Şiir Eleştirisi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler kategorisinde chimera tarafından oluşturulan Şiir Eleştirisi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,737 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler
Konu Başlığı Şiir Eleştirisi
Konbuyu başlatan chimera
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nejdet Evren

chimera

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
463
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
56
Enis Batur

1.Cumhuriyetin başlangıcından günümüze kadarki süreci dikkate alırsak , bugün, bir Türk şiir eleştirisinden ya da eleştiri üslubundan söz edilebilir mi? Edilebilirse buüslubun genel özellikleri nelerdir?Bu eleştirinin oluşmasında hangi eleştirmenlerin katkısı olmuştur?
2. Bir şiiri çözümlerken belirleyici olan analiz öğeleri nelerdir? Eleştirel yaklaşımımızın ve/veya çözümlemenizin temelinde yer alan kuramsal poetik ilkeleri nasıl tanımlarsınız? Tanımlamak ister misiniz?

Bugün ya da dün, bir "Türk şiir eleştirisi"nden, "üslubu"ndan sözetmek güç görünüyor bana. Hemen söylemeli: Şairleri, şairlerin şiir üzerine, şairler üzerine yazdıklarını ayırıyorum; onları 'üstmetin'ler saymıyorum, doğrudan Edebiyat'ın içinden gelen, içinde kalan ürünler şairlerinki. Türk şiiri hakkında en sağlam kaynak bu, benim gözümde. Ne yazık ki, hayli dağınık bir toplamdan sözediyoruz; yeni kuşak okurlarının biraraya getirmekte zorlanacakları ortada. Doğrusu, oldukça kapsamlı bir seçki hazırlamak bu konuda: Şairlerin 'şiir sanatı' denemeleri, şiir okumaları, söyleşileri yanyana getirildiğinde bu verimli damar hakkıyla değerlendirilebilir.

Şairleri ayırdığımızda, bir avuç isim kalacak elimizde. Tanpınar-Ataç ikilisinden başlayarak günümüze uzanan çizgide, gem~l hatlarında izlenimci bir eleştiri yazısı egemen. Hiç mi çözümleme yapılmadı? Elimizin altındaki örnekler sayıca yetersiz bir yandan, bir yandan da yöntembilimsel çeşitlilik zaafıgöze çarpıyor. Akademik üretim, üzerinde durulamayacak ölçüde cılız, istisnalar kuralı bozmuyor. Oysa, asıl katkı Üniversite'den gelmeliydi. Yayın ortamı da özendirici değil bu konuda. Son yıllarda göze batan bir eğilim, 'bildiri' ağırlıklı etkinlikler aracılığıyla gerçekleşen kuşatmaların öne çıkması. Bir ivme sağladı şiir eleştirisine sempozyumlar, kollokyumlar. Gelgelelim, bir noktadan sonra 'üniform/ize' yaklaşımlar ağır basıyor o güzergahta da.

Sonuçta, dönüp bakınca şiir eleştirmenlerinin nüfusu beliriyor zaten: Cöntürk'den Mehmet H. Doğan'a, Orhan Koçak'a birkaç kahraman.

Şiir eleştirisinde üç temel yaklaşımın ortak yaşaması bana önemli görünüyor: Bağlama oturtma, yöntembilimsel çözümleme ve yorum olrnması. Şiir üzerine, bir şiir üzerine,bir şair üzerine sözalmaya koyulmak için gerekli bulduğum.eksenler bunlar. Her yazılı metin, halka halka genişleyen bir bağlama aittir sökmeye çalışmak gerekir. Böyle bir okumayla yetinemeyiz: Her metin yapı/kuruluş denklemlerine dayanır, izlekler oluşturur ya da geliştirir, ezgiseVanlamsal özellikler ortaya koyar, sökmeye çalışmak gerekir. Aynı anda, bütün bu ilintilendirmelere ilişkin bir yorumsal tavır getirmeyi üstlenir eleştiri. Şüphesiz donanımı, yeteneği, bakışımızın zenginliği ile düzorantılı bir sonuç getirir önümüze: "Kitap bir ayna gibidir" der Lichtenberg: "Bakan bir maymunsa elbette bir havarinin görüntüsünü yansıtamaz".

On yıl önceydi; 'E/Babil Yazıları' başlıklı kitabım için bir tür 'sonsöz' kaleme aldıydım: 'Eleştiri Üzerine Söyleşi'. O gün bugün düşüncelerimin, optiğimin değişmediğini söyleyebilirim: Yaratıcı bir yaklaşım getirmediği sürece, ister nesnel olsun ister öznel, hiçbir eleştiri metni beni ilgilendirmiyor. Muğlak, müphem, elden sıvışıp giden bir niteleme mi, sanmıyorum: Okuma biçimiyle benim okuma biçimimi değiştirebilen, yargıç edasına bitişmeyi tek tasası saymayan Eleştiri'ye gereksinmem var.

Varlık Dergisi-Kasım 2004
 

chimera

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
463
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
56
Ynt: Şiir Eleştirisi

Ataol Behramoğlu

1.Cumhuriyetin başlangıcından günümüze kadarki süreci dikkate alırsak , bugün, bir Türk şiir eleştirisinden ya da eleştiri üslubundan söz edilebilir mi? Edilebilirse buüslubun genel özellikleri nelerdir?Bu eleştirinin oluşmasında hangi eleştirmenlerin katkısı olmuştur?
2. Bir şiiri çözümlerken belirleyici olan analiz öğeleri nelerdir? Eleştirel yaklaşımımızın ve/veya çözümlemenizin temelinde yer alan kuramsal poetik ilkeleri nasıl tanımlarsınız? Tanımlamak ister misiniz?

BİR

Cumhuriyetin başlangıcından, diyelim ki 1960'lara kadar Türk şiir eleştirisinde egemen olan ve denebilir ki başlıca eğilim NurulIah Ataç'ın yaklaşımıdır. Bu eğilimi, kültür düzeyi ve beğenisi yüksek ve aynı zamanda da şiir sever bir kişinin (bu özellikler aynı kişide her zaman ille de bir arada bu maz) "bunu beğendim", "bunu beğenmedim" öznelliğiyle özetleyebiliriz.

Ataç sonrası şiir eleştirmenliğinde Hüseyin Cöntürk ve Asım Bezirci adlarını sanıyorum ki öncelikle anmak gerek Cöntürk, daha çok bir arşivcidir. Nesnel eleştiri anlayış öncüsü kabul edilen Bezirci; şiirin daha çok içeriğiyle, tematiğiyle ilgilidir. Yine '60 sonrası şiir eleştirmenlerinden Memet Fuat, daha az tutkulu bir üslupla, Ataç çizgisinde gibidir. Mehmet H. Doğan, bir ölçüde Rauf Mutluay, 'İkinci Yeni estetiği'ni, gözü kapalı ve oldukça yüzeysel bir yaklaşımla savunmuşlardır.

Bu arada iki önemli çalışmadan söz etmek isterim. Her ikisi de Tevfık Fikret'in şiiri ve kişiliği konusunda olmak üzere Sabiha Sertel'in ve Mehmet Kaplan'ın çalışmaları... Bundan ilki toplumsal arka planı ve ideolojiyi temele alan seçkin bir çalışma; öteki, bireysel kişiliği, psikolojiyi öne alan ilginç bir yaklaşımdır...

Şairlerin şiir üzerine çalışmalarını ayrıca ele almak gerekir. Turgut Uyar'ın 'Bir Şiirden'indeki yazılar anlık izlenimlerle yazılmış gibi görünse ve belki gerçekten de öyle olsalar da" şiire derinliğine, kapsamlı ve çok yönlü bir yaklaşımın izleri taşırlar. Günümüzde, çoğu en çok kırklı yaşlarda, şair ya araştırmacı bir çok genç yazarın, şimdilik dergilerde kalmış görünen pek çok ilginç yazısı var. Bir çırpıda aklıma gelenlerden ilki, Orhan Koçak'ın Turgut Uyar üzerine bir incelemesidir... İsmet Özel'in, Metin Altıok'un, daha önceki kuşaklardan Özdemir İnce'nin (genelde şiir ve özelde kendi poetikları üzerine) çalışmalarını da anmak gerekir... Bütün bunlara karşın, günümüz Türk edebiyatında, belirgin ve güçlü bir ya da birkaçşiir eleştirisi üslubundan korkarım ki söz edilemez...

İKİ

"Eleştirel yaklaşımımın temelinde yer alan kuramsal poetik ilkeleri tanımlamak" isterim, evet. Şiirde özgün, yenilikçi ve etkileyici olan en önemli şey, ses tonudur. İçeriği öne çıkaran, onu gerçekten yeni ve etkileyici kılan şiirsel özellik budur... Bir şairi o şair yapan şey, ses tonudur. Onun şiirinin içeriğindeki özgünlük, ses tonuyla ilgilidir. Temalar, metaforlar, ritimleı:, ses tonuyla hizaya girer. Ses tonu, biçimden de içerikten de daha başka bir şeydir. Sizi hislendiren şeyin ne olduğu kuşkusuz ki önemlidir. Fakat sanatta daha önemli olan, nasıl hislenqiğinizdir. Ses tonunuz, bu 'nasıl'la ilgilidir... Aynı sözler, başka ağızlarda, başka söyleyişlerde, başka anlamlara gelir... Kafasını içeriğe, (imge sanarak) metafora, daha da kötüsü sözcüğe takmış olan günümüz şiir eleştirmeninin (ve şairinin) genellikle anlamakta güçlük çektiği ve dolayısıyla da anlatmaktan uzak olduğu şey budur... (Bir şairin eleştirisinin, en doğru olarak, onun şiirine yakışan bir ses tonuyla yapılabileceğini düşünüyorum.. .)

Varlık Dergisi- Kasım 2004
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Şiir yazın sanatları içerisinde belki de en uçlarda duran bir türdür; öyle bir sınırda durmaktadır ki, hem yazarı hem de okuru kendine çeker. Sayfalarca açıklamalar, betimlemeler yapılarak anlatılan bir duygu, bir düşüncenin bir –birkaç- sözcük ile anlatılması çabası şiiri doruk noktasına taşır. Şair, tabiri caiz ise bir sözcük avcısıdır; öyle sözcükler bulmalı ve onların dizilişini öyle ahenkli bir şekilde bir araya getirmelidir ki, okuyucuyu düşünmeye/başka dünyalara götürmeye yetebilmek için...Bu kolay bir uğraşı değildir ve her söz-dizimi de şiir sayılmaz; bu şaire inat böyledir ve şiar de bunun bilincinde ise o her zaman yetmezliğini düşünerek - belki de üstadın dediği gibi “en güzel söz henüz söylemediklerimdir” diye – sürekli kendini yenilemelidir. Şiirde şekil ve içerik ön-koşulsuz olmalıdır. Şiirin eleştirisi yapılırken yazarın iz-düşmeleri ile okurun iz-düşmeleri arasındaki devasa fark asla göz-ardı edilmemelidir. Bunu yapmak için şair olmak gerekmez; ve fakat, en-azından duygu yüklü olmak gerekmektedir. Çünkü şiir, duyguların en yoğun ifade edildiği bir alanda yürüyüşünü sürdürme eğilimi taşır. Bir takım ölçüler ile şiir eleştirisi yapılması ne kadar doğru ve yapıcı olacaktır? Olgu, şiir eleştirisinin de şiir yazmak kadar zor olduğunu göstermektedir. Ancak eleştiri olmayan yerde yenilenme, değişim ve gelişme de olmayacağına göre, her şiir eleştiriye açık olarak kaleme alınmalı; bu da şairin açık-yürekliliğini gerktirir.
 

safir

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Eki 2010
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
40
insan ifadeye değer acıdan neyi uygun goruyorsa odur söz sanatı siirde bir söz sanatıdır eleştiriye değer kısmı karsındakının neyı tasvıp edıp etmedıgıdır
siiri yazınsal acıdan diğer ifade sekillerinden ayıran en onemlı ozellık kısa anlatımlara cok sey sığdırabılmektır bence
 

absurd

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
23 Kas 2010
Mesajlar
11
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
Bir şiiri eleştirebilmek için gerekli olan tek bir şey vardır: Olasılık Düşü!

Zengin bilgi haznesi ile şiirin eleştirilebilineceğini, üzerine taktirler sunulacağını sanmak büyük bir yanılsamadır; zira, şiirin metafiziği, esas kaygıları dile getirmeye olanak sağlar. Bu sebepten, herhangi bir şiiri ele alınca, öncelikle kurgusal bütünlüğe değinmek, diğer unsurların daha kolay ve daha mantıklı bir çerçeveye yerleşmesini sağlar.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
şiir ve şair bağsızlığı okuyucu iz-düşümü ile ortaya çıkar. eleştiri iki açıdan gerçekleşir; öz ve biçim...şairin öz-biçimi ne okuyucunun ne de yorumcunun öz-biçimi ile özdeşmek durumunda değildir. eleştirmenin buna dikkat etmesi gerekir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst