Şans Diye Bir Şey Var mı?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Ümit Zafer Bağcı tarafından oluşturulan Şans Diye Bir Şey Var mı? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,946 kez görüntülenmiş, 38 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Şans Diye Bir Şey Var mı?
Konbuyu başlatan Ümit Zafer Bağcı
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Sahte filozof

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Dün dershanede çekiliş vardı. Yaklaşık beş yüz kişinin katıldığı çekilişte hemen hemen bi elli kişi talihli oldu. Malesef bana hiçbir şey çıkmadı. Çekilişin en büyük hediyesi olan tablet 8.sınıflardan bir kıza çıktı. Sonra düşünmeye başladım. Acaba beş yüz kişinin içinde o kızın ayrıcalığı neydi? Neden bana veya bir başkasına değil de o kıza çıktı? Burada merak ettiğim şey, şans var mı? Varsa şans o kıza mı gülmüştü? Yani kutunun içinden isimler seçilirken, şans o kızın isminin çıkmasını mı istedi? Yani o gün beş yüz kişiden tek şanslı o kız mıydı? Biraz daha düşündüğümde şans diye bir şeyin olamayacağını, her şeyin kaderden ibaret olduğunu düşünüyorum.Yani dün çekilişte tabletin o kıza çıkacağı kaderinde vardı. Herkes bana çıksın bana çıksın diye dua ederken, tablet o kıza gideceğini biliyordu. Eğer şans diye bir şey olsaydı, çekiliş sırasında herkesin şansı gelseydi tablet kime çıkacaktı? Yoksa herkesin kendine özel şansı yok mu, yani evrende sadece bir tane şans var ve kime isterse ona gülüyor. Ne yani şimdi kutunun içinden kağıt seçilirken şans mı o kızın ismini sunucunun ellerine uzattı? Hayır, hayır çok saçma bence. Şans diye bir şey olamaz. Her şey Allah'ın rızası, isteğiyle ve önceden belirlediği kader ile olur.
İnsanlar, şans derken tesadüfü mü vurgulamaya çalışıyorlar? İki kişi var. Zengin bir adam geliyor, hiç tanımadığı bu iki kişiden birine elli lira veriyor. O anda şans elli lirayı alan adamın tarafında mıydı? Yani zengin adam elli lirayı iki kişiden birine verecekti ama neden diğer adama vermedi? Yoksa elli lirayı alan adamın şansı diğer adama göre daha mı baskındı? Örnekler çoğaltılabilir. Kısacası şans denen bir şeyin olduğunu sanmıyorum, yaşanan bu olasılıklar kaderden başka bir şey değildir
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Sorunu sormuş bir güzel cevap yazmışsın zaten. Hatta eminsin .
Kelimeler üzerinde fazla takılmadan bakabilsek yaşananlara işimiz daha kolaylaşacak.
Kadere inanan ve inanmaktan öte artık idrak eden ve yaşayan biri zaten şans ve tesadüf gibi sözcüklere çok itibar etmemeli .
Şans diye nitelendiren bir çekiliş belki de o kızın en büyük şansızlığıdır ayrıca.
Hayır gibi görülen şer olabilidiği gibi şer gibi görülen yaşananlar en büyük hayrımız olabilir.
Kader vardır gerisi laf kalabalığıdır .
Ancak kader konuşulmaz anlatılmaz zaten anlatılamaz anlayanın hay-atındadır.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
500 kişide 50 kişi kazanacaksa olasılıksal olarak kazanamayan 450 kişi şansız değildir çünkü çekiliş öncesi kazanma şansları 10 da 1 'dir zaten. 10 da dokuz gerçekleşti diye şansız sayılmazlar. ama 10 da 1 ile kazananlar şanslıdır. kısaca şansız değilsin sadece şanslı değilsin :)

Kader konusu ise (inançsal değil rasyonel olarak) kimsenin içinden çıkabilecegi bir konu değildir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
doğada ve toplumda, olayların, süreçlerin ve olguların ortaya çıkmasında felsefi bir kategori olarak rastlantının rolü vardır... rastlantı ve zorunluluk, bütün süreçlerde, karşılıklı ilişki ve etkileşim içinde birlikte çalışarak, sonucu ortaya çıkarırlar... ancak olaya ya da sonuca etki dereceleri, genel olarak aynı şiddette değildir; zorunluluk kategorisi, daha çok olayın içsel nedenlerine yani bir bakıma özüne bağlı olduğundan, daha asli, daha kararlı ve belirleyici yani tayin edici karakterdedir ; buna karşılık rastlantı kategorisi, olayın ortaya çıkışında gerekli olan dışsal neden ve koşullara bağlı olduğundan, daha tali, arızi,ilineksel ya da ikincil rol oynar; ve sonuç üzerinde, belirleyici değil ama etkileyici olur... birkaç gün önce zonguldak'ta, karayoluna şevden kaya düşmesi sonucunda maddi hasarlı bir trafik kazası oldu... bu olayda, gerekli ve yeterli koşullar bir araya geldiğinden, o kayanın yola düşmesi fizik yasaları gereği olarak, bir zorunluluğun ifadesidir; ancak, o sırada oradan o aracın geçişi, araç sürücüsünün yeterince erken durumu fark edemeyişi ve belki yolun o bölümünün manevra yapmaya olanak verecek kadar geniş olmayışı...vb.. rastlantı kategorisinin kendini ortaya koymasıdır; ve sonuçta, zorunlu ve rastlantısal etkenlerin katılımıyla, o sürücünün aracı, o gün, o noktada kazalanmış ve hasar görmüştür...
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Şans mı Kader mi? Ben şans derim çünkü kader dediğinizde işin sonu üstün ırk, üstün olmayan ırk meselesine kadar gelir. - Beyaz insanlar neden siyahları köleleştirecek yeterliliğe sahip oldular da tersi olmadı?- Kader,çünkü bazı kimseler diğerlerine baştan üstün kılınmıştır, çünkü tanrı böyle istemiştir vs.Şans derseniz bunun bir ilahiliği yoktur ve kadere nazaran kırılabilmesi çok daha kolay bir şeydir. Belli bir ırkın üstünlüğüne inananların çoğu dinsel inançlarına sıkı sıkıya bağlı olan kimselerdir. Çünkü onların üstün olduklarına inandıkları ırkın kutsallığı tanrısaldır. Örneğin Almanlara, mesela Alman filozoflara bakın, çok önemli isimler vardır içerisinde. Bunlardan bir tanesi dahi Türk olsa idi adını anmaktan çeneler fizyolojik olarak eskirdi.- Neden önemli filozoflar içerisinde bu kadar çok Alman var? sorusunun cevabı kader ise bu ister istemez kişiyi Alman ırkının kutsanmış olduğu sonucuna götürür. Kısacası şans kavramı kadere nazaran eşitlikçidir.
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Ferdinan Abicim, o zaman sen şu şans denen şeyi nasıl tarif ediyorsun? Yani nasıl bir şey soyut mu, bir kavram mı, düşsel bişey mi?
Yani tesadüfleri doğuran birşey olduğu kesin, kadere inanmıyorsun tamam ama bu şans da ne?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
şans yoktur, olasılık vardır ve olasılıkların sonsuzluğu, sürekli değişkenliği karşısında bunları önceden öngörmek neredeyse olanaksızdır; böyle olunca olasılıklardan ön-görülmeyen ile karşılaşıldığında şans/talih ve benzeri kavramlar ile olay tanımlanmaya çalışılmaktadır. şans ve talih bir aldatmadır. ayrıca, bir yönü ile de avunmak sayılabilir.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Şansı bir olasılığın gerçekleşme yüzdesi olarak anlıyorum. İnsan hayatında o kadar çok değişken (bildiğimiz+bilmediğimiz)var ki bazı olayların gerçekleşme olasılığını hesaplayamıyoruz. Kader denilen kavram da bana göre şansın dini açıklamasıdır.
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Şu noktada size katılıyorum. Olasılık... Tama beş yüz kişiden tablet bir kişiye çıktı. Şimdi beş yüz kişiden neden o kıza çıktı? Mesela şans neden diğer 499 kişiden birine vurmadı? Tamam birine denk gelecek ama o kıza neden denk geldi? Anlatmam istediğim olasılık bir kişiye denk gelirken diğer kişileri eliyor, o bir kişinin bir farklı yönü olmalı ki, olasılık ona denk gelsin. Yani, o tabletin beş yüz kişiden o kıza çıkacağı daha çekiliş yapılmadan belliydi diye düşünüyorum. İşte buna kader diyorum. Çünkü çekiliş yapılmadan önce o tablete herkes talipti ama o bir kişiye çıkacaktı ve o kıza çıktı. Diğer 499 kişi elendi. Olasılık o kızı nasıl seçti? Anlatamadım heralde :(
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
şans yoktur, olasılık vardır ve olasılıkların sonsuzluğu, sürekli değişkenliği karşısında bunları önceden öngörmek neredeyse olanaksızdır; böyle olunca olasılıklardan ön-görülmeyen ile karşılaşıldığında şans/talih ve benzeri kavramlar ile olay tanımlanmaya çalışılmaktadır. şans ve talih bir aldatmadır. ayrıca, bir yönü ile de avunmak sayılabilir.

eğer şans dediğimiz sözcüğü, rastlantı kavramıyla aynı anlama gelmek üzere kullanıyorsak; şans vardır...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
çoğu bilimsel keşifler rastlantı sonucu elde edilmiş görünmektedirler. ancak hiç biri rastlantı sonucu değildir. öyle olsalardı bir buluşu tarihsel olarak çok gerilere götürüp rastlantı sonucu bulunmalarının olanaklı olduğunu söylemek gerekecekti ki bu "insanlaşma" nın temel felsefesine, doğasına aykırı görünmektedir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
hiçbir bilimsel buluş, rastlantı sonucu ortaya çıkmaz... 'buluş' olarak adlandırılan olayın, bir 'buluş' olarak kavranıp değerlendirilebilmesi için, konuyla ilgili içsel birikim sürecinin olgunlaşması bir 'zorunluluktur' ; ancak bu zorunluluğa, rastlantı da etki ederek, olayın şurada ya da burada, şu şekilde ya da bu şekilde ortaya çıkmasına ( yani 'buluşun' gerçekleşmesine) katkıda bulunur...
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Şans sözcüğünün rastlantıyla aynı anlama geldiğini sanmıyorum. Yolda giderken eski bir arkadaşımıza rastlayabiliriz. Arkadaşımızla karşılaşmamız şansla ilgili değildir sanırım.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
Şans sözcüğünün rastlantıyla aynı anlama geldiğini sanmıyorum. Yolda giderken eski bir arkadaşımıza rastlayabiliriz. Arkadaşımızla karşılaşmamız şansla ilgili değildir sanırım.

şansı, rastlantı kavramının bir alt kümesi gibi düşünebilirsiniz... yani, şanslılık ve şanssızlık ( ya da talihlilik ve talihsizlik) bizim, rastlantıyı olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirmemizden ibarettir... biraz daha açarsak, herhangi bir rastlantı bizim açımızdan olumlu (işimize yarayan) bir sonuç doğuruyorsa, biz ona şanslılık ( ya da talihlilik) diyoruz... ve tersine, herhangi bir rastlantı bizim için olumsuz (çıkarlarımıza aykırı) bir sonuca yol açıyorsa, bu defa ona şanssızlık ( ya da talihsizlik) diyoruz... sonuç olarak, şanslılık ve şanssızlık kümelerinin birleşimi, rastlantı kümesini oluşturur...
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Ha rastlantı ha şans. Bu hayat tesafüfler üzere kurulmadı ve tesadüfleride barındırdığını sanmıyorum...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
Ha rastlantı ha şans. Bu hayat tesafüfler üzere kurulmadı ve tesadüfleride barındırdığını sanmıyorum...

acaba neden, kendi anlayışınızı hayatta rastlantının da bir rolü olabileceği olasılığına, bu kadar kolay kapatıyorsunuz ( üstelik tablet pc yi kazanamamış ve dolayısıyla rastlantının rolünü yaşamışken) ...?... :) ön yargılarınız yüzünden olmasın... ??...
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
:( İşte ben de onu anlatmak istiyorum ya. Beş yüz kişiden o kıza çıkması raslantı olamaz bu düpe düz kaderdir. Yani şans, tesadüf, raslantı olamaz. Benim felsefeme göre bu bütün yaşananlar raslantı değil, o kıza tabletin çıkacağı o kız doğmadan önce kayıtlıydı.
 

Artık_Değil

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
5 Ocak 2013
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
30
Senin felsefeni bilmem ama benimkinin kesin ispatı yapılmadan herhangi bir şeyden emin olacağını söyleyemem. En çok şaşırdığım da tesadüfleri ve deterministik olayların çıkarımlarını aynı evrim gibi tanrının varlığı ya da yokluğuyla bağdaştırmaları. Determinizme göre herşeyin daha önceden belirlenmiş bir gidişatı vardır ve genel evrensel kurallar işlediği müddetçe sonuç değişmeyecektir. Kuantuma göreyse tam tersi. Ben kuantumun herşeyi olasılık olarak görmesini kesin ispatlanana kadar doğru bulmuyorum. Belki de o elektronlar bizim farkedemediğimiz bir kurala göre hareket ediyorlar ve bize anlamsız geldiği için olasılığı işin içine katıyouz. Hesaplayamadığımız bir kesinlik olabileceği gibi olasılıklı sistemler de olabilir. Fakat ikincisi bana daha uzak geliyor. Niye mi? Olasılık dediğimiz kavram somuta uygulanamayacak derecede belirsizliklere dayalı bir soyut kavramdır. Soyut bir kavramı somut kavramlarla anlatamaya çalışmak için somut şekillere bir anlam vememiz gerekir, aynı şu an yazdığım yazının harfleri gibi. İnsanlar yazılı olarak önce resimli alfabeler ürettiler ve zamanla yanlış çizme ve bunun yaygınlaşması gibi rastlantısal ya da başka bir nedenle bu günkü alfabelere kadar geldi. Yani somut işaretlere bu anlamı biz veriyoruz ve olasılık kavramını da gerçek dünyada bilemediğimiz karmaşıklıktaki veya sırrına ulaşılaması zor belirsizlikteki problemlerin altından kalkabilmek için bu kavramı üretmişiz. Determinizme göre havaya attığımız bir zarın 6 gelme olasılığı 1/6'dır diye bir şey yoktur. Eğer zarın o anki atış hızı, yönü, açısı, yer çekimi, hava sürtünmesi vs. gibi kaç düşeceğini etkileyen tüm koşullar bilinirse, zaten nerede, kaç saniyede ve kaç düşeceği net bir biçimde bilinebilir. Ama kuantumun dediği gibi işin içine elektron olasılıkları giriyorsa mikroskobik sapmaların yanlış sayıya kadar götürebilmesi olasılığı yüzünden bu bilgiler kesin sonuca gitmek açısından yeterli olmayabilir. Kendi kendine işleyen bir sistem varsa bunun içinde belli kurallara göre devamlı bir gidişat olduğundan değiştirmek imkansızdır ve asıl böyle olursa tanrısızlıktan ve kadersizlikten söz edebiliriz.Her şey değişkenlerin başlangıçtaki değerleri ile bellidir ama kader olarak tanrı tarafından belirlenmemiştir. Burada işin içine dışarıdan olaylara müdahale edebilecek tanrı gibi salt bir akılı dahil edilirse o zaman canı ne isterse onu oynar ve anlamsız olasılıklar, belirsizlikler böyle oluşur. Şimdi senin dediğin şans olayına geri dönelim. Bana göre şuanki hesaplayamadığımız kesinliklere dayanarak uydurduğumuz olasılık teorisine göre 1/500 ihtimali tutturan kıza atfedilecek olanüstü yetenekler, talih/şans gibi şeyler, adaletsiz bir tanrı olmadığı sürece saçmalıktan öte değildir. O kızın eli uğurlu değil ve küçük beyninin kuradaki kağıtların nasıl çekildiğini, hangi hızla döndürüldüğünü, ne kadar karıştırıldığını,-hatta abartalım- o hızla oynayan kağıt parçalarının tüm yerdeğişimini hızlıca takip ederek tabletin hangisi olduğunu anlayacak kadar gelişmiş olduğunu sanmıyorum.(tabi gösterdiler mi o ayrı bir muamma). Çok talihli olduğunu söylediğiniz kız başka bir çekilişte kaybedebilir. Talih denilen şey anlık olduğu düşünülmediği sürece saçma bir kavramdır. Mesela haberlerde : talihsiz genç köpeğin hışımına uğrarken acı bir şekilde son sözlerini söyledi : "Ben sana ne yaptım?" Geçmiş hayatında büyük başarılara imza atmış biri, başına kötü bir şey gelince bir anda talihsiz, nazar değdi gibi şeyler söylüyorlar. Önce çok şanslı, talihli dediğimiz kişi, bir anda talihsiz konumuna düşüyorsa bu, kişinin kaderi değil olsa olsa anlık şansın ürünüdür. Oyuna geri dönersek herkes gibi kızın da kazanma şansı 1/500'dir. O kızın 499 kişiyi elemiş olması büyük bir başarı, enerji veya talih değildir. Aynı kız başka bir çekilişten hiç bir şey alamayabilirdi de. Zaten mutlaka birinden biri 499 kişiyi eleyip o çekilişi alacaktır. Eğer bir maymun da katılsaydı, ne yaptığını bilmeden büyük ödülün sahibi olabilirdi. Ama bu olayı 6. his, sihirli güç ya da kutsal doğa üstü güçleri olan metafizik varlıklar gibi şeylere bağlarsak doğada açıklayamayacağımız hiç bir şey yoktur(!) O yüzden ispatsız hiç bir şeyden emin olamıyorum; istatistiki verilere göre doğruyu bulmaya çalışan biri için de, kanıtsız matematik olmaz, matematiksiz kanıt olmaz.
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Zaten bahsettiğin gibi bir insan örneği göremiyoruz dünyada. Peygamberler bile illa bir zorlukla, olumsuzlukla karşılaşmışlar. Yani, ilerleyebilmek için önce bir ayağınızı yukarı kaldırmanız lazım, sonra kaldırdığınız ayağınızı yine bir enerji uygulayarak aşağı indirmeniz ve diğer ayağınızı kaldırıp ileriye doğru bir enerji sarf etmeniz lazım. Karnınızı doyurmak için bile, bir yemeği önce elinize alıp ağzınıza koymanız, sonra unu çiğneyip yutkunmanız ve midenizin onu sindirmesiyle açlıüınızı giderirsiniz. Yani demek istediğim, bu fani dünya yaşamında hiçbirşey her zaman yolunda gitmiyor. Evet, o kıza bu çekilişte beş yüz kişiden tablet çıktı. O gün içinde, o saatlerde, aynı kutudan ismi çekilseydi belki bu sefer hiçbirşey çıkmayacaktı. Dediğin gibi oraya cansız bir masa ismini yazsaydık ve kutuya koysaydık belkide o masanın ismi çıkacaktı. Evet, bir kişinin ismi muhakkak çıkacak değil mi? İşte ben şunu düşünüyorum. O kutuda ismi olan herkesin matematik oranla 1/500 çıkma olasılığı var. İşte ben bu olasılığın, kaderle ilgili olduğunu düşünüyorum yani şöyle açıklayayım. Dediğin gibi o an çekilme esnasında kutuya karıştırma hızı, çekenin çekme hızı, çekme biçimi vb herşey kimin isminin çıkacağını etkileyecektir. İşte kader o çıkacak kişi için o anda bütün olasılıkları o kişi lehine düzenler. Yani o kişinin isminin o kutudan çıkacağı önceden belliydi. Sanırsam sen yaratıcının varlığına inanmıyorsun, eğer inanmıyorsan zaten benim fikrimi benimsemeni beklemem. Çünkü benim fikrime göre o kutudan kimin isminin çıkacağını, yani o an o tablet kimin hakkıysa ona çıkacağını yaratıcı önceden biliyordu. Yani sizin düşüncenizle benimkini karşılaştırırsak: Siz dünyada yaşanan olayların hepsinin dünyada gerçekleştiğini, yani bir olay gerçekleşmeden önce onun yazılı olmadığını savunuyorsunuz. Ben ise dünyada gerçekleşen her anın daha dünya yaratılmadan önce bir yaratıcının çizdiği film şeritleri olarak düşünüyorum. Ama şuda var yaratıcı insanları dünyada özgür bırakmıştır, hiçbirşeylerine karışmaz ama neler yapabileceklerini önceden biliyor.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst