Rasgelelik düzeni neden bozamıyor?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Pyramos tarafından oluşturulan Rasgelelik düzeni neden bozamıyor? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 16,766 kez görüntülenmiş, 161 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Rasgelelik düzeni neden bozamıyor?
Konbuyu başlatan Pyramos
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Fetâ
P

Pyramos

Ziyaretçi
Evrenin dışında ne olduğunu bilemiyoruz ama bilimsel olarak evrenin bir başlangıcı olduğunu biliyoruz..

Bunun üzerinden adım adım ve örneklerle devam edelim..

Evrensel zaman içinde; şu an varolmamızı sağlayan bir düzenin uzun bir zaman süreci içinde rasgele oluştuğunu kabul etmek demek tersten bakılınca aynı rasgeleliğin gene uzun bir zaman sürecinde bu düzeni bozamadığı demektir..(pek çok disiplin içinde var olan Entropi kavramınıda hesaba katınız lütfen)

Yıllar önce Dini içerikli bir proğrama telefonla katılan bir bayan şöyle demişti;

Dindeki bu kural bana çok ‘’saçma ‘’ geldi ben artık inanmıyorum !

…..

Gene sitemizde rasgeldiğim bir yazışmada bir arkadaşımız Kutsal bir kitabtan mücizevi anlam yükledigi kanıtlarını paylaşırken karşısındaki yazıştığı arkadaş şöyle bir cevap veriyor;

-Mücize görmek isteyen, mücizeyi görür !


Evet..bu tesbite kimse bir çok açıdan yanlış diyemez..

Benim dikkat seçmek istediğim zaten şu iki sözcük ; SAÇMA ve MÜCİZE

Alışılmış zihinsel düzeninizi yıkarak ve bilimsel tanımları unutarak güneşe bir kez daha bakınız..

-Dünyamıza hayat veren yanan bir ateş topu ! Güneş saçma mı? Mücize mi?

Ve şimdide meydan okuyorum;

Bana - saçma olmayan- bir şey söyleyin ki !!! (ister bilimsel,ister akılsal,mantıksal isterse fantastik olsun fark etmez)

ben ona anti tez (saçma) üretemeyeyim !!

(amacım beynimizin çalışma sistemine dikkat çekmektir ama genede bu bir meydan okumadır, bekliyorum)
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Başlıkla yazdıklarım uyumsuz görünebilir ama değil.. sadece evrenin değil aklımızında düzenine- rasgeleliğine dikkat çekmek istedim..aklımızın çalışma prensipleri bizi sürekli bağlantılar kurmaya,örtüştürme,ilişkilendirmeye v.b zorluyor...bu zorlama bazen saçma/rasgele/düzensiz çıkarımlar yapmamıza sebeb oluyor..ve biz tek başımıza bunları görmekte oldukça zorlanıyoruz..kör nokta gibi bişi:) yeni bilgi eklemek bazı yerleri aydınlatıyor ama diğer yandanda yeni karanlıklar üretiyor..aslında ben aklımızın mantık,çıkarım,ilişkilendirme v.b hataları üzerine bir başlık açacaktım ama o kadar geniş bir konuki, ben çıkamadım içinden ve bu üsteki yolu buldum:)

evet bana saçma bulamayacağım bişi söle

sana kim olduğunu söyleyim !

:)

ha cevaplarım deli saçması olmayacak:) belli bir mantık,bilgi akıl v.b üzerinden cevap vereceğim ve bu sizin tarafınızdanda kökten(!) reddedilemiyecek.. yanlış anlaşılmasın lütfen..

demek istediğim şu saçma bulamayacağımız sanırım hiçbir şey yok :)
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Evrensel zaman içinde; şu an varolmamızı sağlayan bir düzenin uzun bir zaman süreci içinde rasgele oluştuğunu kabul etmek demek tersten bakılınca aynı rasgeleliğin gene uzun bir zaman sürecinde bu düzeni bozamadığı demektir..(pek çok disiplin içinde var olan Entropi kavramınıda hesaba katınız lütfen)
Entropiyle ilgili bir konu başlığı hatırlıyorum.İstersen oradaki iletilere de göz atabilirsin..
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Entropiyle ilgili bir konu başlığı hatırlıyorum.İstersen oradaki iletilere de göz atabilirsin..


Teşekkürler Sevgili Glsezinrs.. görmüştüm ben o konuyu daha önce hemen ilgilenen olursa diye linkini vereyim efenim;

http://www.felsefe.net/felsefe-sozlugu/5046-entropy-nedir.html

rasgelelik/tesadüfle ilgilide bir kaç söz paylaşayım yeri gelmişken;


Rastgeleliği başarmak çok zordur. Dikkat etmezsen düzen kendini gösterir.SCİENCE (replik)

Tesadüf anlamsız bir kelimedir. Hiç bir şey sebebsiz var olamaz. Voltaire

Kainatta tesadüfe, tesadüf edilmez. Sokrataes

Bir tesadüftü tanışmamız aynı sebebden ayrılmamız. Gülben Ergen :)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bilimin bilimsel olarak rastgelesi yoktur. Yani dogal secilim vardir. Buradaki dogal secilim, planlanmamis, programlanmamis, tasarlanmamis anlamindadir. Her dogal secilim de (secim degil) dogal secilimi olanakli kilan olgular, ya bilinir, ya da epistemolojik olarak bilinmez.

Soyle bir ornek verelim. Bir gosteridesiniz ve gosteriyi seyreden diyelim 500 kisi var. Gosteriyi sunan da bu 500 kisi arasindan birini seciyor, iste burada secilen kisi dogal secilim ile secilmistir. Yani secen ve secilen arasinda ya bilinen yada bilinmiyen olgular, bu ikisini bir noktada bulusturmustur.

Yolda yuruyorsunuz ve bir cuzdan buldunuz. Iste sizin bu cuzdani bulmaniz bir suru olguya baglidir. O zaman da oradan geciyor olmak, cuzdana yakin geciyor olmak, sizden once gecenlerin cuzdani gormemis olmasi, cuzdanin buldugunuz yeri, nereye dustugu ve ne zaman dustugu, hava sartlari v.s.

Iste burada "duzen " diye adlandirilan, insanoglunun algiladigi islerliktir. Bu aslinda duzen olarak duzenli degil, duzensiz bir duzendir, planlanmis, programlanmis, tasarlanmis degil; dogal secilimdir.

Yani olay bir "sans/talih/kader v.s." konusu degildir.

Ingilizce de "coincidence" olarak gecen bu durum. Anlam olarak bir olayin, olmasi yani olayi olduran olgularin tek bir olayin olacagi noktada birlesmesidir.

Ornekler cogaltilabilir. Mesela bir kova suyu alir ve yere dokersiniz. Sonucta o su dogal secilim olarak bir sekil alir. Iste bu aldigi sekil, suyun miktarina, nereye dokuldugune, dokus hizina ve ivmesine, hava sartlarina v.s. baglidir.

Kisaca rastgelelik, planlanmamis, programlanmamis, tasarlanmamis bir dogal secilim olgusudur. Olguyu olasi kilan her turlu faktor, ya epistemolojik olarak bilinir, ya da o an itibariyle bilinmiyenleri de icerir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Bilimin bilimsel olarak rastgelesi yoktur. Yani dogal secilim vardir. Buradaki dogal secilim, planlanmamis, programlanmamis, tasarlanmamis anlamindadir. Her dogal secilim de (secim degil) dogal secilimi olanakli kilan olgular, ya bilinir, ya da epistemolojik olarak bilinmez.

Einsteinin şu sözünü hatırlattınız bana;

tesadüflerin sadece bilgi ve idrak eksikliğine dayalı olduğunu savunan bilim adamına göre görünen belirsizliğin ardında kesinlikle yasalara bağlı bilimin henüz keşfedemediği bir düzen vardır.

bilimin elbet rasgelesi yoktur, rastgelelik bilimselleşemez..her durumda geçerli yasa bulmaktır bilimin işi..peki buradaki ''doğal seçilim'' ne kadar bilimsel? güneş kendine gerekli atomları, gazları v.s seçip mi oluştu? yada atomlar gazlar gidelim bir güneş yapalım mı dediler? hadi diyelim böyle oldu..sonra dünya...sonra güneş sistemi..atmosfer..ve atmosferde diyor ki ;ya ben şu güneşin zararlı ışınlarına bir doğal seçilim yapim ki daha oluşmamış canlılar zarar göremesin:) benim aklım bu hesabı almıyor..ha işte ama diğer yandanda SAÇMA mı? MUCİZE mi? bakış açısısına geliyoruz....


Iste burada "duzen " diye adlandirilan, insanoglunun algiladigi islerliktir. Bu aslinda duzen olarak duzenli degil, duzensiz bir duzendir, planlanmis, programlanmis, tasarlanmis degil; dogal secilimdir.

Yani olay bir "sans/talih/kader v.s." konusu degildir.

evet biraz olasılık bilen biri olarak Şans ,talih diyemem kesinlikle... mücizeler zinciri derim.:)

ayrıca doğal seçilim varda doğal bozulum niye yok? işler neden hep yolunda gidiyor bu ''harika mücizeler'' diyarında?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Einsteinin şu sözünü hatırlattınız bana;

tesadüflerin sadece bilgi ve idrak eksikliğine dayalı olduğunu savunan bilim adamına göre görünen belirsizliğin ardında kesinlikle yasalara bağlı bilimin henüz keşfedemediği bir düzen vardır.

bilimin elbet rasgelesi yoktur, rastgelelik bilimselleşemez..her durumda geçerli yasa bulmaktır bilimin işi..peki buradaki ''doğal seçilim'' ne kadar bilimsel? güneş kendine gerekli atomları, gazları v.s seçip mi oluştu? yada atomlar gazlar gidelim bir güneş yapalım mı dediler? hadi diyelim böyle oldu..sonra dünya...sonra güneş sistemi..atmosfer..ve atmosferde diyor ki ;ya ben şu güneşin zararlı ışınlarına bir doğal seçilim yapim ki daha oluşmamış canlılar zarar göremesin:) benim aklım bu hesabı almıyor..ha işte ama diğer yandanda SAÇMA mı? MUCİZE mi? bakış açısısına geliyoruz....




evet biraz olasılık bilen biri olarak Şans ,talih diyemem kesinlikle... mücizeler zinciri derim.:)

ayrıca doğal seçilim varda doğal bozulum niye yok? işler neden hep yolunda gidiyor bu ''harika mücizeler'' diyarında?

Insanoglu turu ve disinda yine insanoglunun algilayacagi baska bir sey diyen yok.

Burada algilanmasi gereken, aklin soru ile gozlemin bilgi farkidir. Akil aklina gelen her seyi sorar ve kendi inancinca da verdigi cevaba inanir. Bilimsellik ise gozlermler ve gozlemini dile getirir. O yuzden gozlemde, duzen, duzensizlik, sacma, mucize v.s. temelli yanasimlar yoktur. Sadece neyi gozlemliyorsa onu dile getirir, o gozlemlediginin ne oldugunu da teoriye ve olguya tasir. Buradan cikan cevaplara yonelik de yeni sorular sorar.

Kisaca, gozlem once cevaplar, akil once sorar?, gozlem cevabina gore sorgular, akil inancina gore cevaplar. Iste o yuzden gozlem ile destek bulmayan aklin inanci bilimsel degildir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bak soyle bir ornek vereyim. Taaa Newton'un kafasina agactan elma dusene kadar, insanoglu "yer cekimi" nden habersizmis. O gune kadar, aklina kimin bu soru geldiyse, yani "hersey ucmadan nasil dunya da duruyor?" diye, herkes kendi aklinin inanci ile bu soruya cevap vermis. Ama, Newton ne yapmis "Bu elmayi kafama kim/ hangi guc dusurdu?" sorusuna tanrisal bir yanit vermek yerine, oturmus uzerine dusunmus v.s. ve "yer cekimi" olgusunu bulmus.

Ama eminim Newton'dan once bir suru inanis kendi aklinin inanci ile bu konudabilimsel olmayan, yani olgu haline gelemeyen yanitlar vermislerdir.

Mesela, senin su sorun bilimsel bir soru sekli degil; inancsal bir soru seklidir, cunku tanrisal bir guc arayacak sekilde bir cevaba yoneliktir. "ne kadar bilimsel? güneş kendine gerekli atomları, gazları v.s seçip mi oluştu? yada atomlar gazlar gidelim bir güneş yapalım mı dediler?"

Peki bilimsel olmak ne demektir? Gunes bilimsel olarak gozlemlenir, incelenir, arastirilir ve teknigin el verdigi sekildede bazi bulgu ve olgular elde edilir. (atomlar, gazlar v.s.) sonra da bunlar arasindaki iliskiler ve her turlu gozlem veren bilgi ortaya konur. Senin atmosfer ile ilgili sorun da bilimsel, degil; tanrisal bir icerik tasiyan inancsal bir sorudur.

Bilim tanrisal bir soru sormaz, gozlem yapmaz, bulgu veolgu, teori, hipotez, formul v.s. ortaya koymaz.

Eger bu farki algilarsan, gozleminin sana verdigi sorulari, tanrisal bir guce baglayici cevap verecek sekilde degil de; bilimsel olarak sorarsin. Iste burada bilimsel sorular, gozlem temelinde surekli suregelen bir surec ve epistemolojik gercekliktir, taki ortaya konan bilgi, yeni bir bilgi ile yanlislanabilene kadar. Ama, aklin inanci, tanrisal sordugu soruya zaten kendini inandiracak, mutlaka bir tanrisal cevap bulacaktir ve bunu sabitleyecektir.

Burada isin aci tarafi, beynini tanrisal cevap almaya alistirmis olanin, bilim onu aciklasa bile; ona olan itirazi olacaktir. Yani olguyu bile inanci yuzunden red etme gafletine kapilacaktir. Tehlike de buradadir. Cunku inancsal ve tanrisal cevap aramaya alisan beyin, hic bir zaman hic bir konuda bilimsel olamayacak ve bilimsel numenal yeti kullanamayacaktir. Cunku yarattigi tanrisina yonelik inancinin sarsilmasi soz konusudur. Bunu goze alamaz. Alirsa, cok farkli sorunlarla karsilasir. Bunun basinda, korku, endise v.s. temelli psikolojik sorunlar bas gosterir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Insanoglu turu ve disinda yine insanoglunun algilayacagi baska bir sey diyen yok.

Burada algilanmasi gereken, aklin soru ile gozlemin bilgi farkidir. Akil aklina gelen her seyi sorar ve kendi inancinca da verdigi cevaba inanir. Bilimsellik ise gozlermler ve gozlemini dile getirir. O yuzden gozlemde, duzen, duzensizlik, sacma, mucize v.s. temelli yanasimlar yoktur. Sadece neyi gozlemliyorsa onu dile getirir, o gozlemlediginin ne oldugunu da teoriye ve olguya tasir. Buradan cikan cevaplara yonelik de yeni sorular sorar.

Kisaca, gozlem once cevaplar, akil once sorar?, gozlem cevabina gore sorgular, akil inancina gore cevaplar. Iste o yuzden gozlem ile destek bulmayan aklin inanci bilimsel degildir.

poffsss:( ya gene mi ya:( neymiş bu bilim ya ! neymiş; akıl inancına göre cevaplarmış..nedir bu aklı aşağılama bilimi yüceltme çabanız ya !!

bilimi yaratan kim??

akıl !

güneşi yaratan kim;

bilim değil !!

dogru mu?

o zaman;

- yorumsuz-
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
poffsss:( ya gene mi ya:( neymiş bu bilim ya ! neymiş; akıl inancına göre cevaplarmış..nedir bu aklı aşağılama bilimi yüceltme çabanız ya !!

bilimi yaratan kim??

akıl !

güneşi yaratan kim;

bilim değil !!

dogru mu?

o zaman;

- yorumsuz-

Bilimi yaratan, insanoglu. Gunes yaratilmadi, olustu.

Son mesajimi oku. Orada bilimsel dusunce ile, inancsal dusunce farkini anlattim.

Ayrica "asagilama/yuceltme cabasi" algin nerede? neden ben boyle bir sey yapayim ki!

Benim yaptigim, epistemolojik gercekligin ne oldugu ve akilci inancsalligin ne oldugu farkini ortaya koymak. Bu benim "asagilama/yuceltme" gibi bireysel yorumumaihtiyac duyan bir aciklama degildir, Bu tarihlerdir ortaya konan bir gozlemdir. En azindan, bilimsellik inancsallik mucadelesidir.

Bende bu mucadeleyi ortaya koyuyorum.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Bak soyle bir ornek vereyim. Taaa Newton'un kafasina agactan elma dusene kadar, insanoglu "yer cekimi" nden habersizmis. O gune kadar, aklina kimin bu soru geldiyse, yani "hersey ucmadan nasil dunya da duruyor?" diye, herkes kendi aklinin inanci ile bu soruya cevap vermis. Ama, Newton ne yapmis "Bu elmayi kafama kim/ hangi guc dusurdu?" sorusuna tanrisal bir yanit vermek yerine, oturmus uzerine dusunmus v.s. ve "yer cekimi" olgusunu bulmus.

Ama eminim Newton'dan once bir suru inanis kendi aklinin inanci ile bu konudabilimsel olmayan, yani olgu haline gelemeyen yanitlar vermislerdir.

Mesela, senin su sorun bilimsel bir soru sekli degil; inancsal bir soru seklidir, cunku tanrisal bir guc arayacak sekilde bir cevaba yoneliktir. "ne kadar bilimsel? güneş kendine gerekli atomları, gazları v.s seçip mi oluştu? yada atomlar gazlar gidelim bir güneş yapalım mı dediler?"

Peki bilimsel olmak ne demektir? Gunes bilimsel olarak gozlemlenir, incelenir, arastirilir ve teknigin el verdigi sekildede bazi bulgu ve olgular elde edilir. (atomlar, gazlar v.s.) sonra da bunlar arasindaki iliskiler ve her turlu gozlem veren bilgi ortaya konur. Senin atmosfer ile ilgili sorun da bilimsel, degil; tanrisal bir icerik tasiyan inancsal bir sorudur.

Bilim tanrisal bir soru sormaz, gozlem yapmaz, bulgu veolgu, teori, hipotez, formul v.s. ortaya koymaz.

Eger bu farki algilarsan, gozleminin sana verdigi sorulari, tanrisal bir guce baglayici cevap verecek sekilde degil de; bilimsel olarak sorarsin. Iste burada bilimsel sorular, gozlem temelinde surekli suregelen bir surec ve epistemolojik gercekliktir, taki ortaya konan bilgi, yeni bir bilgi ile yanlislanabilene kadar. Ama, aklin inanci, tanrisal sordugu soruya zaten kendini inandiracak, mutlaka bir tanrisal cevap bulacaktir ve bunu sabitleyecektir.

Burada isin aci tarafi, beynini tanrisal cevap almaya alistirmis olanin, bilim onu aciklasa bile; ona olan itirazi olacaktir. Yani olguyu bile inanci yuzunden red etme gafletine kapilacaktir. Tehlike de buradadir. Cunku inancsal ve tanrisal cevap aramaya alisan beyin, hic bir zaman hic bir konuda bilimsel olamayacak ve bilimsel numenal yeti kullanamayacaktir. Cunku yarattigi tanrisina yonelik inancinin sarsilmasi soz konusudur. Bunu goze alamaz. Alirsa, cok farkli sorunlarla karsilasir. Bunun basinda, korku, endise v.s. temelli psikolojik sorunlar bas gosterir.

oh oh !! ne ala!! okudum ne değişti gene aynı çember!!

bana bunu tavsiye edeceğinize siz bu çemberde dönmeyi bırakın bence..

İnancım sarsılacak..korku,endişe vs yüzünden bilimi reddedecem Tanrısal cevaplar aramaya alışmışım vs vs

benim sadece aklımı değil psikolojimide okuyorsunuz maşallah !! benim psikolojim ve aklım hakkında ne biliyorsunuz ki????????

beni beş dakkada bilim düşmanı yaptınız bravo!! tabi tabi tüm inananlar böyle sizin çemberiniz hepimizi kuşatmış ,ruhumuz avuçlarınızın içinde vay be!!

siz kendinizi yenileyin bence..

ve o herşeyi budadığınız bilim testeresine iyi bakın!!

gerçeği kesmiyorsunuz siz aklınızı kesiyorsunuz !!

her yeriniz kan revan içinde..

ama bunu farketmeniz için akan kırmızı sıvının bilimce KAN olarak olgulaştırılmasını bekliyorsunuz !!

bekleyin !!

ama dikkat edin kan kaybından ölmeyin!
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Ayrica "asagilama/yuceltme cabasi" algin nerede? neden ben boyle bir sey yapayim ki!

bilim rasyonel bakar dünyaya...

hayatın anlamını..varsa eğer...onun konusu mu?... bulabilir mi?

felsefe ne için var? biz burda ne yapıyoruz?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bilim rasyonel bakar dünyaya...

hayatın anlamını..varsa eğer...onun konusu mu?... bulabilir mi?

felsefe ne için var? biz burda ne yapıyoruz?

Epistemoloji, felsefe degil, bilimsel felsefedir. Yani bilimin felsefesi. Bu da inanc, varlik degil; bilgidir. Bilimin felsefesini yapmak istiyorsan, varliktan degil; bilgiden yola cikacaksin.

Hayatin anlamindaki "anlam" her turlu beyin duzeyinin, her turlu bakis acisi farkinin her turlu yorumuna gore degisir. Cunku anlamin ne oldugunun evrensel onay almis bir olgusu yoktur.

Benim icin hayatin anlami, hayati kisinin kendi yasamasi ve baskalarinin kendi yasamlarini yasamasina da izin vermesidir. Iste bunun icin "kisi neyapmali?" sorusu da, farkli bir konudur.

Ayrica bilim dunyaya rasyonel degil, gozlemsel bakar.

Science (from Latin scientia, meaning "knowledge") is a systematic enterprise that builds and organizes knowledge in the form of testable explanations and predictions about the universe.

Goruldugu gibi, ne varliksal, ne de akilsal; bilgisel bakiyor, bilim.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
oh oh !! ne ala!! okudum ne değişti gene aynı çember!!

bana bunu tavsiye edeceğinize siz bu çemberde dönmeyi bırakın bence..

İnancım sarsılacak..korku,endişe vs yüzünden bilimi reddedecem Tanrısal cevaplar aramaya alışmışım vs vs

benim sadece aklımı değil psikolojimide okuyorsunuz maşallah !! benim psikolojim ve aklım hakkında ne biliyorsunuz ki????????

beni beş dakkada bilim düşmanı yaptınız bravo!! tabi tabi tüm inananlar böyle sizin çemberiniz hepimizi kuşatmış ,ruhumuz avuçlarınızın içinde vay be!!

siz kendinizi yenileyin bence..

ve o herşeyi budadığınız bilim testeresine iyi bakın!!

gerçeği kesmiyorsunuz siz aklınızı kesiyorsunuz !!

her yeriniz kan revan içinde..

ama bunu farketmeniz için akan kırmızı sıvının bilimce KAN olarak olgulaştırılmasını bekliyorsunuz !!

bekleyin !!

ama dikkat edin kan kaybından ölmeyin!

Anlasildi, yazi gene yazara yonelmis. Eger burada sahsima dusen bir pay varsa, ozur dilerim.

Bilimsellik ayni zamanda epistemolojik yasamdir. Yani su anlik bilgisel yasamdir. Bu da yasam icin yeterlidir. Ben aksine kan depoluyorum, ustelik taze ve temiz kan.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Anlasildi, yazi gene yazara yonelmis. Eger burada sahsima dusen bir pay varsa, ozur dilerim.

Bilimsellik ayni zamanda epistemolojik yasamdir. Yani su anlik bilgisel yasamdir. Bu da yasam icin yeterlidir. Ben aksine kan depoluyorum, ustelik taze ve temiz kan.

Siz fikrin sahibinden yola çıkıyorsunuz bende aynı biçimde cevap verdim..yazara yönelmemek teknik olarak imkansız yani bu formatta..estağfurullah özürlük hiçbirşey yok..teşekkürler
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Epistemoloji, felsefe degil, bilimsel felsefedir. Yani bilimin felsefesi. Bu da inanc, varlik degil; bilgidir. Bilimin felsefesini yapmak istiyorsan, varliktan degil; bilgiden yola cikacaksin.

Hayatin anlamindaki "anlam" her turlu beyin duzeyinin, her turlu bakis acisi farkinin her turlu yorumuna gore degisir. Cunku anlamin ne oldugunun evrensel onay almis bir olgusu yoktur.

Benim icin hayatin anlami, hayati kisinin kendi yasamasi ve baskalarinin kendi yasamlarini yasamasina da izin vermesidir. Iste bunun icin "kisi neyapmali?" sorusu da, farkli bir konudur.

Ayrica bilim dunyaya rasyonel degil, gozlemsel bakar.

Science (from Latin scientia, meaning "knowledge") is a systematic enterprise that builds and organizes knowledge in the form of testable explanations and predictions about the universe.

Goruldugu gibi, ne varliksal, ne de akilsal; bilgisel bakiyor, bilim.

açıkçası artık sizle yazışırken gerilmeye başladım..bu algının kaynağıda sizsiniz..

pırıltılı sözcükleriniz TEK DÜZE bakış açınızı gizleyemiyor..

bilim rasyonel degil gözlemsel bakar..mışş... herkes dünyaya gözlemsel bakar..biz nası bakıyoruz ?

baktınız olmuyor hemen kavramları deşin ! işinize gelene çekin !! herkes böyle yaparsa burası savaş meydanına döner !! (geçmiş forumlardan kalma alışkanlığınız olmalı)

benim böyle bir gaylem yok !! Sevgili Okur Yazarın dediği gibi yarışmaya gerek yok !

Sözün özü siz belli bir yerden sonra tekrara başlıyorsunuz

bir çember, bir kısır döngü ,artık batı cephesinde değişen birşey yok

ya ne anlatıyorum ki ben ya ! gölge etmeyim ben en iyisi..tezleriniz bin kez çürüse bile size göre taptaze.. bu dirayetinize tebrik ediyorum..

Street Fighter da dedigi gibi ; perfect !!! you win !! :) yeni jeton atınız:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
açıkçası artık sizle yazışırken gerilmeye başladım..bu algının kaynağıda sizsiniz..

pırıltılı sözcükleriniz TEK DÜZE bakış açınızı gizleyemiyor..

bilim rasyonel degil gözlemsel bakar..mışş... herkes dünyaya gözlemsel bakar..biz nası bakıyoruz ?

baktınız olmuyor hemen kavramları deşin ! işinize gelene çekin !! herkes böyle yaparsa burası savaş meydanına döner !! (geçmiş forumlardan kalma alışkanlığınız olmalı)

benim böyle bir gaylem yok !! Sevgili Okur Yazarın dediği gibi yarışmaya gerek yok !

Sözün özü siz belli bir yerden sonra tekrara başlıyorsunuz

bir çember, bir kısır döngü ,artık batı cephesinde değişen birşey yok

ya ne anlatıyorum ki ben ya ! gölge etmeyim ben en iyisi..tezleriniz bin kez çürüse bile size göre taptaze.. bu dirayetinize tebrik ediyorum..

Street Fighter da dedigi gibi ; perfect !!! you win !! :) yeni jeton atınız:)

Benim acimdan, ortada "kazanan/kaybeden" yok, bilgi kullanim ve paylasimi var. Bu da almak isteyen icin var.

Aciklamalarin, icin tesekkurler.

Bir seyin curumesinden once onun algilanmasi gerekir. Elma armutu curutemez. Yani inanc bilgiyi curutemez, akil gozlemi curutemez.

Antitez demek, sadece tezi ortaya koymak degil; o teze alternatif olani da ortaya koymaktir. Yani antitez tezi curutur, tez antitezi degil. Cunku tez antitezi degil, sadece kendisini kapsar. Antitez ise, tezi kapsamakla kalmaz, ona alternatiftir ve tamamen farkli bir dusunme ve dusunce uretme seklidir.

Mesela bir dusun bakalim, herhangibir konuda ve/veyaskavramda bir antitezin oldu mu ve tez ne idi?
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Benim acimdan, ortada "kazanan/kaybeden" yok, bilgi kullanim ve paylasimi var. Bu da almak isteyen icin var.

Aciklamalarin, icin tesekkurler.

Bir seyin curumesinden once onun algilanmasi gerekir. Elma armutu curutemez. Yani inanc bilgiyi curutemez, akil gozlemi curutemez.

Antitez demek, sadece tezi ortaya koymak degil; o teze alternatif olani da ortaya koymaktir. Yani antitez tezi curutur, tez antitezi degil. Cunku tez antitezi degil, sadece kendisini kapsar. Antitez ise, tezi kapsamakla kalmaz, ona alternatiftir ve tamamen farkli bir dusunme ve dusunce uretme seklidir.

Mesela bir dusun bakalim, herhangibir konuda ve/veyaskavramda bir antitezin oldu mu ve tez ne idi?

bilgi sizin tekelinizde tabi :) nasıl çürütcez ki:) evde labaratuvar var mı? aa yoksa kepler teleskobumu sizde mi unutmuşum bu ara gözlem yapamıyorum ben:)

ben ışıktan hızlı atom altı parçacığı buldum mutfakta ama kaybettim tühh napim çok hızlıydı:) tezimde hazırdı da antitezle aynı çekmeceye koymuşum birbirlerini yutmuşlar tüh ya:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Vah vah, uzuldum. :)
"Iste buldum, surda; yok yok orda burda, nerde, yeeee! :)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst