Türk Ruhçuluğunun bir çok ilk’ine başlangıç yaptı ve tüm çalışma arkadaşları ile birlikte, Üstat Ruhselman’dan aldığı emaneti gelecek kuşaklara aktarmak için faaliyetlerini genişletti. Kitap yayınlarını, şehir dışı konferanslarını artırdı, paneller düzenledi. Ülkemizin ilk Evrende Zeki Hayat dergisi olan Planet’i ve Spirit and Matter adlı İngilizce bülteni yayınladı. Ruhsal hakikatlerle ilgili temel bilgileri içeren kitapçıkları Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, Bulgarca, Sırpça ve Rusça broşürler halinde bastırarak Bilgi Işığının yansımalarını yurt içine olduğu gibi yurt dışına da yayma vazifesine devam etti. Ruhsal Bilgi tohumlarının yeşermeye başladığının bir işareti de MTİA Derneği ile paralel çalışma anlayışı taşıyan derneklerin diğer şehirlerimizde açılmaya başlamasıydı. 1990 yılında Ankara Ruhsal Araştırmalar Derneği–ARAD ve İzmir Ruhsal Araştırmalar Derneği – İRAD, 1992 yılında ise Adana Ruhsal Araştırmalar Derneği–ADRAD ve Kıbrıs Ruhsal Araştırmalar Derneği açıldı. Vazife ailesine katılmak üzere uğraş veren ve başarılı olan diğer dernekler de onları izledi. 1993 yılı başında İstanbul’da yayın yapan ilk yedi radyodan biri olan Meta FM 105.6 kuruldu. Her gün canlı ve banttan yayınlanan ruhsal söyleşiler ve programların hedefi, ruhsal bilgileri daha geniş kitlelere ulaştırmaktı.

1994 yılında, bir uluslararası organizasyon olan İnsanlığı Birleştiren Bilgiyi Yayma (BİLYAY) Vakfı kuruldu. 1995-1996 arasında on ay boyunca her salı günü HBB TV’de yayınlanan “A’dan Z’ye” programının “Merak Ettikleriniz” köşesinde Ergün Arıkdal halktan gelen soruları yanıtlamış, Anadolu’dan gelen program taleplerine TV paket programları yaparak iletişim ağını genişletmişti. Asli görevleri, tüm bilgiler arasındaki ruhsal bağları kurmak için araştırma yaparken “üstün ruh değerlerinin ortaya çıkmasına” hizmet etmek olan MTİAD ve BİLYAY Vakfı, kuruldukları günden beri, bu temel gerçeğe uygun olarak, değişime açık olan herkesi kendi hayat planıyla ilgili görevlerinin başında olmaya ve yeni yapılanmaya hizmet etmeye davet etti.
astro
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
konular birleştirildiği için burdan yazıyorum post karmaşası oluyor -postum ayrılması için;
Ilâhî Nizam ve Kâinat - Dr. Bedri Ruhselman

bu şeyleri bekleyen özleyen arkadaşlara
ruhçuluk bir metodolojidir
bir trans tabla-tabla-bir trans suje (herhangi biri de olur bu) hatta fincanla bile ya da -ve benzeri- her evde denenebilir;
özel birileri bu şeyleri alıp vermiyor
-herkes (aşağı yukarı) hipnoz olabileceği gibi (sorulara cevap verir ve bilgi ya da) anı/hipnoz anısı üretir değil mi? örneğin bunun gibi herkes benzeri bilgide -kitapta türetebilir,
birileri vermedi ya da yazdırmadı-bunlar kişilerin sanısıdır

benzeri yollarla denenmiş çok fazla çalışma vardır (bu da onlardan biri -sadece bu)
hipnoz sonrası örneğin ölüm ötesine-gerisine götürmeye kadar
ya da ruhsal varlıklarla/öğreticilerle temas kurma denemeleri
ve meditasyon yoluyla-derin düşünme yoluyla derin düşünme katmanlarına ve ilahi ruha-vizyoan bilgiye-sonsuzluğa erişme denemeleri -gibi düşünün ve düşünelim
bir katman bu
ve zihinaltına-bilinçaltına-toplubilince vb. ne erişme denemeleri (sonsuzdur) ve tüm bilgiye işte herkes dener bunları ve bunu da
vericiler üstatlar melekler ve öğreticiler
(arar-bulur-görür de),
ya da salt derin zihin (analizleri) anıları ve evren kayıtları/bilgisi arama
ya da benzeri düşünmeler türetme yollu
ya da olmadı başkaca da sonsuz denemeyle düşünceler ve söylemler türetme ve söylevler oluşturma
ve bağlantılar ve kaynaklar verme sunma mevcuttur
türetilmiş-sonsuz (bir çok aslında içerik gerçekten ve de) kitapta bulunabilir
dünya bunun örnekleriyle ve benzerleriyle de doludur
bunu yapan gruplar var- örneğin birleşirler ve celseler yaparlar-oturumlar yaparlar
en temizi birinci elden deneyimlemektir -hakkında ilgi sahibi olmak bu konularda

belki de bu denemelerde -neler olduğunu bilmiyoruz ama
herhangi bir isimde herhangi bir varlıkla ya da isimle de bağlantı kurabilirsiniz ve alabilirsiniz de -size kalmış bu

"hemen siz bekleyip ya da beklemeyip hiç beklenmeyen bir kitap yazabilirsiniz ve hiç beklenmemiş olur hiç bekletmeden"


eğer evren kaynaklara ya da vericilere yada ve ruhlara felan bu yollarla erişilebiliyorsa sizde ya da herkeste erişebilir ve ulaşabilir dir olmalıdır

yani, bilgiye bir erişim hattı taşıyan bilinçsek ve bunu bu yolla kendimize kanalize ediyorsak-edebiliyorsak derin bilinç oturumları ya da transları sujeleri sorunları ve soruları yoluyla da yansıtıyorsak -ki bu olabilir de- tüm bunlar sorgulanması gereken fenomenlerdir,

örneğin bunu sorgulayabiliriz ve deneyebiliriz de üstüne çok düşünmeden

aslında bu şunu açıklar bir trans suje ya da bir trans oturum tıpkı hipnoz gibi şunu yapar'ı yani örneğin; hipnoz anılara erişir değil mi? unutulmuş anılara mesela bunun gibi düşünün ve düşünelim
bir trans neler yapabilir nasıl sorusunu açıklar bu
ve gizemin- bir parçanın içinde ve bulmaca tam değil üzerine düşünmeden bu

-trans ya da tabla deneyimleri ile (hiç farketmez) veri alınması -mümkün olsa bile- veriyi değil- veriyi açıklamaz
fenomeni açıklar ve fenomenin kendisini aydınlatır
- geriletir sadece bu

olay aydınlatılmadır- açıklanmalı
veri aranmalı değil bilgi hala görmüyor musunuz?

altın arıyorsunuz ne aradığınzı bilmeden olur mu bu?

işe donnamış hırsızlar ya da arsızlar gibisiniz-yağmacılar heeyy!,
,

aslında şunu söylerdim bütün varlığınbilgisi olsa orda o kitapta örneğin
ve evrenin nizamı ve düzeni olsa o kitapta
ah derdim işte bu yolla alınabiliniyomuş -erişelbiliyomuş buna (bunu geliştirelim biz de) ve öğrenilebiliyomuş ve inançla bir oturumla trans sujeye soru sorarak -bu da bir yolmu şyani öğprenmek için yani -bilgi yo kbende hala bakın
tüm çıkarımım bu/bunlar olurdu ve sonucum yani
-trans oturumun -bi yolla- işe yaradığı
siz ne arıyorsunuz-du? bakim

şimdi onların işe yaradığını söyleyen arkadaşlar düşünsün
-bir trans suje olurlar mı? bir oturumcu ya da mir sorucu hiç oturum yaptılar mı? ya da yaparlar mı? ya da düşündüler mi? -düşünürler mi? (en big ekip-mega mesela -çözümlü madem işe yarıyor ve bilgi alıyor -büyü kbilgi ala nbüyü kekip kurmak mesela yeni bigg)
bunlara ne gözle bakıyorlar nasıl ya da benzeri sorular uzayan
bu? sorum benim
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst