- Konbuyu başlatan
- #1
Vergi;özel ve tüzel kişilerin gelirlerinin bir kısmını devlete devretmesidir.Vergilendirmede iki amaç vardır.Birincisi;gelir düzeyine göre alınan miktarın ülkenin sağlık,eğitim,ulaşım,barınma gibi sosyo-ekonomik alanlarda kullanarak vatandaşlara daha nitelikli hizmet vermektir.İkinci amaç ise devletin kendi devamlılığı için kar etmesidir.Buradan elde edilen kazanç ise kendi işleyiş mekanizmasının masrafları,güvenlik(iç/dış) gibi alanlara aktarılır.Kısaca devletin devamlılığı sağlayan en büyük ekonomik kaynaktır vergi.
Vergilerin iki çeşidi vardır:
1-Dolaylı vergiler(KDV):Genel itibariyle adaletsiz olarak bilinen bu vergi çeşidi,her türlü tüketim malları üzerinde alıcıya yüklenen miktardır.Buradaki alınacak vergi miktarını devlet her üründe farklı oranlar uygulayarak belirler.Bu vergilerin adaleti bozucu olmasının nedeni ise;ülkede her özel ve tüzel kişinin tükettiği mala aynı oranda bedel ödemesidir.Yani bir devlet memuruyla,bir iş adamı tükettiği her ürüne eşit oranda vergi öder.Bu,vergilendirmenin adaleti sağlama amacına tamamen ters düşen bir durumdur.
2-Dolaysız vergiler:Özel ve tüzel kişilerin geliri oranında devlete kazançlarını devretmesidir(Bu vergi türünün verginin tanımıyla benzerliğine dikkatinizi çekerim).Bu vergilendirmede türü adaletlidir.Çünkü herkes kazandığı ölçüde vergilendirilecek böylelikle kısmende olsa adalet sağlanacaktır.
Özellikle refah düzeyi yüksek olan ülkelerde bu vergi çeşidi daha yüksek oranlarda kullanılmaktadır(İsveç,Danimarka,İsviçre,Almanya...).
Türkiye ve Vergi Sorunu
Türkiye 1980 darbesinden sonra alınan birçok karar özel sektörün gelişmesine izin vermiştir.Özellikle 45. ve 46. hükümetler döneminde bu gelişme hız kazanmıştır.Özel sektörün gelişimiyle de devlet ekonomiden çekilmeye başlamıştır.Ancak devlet özel sektöre doğru vergilendirme politikası uygulayamamıştır.Gelir vergisi sistemini bir türlü doğru uygulayamayan devlet,vergi açığını kapatmak için dolaylı vergilere yüklenmiş ve son otuz yılda sorun denilebilecek düzeyde vergi adaletsizliği ortaya çıkmıştır.Bugün Türkiye'de vatandaşlar özellikle iletişim ve akaryakıta Avrupa'nın en yüksek bedelini ödeyerek ulaşabilmektedir.
1980 tarihinden itibaren dolaylı vergilerin oranı dolaysız vergilere göre aratan bir seyir göstermektedir.Rakamlarla örnek vermek gerekirse 1981 dolaysız vergi/dolaylı verginin oranı 1,82 olarak gözükmektedir.Yani gelir vergilerinin çoğu kurumlar ve gelir vergisinden tahsil edilmektedir.Yukarıda da belirttiğimiz gibi özel sektörün gelişimine doğru vergilendirme yapamayan devlet bu oranın bozulmasına engel olamamıştır.1990 senesine gelindiğinde devletin özel sektörden vergi alamaması sonucu dolaylı vergilere yüklenme başlamıştır.Örnek vermek gerekirse dolaysız vergi/dolaylı vergi oranı 1991:1,09-1996:0,74-2001:0,64 olarak göze çarpmaktadır.
Türkiye'de bugün vergi gelirlerinin %70'ini dolaylı vergilerler oluşturmaktadır.Burada ki sorunu;vergi kaçırma,bürokrasi sorunundan doğan denetimsizlik,finans sektörü gelirlerinin vergilendirilmemesi gibi birçok unsur oluşturur.Sıkça çıkarılan vergi afları da vergi kaçırılmasına resmen göz yummaktadır.Bu aflar aynı zamanda kayıt dışı ekonominde başını alamamaya neden olmuştur.
Dışarıdan ülkeye giren sıcak paranın finans sektöründe ki kazancının tamamı vergilendirilmemektedir.Bu sıcak para Türkiye'nin iç borç faizinin neredeyse yarısını oluşturmaktadır.
İşte bu ve bunun gibi birçok nedenden dolayı bizler (T.C vatandaşları) birçok ürüne Avrupa'nın en yüksek bedelini ödeyerek ulaşıyoruz.Ve 1980'den bugüne iktidara gelen hiçbir hükümet bu adaletli vergilendirmeyi yapamamıştır(Parti ismi içinde adalet olanlarda dahil).Bilmiyorum olabilir mi ama bir gün bir parti çıkar ve:'Ben özel sektörden gelir vergisini söke söke alacağım' derse oyumu kesinlikle ona vereceğim.İster muhafazakar,ister sosyalist,isterse de kemalist olsun.Çünkü adaleti soyut değer ve inanışlarda değil burada aramalıyız.
Vergilerin iki çeşidi vardır:
1-Dolaylı vergiler(KDV):Genel itibariyle adaletsiz olarak bilinen bu vergi çeşidi,her türlü tüketim malları üzerinde alıcıya yüklenen miktardır.Buradaki alınacak vergi miktarını devlet her üründe farklı oranlar uygulayarak belirler.Bu vergilerin adaleti bozucu olmasının nedeni ise;ülkede her özel ve tüzel kişinin tükettiği mala aynı oranda bedel ödemesidir.Yani bir devlet memuruyla,bir iş adamı tükettiği her ürüne eşit oranda vergi öder.Bu,vergilendirmenin adaleti sağlama amacına tamamen ters düşen bir durumdur.
2-Dolaysız vergiler:Özel ve tüzel kişilerin geliri oranında devlete kazançlarını devretmesidir(Bu vergi türünün verginin tanımıyla benzerliğine dikkatinizi çekerim).Bu vergilendirmede türü adaletlidir.Çünkü herkes kazandığı ölçüde vergilendirilecek böylelikle kısmende olsa adalet sağlanacaktır.
Özellikle refah düzeyi yüksek olan ülkelerde bu vergi çeşidi daha yüksek oranlarda kullanılmaktadır(İsveç,Danimarka,İsviçre,Almanya...).
Türkiye ve Vergi Sorunu
Türkiye 1980 darbesinden sonra alınan birçok karar özel sektörün gelişmesine izin vermiştir.Özellikle 45. ve 46. hükümetler döneminde bu gelişme hız kazanmıştır.Özel sektörün gelişimiyle de devlet ekonomiden çekilmeye başlamıştır.Ancak devlet özel sektöre doğru vergilendirme politikası uygulayamamıştır.Gelir vergisi sistemini bir türlü doğru uygulayamayan devlet,vergi açığını kapatmak için dolaylı vergilere yüklenmiş ve son otuz yılda sorun denilebilecek düzeyde vergi adaletsizliği ortaya çıkmıştır.Bugün Türkiye'de vatandaşlar özellikle iletişim ve akaryakıta Avrupa'nın en yüksek bedelini ödeyerek ulaşabilmektedir.
1980 tarihinden itibaren dolaylı vergilerin oranı dolaysız vergilere göre aratan bir seyir göstermektedir.Rakamlarla örnek vermek gerekirse 1981 dolaysız vergi/dolaylı verginin oranı 1,82 olarak gözükmektedir.Yani gelir vergilerinin çoğu kurumlar ve gelir vergisinden tahsil edilmektedir.Yukarıda da belirttiğimiz gibi özel sektörün gelişimine doğru vergilendirme yapamayan devlet bu oranın bozulmasına engel olamamıştır.1990 senesine gelindiğinde devletin özel sektörden vergi alamaması sonucu dolaylı vergilere yüklenme başlamıştır.Örnek vermek gerekirse dolaysız vergi/dolaylı vergi oranı 1991:1,09-1996:0,74-2001:0,64 olarak göze çarpmaktadır.
Türkiye'de bugün vergi gelirlerinin %70'ini dolaylı vergilerler oluşturmaktadır.Burada ki sorunu;vergi kaçırma,bürokrasi sorunundan doğan denetimsizlik,finans sektörü gelirlerinin vergilendirilmemesi gibi birçok unsur oluşturur.Sıkça çıkarılan vergi afları da vergi kaçırılmasına resmen göz yummaktadır.Bu aflar aynı zamanda kayıt dışı ekonominde başını alamamaya neden olmuştur.
Dışarıdan ülkeye giren sıcak paranın finans sektöründe ki kazancının tamamı vergilendirilmemektedir.Bu sıcak para Türkiye'nin iç borç faizinin neredeyse yarısını oluşturmaktadır.
İşte bu ve bunun gibi birçok nedenden dolayı bizler (T.C vatandaşları) birçok ürüne Avrupa'nın en yüksek bedelini ödeyerek ulaşıyoruz.Ve 1980'den bugüne iktidara gelen hiçbir hükümet bu adaletli vergilendirmeyi yapamamıştır(Parti ismi içinde adalet olanlarda dahil).Bilmiyorum olabilir mi ama bir gün bir parti çıkar ve:'Ben özel sektörden gelir vergisini söke söke alacağım' derse oyumu kesinlikle ona vereceğim.İster muhafazakar,ister sosyalist,isterse de kemalist olsun.Çünkü adaleti soyut değer ve inanışlarda değil burada aramalıyız.