Tanrı'ya inamayanlar!Öldükten sonra Tanrı karşınıza çıksa ona inanır mısınız?

Merhaba arkadaşlar, ben inanmam, inanmamamın sebebi de Tanrı'nın şahsiyetini inkar etmem değil, Tanrı'nın herşeyi sıfırdan yapan şahsiyet olmadığına inanmam, çokluğa inanıyorum, öldükten sonra karşıma Tanrı'nın çıkacağına inanmıyorum, ama öldükten sonra karşıma Tanrı çıkar ve hiçbir şey yokken ben vardım, sonra da herşeyi sıfırdan ben yaptım derse bile farklı inanca sahip olduğum için yine inanmam, hiç bir güç itikadımı değiştiremez, her zaman için Tanrı'nın arkasındaki çokluğu ararım, Tanrı'dan beni yok etmesini isterim(ruhun parçalarına ayrılamayacağına inandığım için yok edemeyeceğini de iddia ediyorum) Eğer Tanrı beni cennete almak isterse(çünkü Müslümanlığa göre yaşamasamda dünya da kötülük yapmadım) de onun ve arkasındaki güçlerin dünyadaki düzenlerine muhalif biri olarak bir köşeye çekilirim ve sigaramı tüttürürüm(tek zevkim bu olacak) ama bakın Tanrı'nın karşısında sigara içerim demedim,çünkü her ne kadar Tanrı'yı yaratıcı olarak görmesem de bir çok bağlısı olması dolayısıyla herşeyin en şereflisi olan bir şahsiyet önünde sigara içmek benim şahsiyetime yakışmaz, onun için sizinle aynı ideolojiden olmayan büyük insanları eleştirirken dozunu kaçırmayın derim arkadaşlarıma, ilk önce sizin boyunuzun ölçüsünü alırlar ilkesini arkadaşlarıma hatırlatırım, neyse konu dağılıyor, ben böyle davranırdım, dediğim gibi itikadımı hiçbir şey değiştiremez, peki siz Tanrıya inanmayanlar olurda öldükten sonra bilinciniz açılır da karşınızda Tanrıyı görürseniz ne yaparsınız, şimdiden benim yazdıklarıma yook artık o kadar da değil dediğinizi tabiki cennette yaşarız dediğinizi duyar gibiyim

Bu konuda şunları düşünüyorum

1-Tanrı cehennemde hiçbir canı yakmaması gerekir.
2- Dünya'da tecavüze uğrayanların Tanrı'dan razı olduklarını gözlerimle görmem gerekir.
3-Tanrı'nın herşeyin yoktan var edicisi olduğunu ispatlaması gerekir, bu konuda sırları varsa hepsini açıklamalı.
4-Bunlar gerceklesmeyecegi için bir köşeye cekilip sigarami tutturecegim. Alın zulümler üzerine kurduğunuz cennetiniz sizin olsun diyeceğim.

İnanmasalar ne yapacaklar nereye kaçacaklar, dünyaya geri mi dönecekler İnançsızlar açısından ciddi bir yıkım olurdu aslında fakat ne yazık ki Yaratıcı gücü görmek, onun mertebesine ulaşmak mümkün değil. Görevli varlıklar her insanın tekamül derecesine göre ölen insanın yanında olacaklar. Kişi kendi vicdanı ile hesaplaşacaktır ancak Yaradan'ın varlığının farkında olacaklar daha doğrusu tereddütsüz bilecekler.

İnanmak = Kanıt eksikliğinde, bir şeyin öyle olduğunu düşünmek.

Öldükten sonra karşımıza çıkıyorsa, pek de bir kanıt eksikliği olduğunu söyleyemeyiz. Bu varsayımsal durum gerçekleşirse, tanrıya inanmamış değil, gerçekliği inkar etmiş oluruz.

Elbette bunun bir istisnası vardır ve hiç bir duyunun asla tamamen güvenilir olmadığını düşünen, uca vardırılmış kuşkuculuktur. Ancak bu görüşe göre, şu anda var olduğumuzu ya da herhangi bir şeyin var olduğunu bile kanıtlayamayız. Şu anda yaşadığımız hayat bir uyuşturucunun etkisi olabilir ve bu etki geçtiğinde, tanrı olduğunu düşündüğümüz şey bize eşek şakası yapan bir arkadaşımız olabilir. Ya da belki de, çok gelişmiş bir uzaylı türünün oluşturduğu bir mekanizma. Tabii, bu skeptiklerin düşünme tarzı "Dıştan kanıt olmadığı sürece, içsel hiç bir şey gerçek değildir," tarzındadır fakat bu dıştan kanıt denilen şey de, yine bizim duyularımızla algılandığı için hiç bir zaman doğru bilgiye ulaşılamazdır.

Skeptiklerin bu yorumu pratik açıdan yararsız olduğu ve bilinemezliği baz aldığı için -Russell'ın uçan çaydanlığında gösterildiği gibi- güvenilir bir düşünce tarzı değildir. Bütün bunlar açısından düşünülürse, ilk yorumumu tekrar ediyor ve ölünce karşıma bir tanrı çıkarsa, bunu reddetmenin önümdeki bilgisayarı reddetmek kadar mantıksız olduğunu söylüyorum.

vuririm oni!,

ölümden sonra elime bir silah geçtiği ve benim tanrıyı vurduğum varsayımını kim yadsıyabilir

asıl o değilde soru şu olmalı!

ölümden sonra tanrı ile sanal yani
yani sanal elinde tanrıyı vuracak ve öldürecek bir güçte bir silahla , ölümden sonra tanrının (ve sizinde olabilir) karşınıza çıksa ona inanır mısınız?

asıl o değilde tanrıyı oracıkta vursam öldürsem öldüğüne öldüğüne inanır mısın?
şahitlik ve tanıklık eder misin?

yazdım sildim cevaplanmıyor bu soru_çok okuma var çok yol _çok düşünme bundan önce-bu sorudan önce

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:14 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:00 ----------

eşit koşullarda bir düllelo önersem tanrının yadsınmışlığını kim yadsıyabilir
tanrı bana inanır mı?
inanmazsa korkak (korkağın teki) olup olamayacağını kim yadsıyabilir
öfkeyle beni yokederdi kesin! atın bunu cehenneme -böyle bir tanrı mı ...... ?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:16 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:14 ----------

tanrı ölümden korkuyor- korkmuyorsa ben ona inanırım

Tanrının bir çoğumuzu ikna etmesi gerektiği kesin. hem kendi varlığı ve karakteri hakkında hemde dünyada olup bitenleri nedenleri hakkında. ama ikna işini dili,kavramları,aklı,mantığı ve duyguları kullanarak yapacağını sanmam. ayrıca herkesi tek tek ikna etmesi ve inandırması gerekir ama bu mümkün değil. çünkü nerseyse hiçbir insanın Tanrı anlayışı bir değildir. aynı dine veya inanca sahip olanlarda bile bu böyledir. genel,zorunlu,meşru bir zeminde herkesi ikna etmesi olanaksız olduğuna göre herkesi tek tek ikna etmeli. aa! ama cennette veya cehennemde veya başka yerlerde Tanrı ile konuştuklarımızı birbirimize anlatırsak nolacak? Tanrı herkese başka argümanlar sunarsa yalan söylemeden bunu yapamaz. Tanrı yalan söyler mi? söyleyememeli..adil olmalı.. ee öyleyse napacak Tanrı ? tabiki korkutacak! tehdit edecek! ama açıktan değil. aba altından sopa göstererek .. birde barınak,yiyecek içecek,güsel bir doğa ve cinsel hazlar teklif etti mi tamamdır ...dünyada böyle olmuyor mu orada da böyle olur..

Gerçek bir tanrının inanıp inanmamızı önemseyeceğini sanmam.. yukarda anlattığım dinlerin Tanrısıdır..sahtedir..inanmamızı şart koşmasının sebebi krala itaattir taatir.. kralın buyruğuna karşı gelmenin cezası ölümdür..Tanrınınki de cehennem sonsuz cehennem..benzerliği fark ettiniz mi şu anda bir peygamber gelse inanma şartını Tanrının buyruğuna karşı gelme şartını öne sürmez.. sözleşme öne sürer.. .özgürlüklerden bahseder..seçimlerden bahseder.. vs..çünkü insanlık bilinci artık değişmiştir..İnsanın Tanrı anlayışıda tabiki değişecektir..

dua eden kişi Tanrıyı değil kendini değiştirir. kierkegaard

Tanrı neden değişmez? varlığın devinimi içinde devinmeyen değişmeyen birşey olmalıki ona güvenebilelim ve geleceğimiz garanti olsun..çünkü devinime giren herşey sonunda yok olur veya dönüşür..

Bir tanrı konuşur ve bizlere sözler verirse artık o sözleri onu bağlar ve sonsuz kadar tutmak zorunda kalır..sonsuz kadar..bunu bir kez daha düşünün sonsuza kadar..Tanrıda özgürlüğünü yitiriyor yani.. of sıkıldım şunları yok edeyim diyemez.. ha demesine ne gerek var siler hafızamızı olur biter.. ama biz bilmesekte kendi bilecek problemde bu zaten..konuşmadan önce sonsuzu hesaplamalı Tanrı.. birşey yaratırken tüm sonuçlarını bilmeli.. ha birde zaman felanda yok onun için..herşeyide biliyor..herşey olmuş bitmiş...

sonuç: paradoks.