Tanrının Tanrısı olabilir mi ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe kategorisinde Avdan tarafından oluşturulan Tanrının Tanrısı olabilir mi ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 10,453 kez görüntülenmiş, 80 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe
Konu Başlığı Tanrının Tanrısı olabilir mi ?
Konbuyu başlatan Avdan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Ümit Zafer Bağcı

felsefehayat

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 May 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Guzel bir soru?

Akilciligin elde ettigi gozlem ile akilda beliren soruya yanit bulamamasi yaratti. Insanoglunun kendini kendi eliyle kendi disi bir guce teslim etmesi yaratti. Yasamin bitmesi ve olumden umulan medet yaratti.

Kisaca aklin tatmin olma egosu yaratti.

Insanoglunda icgudu yoktur, yasam yetisi vardir. Buradaki psikolojinin ana nedeni, insanoglunun kendi varliginin farkindasizligi kendini kendi eliyle caresiz birakmasi. Kendi aklinas kendini teslim etmesi

Yalniz bunun tarihsel temeli ise anaerkil toplumdan ayrilistir. Anaerkil toplumda insanoglu kendisinin geldigi yeri gordu ve kutsa,llastirdi, ne zaman disisinin gucsuzlugunu gordu kutsallik kayboldu ve boyle geldiugi yeri gordugunu unutup, geldigi yeri baska bir gucte aramaya basladi ve basta bilemedikleri her gordugunu tanri yaparak, pooliteizme gecti, sonra monoteizmi gorsel (put pitoresk ay gunes v.s.) gorsellige tasidi ve en sinunda da tanriyi soyut ve erisilmez kildi.

Asil soru 21. yuzyilda birey ve bilgi toplumu ve caginda hasla insanoglunun beyninde tanrilastirma eylemi yapmasina ve aklina uygun tanri yaratmasina ihtiyac duymasi, neden? Ustelik bilim teknik v.s. bunca ilerlemis ve cogu inanc bilimsel olarak curutulmusken.

İçgüdüler yoktur demişsin asıl sorun da bu zaten, bu içgüdüler törpülenmiştir, özellikle Hıristiyanlık ve modernite ile... Kısa ve öz olarak söylemek istediğim bu
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
İçgüdüler yoktur demişsin asıl sorun da bu zaten, bu içgüdüler törpülenmiştir, özellikle Hıristiyanlık ve modernite ile... Kısa ve öz olarak söylemek istediğim bu

Zaten icgudulerin "torpulenebilmesi" demek, degisime ugrayabilmesi demektir. Bu da bize dogal kalitimsal degismez bir "icgudu" olmadigini gosterdigi gibi, bunun DOGAL DEGIL, ZIHINSEL OLDUGUNU ORTAYA KOYAR.

Yani igdudu denilen sey, insanoglu zihninin yapilandirilmisligidir.

Burada icgudu ile yasam yetisi farki da burdan gelir. Icgudu hayvani ZIHINSEL OLMAYAN davranislardir, yasam yetisi ise YASAMAK, UREMEK, BESLENMEK v.s. gibi dogiustan gelen; yalniz ZIHINSEL OLARAK DEGISTIRILEBILEN KARSI KOYULABILEN DAVRANISLARDIR. Ayrica tum bu yetilerin ne oldugu DOGUSTAN DEGIL; YASAMDAN OGRENILIR.

Kisaca Insanoglundaki-Yasam Ywtisi

Canlidaki-Icgudu

Cansizdaki de-Ic Dinamik tir.

Bunlar yine insanoglunca gozlemlenen anlamlandirilan ve kavramsal bilgi ile ortaya konan algilardir ve sadece insanoglu algi gozlem ve kavramsal bilgisini icerir.
 

Psikotik Balık

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Ara 2013
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Big bang henuz gozlem vermeyen ve gozlemi CERN deneyinde elde edilecegi dusunulen evrenin belirli bir zamaninda belirli bir yerinde oldugu teorik olarak ortaya konan bir patlamadir.

verdiğim linkteki yazılanları okudunuz mu?okuduysanız yazılanlardan ikna olmadığınız yer neresi?yazının içeriği big bang i çürüten değil bilakis destekler nitelikte bir makale;orada neden diye bir soru yok bunu nereden çıkarttınız?o yazıyı big bang ile ilgili mantıksızlıkları göstermek için ekledim..10 üzeri 10 üzeri 123 gibi okumaya yazmaya gelmez bir rakam hassasiyetinde düzenli bir patlamamı olur..bir kaç bilimsel makale okumayla bu işe vakıf olmuş değiliz,big bang de yüzde yüz kanıtlanmış bir teori değil?bib bang in nasılı na verilen cevaplar tatmin etmiyor diyelim ve neden sorusu ortaya çıkıyor..ve benim nedenlerimin mantıklı bir açıklaması yok,bilimselliği ise tartışılır..

teori hakkında fazla bir bilgim yok bu yüzden bu konu hakkında fikir belirtemeyeceğim yalnız gözüme çarpan bir nokta var. bahsi geçen linkte bigbang neden olduğunu açıklayamayan bir teori olduğu cümleleri geçiyor. bilim neden değil nasıl sorusunu sorar. bu ve bunun gibi bir kaç yere daha takıldım konuya hakim olduğumda fikirlerimi elbet yazarım.

fakat ekleme yapacağım bilim dergilerinden okuduğum kadarıyla cern evrenin oluşumunu yeni bir evren oluşturarak değil atom altı parçacıklarını inceleyerek öğrenmeye çalışan bir yapıdır. ayrıca söylemeliyim ki cern bilimin merkezi değildir mesela türkiyede "tanrı parçacığı" olarak dilden dile dolanan maddeye kütleyi veren parçacığın teorisi cern e ilk gönderildiğinde cern bunu kabul etmemişti. olamaz böyle bir şey demişti..
 

Psikotik Balık

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Ara 2013
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ayrıca başlık hakkında fikir belirtmek istiyorum. tanrının tanrısı olabilir mi sorusu insani bakış açılarıyla düşünülmüş bir sorudur. insan hayal gücü gereği çevresinde gördüklerini yorumlayıp buna göre tezler üretir mesela bir çocuk anneden doğar ve bunu gören insanoğlu herşeyin bir şeyden var olduğunu düşünür.

mesela insanlar karabasan görürler ve karabasan bilimde uyku felcidir. bu durumda gördükleri şeyler genelde kültürel olaylardır amerikalılar beni uzaylılar kaçırdı der türkler cin gördüm der gibi. bu da hayal gücümüzü insani bedenimizin ne kadar sınırladığını bize gösterir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68


teori hakkında fazla bir bilgim yok bu yüzden bu konu hakkında fikir belirtemeyeceğim yalnız gözüme çarpan bir nokta var. bahsi geçen linkte bigbang neden olduğunu açıklayamayan bir teori olduğu cümleleri geçiyor. bilim neden değil nasıl sorusunu sorar. bu ve bunun gibi bir kaç yere daha takıldım konuya hakim olduğumda fikirlerimi elbet yazarım.

fakat ekleme yapacağım bilim dergilerinden okuduğum kadarıyla cern evrenin oluşumunu yeni bir evren oluşturarak değil atom altı parçacıklarını inceleyerek öğrenmeye çalışan bir yapıdır. ayrıca söylemeliyim ki cern bilimin merkezi değildir mesela türkiyede "tanrı parçacığı" olarak dilden dile dolanan maddeye kütleyi veren parçacığın teorisi cern e ilk gönderildiğinde cern bunu kabul etmemişti. olamaz böyle bir şey demişti..

Evren ve zaman ile ilgili bilgileri asagidan bulabilirsin.

http://www.felsefe.net/bilimsel-makaleler/75676-evren-ile-ilgili-bilgi.html

http://www.felsefe.net/bilimsel-makaleler/75677-zaman-ili-ilgili-bilgi.html
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Kesit;

Bundan yaklaşık, 2-2,5 yıl önce;

Delici içseslerle boğuşulan günler;

Bir Tanrı arama sanrısı; Tanrılar Tanrıları sanrıları;

(Sahneler ve diyaloglar-tam hatırlanmıyor)

Gecenin bi yarısı, soğuk ve yaklaşık bir saatlik yürüme yol göze alınmış ve evden kaçılmış, Neden? Ailem tarafından tıbbi müdahaleye zorlanacağım ya da kimyasal ilaç kullandırılacağım ya da zorla vb. bi hastaneye yatırılabileceğim endişesi ile bi otele yürüyorum; Kırsal bi yerleşimde taşrada, Sigara içmeye kalkmışım ve öylece uzaklaşmışım;

Tanrı arama sanrısı bu yol boyunca sürüyor, VE başka sanrılar, Şimşekler, akıllar fırlatıyorum gökyüzüne, Patlamalar saçıyorum yeryüzüne, Heps ive herbiri ayrı bi deliikle beliriveriyor, Sanki yıllar hatta bin yıllar sürmüş bi gece bu; İnsan aklının unutmayacağı bi gece, Bu dünyadamıyım, Bi rüyadamı belli değil, Hatırlandığında bu sahneler bi rüyadan farklı değil, Var ve yok olmak, Bu dünyada olmak ya da bi rüyada olmak, Acı-rüzgar-soğuk her şey bir rüya gerçekliği kadar, Hiç bir yok ya da umursanmaz, TÜm bunların arasında hiç bir fark yok; Yaşamak, ölmek, bi Tanrı varsa bulmak ya da bulmamak, Neyin ne olduğunun hiç bir önemi ve farkı yok; BEn bi Tanrı varsa onu bulmaya ona ulaşmaya, zihnimden erişmeye, onunla konuşmaya, gelecekte ya da belki bi düşçesine başka şeyler yapmaya; Tanrılar tanrıları imgeleri beliriyor, hepsini bulacağım, hepsine erişeceğim benzeri şeyler- saçmalıklar, Başka şeyler, başka sesler; çok ses; Burada bir baba ya da anne ararmışçaına ya da bir koruyucu-yardı medici ama belki de kendi varlığını ararmışçasına, kendi uzantını ararmışçasına bi uzanım ya da düşüncenin yansımaları ama belirimleri Tanrı ve Tanrılar ötesi, tanrılar gerisi tanrılar; Bu düşüncede onların Tanrı olması aslında Tanrı olmaları bile değil belki ama böyle işte anlatması karmaşık ve zor gibi;

Kötü durumdayım hala hatırlıyorum ama arkada zihnim, bilincim ve aklım açık ve yerinde, kendi kontrolüm oldukça yerinde, kendime ya da başkasına asla zarar vermeyeceğim, tam asine yoğun bi zararsızlık içindeyim de ama hiç bi şey normal değil yine de ve normal olmaması için de hiç bir sebep yok ama değilde bunu biliyorum; Çevremdeki insanlar bana saldırıyormuşçasına bi tıbbi yardım dayatıyorlar ama hiç bir sebep yok bunun için, Doktora gidiyorsun yatırılmakla neredeyse tehdit ediliyorsun ve hiç bir sebep yok bunun için; Sadece bi süre yatıp dinlenmek istiyorum ve bunu söylüyorum ama tek yaptıkları size ısrarla tıbbi yardım ne kadar kötü durumda olduğunuzu ve tıbbi yardım almaya ihtiyacınız olduğunu dayatmak; Geçecek diyorum ve öyle de oluyor, Bitecek ,atlatacağım olanların farkındayım ve olabileceğini de biliyordum diyorum; ve öyle oluyor;

Delilik nedir bilen bilir, Bi Tanrı aramaya bile ihtiyacınız kalmadığını görürsünüz, Bi Tanrının bile size yardım edemeyeceğini görürsünüz, Kendinizden başka kimsenin size yardım edemeyeceğini bazen;

Bazen özgür hissedilmiş, meydan okunmuş bi an tek bi an kalır sonraya;
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Kesit;

Bundan yaklaşık, 2-2,5 yıl önce;

Delici içseslerle boğuşulan günler;

Bir Tanrı arama sanrısı; Tanrılar Tanrıları sanrıları;

(Sahneler ve diyaloglar-tam hatırlanmıyor)

Gecenin bi yarısı, soğuk ve yaklaşık bir saatlik yürüme yol göze alınmış ve evden kaçılmış, Neden? Ailem tarafından tıbbi müdahaleye zorlanacağım ya da kimyasal ilaç kullandırılacağım ya da zorla vb. bi hastaneye yatırılabileceğim endişesi ile bi otele yürüyorum; Kırsal bi yerleşimde taşrada, Sigara içmeye kalkmışım ve öylece uzaklaşmışım;

Tanrı arama sanrısı bu yol boyunca sürüyor, VE başka sanrılar, Şimşekler, akıllar fırlatıyorum gökyüzüne, Patlamalar saçıyorum yeryüzüne, Heps ive herbiri ayrı bi deliikle beliriveriyor, Sanki yıllar hatta bin yıllar sürmüş bi gece bu; İnsan aklının unutmayacağı bi gece, Bu dünyadamıyım, Bi rüyadamı belli değil, Hatırlandığında bu sahneler bi rüyadan farklı değil, Var ve yok olmak, Bu dünyada olmak ya da bi rüyada olmak, Acı-rüzgar-soğuk her şey bir rüya gerçekliği kadar, Hiç bir yok ya da umursanmaz, TÜm bunların arasında hiç bir fark yok; Yaşamak, ölmek, bi Tanrı varsa bulmak ya da bulmamak, Neyin ne olduğunun hiç bir önemi ve farkı yok; BEn bi Tanrı varsa onu bulmaya ona ulaşmaya, zihnimden erişmeye, onunla konuşmaya, gelecekte ya da belki bi düşçesine başka şeyler yapmaya; Tanrılar tanrıları imgeleri beliriyor, hepsini bulacağım, hepsine erişeceğim benzeri şeyler- saçmalıklar, Başka şeyler, başka sesler; çok ses; Burada bir baba ya da anne ararmışçaına ya da bir koruyucu-yardı medici ama belki de kendi varlığını ararmışçasına, kendi uzantını ararmışçasına bi uzanım ya da düşüncenin yansımaları ama belirimleri Tanrı ve Tanrılar ötesi, tanrılar gerisi tanrılar; Bu düşüncede onların Tanrı olması aslında Tanrı olmaları bile değil belki ama böyle işte anlatması karmaşık ve zor gibi;

Kötü durumdayım hala hatırlıyorum ama arkada zihnim, bilincim ve aklım açık ve yerinde, kendi kontrolüm oldukça yerinde, kendime ya da başkasına asla zarar vermeyeceğim, tam asine yoğun bi zararsızlık içindeyim de ama hiç bi şey normal değil yine de ve normal olmaması için de hiç bir sebep yok ama değilde bunu biliyorum; Çevremdeki insanlar bana saldırıyormuşçasına bi tıbbi yardım dayatıyorlar ama hiç bir sebep yok bunun için, Doktora gidiyorsun yatırılmakla neredeyse tehdit ediliyorsun ve hiç bir sebep yok bunun için; Sadece bi süre yatıp dinlenmek istiyorum ve bunu söylüyorum ama tek yaptıkları size ısrarla tıbbi yardım ne kadar kötü durumda olduğunuzu ve tıbbi yardım almaya ihtiyacınız olduğunu dayatmak; Geçecek diyorum ve öyle de oluyor, Bitecek ,atlatacağım olanların farkındayım ve olabileceğini de biliyordum diyorum; ve öyle oluyor;

Delilik nedir bilen bilir, Bi Tanrı aramaya bile ihtiyacınız kalmadığını görürsünüz, Bi Tanrının bile size yardım edemeyeceğini görürsünüz, Kendinizden başka kimsenin size yardım edemeyeceğini bazen;

Bazen özgür hissedilmiş, meydan okunmuş bi an tek bi an kalır sonraya;

Iste bir yerde tasavvuf, mistisizm ve varolusculuk bunu yapmaktadir. Kendince aradigi tanrisini kendini inandirdigi sekilde kendine dogrulayarak onn ile butunlesir. Buradaki bu butunlesilen ve bunyenin yok oldugu temeldeki bulunan tanri da bir gizem/sir vardir.

Buradaki "gizem/sir" algisinin herhangibir algi olmamasi cok onemli.

Yani inananca adi konmusun "gizemi/sirri" Mesela mevlana icin "Allah'inin" Varoluscu icin de "varolusun"

Mevlananin inandigi soyutun gizem/sirri; Varolus ise somutun gizem sirri.

Iste mistisizm algisida burdan geliyor. Mesela evren=tanri yapan panteizm de gizem/sir yok. Ya da madde=tanri yapan hyloteizm de.

Bu da deizmin, deity sinin; ozdeslestirdigi tanrisinin hem fenomenal hem de numenal oldugunu gosteriyor.

Iste deizm o yuzden, ortaya atilmis ve tum toplumu tamamen tek yonde yonlendiren dini uygulama ve degerlere karsi oluyor.

Aslinda deizm deki din, KENDINI YA BIR SOYUT YA BIR SOMUT ILE OZDESLESTIREN AKLIN O OZDESLESTIRDIGI ILE KENDI KURDUGU BAG/ILISKI.

Buna neden din denilmedigi ayri bir tartisma konusu. Yalniz MURITLERI VE CEMAATLERI TARIKATLARI var.

Sadece kendi ile inandigi tanrisi arasinda MESELA KURAN GIBI BIR ARACI YOK. Yalniz inanilana nasil erisilebilecegine ya da sukredilecegine dair uygulamalar var, mesela Mevlana'daki donme gibi.

Burada da amac; KISININ INANDIGI TANRISI ILE OZDESLESMESI VE KENDI BENLIGINI YOK ETMESI. Bir cesit Osho ya da yoga.

Halk deyimiyle "dunyadan elini etegini cekmek/transa gecmek" v.s.

Ustelik burada dindeki gibi yasam sonrasi da yok. Yani inanilan tanrisi ile bulkusma YASAMDA.

Tabiki her bir inananin inanc temelinde inandigi Allahina ne anlam ve icerik verdigi ya da onun ile nasil KENDI BENLIGINI YOK EDEREK BULUISTUGU konusu da bunu ortaya atan ve m uritler ya da tarih bunyesinde ayni temeldeki farklilasan yeni muritkler olarak degisime ugruyor.

Mesela "vahdet-i vucut/kamile ermek" iste genelde bu KISININ BEDENININ TAMAMEN YOK EDEREK INANDIKGI TANRISI ILE BUTUNLESMESI.

Varolusculuktada ayni mantik gecerli. Sen yoksun, sen sadece varolusun bir parcasisin. Ustelik burda tasavvuftaki gibi, kendi benligini kaybetmek icin bir uygulama yok. Inanmak yeter.

Tum bunlar birey bilinci ile taban tabana zit. Kisaca teolojinin hr bir farkli gorusunun ortak noktasi; NE INSANOGLU OLARAK NE DE BIREY OLARAK BIR VARLIGA SAHIP OLMAMAK.

Iste materyalizmdeki insanoglunu madde ile ozdeslestirmek te ayni sey.

Kisaca insanoglunun kendi disindaki bir varliga kendini inandirarak teslim etmesi hangi izm temeline dayanirsa dayansin, AYNI AKLIN AYNI URUNU. Sadece uygulamasi erisimi v.s. degisik.

Iste nihilizm ile birlikte tum bunlar sekteye ugrarken, VAROLUSCULUGUN BURDAN CIKMASI KACINILMAZDI.

Ayni evrim yuzunden tanrinin akilli tasarimciya transferi gibi.

Kisaca insanoglu kendi tursel ve birsel varligini baska seylerle ozdesletirdikce ve kendini onma FIZIKSEL YA DA ZIHINSEL KADERCI kildikca; dogal/fenomenal zihniyet kacinilmaz oluyor.

Bu bir boyunduruk tutsakligi.

Buradaki boyunduruk OLMAYAN KENDILIK BILISSELLIGI tutsaklik ta KENDINI BIR INSANOGLU DISI GUCE AKIL INANCINI DOGRULAYARAK TESLIM ETMEK.

Burada unutulmamasi gereken ise; TUTSAKLIKTAN KURTULMANIN BOYUNDURUKTAN KURTUNULDUGU ANLAMINA GELMEDIGIDIR. Mesela ateist agnostik ya da ignostik v.s. olarak kendini bir insanoglu disi guce akil inancini dogrulayarak tgeslim etmeye bilirsin. Yalniz bu sadece BOYUNDURUGUN FARKINA VARMAMAK VE SAHTE KURTULUS DEMEKTIR.

Cunku boyunduruk, ancak kisi eliyle boyundan cikarilir. Bu da KENDILIK BILISSELLIGININ ONCE BIRSEL SONRA TURSEL BILISSELLIGI DEMEKTIR.

Iste o zaman OLMAYAN BOYUNDURUGUN TUTSAKLIGI DA OLMAZ. Ama tutsakliktan kurtulmak sadece BOYUNDURUGUN BILINCINDE VE FARKINDA OLMAMAK DEMEKTIR.

Mesela gevsedirsin, bogazini s1kmaz.

Yaalniz, boyunduruk hasla bogazindadir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Iste bir yerde tasavvuf, mistisizm ve varolusculuk bunu yapmaktadir. Kendince aradigi tanrisini kendini inandirdigi sekilde kendine dogrulayarak onn ile butunlesir. Buradaki bu butunlesilen ve bunyenin yok oldugu temeldeki bulunan tanri da bir gizem/sir vardir.

Üstadım ben bunları yaşadığımda güçlü bi Tanrı imajım ya da inancım olduğunu düşünmüyordum, Bi Tanrı arayışım var mıydı yok muydu? Ben birlik-bizlik, tümvarolanlık kabulünde, benimsemesinden yaşıyordumken;
Ben bi arayış arıyordum ama ne?
Ben bi acısızlık, arınmışlık arıyordum;
Bi psikozu, kendi psizkozumu, ya da kendi dağılışımı, kendi toplanışımı, kendi özgürlüğümü ya da aslında kendimi buluşumu nasıl anlatabilirim ki; Ki neler olduğunu ve nası ltanımlanması gerektiğini bile bilmiyorum, Olanlar önemli değil, Aslında neler olduğunu hatırlıyorum; Yaralı ve yalnız hissediyordum, DÜnyada acı, sevgisizlik ve korunmasızlık içindeydim, TEmizlenmiş, arınmış, güvende bi çocuk bilinci kadar saf ve enerjili ve her an yeni bi şey yapma aşkıyla dolu bi an olma güdüsü ve temizlik, yoksuzluk temizliği ve arınmışlığı ve varlık arıyordum kendimde, GÜç ve direnç, özgürlük, sevgi ve özgünlük arıyordum, Kendi varoluşumdan, yaışımdan, oluşumdan memnun değildim, O akıp gidiyordu bu dünyada hiç bi şey yapmadan sorumluluk alamdan ve aldırmadan gibi,

Tam aksine kendime inanıyordum kendime inanmak istiyordum; Belki düşüncemi fazla kurcalamakatan, belki bilincimi ve bilinçaltımı fazla dürtülemekten bilmiyorum gelişen şeyler sonunda, Ortaya çıkan Acı, korku ve travma beni öyle bi savurdu ki sanrılara, Kontrol edilemez sanrılara; Ben gözlemledim onları da yargısızca; Bu benim kendi psikozum, oluşum, bunu yanlış ve yanlı anlatmak istemem; Tam aksine bilinçaltımın köklerine kadar, en derinliklerine kadar tüm Tanrı imajlarını ve imgelerini silmiş hissettiren bi deneyim bu sonunda; Köklerde ne varsa çıktı ortaya tam aksine, Gizli benim bile bilmediğim en sert ve derin korkularımla yüzleşmiş hissettim tam aksine; Özgürleşmiş ve kendileşimiş hissettiren bi deneyim; Bi Tanrı adı zihnime ya da düşünceme gelmedi ondan/bundan sonra; GÜçlü bi travma korku ve bilinç karmaşası içinde güvenilirlikli bi sığınağın doğurduğu güçlü ve iyi bi kendin imgesi gibiydi Tanrı burada, Aslında adıda Tanrı değildi, Ama Tanrı olarak belirdi anlıyor musunuz? Ben ona Tanrı diyordumsada hiç bir Tanrı ve yaratıcı belirmiyordu bunda (benden ya da beni mgeleceğimden-kendiliğimden başka); Geriye ve öncesine giden bi kök kendi ve kendilik arayışının, çağrışımının derin, sanrısal yansımaları, Rüyamsı sanrılar ve çağrışımlar;

Güçlü olduğumuzu düşünüyoruz, Bende düşünüyordum, Bi çoğumuz böyleyiz ama baskı ve zor altında, korku ve tutarsızlık altında zihnin verebileceği tepkileri ve dayanma gücünü bilmiyoruz, Gerçekliği yitirdiğinde, her şey çöktüğünde, tutunduğun her şey sıfırlandığında çöktüğünde neler olabileceğini bilmiyoruz; Bu kendi sınamımdı benim ve yitirmedim kendimi; bu anlatması zor bi hikaye ve eksik, yanlış ve yanlı olur ne kadar anlatırsamda; Burada her şey ama her şeyi yitirmek yitimiş olmak ve fazlası göze alındı gibi anlar; Ne dünya kaldı ne varlık,

Varoluşsuzluğu iliklerimde hissettim ben; Varoluşsuzluğu iliklerimde hissettim; ben desem böyle bilmiyorum yalan ve yanlış ve eksik olur mu?
 

Psikotik Balık

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Ara 2013
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0


zaman ve evren hakkında kendi fikirlerim var yani çok kafa yorduğum konular sadece bilimdeki yerlerini bilmiyorum mesela zamanın bir bilgisayar programlamasındaki fonksiyonlara benzetiyorum fonksiyonlar olmazsa programlar çalışmaz gibi. ama yine de okuyacağım yazıları.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Üstadım ben bunları yaşadığımda güçlü bi Tanrı imajım ya da inancım olduğunu düşünmüyordum, Bi Tanrı arayışım var mıydı yok muydu? Ben birlik-bizlik, tümvarolanlık kabulünde, benimsemesinden yaşıyordumken;
Ben bi arayış arıyordum ama ne?
Ben bi acısızlık, arınmışlık arıyordum;
Bi psikozu, kendi psizkozumu, ya da kendi dağılışımı, kendi toplanışımı, kendi özgürlüğümü ya da aslında kendimi buluşumu nasıl anlatabilirim ki; Ki neler olduğunu ve nası ltanımlanması gerektiğini bile bilmiyorum, Olanlar önemli değil, Aslında neler olduğunu hatırlıyorum; Yaralı ve yalnız hissediyordum, DÜnyada acı, sevgisizlik ve korunmasızlık içindeydim, TEmizlenmiş, arınmış, güvende bi çocuk bilinci kadar saf ve enerjili ve her an yeni bi şey yapma aşkıyla dolu bi an olma güdüsü ve temizlik, yoksuzluk temizliği ve arınmışlığı ve varlık arıyordum kendimde, GÜç ve direnç, özgürlük, sevgi ve özgünlük arıyordum, Kendi varoluşumdan, yaışımdan, oluşumdan memnun değildim, O akıp gidiyordu bu dünyada hiç bi şey yapmadan sorumluluk alamdan ve aldırmadan gibi,

Tam aksine kendime inanıyordum kendime inanmak istiyordum; Belki düşüncemi fazla kurcalamakatan, belki bilincimi ve bilinçaltımı fazla dürtülemekten bilmiyorum gelişen şeyler sonunda, Ortaya çıkan Acı, korku ve travma beni öyle bi savurdu ki sanrılara, Kontrol edilemez sanrılara; Ben gözlemledim onları da yargısızca; Bu benim kendi psikozum, oluşum, bunu yanlış ve yanlı anlatmak istemem; Tam aksine bilinçaltımın köklerine kadar, en derinliklerine kadar tüm Tanrı imajlarını ve imgelerini silmiş hissettiren bi deneyim bu sonunda; Köklerde ne varsa çıktı ortaya tam aksine, Gizli benim bile bilmediğim en sert ve derin korkularımla yüzleşmiş hissettim tam aksine; Özgürleşmiş ve kendileşimiş hissettiren bi deneyim; Bi Tanrı adı zihnime ya da düşünceme gelmedi ondan/bundan sonra; GÜçlü bi travma korku ve bilinç karmaşası içinde güvenilirlikli bi sığınağın doğurduğu güçlü ve iyi bi kendin imgesi gibiydi Tanrı burada, Aslında adıda Tanrı değildi, Ama Tanrı olarak belirdi anlıyor musunuz? Ben ona Tanrı diyordumsada hiç bir Tanrı ve yaratıcı belirmiyordu bunda (benden ya da beni mgeleceğimden-kendiliğimden başka); Geriye ve öncesine giden bi kök kendi ve kendilik arayışının, çağrışımının derin, sanrısal yansımaları, Rüyamsı sanrılar ve çağrışımlar;

Güçlü olduğumuzu düşünüyoruz, Bende düşünüyordum, Bi çoğumuz böyleyiz ama baskı ve zor altında, korku ve tutarsızlık altında zihnin verebileceği tepkileri ve dayanma gücünü bilmiyoruz, Gerçekliği yitirdiğinde, her şey çöktüğünde, tutunduğun her şey sıfırlandığında çöktüğünde neler olabileceğini bilmiyoruz; Bu kendi sınamımdı benim ve yitirmedim kendimi; bu anlatması zor bi hikaye ve eksik, yanlış ve yanlı olur ne kadar anlatırsamda; Burada her şey ama her şeyi yitirmek yitimiş olmak ve fazlası göze alındı gibi anlar; Ne dünya kaldı ne varlık,

Varoluşsuzluğu iliklerimde hissettim ben; Varoluşsuzluğu iliklerimde hissettim; ben desem böyle bilmiyorum yalan ve yanlış ve eksik olur mu?

Yazdigin samiik ve icten mesajindan "bir nihilizm boslgu" algiliyorum.

Nihilizm boslugu, bencillik bencilik, bananecilik, bireycilik ve bireysellik olarak AKILCI temelde yansir ve etkileri dunyayi kana bulamistir.

Nihiliz oncesi kutuplasma fenomenal temelde idi ve en sonuncusu emek/sermaye; burjuva/isci sinifi idi.

Nihilizm ise INSANOGLU TURUNUN BIRINI KENDI TURU ILE KUTUPLASTIRDI. Bu post modernizmdeki hiclemenin, "herseyi ortaya atanin insanoglu turu oldugu ve overman ideal hayali idi. Nihilizm sonrasi ortaya cikan sadece br cok guce ve otoriteye dayanan izmler degil; her turlu psikolojik bozukluk ve her turlu tekil kahramanlik ve her turlu hayali kahramanlik bas gosterdi.

Nihilizmin bireyci akilciligi bugun fenomenal zihniyetin son canavar zihniyetidir ve hala insanoglunun birebir ayristirarak savastirmakta ve nemayi toplamaktadir.

Bu konuda su linke bir goz at.

http://www.felsefe.net/felsefe-ye-giris/5416-nihilizm-evrensel-cikmazi.html
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yazdigin samiik ve icten mesajindan "bir nihilizm boslgu" algiliyorum.

Nihilizm boslugu, bencillik bencilik, bananecilik, bireycilik ve bireysellik olarak AKILCI temelde yansir ve etkileri dunyayi kana bulamistir.

Nihilizm ise INSANOGLU TURUNUN BIRINI KENDI TURU ILE KUTUPLASTIRDI. Bu post modernizmdeki hiclemenin, "herseyi ortaya atanin insanoglu turu oldugu ve overman ideal hayali idi. Nihilizm sonrasi ortaya cikan sadece br cok guce ve otoriteye dayanan izmler degil; her turlu psikolojik bozukluk ve her turlu tekil kahramanlik ve her turlu hayali kahramanlik bas gosterdi.

Nihilizmin bireyci akilciligi bugun fenomenal zihniyetin son canavar zihniyetidir ve hala insanoglunun birebir ayristirarak savastirmakta ve nemayi toplamaktadir.

http://www.felsefe.net/felsefe-ye-giris/5416-nihilizm-evrensel-cikmazi.html

Hiçlik yokuşları; hiçlik sanrıları;

Ben yazınıza bakacağım ama sizin yazılarınızı okumakta ve bütünsel olarak algılamakta zorlanıyorum ben, Yani kafamda sanki bütün bi bina inşa etmiyor ya da belki ben edemiyorum bilmiyorum; Belki öncesi bi kavramsal ve düşünsel temellim ya da felsefe temelim olmadığı için belki bilmiyorum, Ben daha duygusal, içten-özden katılmış ve insana dair hikayeler mi arıyorum bilmiyorum; Yorumlarınız değerli teşekkür ederim;
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Hiçlik yokuşları; hiçlik sanrıları;

Ben yazınıza bakacağım ama sizin yazılarınızı okumakta ve bütünsel olarak algılamakta zorlanıyorum ben, Yani kafamda sanki bütün bi bina inşa etmiyor ya da belki ben edemiyorum bilmiyorum; Belki öncesi bi kavramsal ve düşünsel temellim ya da felsefe temelim olmadığı için belki bilmiyorum, Ben daha duygusal, içten-özden katılmış ve insana dair hikayeler mi arıyorum bilmiyorum; Yorumlarınız değerli teşekkür ederim;

Rica ederim. Beni beyin duzeyimin bilgimin, algimin gozlemimin ve bilincimin yazi dili bu. Bunun ana nedeni kitle onunde olmamiz ve yazilanlarin tum site kitlesinin okumasina acik olmasi.

Belki birerir karsilikli bir soylesiye girsek durum mutlaka farkli olur. O zaman yazilanlar sadece senin mesajina yonelik olur.

Yalniz unutma samimi ve acik dilin adina, her zaman eger yazilanlar ilgini ceker ve daha aciklayici bir yanit istersen, her zaman bunu yapabilirsin. Ben de seve seve soruna yanitina gore yanitlamaya calisirim.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Rica ederim. Beni beyin duzeyimin bilgimin, algimin gozlemimin ve bilincimin yazi dili bu. Bunun ana nedeni kitle onunde olmamiz ve yazilanlarin tum site kitlesinin okumasina acik olmasi.

Belki birerir karsilikli bir soylesiye girsek durum mutlaka farkli olur. O zaman yazilanlar sadece senin mesajina yonelik olur.

Yalniz unutma samimi ve acik dilin adina, her zaman eger yazilanlar ilgini ceker ve daha aciklayici bir yanit istersen, her zaman bunu yapabilirsin. Ben de seve seve soruna yanitina gore yanitlamaya calisirim.

Teşekkür ederim; Nash'in hikayesi, Aklı Oyunlarının bi repliği aklıma geldi;

"Hep sayılara inandım, içinde bir mantık olan denklemle hesaplanan… Ancak hayatım boyunca onlarla uğraştıktan sonra mantık nedir diye soruyorum. Buna kim karar veriyor ? Araştırmalarım sırasında fizik, meta fizik ve hayal alemlerine gidip geri döndüm ve kariyerimin en büyük buluşu gerçekleşti. Mantıklı nedenler yalnızca, ama yalnızca gerçek sevginin gizemli denkleminde bulunabilir. "
ya da
"Bir şeyin mantıklı olduğuna kim karar veriyor? Bu arayışım sonucu, çeşitli safhalardan geçtim: fiziksel, metafiziksel, hayali ve başa döndüm."


İşte bu; Ben başa döndüm dersem bilmiyorum ne olur ama şöyle diyelim; Bi şey yapmayı deneyip onun yıkılması ya da yapılıp bitip eskimesi ya da değer ifade etmemesi gibi bi durum bu; Elimde hiç ben yok, Elimde hiç ben kalmadı, Ben olan-ben sandığım bi şey kalmadı, Bi şey arıyorum ben ama ne; Bizlik mi? Benlik mi? Senlik mi?

"Ben" yaptım yıkıldı, Bilmiyorum belki "Biz" yapmalıyız ama bunu yalnız yapamam;

(Yaptığım ben, inşa ettiğim kendim ya da kendim sandığım; o yıkıldı, İçimde olan şeyler bi şeye dönüşme isteği mi? Bi şey olmak mı? Ben bilmiyorum ne; Ama başka sorular ve başka cevaplar gerektiriyor, Kendime-kendim olana biz dediğim bi günde geçen bi hayal bu ve ben oyum sadece, bu hayal)
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Teşekkür ederim; Nash'in hikayesi, Aklı Oyunlarının bi repliği aklıma geldi;

"Hep sayılara inandım, içinde bir mantık olan denklemle hesaplanan… Ancak hayatım boyunca onlarla uğraştıktan sonra mantık nedir diye soruyorum. Buna kim karar veriyor ? Araştırmalarım sırasında fizik, meta fizik ve hayal alemlerine gidip geri döndüm ve kariyerimin en büyük buluşu gerçekleşti. Mantıklı nedenler yalnızca, ama yalnızca gerçek sevginin gizemli denkleminde bulunabilir. "
ya da
"Bir şeyin mantıklı olduğuna kim karar veriyor? Bu arayışım sonucu, çeşitli safhalardan geçtim: fiziksel, metafiziksel, hayali ve başa döndüm."


İşte bu; Ben başa döndüm dersem bilmiyorum ne olur ama şöyle diyelim; Bi şey yapmayı deneyip onun yıkılması ya da yapılıp bitip eskimesi ya da değer ifade etmemesi gibi bi durum bu; Elimde hiç ben yok, Elimde hiç ben kalmadı, Ben olan-ben sandığım bi şey kalmadı, Bi şey arıyorum ben ama ne; Bizlik mi? Benlik mi? Senlik mi?

"Ben" yaptım yıkıldı, Bilmiyorum belki "Biz" yapmalıyız ama bunu yalnız yapamam;

(Yaptığım ben, inşa ettiğim kendim ya da kendim sandığım; o yıkıldı, İçimde olan şeyler bi şeye dönüşme isteği mi? Bi şey olmak mı? Ben bilmiyorum ne; Ama başka sorular ve başka cevaplar gerektiriyor, Kendime-kendim olana biz dediğim bi günde geçen bi hayal bu ve ben oyum sadece, bu hayal)

Mantik ile ilgili olarak, bilissel temel; mantiksal olabilirlik olasiliginin olup olmamasidir. Yani bir sey ya olmustur ve gozlem vermektedir. Ya da henuz olmamistir ama olabilme olanagi vardir. Eger olabilme olanagi yoksa mantiksal degildir.

"gokten zembil ile koyunun inmesi gibi/denizim yarilmasi gibi/mekansiz varligin olabilecegi gibi" v.s.

Yalniz aci olan iman temelinde olabilecegine inanilmis oldugu dusunulen seylerde zaten mantik aranmaz.

Mantik beynin yonlenmesini saglayan halk dilindeki "akil yurutumu" dur. Iste bu yurutulen aklin, efsana mistisizm mitoloji fizik otesi olmamasi v.s. gerekir. Yalniz dedigim gibi inanc sadece teslimiyettir ve mantik aranmaz.

Allah'in mekansiz ve zamansiz olmassi bunlardan bagimsiz olmasi gibi. Burada mantik yoktur, sadece aklin kendini inandirmasi vardir.

http://www.felsefe.net/mantik/74410-mantiksal-olabilirlik-olasiligi-uzerine.html
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Mantik ile ilgili olarak, bilissel temel; mantiksal olabilirlik olasiliginin olup olmamasidir. Yani bir sey ya olmustur ve gozlem vermektedir. Ya da henuz olmamistir ama olabilme olanagi vardir. Eger olabilme olanagi yoksa mantiksal degildir.

"gokten zembil ile koyunun inmesi gibi/denizim yarilmasi gibi/mekansiz varligin olabilecegi gibi" v.s.

Yalniz aci olan iman temelinde olabilecegine inanilmis oldugu dusunulen seylerde zaten mantik aranmaz.

Mantik beynin yonlenmesini saglayan halk dilindeki "akil yurutumu" dur. Iste bu yurutulen aklin, efsana mistisizm mitoloji fizik otesi olmamasi v.s. gerekir. Yalniz dedigim gibi inanc sadece teslimiyettir ve mantik aranmaz.

Allah'in mekansiz ve zamansiz olmassi bunlardan bagimsiz olmasi gibi. Burada mantik yoktur, sadece aklin kendini inandirmasi vardir.

http://www.felsefe.net/mantik/74410-mantiksal-olabilirlik-olasiligi-uzerine.html

Bu değil mesele, Ben olmaya ve keşfetmeye karar verdim, Her ne ise bu görüp çözmeye, Bin yıllar hatta milyar yıllar sürse bile bu doğayı, oluşu, varlığı incelemeye; İçindeyim ve varım ve varolacağım, Tüm bildiğim ve bileceğim bu; Ama varlık fikrinin, varolmanın, varolamının doğasının ağır ve kabullenilmez olduğu dönemler oldu ve hala da oluyor ara sıra, DÜnya, zaman, mekan, her şey kopuyor ve yokoluyor bazen, Ne bildiğim kalıyor ne sandığım;

Tanrı var mıymış, Tanrının Tanrısı var mıy mıy mış;
Bir varmış bir yokmuş hiç Tanrısı olmayan bi Tanrı varmış,
Bir varmış bir yokmuş Tanrılar üzeri ve Tanrılar ötesi Tanrıları olan bi Tanrı varmış

İki ayrı hikaye bu, isterseniz yazalım;

Hiç Tanrısı olmayan Tanrı kendine Tanrı arar dururmuş;
Tanrılar ötesi sonsuz Tanrısı olan Tanrıda en büyük Tanrısını, baştanrısını arayıp dururmuş;
ama ikisininde sonu aynı;
Arayıp durmayı bıraktığında ikiside dönmeye başlamış; oldukları yerde dönmeye, boşlukta, her neresi ise işte orası o boşlukta; Başa dönmüşler, Başa dönmüşler çünkü aradıklarını bulamamışlar, Şimdi yeniden aramaya gerek var mı deyi;

konuşlanıp o boşluğa, (o boşluksuz ve hiçliksiz boşluğa) kalp atımı gibi atmaya ve dengeyle devinmeye başlamışlar, Olmaya başlamışlar, Olmaya karar vermişler; Tanrısız Tanrılar ya da hiçkimsesiz hiçkimseler olmaya;

Başka bi hikayede
Bıkmış, usanmış pes etmişler, vazgemişler arayıştan, Hatta biri demiş ki, Tanrı beni bulsun gelsin kolaysa;

Tanrıyla sobe mi oynuyoruz biz;

Tanrı bizle saklambaç mı oynuyor; Öyleyse ebe kim, kim kimi arıyor, Kim kimi bulacak, Sırayla bu işler, Sobelenen Tanrı ve Tanrılar ebe oluyor bu oyunda; Bu kadar ebelik yeter, Bizimkisi laf ebeliği ya, Öyle demiş dış işleri bakanlığı kitapçığı;
Dikkat edin Tanrıyı sobelemeyin,
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İndra Efsanesi

İndra, Hint Mitolojisin deki Tanrılar’dan biridir. Bir gün çamur banyosu alan domuzları gördü ve domuzlar bundan ne zevk alırı merak etti. Diğer Tanrılar’a da sordu ise de cevabını bulamadı. Bir zamanlar Tanrılar’ın kralı İndra pislikler içinde yaşayan bir domuzun bedenine girdi ve Tanrı olduğunu unuttu. Domuz bir eşi ve çok sevdiği yavruları oldu, yaşamından çok mutlu idi.




--

İndra efsanesi der ki; Tanrınızı bir domuz kılığında dünyada bulabilirsiniz; Tanrının Tanrısı ne kılığına girmiştir acaba;
 

felsefehayat

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 May 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Zaten icgudulerin "torpulenebilmesi" demek, degisime ugrayabilmesi demektir. Bu da bize dogal kalitimsal degismez bir "icgudu" olmadigini gosterdigi gibi, bunun DOGAL DEGIL, ZIHINSEL OLDUGUNU ORTAYA KOYAR.

Yani igdudu denilen sey, insanoglu zihninin yapilandirilmisligidir.

Burada icgudu ile yasam yetisi farki da burdan gelir. Icgudu hayvani ZIHINSEL OLMAYAN davranislardir, yasam yetisi ise YASAMAK, UREMEK, BESLENMEK v.s. gibi dogiustan gelen; yalniz ZIHINSEL OLARAK DEGISTIRILEBILEN KARSI KOYULABILEN DAVRANISLARDIR. Ayrica tum bu yetilerin ne oldugu DOGUSTAN DEGIL; YASAMDAN OGRENILIR.

Kisaca Insanoglundaki-Yasam Ywtisi

Canlidaki-Icgudu

Cansizdaki de-Ic Dinamik tir.

Bunlar yine insanoglunca gozlemlenen anlamlandirilan ve kavramsal bilgi ile ortaya konan algilardir ve sadece insanoglu algi gozlem ve kavramsal bilgisini icerir.

Aynı şeylerden bahsetmişiz sadece metodoloji farklı ve kavramsal karşılıklar yer değiştirmiş. Bu yüzden felsefeyi seviyorum, her ne olursa olsun o hep var, biz ne kadar ona ulaşmaya ya da onu yok etmeye çalışsak ta, "o" hep var.
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yukarida koyulasmis kismin HIC BIR MANTIKTA MANTIKSAL OLABILME OLASSILIGI YOKTUR VE OLMASI DA MUMKUN DEGILDIR. Sadece iman temelinde biat edilmis bir inanctir ve bu inancta da mantik aranmaz. Sadece akil kendini inandirabilmek adina bu mantik disi soylemi kendisine dogrulasr, bilimsel olmadigindan da yanlislanmasi mumkun degildir.

O yuzden tartismasi ayni mantiksal olmayan baska bir aklin inandigi imani kendine dogrulamasi olacaktir.


Bence siz nefsi emmare ile olayları değerlendirdiğiniz için size mantıksız gelebilir. Bence çok mantıklı sadece iman değil, düşünce yolu ile de mantıklı olduğuna inanıyorum. Kainat kitabına baktığımız zaman da zaten böyle bir varlığa ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor kainatın varlığını sürdürebilmesi için. Çünkü bu kainatın varlığını sürdürmesi için öyle bir varlık lazımdır ki hiçbir şeye ihtiyacı olmasın. Çünkü bir şeye ihtiyacı olan bütün her şeye ihtiyacı var demektir. Örneğin bir çiçek var olması için su, güne güneşin konumu, galaksinin konumu, toprak gibi gibi bir çok şeye ihtiyacı vardır var olabilmek için. Demek ki öyle bir varlık vardır ki bu çiçeğin var olmasını sağlayabilecek bütün özellikleri barındırıyor. Ve kendisi de hiçbir şeye ihtiyaç duymuyor. Yoksa bu kainatın devamlılığı sağlanamazdı. Çünkü tek bir şeye ihtiyaç duyan her şeye ihtiyaç duyar. Her şeye ihtiyaç duyan da kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılamayadığından dolayısıyla başkalarının da ihtiyaçlarını karşılayamaz. Ama milyarlarca yıldır bu kainatın bütün ihtiyaçları karşılanıyor. Demek ki bu varlığın hiçbir şeye ihtiyacı yok.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Her şey 1 den 1 e oldu;
Çünkü 1 den başkasına-başkalığa gidiş yoktu;
1 kendisi 1 den 1 gitti yani; dönüş oldu bu, bu gidişin adı dönüş oldu, dönüş kondu;
Kendine döndü 1
birdirbir -1 dir 1 - oynadı; (kendisiyle;)
1 den 1 e farketti olanları;
--

1 in tanrısı birdir; 1 in tanrısı 1 dir; Onun tanrısının tanrısıda birdir (1); Niceliksel olarak herkes ve herşey 1 de eşittir; 1 varolan tek niceliktir;

--

1 tanrısını bulduğunda çık şaşırdı (sevindi) çünkü kendini, (kendisini,) hesaplamıştı;
1 kendini ölçmüş, tartmış, ekmiş-biçmiş, 1 bulmuştu, sonucu 1 bulmuştu;
ya da böyle değildi bu hikaye; unutuldu;

--

Herşey 1 den oldu;
Her şey 1 den (1 e) oldu;
1(1)
1 kendi içine, kendine döndü;

Herşey birdenbire oldu, Her şey birden oldu;
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bence siz nefsi emmare ile olayları değerlendirdiğiniz için size mantıksız gelebilir. Bence çok mantıklı sadece iman değil, düşünce yolu ile de mantıklı olduğuna inanıyorum. Kainat kitabına baktığımız zaman da zaten böyle bir varlığa ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor kainatın varlığını sürdürebilmesi için. Çünkü bu kainatın varlığını sürdürmesi için öyle bir varlık lazımdır ki hiçbir şeye ihtiyacı olmasın. Çünkü bir şeye ihtiyacı olan bütün her şeye ihtiyacı var demektir. Örneğin bir çiçek var olması için su, güne güneşin konumu, galaksinin konumu, toprak gibi gibi bir çok şeye ihtiyacı vardır var olabilmek için. Demek ki öyle bir varlık vardır ki bu çiçeğin var olmasını sağlayabilecek bütün özellikleri barındırıyor. Ve kendisi de hiçbir şeye ihtiyaç duymuyor. Yoksa bu kainatın devamlılığı sağlanamazdı. Çünkü tek bir şeye ihtiyaç duyan her şeye ihtiyaç duyar. Her şeye ihtiyaç duyan da kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılamayadığından dolayısıyla başkalarının da ihtiyaçlarını karşılayamaz. Ama milyarlarca yıldır bu kainatın bütün ihtiyaçları karşılanıyor. Demek ki bu varlığın hiçbir şeye ihtiyacı yok.

Benim senin sekilde duydugun bir ihtiyaca ihtiyacim da yok gereksinimim de yok. Bana gozlemimi algim ile alip kavramsa bilgim ile dile getirmek ve bunun tum insanligin gozlemine sunmak ve eger bir gozlem bunu yanlislarsa da yeni gozlem algi bilgi kavram ve olgulara yonelmek.

Bu daimi bir surectir.

Kisaca benim aklin yarattigi bir insanoglu disi guce de gozlemin arkasinda olan nedir seklinde bir akil yurutumune de ihtiyacim yok. Cunku beni ilgilendiren insanoglu ve onun zihinsel davranissal insanlasmasi. Bu da zaten tamamen insanogluna bagli ve onun icin onun adina ve onun elinde.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst