Tartışma = Evrim nedir? Tersinim Nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Biyoloji kategorisinde tersinim tarafından oluşturulan Tartışma = Evrim nedir? Tersinim Nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,808 kez görüntülenmiş, 10 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Biyoloji
Konu Başlığı Tartışma = Evrim nedir? Tersinim Nedir?
Konbuyu başlatan tersinim
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ozkanates

tersinim

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Mar 2011
Mesajlar
87
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
77
Canlılar zaman içinde kaçınılmaz olarak değişirler. Bu bir gerçektir.

Bu gerçek iki şekilde yorumlanır.

1)-Evrim karmaşadan (canlılarda dahil) başlayarak düzen ve sistemlere doğru zaman içinde az ya da çok POZİTİF anlamda değişmesidir.

2)-Tersinim düzen ve sistem sahibi yapıların (canlılarda dahil) zaman içinde az ya da çok NEGATİF anlamda değişmesidir.

Görüş ve fikirlerinizi bekliyorum.
 

ozkanates

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
72
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Canlılar zaman içinde kaçınılmaz olarak değişirler. Bu bir gerçektir.

Bu gerçek iki şekilde yorumlanır.

1)-Evrim karmaşadan başlayarak düzen ve sistemlere doğru zaman içinde az ya da çok POZİTİF anlamda değişmesidir.

2)-Tersinim düzen ve sistem sahibi yapıların (canlılarda dahil) zaman içinde az ya da çok NEGATİF anlamda değişmesidir.

Görüş ve fikirlerinizi bekliyorum.

1) Evrimde değişim hem pozitif hem negatif olur. Negatifler sürekli elendiğinden süreç içindeki toplam değişim, daha basit olandan daha karmaşık olanadır. Hidrojen, atom, molekül, toprak, bitki, hayvan şeklinde.

2) Bu "negatif" ve "pozitif" kelimelerine verdiğimiz anlamdan ibaret. Örneğin bir bardağın kırılması, bardağın sahibi için negatif, bardak imalatçıları için pozitiftir. Bilimsel anlamda baktığımızda ise bardak kırılmıştır. Termodinamiğin ikinci yasası, bardağı eski haline getirmek için harcayacağımız enerjinin, bardağın kırılmasıyla elde edebileceğimiz enerjiden fazla olacağını söyler. Çünkü enerjinin bir kısmı, ısıya dönüşerek geri alınamaz hale gelmiştir.

Benzer bir örnek, kayaların giderek ufalanması, kayanın kendisi için bir bozunumken, kaya tozlarından oluşan ovaların insanlar için pozitif olmasıdır. Hangisi iyidir dersek, ikisi de aynıdır, çünkü kaya, ova ve insan, her biri kendi tekamülünü sürdürmekte olup buna da "evren tekamül ediyor" denir.
 

tersinim

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Mar 2011
Mesajlar
87
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
77
1) Evrimde değişim hem pozitif hem negatif olur. Negatifler sürekli elendiğinden süreç içindeki toplam değişim, daha basit olandan daha karmaşık olanadır. Hidrojen, atom, molekül, toprak, bitki, hayvan şeklinde.

2) Bu "negatif" ve "pozitif" kelimelerine verdiğimiz anlamdan ibaret. Örneğin bir bardağın kırılması, bardağın sahibi için negatif, bardak imalatçıları için pozitiftir. Bilimsel anlamda baktığımızda ise bardak kırılmıştır. Termodinamiğin ikinci yasası, bardağı eski haline getirmek için harcayacağımız enerjinin, bardağın kırılmasıyla elde edebileceğimiz enerjiden fazla olacağını söyler. Çünkü enerjinin bir kısmı, ısıya dönüşerek geri alınamaz hale gelmiştir.

Benzer bir örnek, kayaların giderek ufalanması, kayanın kendisi için bir bozunumken, kaya tozlarından oluşan ovaların insanlar için pozitif olmasıdır. Hangisi iyidir dersek, ikisi de aynıdır, çünkü kaya, ova ve insan, her biri kendi tekamülünü sürdürmekte olup buna da "evren tekamül ediyor" denir.

Evrim tanımı tam bir keşmekeş içinde, şunu güzelce tanımlayın.

Duruma göre evrim tarifi yapılıyor.

Birinci soru

Evrimin temel mantığı karmaşalardan düzen ve sistem sahibi yapılara gidiş değil mi?

Karmaşalardan karmaşıklıklara (düzen ve sistem sahibi yapılara) gidiş olur mu?

Pozitif derken düzen ve sistem sahibi yapıların daha da gelişmesini, negatif derken bozulmasını kast ediyoruz.

Kırılan bardak negatif olay mı pozitif olay mı?
 

ozkanates

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
72
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Evrim tanımı tam bir keşmekeş içinde, şunu güzelce tanımlayın.

Duruma göre evrim tarifi yapılıyor.

Birinci soru

Evrimin temel mantığı karmaşalardan düzen ve sistem sahibi yapılara gidiş değil mi?

Karmaşalardan karmaşıklıklara (düzen ve sistem sahibi yapılara) gidiş olur mu?

Pozitif derken düzen ve sistem sahibi yapıların daha da gelişmesini, negatif derken bozulmasını kast ediyoruz.

Kırılan bardak negatif olay mı pozitif olay mı?

Bir hücre döllendikten sonra, moleküller birleşerek bireyi oluşturur.
Birey öldükten sonra ise yapı dağılarak tekrar moleküllere ayrılır.

Evrim, ne döllenmiş hücrenin bireye dönüşmesi,
Ne de ölü bedenin dağılarak moleküllere ayrışması.

Evrim, bu döngünün sonsuzu kadar kendini tekrarlamamak yerine,
Daha başarılı, daha kompleks, daha yetenekli başka yapılarak dönüşmesi.

Homo sapiens'in, diğer primatlardan daha başarılı olduğu ortada.
O yüzden diğer primatlar başka daha başarılı türler üretebilir.
Ama homo sapiens, artık diğer primatların arasında dönmez.

Bireyin başına mevzular gelir (ölür ve moleküllerine ayrılır mesela),
Türün gelişimi ise her zaman pozitif.
Çünkü pozitivite ile kasıt, daha yüksek bir adaptasyon seviyesine çıkmak.

Fosil kayıtlarında da izlediğimiz üzere.
 

ozkanates

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
72
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Evrimi cam bardak örneğinden de izleyebiliriz.
Evren doğduğunda hidrojenden başka bir şey yoktu.
Sonra yıldızlar ve o yıldızlarda nükleer reaksiyonlar oluştu.
Bunlar tek proton, tek nötron ve tek elekronlu hidrojen atomlarını birleştirdi.
Böylece ortaya 2 protonlu, 2 nötronlu ve 2 elektronlu helyum çıktı-evrildi.
Bu şekilde devam ederek, Lityum, Berilyum, Bor ve diğerleri.
Ve ops, bakıyoruz tabloda ne var, 14 protonlu, 14 nötronlu ve 14 elektronlu silisyum.
Başka dersek bir de 8 protonlu, 8 nöronlu ve 8 elektronlu oksijen.
Bunlar ne ilgi dersek, birleşip SiO[SUB]2[/SUB] diye bir birleşik oluştururlar.
Yani bildiğimiz cam.

Peki bu kadar mı. Hayır önce bu yıldızın yakıtını bitirmesi gerekiyor.
Böylece patlayarak, hidrojenden oluşturduğu hidrojen olmayan maddeleri uzaya fırlartır.
Bu maddeler yerçekimi kuvveti etkisiyle tekrar bir araya gelerek yeni yıldızlar ve gezegenler oluşturur.
Bu gezegenlerde hidrojenden oluşan hidrojen olmayan maddeler tekrar tekrar birleşerek,
Karmaşık bileşiklere, onlar da hayata evrilir.

Bu hayat formlarından bazıları daha da evrilerek,
SiO[SUB]2[/SUB]'nin faydalarını keşfedecek zekayı edinirler.
Böylece nihayette bardağımız ortaya çıkar.
O da birgün düşer kırılır.

Muhtemelen gezegenin toprağına geri katılır,
Veya geri dönüşüm ile yeniden bardak olur.

O halde bardağın kırılması,
Ne maddenin hidrojenden başlayan evrimine bir engel,
Ne de bardağı imal eden türün ve diğer tüm türlerin evrimine bir engel.
 

tersinim

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Mar 2011
Mesajlar
87
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
77
Evrimi cam bardak örneğinden de izleyebiliriz.
Evren doğduğunda hidrojenden başka bir şey yoktu.
Sonra yıldızlar ve o yıldızlarda nükleer reaksiyonlar oluştu.
Bunlar tek proton, tek nötron ve tek elekronlu hidrojen atomlarını birleştirdi.
Böylece ortaya 2 protonlu, 2 nötronlu ve 2 elektronlu helyum çıktı-evrildi.
Bu şekilde devam ederek, Lityum, Berilyum, Bor ve diğerleri.
Ve ops, bakıyoruz tabloda ne var, 14 protonlu, 14 nötronlu ve 14 elektronlu silisyum.
Başka dersek bir de 8 protonlu, 8 nöronlu ve 8 elektronlu oksijen.
Bunlar ne ilgi dersek, birleşip SiO[SUB]2[/SUB] diye bir birleşik oluştururlar.
Yani bildiğimiz cam.

Peki bu kadar mı. Hayır önce bu yıldızın yakıtını bitirmesi gerekiyor.
Böylece patlayarak, hidrojenden oluşturduğu hidrojen olmayan maddeleri uzaya fırlartır.
Bu maddeler yerçekimi kuvveti etkisiyle tekrar bir araya gelerek yeni yıldızlar ve gezegenler oluşturur.
Bu gezegenlerde hidrojenden oluşan hidrojen olmayan maddeler tekrar tekrar birleşerek,
Karmaşık bileşiklere, onlar da hayata evrilir.

Bu hayat formlarından bazıları daha da evrilerek,
SiO[SUB]2[/SUB]'nin faydalarını keşfedecek zekayı edinirler.
Böylece nihayette bardağımız ortaya çıkar.
O da birgün düşer kırılır.

Muhtemelen gezegenin toprağına geri katılır,
Veya geri dönüşüm ile yeniden bardak olur.

O halde bardağın kırılması,
Ne maddenin hidrojenden başlayan evrimine bir engel,
Ne de bardağı imal eden türün ve diğer tüm türlerin evrimine bir engel.

Bütün bunlar güdümlü bilimin kanıtlara dayanmayan şöyle oldu böyle oldu edebiyatıdır.

1)-Füzyon endotermik bir olaydır. Her kademede çok yüksek miktarlarda ARTAN enerji girişleri gerekir. İlk dönemlerde bu enerji yoktur.

2)-Füzyon nedeniyle yıldızların kütleleri yoğunlaşarak KÜÇÜLMESİ gerekirdi. Halbuki kütleleri büyüyor.

3)-92 elementin oluşması için yeterli zaman geçmemiştir. Halbuki evrende çok öncelerden beri tüm elementler vardır.

4)- füzyon doğru olsaydı evrenin küçülmesi gerekirdi. Halbuki evren genişliyor.

Buna benzer onlarca soru
,
Başlangıç Big Bang değil genişim evresi yani FİZYON dur.
 

ozkanates

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
72
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
1)-Füzyon endotermik bir olaydır. Her kademede çok yüksek miktarlarda ARTAN enerji girişleri gerekir. İlk dönemlerde bu enerji yoktur.

: Füzyon tepkimeleri 'te her an doğal olarak gerçekleşmektedir. Güneş'ten gelen ısı ve ışık, çekirdeklerinin birleşerek dönüşmesi ve bu dönüşüm sırasında kaybı karşılığı enerjinin ortaya çıkması sayesinde meydana gelmektedir. Kütle kaybının karşılığı enerjinin büyüklüğü 'in ünlü formülüyle rahatlıkla hesaplanabilir.

2)-Füzyon nedeniyle yıldızların kütleleri yoğunlaşarak KÜÇÜLMESİ gerekirdi. Halbuki kütleleri büyüyor.

Enerjiye dönüşen miktar hariç kütle değişmez (maddenin korunumu). Sen büyüdüğü bilgisini nereden aldın.

3)-92 elementin oluşması için yeterli zaman geçmemiştir. Halbuki evrende çok öncelerden beri tüm elementler vardır.

92 (sanırım aslı 118 olacak) elementin oluşması için gerekli zamanı kim hesapladı, nasıl hesapladı. Bu elementlerin evrenin yaratılışında olduğunu kim söyledi, nasıl söyledi.

4)- füzyon doğru olsaydı evrenin küçülmesi gerekirdi. Halbuki evren genişliyor.

Füzyon, yıldızların merkezlerinde atomların yüksek basınç etkisiyle birbirleriyle birleşmeleri. Evrenin küçülmesi veya genişlemesi ile bir ilgisi yok.

Buna benzer onlarca soru

Bana daha çok her cevabı görmezden gelip başka soruyla unutturma sorularıymış gibi geldiler.
 

tersinim

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Mar 2011
Mesajlar
87
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
77
: Füzyon tepkimeleri 'te her an doğal olarak gerçekleşmektedir. Güneş'ten gelen ısı ve ışık, çekirdeklerinin birleşerek dönüşmesi ve bu dönüşüm sırasında kaybı karşılığı enerjinin ortaya çıkması sayesinde meydana gelmektedir. Kütle kaybının karşılığı enerjinin büyüklüğü 'in ünlü formülüyle rahatlıkla hesaplanabilir.



Enerjiye dönüşen miktar hariç kütle değişmez (maddenin korunumu). Sen büyüdüğü bilgisini nereden aldın.



92 (sanırım aslı 118 olacak) elementin oluşması için gerekli zamanı kim hesapladı, nasıl hesapladı. Bu elementlerin evrenin yaratılışında olduğunu kim söyledi, nasıl söyledi.



Füzyon, yıldızların merkezlerinde atomların yüksek basınç etkisiyle birbirleriyle birleşmeleri. Evrenin küçülmesi veya genişlemesi ile bir ilgisi yok.



Bana daha çok her cevabı görmezden gelip başka soruyla unutturma sorularıymış gibi geldiler.


Biz zaten ateizm güdümündeki bilime dayalı öngörülerden PEK ÇOĞUNUN YANLIŞ olduğunu yazıyoruz.Yani basitten gelişime doğru olan yapılanma. Ateizm mantığı bilimi de saptırmış.

Hidrojen - helyum - berilyum - karbon ve diğerleri... Böyle bir yapılanma imkansızdır.Nedeni ise her kademe de daha fazla enerjiye ihtiyaç duyulması...

Güdümlü bilimin iddia ettiği gibi yapılanma basitten karmaşığa doğru olsaydı yoğunluk çoğalır hacim küçülürdü. Halbuki gözlemler bunu yanlışlıyor ve tam tersini gösteriyor.

92 element doğal olarak bulunanlardır. Diğerleri yapaydır. Bu nedenle 92 yazdık.

Gerçek yapılanma karmaşıktan basite doğru yani FİZYON nedeniyledir. Bu yapılanmada dışarıdan enerji girişine gerek kalmaz çünkü bölünme yoluyla kendisi üretir. Gerçek yapılanmanın son ürünü hidrojendir. Bu tür yapılanmada yoğunluk azalırken hacim artar. yıldıların büyümesi evrenin genişlemesi bu nedenledir.

Umarım anladınız.
 

ozkanates

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
72
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Biz zaten ateizm güdümündeki bilime dayalı öngörülerden PEK ÇOĞUNUN YANLIŞ olduğunu yazıyoruz.Yani basitten gelişime doğru olan yapılanma. Ateizm mantığı bilimi de saptırmış.

Yargı cümlesi.

Hidrojen - helyum - berilyum - karbon ve diğerleri... Böyle bir yapılanma imkansızdır.Nedeni ise her kademe de daha fazla enerjiye ihtiyaç duyulması...

İzah edildi, bu işlem (fisyon) sırasında gereken enerji, maddenin bir kısmının (E=mc2 kadarının) enerjiye dönüşmesiyle oluşur. Güneşte oluşan ve dünyamıza hayat veren enerji budur. Ve bu şekilde oluşan atom çekirdeği, geri bölünecek (füzyon) olursa, çekirdeği bir arada tutan nükleer bağlardaki bu enerji geri serbest kalır. Atom bombası ve yerküredeki radyasyon bu şekilde oluşur.

Güdümlü bilimin iddia ettiği gibi yapılanma basitten karmaşığa doğru olsaydı yoğunluk çoğalır hacim küçülürdü. Halbuki gözlemler bunu yanlışlıyor ve tam tersini gösteriyor.

Gerçek yapılanma karmaşıktan basite doğru yani FİZYON nedeniyledir. Bu yapılanmada dışarıdan enerji girişine gerek kalmaz çünkü bölünme yoluyla kendisi üretir. Gerçek yapılanmanın son ürünü hidrojendir. Bu tür yapılanmada yoğunluk azalırken hacim artar. yıldıların büyümesi evrenin genişlemesi bu nedenledir.

Uzayın genleşmesi içinde madde miktarı arttığı için olmaz. Uzayın kendisi ışık hızına yakın bir hızla genişler. Yoksa içinde maddenin miktarı, uzayın kendine göre neredeyse hiç. Örneğin güneş sistemindeki tüm maddenin % 98 'i güneşte toplu. Çevresindeki gezegenleri olduğu o dev boşlukta ancak bir nokta. Aynı şekilde güneş sisteminin komplesi, kendini kuşatan, diğer yıldızlara olan mesafenin içinde neredeyse bir hiç.

92 element doğal olarak bulunanlardır. Diğerleri yapaydır. Bu nedenle 92 yazdık.
: Periyodik tablodaki satırlara periyot denir. Toplam yedi periyot vardır. Altıncı periyot 32 elemente sahip uzun bir periyottur, bu periyodun 14 elementi aşağıya taşınmıştır. Bunlara denir. Aynı şey yedinci periyot için de geçerlidir. Yedinci periyottan ayrılan bölümlere ise denir.
 

tersinim

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Mar 2011
Mesajlar
87
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
77
Yargı cümlesi.



İzah edildi, bu işlem (fisyon) sırasında gereken enerji, maddenin bir kısmının (E=mc2 kadarının) enerjiye dönüşmesiyle oluşur. Güneşte oluşan ve dünyamıza hayat veren enerji budur. Ve bu şekilde oluşan atom çekirdeği, geri bölünecek (füzyon) olursa, çekirdeği bir arada tutan nükleer bağlardaki bu enerji geri serbest kalır. Atom bombası ve yerküredeki radyasyon bu şekilde oluşur.



Uzayın genleşmesi içinde madde miktarı arttığı için olmaz. Uzayın kendisi ışık hızına yakın bir hızla genişler. Yoksa içinde maddenin miktarı, uzayın kendine göre neredeyse hiç. Örneğin güneş sistemindeki tüm maddenin % 98 'i güneşte toplu. Çevresindeki gezegenleri olduğu o dev boşlukta ancak bir nokta. Aynı şekilde güneş sisteminin komplesi, kendini kuşatan, diğer yıldızlara olan mesafenin içinde neredeyse bir hiç.


: Periyodik tablodaki satırlara periyot denir. Toplam yedi periyot vardır. Altıncı periyot 32 elemente sahip uzun bir periyottur, bu periyodun 14 elementi aşağıya taşınmıştır. Bunlara denir. Aynı şey yedinci periyot için de geçerlidir. Yedinci periyottan ayrılan bölümlere ise denir.

Atom bombası füzyon değil fizyondur.Enerji veren fizyon yani bölünme parçalanmadır.

Füzyon, birleşme reaksiyonları endotermiktir. Yani enerji girişi gerekir. Enerji vermez.

Füzyon doğru olsaydı insanlık bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji kaynağına sahip olurdu.

Maddenin yoğunluğu arttıkça hacmi küçülür. Yoğunluğu azaldıkça hacmi büyür.

Füzyon sonucu maddenin hacmi büyür mü küçülür mü? Bunu da siz bulun.

Güdümlü bilimin öngördüklerine fazla güvenmeyin. Çünkü o bilim ateizme tutsaktır.
 

ozkanates

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
72
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55

Atom bombası füzyon değil fizyondur.Enerji veren fizyon yani bölünme parçalanmadır.

Evet, füzyon ve fisyon kelimelerini ters yazmışım. Teşekkür ettim.

Füzyon, birleşme reaksiyonları endotermiktir. Yani enerji girişi gerekir. Enerji vermez.

: Nükleer füzyon, nükleer kaynaşma ya da kısaca füzyon; iki hafif nükleer reaksiyonlar sonucu birleşerek daha ağır bir element oluşturmasıdır.[SUP] [/SUP] olarak da bilinen bu tepkimenin sonucunda çok büyük miktarda enerji açığa çıkar.

Füzyon doğru olsaydı insanlık bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji kaynağına sahip olurdu.

Evet, ve durum da zaten öyle: Yıldızlar

Maddenin yoğunluğu arttıkça hacmi küçülür. Yoğunluğu azaldıkça hacmi büyür.

Füzyon sonucu maddenin hacmi büyür mü küçülür mü? Bunu da siz bulun.

İzah edildi, yıldızların hacimlerinin evrenin genleşmesi ile yakından uzaktan alakası yok çünkü yıldız hacimleri uzayın hacminde hiçin de hiçi. Ne söylenirse söylensin, cevaba cevap vermek yerine en başa sarıp baştan başlıyorsun. Ta ki karşıdakinin sabrı tükenene kadar. Bu ise, kardeşim, fikrini savunacak fikri olmayanların klasiğidir. Ben senin bana samimi olduğuna inanıyorum. Ama görüyorum ki kendine samimi değilsin. Canın sağolsun, ben fikrimi paylaştım.

Güdümlü bilimin öngördüklerine fazla güvenmeyin. Çünkü o bilim ateizme tutsaktır.

Fikrini savanacak fikri olmayanların ikinci klasiği: Herkes yalancı, herkes sahtekar, sadece onlar harbi. Dediğim gibi, canın sağolsun.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst