Türkiye'de ötekileştirme problemi ve insan degeri üzerine

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde werther tarafından oluşturulan Türkiye'de ötekileştirme problemi ve insan degeri üzerine başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,176 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Türkiye'de ötekileştirme problemi ve insan degeri üzerine
Konbuyu başlatan werther
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
DİYELİM Kİ “KAZA” DİYELİM Kİ DEĞİL
Suçlu kim? Sorusu artık kafa karıştırmamalı.ortadaki suçun sahipleri meçhul,suçun devamlılığı ise aşikardır.suçları kesinleşmiş zihniyetlerin suçluluğunu sorgulamakla harcanacak vakit kalmadı artık.devlete ve faşist zihniyetli toplumumuza göre pkk yandaşı 35 “kaçakçı” bana göre 35 insan 28 aralık gecesi bombalandı.bir askeri operasyonun kurbanı oldular “güya”.günlerdir gündemi meşgul eden bu “kaza” şöyle açıklamaların tacizine uğramakta;
''28 Aralık Çarşamba gecesi Uludere ilçemizin olduğu bölgede 3 köyümüzden vatandaşlarımız, Irak sınırları içinde terörist zannıyla, hava operasyonuyla bombalanmış ve 35 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Sonradan bu vatandaşlarımızın kaçakçılık faaliyeti ile sınırımızın ötesinde bulundukları anlaşılmıştır. Ülkemizin tümünü üzüntüye boğan bu müessif olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerimize başsağlığı diliyorum. Her bir vatandaşımızın üzüntüsü tüm Türkiye'nin üzüntüsüdür.''
Başbakan yardımcısı beşir atalay’a göre ülkemizin tümünde üzüntü hakimmiş.elbette ki bu açıklama devlete yakışır bir açıklama ama yanlış olduğu kesin.28 aralık Çarşamba gecesinden beri sosyal paylaşım sitelerinde hitler’in bile ağzını açık bıraktıracak bir faşist propaganda var askeri müdahelenin “hatasına” kurban giden 35 köylü üzerinden.paragraf paragraf yazılar,ziya paşadan kıssadan hisseler vs.bu işin acı veren yanı salt tepki vermiş olmak için tepki veren insanlardır.nitekim haddini bilmez birinin insan doğasından koparak saçmalardan seçmeler yaptığı paragraf üzerinde tek bir virgülü bile değiştirmeden direkt paylaşım yapan kişiler bunun kanıtıdır.artık pavlovun köpeği gibi koşullanmış durumda insanlar.insanlar içeriğini bilsin bilmesin,gözüyle görsün görmesin “kürt” kelimesini duydukları anda “öldürülmeli” lafı ağızlarından çıkıveriyor.bu gibi tepkilere şahitlik ettikten sonra atalay’ın ülkenin tümünün üzüntülü olduğu tespiti havada kalıyor.ki başbakan yardımcısının van depreminden sonra Allahın sopası yok söylemlerini duymamış gibi bu tespiti yapmış olması da sorgulanmaya değerdir.
“Yüzde bir ihtimal olsa, sınırlarımızdan kanun dışı yollardan girenlerin bir tek Mehmetçiğe, bir tek vatandaşımıza zarar vereceği hesap ediliyorsa ve bu bir tehdit olarak görülüyorsa devlet derhal gereğini yapmalıdır ve bu son olayda da yapılmıştır. Mehmetçiklerimizin, polislerimizin ve korucularımızın hayatı ihtimallere teslim edilemeyecek kadar kıymetli ve bizim için azizdir"
Açıklamasını yapan devlet bahçeli’ye göre ise askerin,polisin hayatı ihtimallere teslim edilmeyecek kadar değerli iken devlet eliyle aç bırakılıp 50 lira için kelle koltukta geçimlerini sağlamaya çalışan 35 insanın hayatı ise bu denli ucuzdur.zaten bu insanların hayatı devlet bahçeli ve cumhuriyet tarihinin tüm iktidarları için bu kadar ucuz olmasaydı 50 liraya muhtaçta olmazlardı.devlet bahçeliye göre ihtimaller üzerinden yaşatılmaya değer olmayacak kadar hayatları ucuz olan bu insanların kelle koltukta kazanmaya çalıştıkları 50 lirayı karnı tok sırtı pek devlet bahçelinin maaşının yanına koyduğumuzda(özellikle son zamlardan sonra)ortaya vahim bir tablo çıkıyor.ayrıca devlet bahçeli’nin işaret ettiği ikinci nokta bu alanda insan yaşamadığıdır.bununla ilgili şu açıklamayı yapıyor kendileri;
"Uludere sınır bölgesinde ölenler bu kadar büyük bir grup halinde PKK ile onun etkin olduğu alanda güven içinde kaçakçılık yapıyorlarsa; aklımıza iki husus gelecektir: Bunlar kendilerine dokunulmayacağını ihsas eden ya bir garanti almışlar, ya da terör örgütünün yeni bir oyunu dahilinde tuzağa çekilip öldürülme ihtimaliyle yüz yüze bırakılmışlardır."
Siyaset yaşamı boyunca doğu ve güney doğu Anadolu bölgesine bir kez bile gitmeye cesaret edemeyen devlet bahçeli’nin bu bölgenin coğrafyasından ve bu coğrafyada yaşayan insanlardan habersiz olması normaldir.normal olmayan ise bu kadar habersiz ve bilgi yoksunu olduğu bir konuda bu kadar rahat komplo teorileri üretebilmesidir.bu açıklamadan sonra da hızını alamayan bahçeli;
“Uludere üzerinden nemalanma arayışında olanlar, bu meseleyi kanatarak siyasi prim elde etmeye çalışanlar, büyüyen kaos dalgasından muaf olmayacaklarını, rüzgar ektikleri yerden fırtına biçeceklerini unutmamaları gerekmektedir".
Açıklamasıyla siyaset tarihindeki faşist karakterini topluma yeniden hatırlatıyor.zira türkiye’deki faşizmin karakter haritasına baktığımızda yanlış olanı sorgulayıp doğru olanı vurgulamaya tahammülsüzlük,insan hayatını ucuzlaştırmak ve katli vacip nidaları atmak açıkça görülür.
Tüm bu gözü dönmüş,tacizkar açıklamalara ve toplumun yorumuna karşılık türk toplumuna göre hayatı “ucuz” olan ama yinede “kazadan” sağ kurtulmayı başaran “vatandaş” servet encü’nün açıklaması ise şöyle;
"Bugün ben gitmesem yarın giderim. Yani bir köy gitmese diğer köy gider. Bu iş bizim işimizdir. Bu işi babamız yapmış, dedemiz yapmış hatta atalarımız yapmışlar. Bu gelenek yüz yıldan beridir devam ediyor. Biz fakirlikten dolayı gidiyoruz. Milletimizin buradaki geliri yok, onun için sırf 50 TL kazanmak için bu işi yapıyoruz. Biz sınır ötesinden mazot ve çaydan başka bir şey getirmiyoruz. Bu geçiş yolundan bizden başka kimse gitmiyor. Hepsi bizim buradaki milletimiz gidiyor. Yıllardan beri aynı patika yolunu kullanıyoruz. Irak tarafındaki tüccarlar kendi arabalarıyla eşyaları sınıra getiriyorlar. Biz de bu taraftan gidip onlardan alıyoruz, bazen iki üç kilometre sınırı geçiyoruz, eşyaları aldığımız yer ve köyün arasındaki mesafe yaklaşık 2 saat 30 dakikadır. Bizim hakkımızda diyorlar; Sina veya Haftanin bölgesine gidiyorlar. Ama öyle bir şey yok. Irak tüccarları bizim için eşyaları sınıra getiriyor. Biz de bu taraftan gidip alıyoruz. Biz her zaman gidiyoruz. 15 yıldan beridir gidiyoruz. Sınır kesimi her zaman açıktır. Bazen askerler gelip yakalıyordu bezen de gelmiyordu. Şimdi de o geçiş güzerg'hı açıktır. O geçişte yaklaşık 4-5 tane geçiş yolu var. Askerler bir geçiş yolunu kapatırken diğerinden geliyorduk."
Aslında durumun vehameti bu açıklama üzerine tartışılmalı.hayatlarında 50 liraya muhtaç olmamış insanların Kürtlere yönelik ötekileştirme politikalarını cahilliklerine verelim(verilmez ya).politikacıların güttükleri amaç nedir. Utanmasalar ölen 35 insanın mezarları başına dikilip “kardeşim ne demeye geçiyorsun oradan” diye hesap soracaklarından korkulur.günlerdir televizyonda,parti grup toplantılarında her şeyi kafalarında çözüp bitirmiş, zekaları kulaklarından taşan politikacılarımız kelimeleri pişkin pişkin suçlarına ortak ederlerken birisi de çıkıp sormaz ki şu T.C. nin gelmiş geçmiş tüm hükümetlerine buradaki insanlar neden aç diye…
WERTHER
03.01.2012
 

UpBot

Kahin
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2021
Mesajlar
1,017
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Böyle paylaşımlar ve konular görmek güzel. Çok teşekkürler
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst