Sun-Tzu'dan Atatürk'e...

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Tarih Kulübü kategorisinde Prens Ernak tarafından oluşturulan Sun-Tzu'dan Atatürk'e... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 622 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Tarih Kulübü
Konu Başlığı Sun-Tzu'dan Atatürk'e...
Konbuyu başlatan Prens Ernak
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan phi

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Sun-Tzu’nun(okunuşu: San Zu) savaş stratejisi üzerine yazdığı Savaş Sanatı adlı yazılarında toplanan sohbeti dünyanın en eski strateji kuramları olarak kabul görür. 13 ciltlik savaş sanatı, birçok dile çevrildi. Sun-Tzu’nun savaş teknikleri halen birçok ülkede askeri okullarda ders olarak okutuluyor. Sun-Tzu, bu sohbetlerinde "Gerçek Zafer" için şöyle demiştir:

"Gerçek zafer, savaşmadan kazanılan zaferdir. Gerçek önder savaşmadan kazanan önderdir."

Savaş Sanatı adlı kitabının başındaki “Çinli doktor” hikayesi Sun-Tzu’nun savaş felsefesinin özetini içerir.

Bir gün Çinli hükümdarlardan birisi ülkenin en meşhur doktorunu kendisini tedavi etmesi için çağırır. Doktor tedavisini yaparken hükümdar “işinde tanıdığın en maharetli kişi kimdir?” diye sorar. Doktor şöyle cevap verir:

Benim büyük ağabeyim hastalıkların ruhu ortaya çıkmadan onları yok ederdi, o nedenle ünü evimizin dışına çıkamadı.
Ortanca ağabeyim hastalıklar tomurcuklanmaya başlamadan onları yok ederdi, o nedenle ünü köyümüzün dışına çıkamadı.
Ben ise ilaçlar yaparım, dikiş atarım, kırıkları iyileştiririm; o nedenle ünüm bütün Çin’e yayılmıştır.

Ona göre:

“Yerden bir sonbahar yaprağını kaldırmak, büyük bir gücün işareti değildir; güneşi ve ayı görmek de keskin bir görüş kabiliyetinin alameti olmadığı gibi gök gürültüsünü duymak da kulak hassasiyetine işaret etmez. Eskilerin zeki savaşçı olarak adlandırdığı kişi sadece savaşı kazanan değil, onu kolayca kazanabilen kişidir, dolayısıyla onun kazandığı zafer kendisine ne bilgelik şöhreti ne de cesaret madalyası getirir.”

Atatürk diyor ki:

“Herhangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır! Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin varlığı, şerefi için çalışmakla bulunabilir…

Bir insan böyle hareket ederken, “benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekler mi?” diye bile düşünmemelidir! Hatta en mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır…”

Adsız.jpg
 
Son düzenleme:

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Sen goremeyip hayal ettigim, dokunamayip hissettigim, konusamayip duydugum insan..

Huzurla uyu..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst