spiritüalizm

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe Sözlüğü kategorisinde hacker tarafından oluşturulan spiritüalizm başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,658 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe Sözlüğü
Konu Başlığı spiritüalizm
Konbuyu başlatan hacker
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan tırı vırı

hacker

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Kas 2008
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Spiritüalizm (öte âlemcilik)
Spiritüalizm terimi Latince “ruh” anlamına gelen “spiritus” sözcüğünün sıfatı “spiritualis” sözcüğünden türetilmiş olup ruhçuluk anlamında kullanılmaktadır. Türkçe'de tinselcilik olarak da adlandırılmaktadır. Günümüzde dinsel, mistik ve felsefi alanlarda pek çok akım, ekol ve gruplar kendilerine spiritüalist adını vermekteyse de aralarında ilke, görüş ve kavram bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Aralarındaki temel ortak nokta, ruh denilen manevi bir unsurun varlığını kabul etmeleridir. Fakat bunlardan bir kısmı, ruhun orijinal ve kendine özgü olduğunu kabul etmez, bir kısmı ruhun sürekli gelişim içinde olduğuna karşıdır, bir kısmı ise ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğini kabul eder. Bu yüzden kimi ansiklopedilerde spiritüalizm denen ruhçuluk iki kısımda ele alınır:

1-Felsefi spiritüalizm. Antik çağdan beri pek çok filozof ruh denilen bir cevherin varlığını savunmakla birlikte, bunlardan bazıları ruhların kendilerine özgü orijinal cevherler olduklarını kabul etmemişlerdir.

2-Deneysel spiritüalizm. Platon ve Pisagor gibi filozofların döneminden 19.yy.’a dek sistemsiz bir şekilde dalgalanan, reenkarnasyonu kabul eden ruhçuluğun, Fransa’da Allan Kardec tarafından kurulan ilk sistemli biçimidir. Fransa gibi kimi Avrupa ülkelerinde Spiritizm adıyla da bilinir. Latin Amerika ülkelerinde ise kurucusuna ithafen, Kardesizm adını almıştır.

Konu hakkında yeterince bilgili olmayanlar spiritüalist sözcüğünün kullanıldığı her akım, ekol ve grubun reenkarnasyonu kabul ettiğini sanmaktadırlar. Oysa bu, ruhun varlığını kabul edenlerce kullanılan çok genel bir terimdir. Örneğin A.B.D.’de adında spiritüalist sözcüğü bulunan, sayıları yüzü aşkın Hıristiyan kurum, kuruluş, örgüt ve tarikat bulunmakta olup, reenkarnasyon ilkesini kabul etmezler.

Kimileri ise ruhçuluğu maddeciliğin karşıtı olarak ele alır. Bu, felsefi alanda bazı spiritüalist akımlar için geçerli olmakla birlikte, tüm spiritüalist görüşler için geçerli değildir. Örneğin neo-spiritüalizm, ruh ve maddenin ayrılığını değil, birliğini savunur ve materyalist görüşten tümüyle kopuk ruhçuluğu eleştirir.
 

serkan.idealist

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
29 Haz 2010
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
48
sen kendini rüzgara teslim etmişsen .hayatını seçmemişsin.gitmek istediğin yere kendin gitmelisin.
 

rainbow64

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
331
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
35
Genel tanım verilmiş ama alt açıklamalarda çok geniş bir kapsamın var olduğundan söz ediliyor. Bunlar da eklenirse kısa kısa daha verimli olur kanaatindeyim.
 

tırı vırı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Şub 2011
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
İnsan iki başlı öğrencidir, bedeni ve ruhu diye ikiye ayrılan iki arkadaş düşünün biri okula gidelim derken birisi boş ver gezelim diyen ve nitekim ıkna kabılıyetıyuksek olan kazanır.
Ruhun varlıgına ınanıyorum. Nedeni ise ben adalete inanmaktayım, yapılan haksızlıkların sorulacağı bir günede inanıyorum, hiç bir doğru yoktur ki saklanılsın ve bir daha bulunamasın. Nasıl kı saklı gızlı hersey bırgun gun ısıgına cıkıyorsa yapılan haksızlıklıklarında sorgulanacagı bır an olacaktır.

Bazen soyutlaşıyorum kendımden, hayvanı ısteklerımı susturup manaya dalmaya başladığımda, aklıma gelemeyen şeyleri düşüne biliyorum. Mesela o akşam tıka basa doldurduğum karnımdan midem bulanıyor, bu ayıbımdan.
Bazen yaptığım hatayı anlıyor ve sabah koşarak gidip özür diliyorum, ruh ve vicdan bence ortak çalışmakta beden ile akılda ortak. Ruhun varlığını reddeden bilimcilere ilginç bir cevap vermek istiyorum.
Sırf bunu hissetmek ıcın cenaze yıkanırken eşlık ettım ben ailemden biriydi ölen şahıs. Fakat insanlar onu yıkarken ben sürekli izledim gözünün ışığı söner mi bir insanın yada kaskatı tahta bir bebekten farksız, lime lime doğransa umrunda değil ama ölürken ki surat hali tebessümlüydü. Ben ruhun varlıgına ınanıyorum bunu ıslam dını söylemesede ınanırdım. Çoğu ataistler Peygamberlere, şizofren diye nitelemektedirler, sonra araştırıyorum hiç bir teknolojinin olmadığı bir çağda bu adamlar kendılerınden öncekılerı doğum ve peygamberlık sırasına göre ve hatta özellıklerıne göre nasıl bılmekteydıler.
Bu ayrı bır konu ama evet ruh var ve var olmalı, çünkü sorulacak soru ve alınacak çok hakkımız var, ben adaletin peşinde olan insanlardanım ruhu reddedenlerın maddecı takılanlarında korkuları oldugunu dusunuyorum hemde buyuk korkuları...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst