Sanat, sanat için mi yoksa toplum için mi yapılmalıdır?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde ufuk8307 tarafından oluşturulan Sanat, sanat için mi yoksa toplum için mi yapılmalıdır? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 20,142 kez görüntülenmiş, 86 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Sanat, sanat için mi yoksa toplum için mi yapılmalıdır?
Konbuyu başlatan ufuk8307
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan lamei

ufuk8307

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
5 Ocak 2010
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Sanat toplum içindir çünkü;sanatı ve sanatçıyı var eden besleyen ve sanatçının eserini oluşturmasında yararlandığı gözlem olgusunda toplumdan büyük oranda beslenir.
 

cogito

Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
198
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Popülizme kaymadan tabiki. Toplum arabesk seviyor diye ya da toplum sürrealist resim çalışmalarından operadan anlamıyor diye onların seviyesine inerek sanat oluşturulmamalıdır. Fakat sanatın içinde toplumi, toplumun sorunları, toplumun sevinçleri yer alabilir (nabza göre şerbet vermeden)
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
entelektüel kesim zaten sorunların farkında olan kesimdir. eğer aydın kesim sanatı sadece kendi anlayabileceği dilde yapıyorsa bu sanat olmaz bence,, olsa olsa kendini tatmin olur ki günümüzün modası da budur. bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan doyuma ulaşma çabası bihaber olmayı şart kılar.
toplumun seviyesine inip de sanat yapma durumu diye bir şey söz konusu olamaz. sanatçının seviyesini toplumun seviyesi belirler zaten. eğer toplum sanatçıyı anlayamıyorsa ya da ondan haberdar olamıyorsa burada suçu topluma atamayız. halka yansıyamayan sanatçı ya da halkın isteklerini sanatlaştıramayan sanatçı becereksizdir anca gider soyut resim yapar :)
halkın genel olarak anlamadığı dilden yapılan sanat etkinliklerinin, belli kesimlerce sırf marjinallik adına takip edilmesi ve bu marjinalliğin de çıta oluşturması rezillikten başka bir şey değildir. bir kültür ya da bir halk anca bu şekilde yok edilebilir, dışlanabilir.
 

cogito

Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
198
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Enkaz, emin olabilirsiniz ki zaten sizin söylediğiniz kesim ister soyut olsun ister somut olsun hiçbir resimden anlamayacaktır.
Orneğin Picasso da sürrealist resimleri olan bir ressamdır. Ne yani halk anlayacakmı anlamayacakmı diye yapmasamıydı
 

cogito

Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
198
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Hepsinden farklı bir haz alacağıma eminim. Fakat bu soyut resim yapıyor, bunun şiirlerini anlamıyoruz, neden halkın gözüne hitap edip halkın kulağına seslenmiyor anlayışına karşıyım. Murathan Mungan ' ın kitabında geçen şöyle bir cümle vardı: '' Halk hiçbir zaman Bach dinlemeyecek fakat eninde sonunda bize orhan gencebay' ı sevdirecek''
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
çay üreticisine göre halk çay üretmeyen herkestir, ya da tarımla uğraşana göre halk tarımla uğraşmayan herkestir ve aynı mantıkta sanatla uğraşana göre halk sanatla uğraşmayan herkestir ya da kimya ile uğraşan göre halk kimya ile uğraşmayan herkestir, ya da hitab ettiği kesim diğerleridir ve bu diğerleri de halk oluverir,,,
halk çaydan anlıyorsa eğer üreticiyi bir şekilde yönetir ve bir şekilde gene halkın istediği olur. halkın istekleri beterleşirse üretici çayın kalitesini düşürür. mesela genetiğini değştirir, zararlı kimyasal ilaçlar kullanır... üretici çayı sırf kendi için üretse dahi,, çayın kalitesi gene de üreticinin kalitesine yüksek derecede bağlıdır.
gelelim picassoya,
picasso her ne kadar devrim niteliğinde bir sıçramaya neden olmuşsa da sanatta, yaptığı gene de klasik batı sanatının bir devamıdır ve bir çeşit gelişim ya da dönüşümdür. eserlerine bakarsanız bu çok ciddi bir şekilde göze çarpar. farklı bir soyutlama, farklı bir anlatım, kendi sanatına-sanat tarihine eleştirel bakışlar... yani picassonun yaptığı toplumdan kopmak değildi... resimin bu denli gelişmiş olduğu bir toplumda zaten halkın sanattan kopma gibi bir durumu olamaz...
anlatmak istediğim batı, picasso nun dilinden bir şekilde anlayacaktı ve anlamıştır sonucunda...
(ayrıca soyut resim tanımını soyut sanat tanımı ile dalga geçmek için kullanmıştım.. (sanat zaten soyuttur)
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Bana bir hikayeyi anımsattınız:

"Bir gün Bayburt`a senfoni orkestrası gelir. Tüm Bayburt halkı bu konseri izlemek için davetlidir. Konseri merak eden Bayburtlular salonu hınca hınç doldurur. KonserBayburtlu bir vatandaşa senfoni konserini nası lbulduğunu sorar. Bayburtlu cevap verir: (Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi)"...


Bazıları bu hikayeyi şöyle de açıklar: Soru sorulan Bayburtlu, önce şöyle demiş. `Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi`... Gazeteci, `peki beğenmediniz mi?` diye sormuş. `Beğendim, beğendim aslında da demiş. Bütün fa diyezleri fa naturel çaldılar`...

Opera halk için mi yapılıyor?Sanat için mi?Halka hitap etmeyen sanat, sanat değil midir?
 

tribalistic

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2010
Mesajlar
90
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Sanat eserlerini bulmaca gibi değerlendirirsek anşılıp anlaşılamadığına göre-benimsenip benimsenmediğine göre; özümsenip özümsenmediğine göre ve toplumu da işin içine kattığımızda toplum tarafından (toplumun büyük topluluğu tarafından) beğenilip beğenilmediğine göre-o zaman işin içinden çıkmak pek mümkün görünmüyor bana.Sanat eseri sanatçının elinden çıkıpta artık kendi başına bir ''varolan'' olduktan sonra o bir meta,bir aforizma belkide bir paradigmadır artık.Sanatçının ötesine geçmiştir.Belkide kendi başına bir felsefe sistemi kurmuş , kendi başına bir içtihad denebilecek düzlemler açmıştır insanların bellek ufuklarında.Sanatçının eseri insanları düşünmeye sevkedebildiği anlamda değerli olarak düşünülmeli populist veya postmodernist olsun etkileştiği insan topluluklarına ne verebildiği önemli tutulmalıdır.
Sanat felsefesinden beslenmeyen bir sanat olamaz.Sanat ötekileştirebildiği oranda özgün bir sanat olabilir.İnsanın kendi kendisiyle,toplumuyla,egosuyla,yaşadığı ülkenin rejimiyle,siyasetiyle,hukukuyla yüzleşmesini sağlamalıdır sanat.
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
Opera halk için mi yapılıyor?Sanat için mi?Halka hitap etmeyen sanat, sanat değil midir?
bu soruyu avrupa da sorsanız tabiki halk için yapılıyordur. topraklarımızda ise bu soruyu sormak anlamsızlaşır. opera bizde; batılılar, batılılaşmaya başlayanlar, ya da vakit geçirmek isteyenler için sunulmaktadır.
bayburt köylüsünün klasik müziği anlamamasını ya da ızdırap verici bulmasını; bayburt köylüsüne suşi yedirmeye çalışmak gibi görebiliriz. klasik batı müziği evrensel değildir.brahms dinlerken bir hoş olmam tabiki batılı ya da batılılaşmış olmamı şart kılmaz ancak bu su içmekten daha farklı olmuyor bünyem için,,,,
sanat halk için midir, tabi ki değildir, sanat sanat için midir, tabii ki değildir. temelinde sanatçı vardır. toplumun insanı kendi için var etmesi insanın toplum için varlığını devam ettirmesi anlamına gelir mi bilmem... ama burada önemli olan sanat eserinden ziyade sanatçıdır ve sanatçı beslendiği toprağa ister istemez bir şeyler bırakır.
 

ferLinn

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
22 Nis 2010
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
117
halka ne verirsen, halk onu benimser, onu ister.
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
Sanat toplum içindir çünkü;sanatı ve sanatçıyı var eden besleyen ve sanatçının eserini oluşturmasında yararlandığı gözlem olgusunda toplumdan büyük oranda beslenir.

Toplumdan beslenmesi onun için olduğunu gösterir mi? Bence, hayır. Sanat kişinin kendi egosunu tatmini içindir çoğu zaman, yeteneğini ortaya koyması, kendisini deneyimlemesi için. Öncelikli dürtü budur, sonrasındaysa toplum için de sanat için de yapılabilir, ikisinin de örnekleri vardır. Bu nedenle iki olguyu köşeleştirmenin manası yok.
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Hiçbirşey hiçkimse için yapılmaz.
Sanatı yapan-yapanlar,sanatçılardır
sanatçılar ise sanatı kendileri için yaparlar
örneğin bir tiyatro oyununu sergileyen grubu oluşturan herbir sanatçı kendisi için ordadır.
oyun yazan bir yazarda kendisi için yazar.
kendi mutluluğu için.
bu bencillik anlamına gelmiyor tabi
mesela annesine hediye alan biride,annesini sevindirme mutluluğu için alır hediyeyi,yine kendisi için.
toplumun ihtiyacı olan bir sanat icra eden bir sanatçıda bu icra ihtiyacını toplumun ihtiyacı olduğu için icra etme ihtiyacı duyar.yine kendi ihtiyacını giderir bir nevi
sanat sanatçı için yapılır ve zaten yapanda sanatçıdır.
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
bir tiyatro oyuncusu sanatçı mıdır? bir tablodaki yeşil renk bir sanatçı mıdır?
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
bir tiyatro oyuncusu sanatçı mıdır? bir tablodaki yeşil renk bir sanatçı mıdır?
Tiyatro oyuncusu gayet tabî sanatçıdır,
bir tablodaki yeşil renk ise sadece bir renktir,o yeşil renge ressam(sanatçı) tarafından verilen şekille anlam kazandırılır.yeşil renk sanatçı değildir
ve yine tekrarlıyorum

Hiçbirşey hiçkimse için yapılmaz.
Sanatı yapan-yapanlar,sanatçılardır
sanatçılar ise sanatı kendileri için yaparlar
örneğin bir tiyatro oyununu sergileyen grubu oluşturan herbir sanatçı kendisi için ordadır.
oyun yazan bir yazarda kendisi için yazar.
kendi mutluluğu için.
bu bencillik anlamına gelmiyor tabi
mesela annesine hediye alan biride,annesini sevindirme mutluluğu için alır hediyeyi,yine kendisi için.
toplumun ihtiyacı olan bir sanat icra eden bir sanatçıda bu icra ihtiyacını toplumun ihtiyacı olduğu için icra etme ihtiyacı duyar.yine kendi ihtiyacını giderir bir nevi
sanat sanatçı için yapılır ve zaten yapanda sanatçıdır.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Sanat ve toplum; yan yana gelmiş iki mihenk taşı gibi ve iç-içe geçmiş halkalar; tam ortasında ise insan/birey bulunmakta. Bu üç ögeyi bir-diğerinden ayrı düşünmek olanaklı mıdır?

Sanatın toplum için mi, sanat için mi olduğu sorusuna eserin kendisi yanıt verecektir. Bunu, bunun dışında hiçbir değer ölçümlemesi belirleme gücüne sahip değildir; bu ölçüyü sanatçı tarihsel diyalektiğine göre belirler ve sunumunu yapar. Dolayısı ile sanatsal iz-düşümlerin mutlaka şu ya da bu yönde olması gerektiğine dair kesin/tartışılmaz/ön-koşullu bir yargıda bulunmak sanatçının ve eserlerin bağlanması/köleleştirilmesi sonucunu doğuracaktır. Sanatsal çalışmaların içinde bulunulan sosyal doku tarafından algılanma/değerlendirilmesi bir yönü ile sanatçının başarısını/başarısızlığını gösterir. Mağara insanları ressamlara çok değer vermekteydiler; çünkü onların yaptıkları resimler ile üretim ilişkilendirilmekte ve ona göre üretimin artıp/azalacağı düşünülmekteydi. Sanatın çıkış kaynağı toplumsal üretimi işaret ediyor ise, diyalektik olarak buna ters düşen eserler elemine olacaktır zaten. Sanatçı hem toplumunun içinde ve hem de dışında olan bir kimliktir; o, kendini de resmedebilir. Eserler mutlak surette bir sunum ve yönelim içerdikleri için sanatsal çalışmaların hiç biri ilkel zamandan günümüze kadar salt sanat için olmamıştır; bu yöndeki belirleme bir düşünce oyunudur; saltlıktan söz edebilmek için o şeyin salt ne olduğu tanımlanmalı ve ona göre yapılanların salt onun için yapıldığını belirlemek kaçınılmazdır. Örneğin salt resim, salt şiir, roman vs. var mıdır ki sanat sanat için olsun sorusuna yanıt aramak durumu ortaya çıksın?

Eserlerin yöneldiği/hitap ettiği toplumsal bireylere göre değerlendirilmesi yapılabilirse de soyut toplum için yapıldıkları tanımlaması ve değerlendirilmesi de yetersiz kalacak ve toplumdan kastın ne olduğu sorusu yanıtsız geçiştirilmiş olacaktır.

İnsan sosyolojik bir canlıdır; insanın tüm uğraşıları sosyal içeriklidir ve tüm yapıtlar/eserler bu dokuda ortaya çıkarlar. Sanat, toplum ve birey ayrılamazlar.
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
efefel, bence tiyatro oyuncusu adı üstünde oyuncudur. sanatçı değildir. oyuncuya oyuncu denir ve işi de budur. kırmızıya da kırmızı denir ve işi kırmızı olmaktır. oyuncuların sanatçı sanılmaları onların çok iyi rol yapabilmelerinden kaynaklanır yani tam artistirler çoğunluğu kendini öyle göstermeyi çok iyi becerir.... sanatçı belli bir senaryoya bağlı kalmaz senaryoyu kendi yaratır ve tekrar etmez. oyun tektir, ancak oyuncu sürekli tekrarlayarak var olabilmektedir.
 

rainbow64

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
331
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
Bana kalırsa hiçbir eser toplum fikri içinde geçmeden üretilemez. Bunun içindir ki sanat için yapıldığı iddia edilen her sanat eseri bence toplum için veya toplum kaygısıyla yapılmıştır.
 

Zadig

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Haz 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Nacizane sanatla ilgilenen biri olarak hiçbir zaman sanatı toplum için yapmadım. Sadece kendi egolarımı tatmin etmek için yaptım. Bu konu hakkında sadece kişisel görüş beyan edilebileceğini, bir sonuca varılamayacağını düşünüyorum. Sanatın bütün dallarında olduğu gibi sanatın kendiside görecelidir.
 

evadne_Ss

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 May 2010
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
her ne kadar sanatcının bagımsızlıgı ve üretkenliğide olsa toplumsal bir varlık olan sanatcı eserlerini toplumdan cıkarır.ama aynı zamanda toplumun onunde eserler üretebilir.toplumun aynsı olmak gibi bir görevi olmasada beslendiği ilham aldığı ve etkileşim içinde bulunduğu toplumdur.
sanat için yapar ama köklerini toplumda tutar.

diğer yandan sanatçıya göre de değişir bazen bir yazı bir resim toplumda ki olaylara tepki olarakta ses çıkartabilir bazende kişiniin iç dünyasının dışa vurumudur sadece kendini ifade eder .....
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Sanat; nadiren gerçekleşir.Sancılı bir süreç, akabinde gelişen bir duygu/durumun dışa vurumu...ortaya çıkan eser; alanında yeni bir çığır açabilen, özgün. Bu yaratıcılığa imzasını atan da Sanatçısı olur haliyle ancak bu kisve (sanat/çı) altında, her ürettiği sanat mı? sorgulanabilmelidirde.

Halk içindir sanat dersek veya eserin ve dahi ekolün sahibi de 'ne mutlu bana hobim işim' noktasına gelmiş ise...paraya endeksli bir üretim-imalat başlamışsa, orada sanat seviciliği ile eserinin önüne geçmiş bir icracı dolayısıyla da ticaret vardır denilebilir.

Geçmişten günümüze -silinemeden- gelen sanat eserleri vardır ve sanatçısının adı da bilinir. Günümüzde, sanat eseri ve sanatçısı ile herhangi bir sanat dalının icracıları kimdir?... halen herkes söz sahibiyse de, herhalde bunun da kritiğini yapabilecek yeterlilikte/donanımda sanat eleştirmenleri vardır!?

Antiparantez- icracılar derken icra etmekte ayrı bir yetenek gerektirir,o ayrı. İcra ettiği sanatı geliştirmek-halkla temâsını doğru bir zeminde sağlamak gibi sorumluluk değerine haizdir(yaşamak gibi).

Sonuç olarak; Sanat-Sanatçısı olmak zor-paha biçilemeyecek!... bir değer ve onun sorumluluğudur, halk'a da mutlaka ulaşır!...:)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst