Thales

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Filozoflar kategorisinde mavimor tarafından oluşturulan Thales başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,280 kez görüntülenmiş, 8 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Filozoflar
Konu Başlığı Thales
Konbuyu başlatan mavimor
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

mavimor

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,456
Tepkime puanı
3
Puanları
38
Yaş
44
THALES:


Batı Felsefesinin ilk filozofu. M.Ö. 6. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Thales'te, felsefe bakımından önem taşiyan husus, onun 'Neyin var olduğu', 'Neyin gerçek olduğu' ya da 'Neyin gerçekten var olduğu' sorusu üzerinde düşünmüş olmasından kaynaklanır. O doğada var olan şeylerin tüketici bir listesini yapmayı amaçlamamış, fakat şeylerin varlığa gelmeleri ve daha sonra da yok olup gitmeleri olgusundan etkilenmiştir. 'Neyin var olduğu' sorusunu yanıtlamanın en önemli yolu, onun gözünde birlik ile çokluk ya da görünüş ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi doyurucu bir biçimde ifade edebilmekten geçmiştir. O, buna göre, gözle görünen bireysel varlıkların ve değişmelerin oluşturduğu kaosun, çoklugun gerisinde akılla anlaşilabilir, kalıcı ve sürekli bir gerçekliğin var olduğuna inanmıştır. Thales, çoklugun kendisinden türediği, çoklugun gerisindeki bu birliğin 'su' olduğunu öne sürmüştür. Kendisinden önceki felsefenin bir anlamda tarihini yazmış olan Yunan filozofu Aristoteles, Thales'i bu sonuca, herşeyin sıvı bir varlıktan beslendiği, sıcağın da sudan türeyip, suyla beslendiği, herşeyin tohumunun nemli bir yapıda olduğu gözleminin götürdüğünü belirtir. Yine, Thales'in Akdeniz'i aşarak, Mısır'a yapmış olduğu seyahatler, suyun insan yaşamı üzerindeki önemi ve değerini ona göstermiş olabilir. Thales'i arkhenin su olduğu sonucuna götüren nedenler ne olursa olsun, onu felsefe tarihinde ilk filozof olarak önemli kılan şey, verdiği yanıttan çok, sorduğu sorudur. Buna göre, o varlığın ya da dünyanın nihai ve en yüksek doğasının ne olduğu sorusunu sormuş olduğu için önemlidir.
 

Mirabilis101

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Eki 2011
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Basitçe anlatmak gerekirse, Thales;

a=b ve c=d
a=c=e ve b=d=f ise
e=f diyen kişidir.

Geometrik bir kurama bu yolla adını vermiş olduğu gibi, güneş tutulmasını da bu yolla hesaplamış olduğunu biliyoruz.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Thales, statik elektriğin varlığını deneyle gösteren ilk düşünür/bilim insanıdır ilaveten..
 

turko29

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Şub 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
65
Felsefe; Evrenin ve yaşamın oluşumundaki temel yasaları bulup, o yasaların geleceğin inşasında kullanılması için insanlığın önüne ışık tutan temel araçlardan birisidir, bu nedenlede "Thales" çığırdır, Felsefeyi güzel söz söyleme ve sallama anlayışının dışına taşımış birini tekrar hatırlattığınız için TEŞEKKÜRLER...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Thales genelde insanoglunun felsefeye tarihsel baslarken sectigi tarihi karakter ve dusunurlerden biridir. Philosophy'nin sophy yonunu one cikarmis ve insanlik tarihinde o tarihlere gore yeni denilecek icerikte sorular sormus ve cevaplar aramistir. Bu temelde belkide insanlik tarihinde gozlem veren ile akilciligi birlikte isleyen ilk dusunurdur de.

Bunun yaninda Thales sordugu yeni sorularin icerigi acisindan kendinden sonra gelecek olan dusunurlere de bir yon vermistir.

Verilen bu yon, ilk dusunurlerin sorularinin temelinin seylerin birligi iceriginde olmasidir. Yani herxeyi birlestiren bir birlik ve bir bir aranmaktadir. Bu aranan birin gozlem veren olmasi ayrica dusunurlerin bilimselligini de ortaya koyar.

Bir onemli noktada, Thales'in konularinda ve sorularinda tanri'nin yer almamasi vasfiyla, ilk dusunur olmasidir.

Nitekim bilindigi gibi bu donem hristiyan dini karanlik cag gelisinin dogmaciligi ve otoritesi ile Hypatia'nin insanlikdisi oldurumu ve katli ile son bulacaktir.

Kisi dusunmeden edemiyor, eger dunya insanoglu tarihte boyle bir doneme gelmeseydi ve direk ronesans'a cag olarak gecseydi, acaba bugunun insanoglu numenal yeti duzeyi ve bu duzeyin getirecegi yasami iliskisi duzeni sistemi, teknigi ve bilimi v.s. bugun acaba nerelerde olurdu?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Thales genelde insanoglunun felsefeye tarihsel baslarken sectigi tarihi karakter ve dusunurlerden biridir. Philosophy'nin sophy yonunu one cikarmis ve insanlik tarihinde o tarihlere gore yeni denilecek icerikte sorular sormus ve cevaplar aramistir. Bu temelde belkide insanlik tarihinde gozlem veren ile akilciligi birlikte isleyen ilk dusunurdur de.

Bunun yaninda Thales sordugu yeni sorularin icerigi acisindan kendinden sonra gelecek olan dusunurlere de bir yon vermistir.

Verilen bu yon, ilk dusunurlerin sorularinin temelinin seylerin birligi iceriginde olmasidir. Yani herxeyi birlestiren bir birlik ve bir bir aranmaktadir. Bu aranan birin gozlem veren olmasi ayrica dusunurlerin bilimselligini de ortaya koyar.

Bir onemli noktada, Thales'in konularinda ve sorularinda tanri'nin yer almamasi vasfiyla, ilk dusunur olmasidir.

Nitekim bilindigi gibi bu donem hristiyan dini karanlik cag gelisinin dogmaciligi ve otoritesi ile Hypatia'nin insanlikdisi oldurumu ve katli ile son bulacaktir.

Kisi dusunmeden edemiyor, eger dunya insanoglu tarihte boyle bir doneme gelmeseydi ve direk ronesans'a cag olarak gecseydi, acaba bugunun insanoglu numenal yeti duzeyi ve bu duzeyin getirecegi yasami iliskisi duzeni sistemi, teknigi ve bilimi v.s. bugun acaba nerelerde olurdu?

Dünya tarihini yaratan/üreten toplumlar, uygarlık düzeyleri açısından (zamana ve coğrafyaya göre) hiç bir zaman homojen olmamışlardır.Uygarlıkla barbarlık senkronize davranır.Her çağda Hypatia (kim bilir nerede, hangi coğrafyada) doğacak ve birileri de (kim bilir nerede ve hangi coğrafyada) O'nu katledecektir..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Dünya tarihini yaratan/üreten toplumlar, uygarlık düzeyleri açısından (zamana ve coğrafyaya göre) hiç bir zaman homojen olmamışlardır.Uygarlıkla barbarlık senkronize davranır.Her çağda Hypatia (kim bilir nerede, hangi coğrafyada) doğacak ve birileri de (kim bilir nerede ve hangi coğrafyada) O'nu katledecektir..

Unutmamak gerekir ki, Hypatia'yi da Hypatiayapan karanlik cag oncesi yasamis olmasi ve kendisi boyle bir donemin mirasini tasimasidir.

Sence tarih bir tesadufler urunu mu?, yoksa tamamen insanoglunun fenomenal temelde numenal yeti kullaniminin tarihi, cografi ve toplumsal bir urunu mu?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Unutmamak gerekir ki, Hypatia'yi da Hypatiayapan karanlik cag oncesi yasamis olmasi ve kendisi boyle bir donemin mirasini tasimasidir.

Sence tarih bir tesadufler urunu mu?, yoksa tamamen insanoglunun fenomenal temelde numenal yeti kullaniminin tarihi, cografi ve toplumsal bir urunu mu?
Tarih, insanlığın "karalama defteri" bence..Birbirlerinin yazdıklarını okumayı/anlamayı beceremediklerinden hep aynı tekerleme...Ne zaman yazdıklarını "temize çeker" ?Karalama Defterinde boş sayfa kalmayınca...(çok karamsar oldu..) Tarih, yamyamlara farklı tadlar/tarifler sunan bir mönüdür...(bu daha beter oldu..)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Tarih, insanlığın "karalama defteri" bence..Birbirlerinin yazdıklarını okumayı/anlamayı beceremediklerinden hep aynı tekerleme...Ne zaman yazdıklarını "temize çeker" ?Karalama Defterinde boş sayfa kalmayınca...(çok karamsar oldu..) Tarih, yamyamlara farklı tadlar/tarifler sunan bir mönüdür...(bu daha beter oldu..)

Bilimsel Felsefenin Doğuşu

Bilim felsefesinin temel taşı sayılan bu kitap, felsefenin, birbiriyle bağdaşmaz birtakım düşüncelerin bir çatışma alanı deği, bilimsel bir araştırma ve bilgi edinme yöntemi olduğunu vurgulamaktadır. Geçmişte ortaya atılan metafizik çözümlerin aldatıcı olmaktan ileri geçmediğini, felsefede ilerlemenin ancak bilimsel yöntemle sağlanabileceği tezini savunan yazar, bir yandan klasik felsefe öğretilerini acımasız eleştirirken, öte yandan uzay, zaman, nedensellik, evrim, atom gibi temel kavramları çözümlemekte, fizik geometri ve mantık alanlarındaki çağdaş gelişme ve anlayışlara ışık tutmaktadır. Okuyucu, bilimsel felsefeye giriş niteliği taşıyan bu kitapta bilimsel düşünme yönteminin en canlı ve sağlam örneklerini bulmakla kalmayacak, bilimin kavramsal yapısı yönünden genel kültür içindeki anlam ve değerini de görecektir. Reichenbach bu kitabı ile felsefenin spekülasyondan çıkıp bilime geçtiğini kanıtladığı savındadır. (Arka Kapak) -Alinti-

 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst