Satranç - Stefan Zweig

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kitaplardan Alıntılar kategorisinde Objectivity tarafından oluşturulan Satranç - Stefan Zweig başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,735 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kitaplardan Alıntılar
Konu Başlığı Satranç - Stefan Zweig
Konbuyu başlatan Objectivity
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Savaş sırasında Naziler tarafından tutuklanan ve çeşitli psikolojik işkenceler gördüğü bir hücreye kapatılan Dr. B. günün birinde sorgu odasındaki askıda bir kaputun cebinde küçük bir kitap bulur, bir satranç kitabı. Hiç bilmediği bu oyunla ilgili kitabı çalmayı başarır ve mutlak bir yalnızlığa mahkum edilerek hiçliğin eşiğine itildiği odasında zihnini oyalayacak bir şey bulduğuna inanır, ancak tecritte ne satranç taşları ne de bir satranç tahtası olduğu için oyunun inceliklerini öğrenirken dahilik ile deliliğin sınırlarında gezer. Suçsuzluğu ispatlanıp salıverildiğinde bir gemi yolculuğunda dünya satranç şampiyonu ile iki yolcunun oyununda kendini bir anda taktik veren ses olarak bulur, sonra da kendisine birebir bir maç teklif edildiğinde artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir.

*********

Gece yarısı New York’dan Buenos Aires’e hareket edecek olan büyük yolcu gemisinde son saatin her zamanki telaşı ve hareketliliği hüküm sürüyordu. Karadan gelen konuklar arkadaşlarına eşlik etmek için itişip, kalkışıyor, yampiri kasketleriyle telgrafçı oğlanlar isimleri bağırarak yolcu salonlarında koşturuyor, yerde bavullar ve çiçekler sürükleniyor, orkestra olan bitene hiç aldırmadan güverte şovu için çalarken çocuklar merak içinde merdivenleri bir iniyor bir çıkıyorlardı. Bu şamatanın biraz uzağında kalan üst güvertede bir tanıdıkla konuştuğum esnada yanı başımızda iki veya üç kere keskin flaşlar patladı – görünüşe bakılırsa muhabirler, yola çıkmadan hemen önce ünlü birisiyle çarçabuk röpartaj yapıp onun fotoğraflarını çekmişlerdi. Arkadaşım o yöne bakıp, gülümsedi. Nadide bir kuş buldular gemide, Czentovic.” Bense bu malumattan pek bir şey anlamadığımı belli eden bir yüz takındığım için açıklayıcı bir ekleme yaptı arkadaşım: “Mirko Czentovic, dünya satranç şampiyonu. Doğudan batıya bütün Amerika’yı turnuva oyunlarıyla köşe bucak kat etti, şimdi de yeni galibiyetler için Arjantin’e gidiyor.”
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Tek kelime etmesi ve sorulara yanıt vermesi yasak olan nöbetçinin dışında asla insan yüzü görmüyor, asla insan sesi duymuyordum; göz, kulak, bütün duyular sabahtan geceye ve geceden sabaha kadar her tür beslemeden mahrumdu, insan kendi kendisiyle kalıyordu sadece, kendi bedeni ve dilsiz dört beş nesneyle, masayla, yatakla, pencereyle, lavaboyla umarsızca yalnız; bu suskunluğun zifiri okyanusunda camdan dalış çanı altındaki bir dalgıç gibi, hatta kendini dış dünyaya bağlayan halatın koptuğunu ve çıt çıkmayan derinlikten asla çekip çıkarılamayacağını sezen bir dalgıç gibi yaşıyordu insan. Yapacak hiçbir şey, duyacak hiçbir şey, görecek hiçbir şey yoktu, insanı çevreleyen her yerde ve sürgit hiçlik, mekan ve zamandan yoksun tam bir boşluk vardı. Volta atıyordum ve benimle birlikte düşünceler de volta atıyordu, volta her defasında yeniden. Ne var ki, ne kadar maddeden yoksun gibi görünseler de düşüncelerin bile bir dayanak noktasına ihtiyacı var, aksi takdirde onlar da anlamsızca kendi çevrelerinde dönmeye başlıyor; onlar da katlanamıyor hiçliğe.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst