Pi'nin Yaşamı-Yann Martel

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kitaplardan Alıntılar kategorisinde gerdel tarafından oluşturulan Pi'nin Yaşamı-Yann Martel başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,536 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kitaplardan Alıntılar
Konu Başlığı Pi'nin Yaşamı-Yann Martel
Konbuyu başlatan gerdel
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan gerdel

gerdel

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Ağu 2010
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
-Hafızası herşeyin sözünü edemeyecek kadar yüklüydü.

-Tüm canlı varlıkların en cesuru ve en akıllısı olan insan maceraya atılıp bir yerden öbürüne gitmezse eğer, herkese yabancı olan, hiç kimseye borçlu olmayan, çok daha tutucu bir yaradılışa sahip bir hayvan bunu neden yapsın?

-Hayvanın gereksinmelerini karşıladığı sürece, doğal ya da inşa edilmiş bir yaşam bölgesi, hiç tartışmasız, bir bağıştır, tıpkı leoparın benekleri gibi.

-Şu an onu, tek var olduğu yer olan anılarımda ziyaret ediyorum.

-Dilleri, vahşi atları süren arabacılardı sanki.

-Sağlam zeminin oluşturduğu çalkantılı denizde yuvarlanıp dalgalanarak, yanımdan ayrıldı.

-Kuşkuyu bir hayat felsefesi olarak seçmek, hareketsizliği bir taşıma biçimi olarak seçmeye benzer.

-Dışarıdaki kötülük, içimizdeki kötülüğün özgür bırakılmış halidir.

-Kendini üstün görenlerin korumaları gereken Tanrı değil, kendileridir.

-Bu ses. Garip bir şekilde tanıdık, ama tanıdık bir şekilde de garip. Bir gülümsemenin beni sardığını hissettim.

-Herşey beklenilen şekilde gelişmedi, ama ne yapılabilir ki? Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ondan elinizden geldiğince yararlanmalısınız.

-Neden sorumuzu, yanıtını bulabileceğimiz yerin ötesine fırlatamıyoruz? Yakalanacak o kadar az sayıda balık varken, bu denli büyük ağ niye?

-Canlandı ve suları güçlü ve cesur kulaçlarla yarmaya başladı.

-Yüreğim buz tutmuştu sanki. İçimi büyük bir üzüntü kaplamıştı. Ama dona kalmanın zamanı değildi. Şimdi eyleme geçmenin zamanıydı. İçimden bir ses yaşamı elden bırakmamamı, pes etmememi, sonuna dek mücadele etmemi söylüyordu. Bu sesin yüreğimi ne zaman ele geçirdiğini bilmiyorum.

-Cehennemdeyiz ve yine de ölümsüzlükten korkuyoruz.

-Doğa, insana heyecan dolu bir gösteri sunabiliyor. Sahne büyük, ışıklandırma duyguları kamçılayan cinsten, sayısız figüran var ve özel efektlere ayrılan bütçe sınırsız.

-Nezaketin dehşetle karşılaşması doğru değil.

-Varış yerin ölümse, sandala bin, bir sonraki durağımız orası. Birlikte oturabiliriz. İstersen pencere kenarındaki yeri alabilirsin. Ama manzara oldukça hüzünlü.

-O sabah ufuk bir yana yatmıştı, dudaklarım ise gülümsemeyle öbür yana.

-Böylesi bir şeyin gerçek olduğunu kabul etmek inanılmazdı, ama bu konu hakkında uzun süre kafa yorduktan ve çok sayıda düşünceyi ve görüş açısını bir araya getirdikten sonra, bunun bir düş, bir sanrı, bir yanılsama ya da buna benzer bir hata değil, güçsüz ve çok heyecanlı bir durumda görülmüş sağlam bir gerçek olduğu sonucuna varmıştım.

-Hangi çımacı, hayat kurtarmak gibi asil bir davranışın ardına sığınıp, fazladan biraz para kazanmayı düşünmezdi?

-Sağlıklı bir hayvandan daha tehlikeli olan tek şey, yaralı bir hayvandır.

-Korkuya ilgili bir şey söylemem gerek. Yaşamın tek gerçek rakibidir. Yalnızca korku hayatı yenebilir. Zeki, kalleş bir düşmandır, bunu çok iyi biliyorum. Namussuzdur, hiçbir kanuna ya da geleneğe saygısı yoktur, merhamet nedir, bilmez. Bulmakta hiç zorluk çekmediği en zayıf noktanızdan vurur sizi. İşe her zaman zihnininizden başlar. Kendinizi sakin, güvenli ve mutlu hiseetiğiniz bir anda. Sonra ılımlı bir kuşkunun kılığına bürünerek, tıpkı bir casus gibi beynininize süzülür. Kuşku inanmayışla karşılaşır ve inanmayış onu dışarıya atmaya çalışır. Ama inanmayış az silahlı bir askerdir. Kuşku onu kolayca alt eder. Endişelenmeye başlarsınız. Mantığınız sizin için mücadele eder. Güveninizi yeniden kazanırsınız. Mantık en son teknolojik silahlarla donanmıştır. Ama inanılmaz gibi görünse de, üstün taktiklerle ve yadsınmaz zaferlere karşın, mantık tuzağa düşürülür. Kendinizi giderek zayıf ve kararsız hissedersiniz. Kuşkunuz dehşete dönüşür.

-Korku kaçınmaya, hatta unutmaya çalıştığınız sözcüksüz bir karanlığa dönüşürse, sizi bozguna uğratan düşmanınızla hiç savaşmamış olduğunuzdan, kendinizi korkunun yeni saldırılarına açmış olursunuz.

-Kararlılık sahibi olmanız için acil ihtiyaçtan daha uygun birşey yoktur.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst