Pablo Neruda

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde P'den Ş'ye kategorisinde kalliope tarafından oluşturulan Pablo Neruda başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,511 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı P'den Ş'ye
Konu Başlığı Pablo Neruda
Konbuyu başlatan kalliope
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan kalliope

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
GÜZ ÇİÇEKLERİNDEN NÂZIMA BİR ÇELENK
Niçin öldün Nazım?
ne yaparız şimdi biz
şarkılarından yoksun?

Nerde buluruz başka bir pınar ki
orda bizi karşıladığın gülümseme olsun?

Seninki gibi ateşle su karışık
acıyla sevinç dolu
gerçeğe çağıran bakışı nerde
bulalım?

Kardeşim,
öyle yeni duygular, düşünceler yarattın ki
bende,
denizden esen acı rüzgâr
kapacak olsa bunları
bulut gibi, yaprak gibi sürüklenir
yaşarken seçtiğin
ve ölümünden sonra sana barınak olan
oraya, uzak toprağa düşerler.

Al sana bir demet Şili kasımpatıları
al güney denizleri üstündeki ayın soğuk parlaklığını,
halkların savaşını, kendi dövüşümü
ve yurdumun kederli davullarının boğuk
gürültüsünü
kardeşim benim, dünyada nasıl yalnızım sensiz,
çiçek açmış kiraz ağacının altınına benzeyen
yüzüne hasret,
benim için ekmek olan, susuzluğumu gideren, kanıma
güç veren
dostluğundan yoksun.

Hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle,
zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
zulmün izlerini görmüştüm ellerinde,
kinin oklarını aramıştım gözlerinde,
ama parlak bir yüreğin vardı,
yara ve ışık dolu bir yürek.

Ne yapayım ben şimdi?
Tasarlanabilir mi dünya
her yanına ektiğin çiçekler olmadan
Nasıl yaşamalı seni örnek almadan,
senin halk zekanı, ozanlık gücünü duymadan?
Böyle olduğun için teşekkürler,
teşekkürler türkülerinle yaktığın ateş için.

PABLO NERUDA

nazim_portre.jpg
 

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
UNUTMAK YOK
Nerelerdeydin diye sorarsan
"Hep eskisi gibi", diyeceğim.
Toprağı örten taşlardan söz edeceğim,
Sürdükçe kendini harcayan ırmaktan;
Ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim,
Gerilerde kalan denizi bilirim,
Bir de ağlayan ablamı.
Neden ayrı adlarla anılıyor ülkeler,
Neden günler yeni günleri izliyor?
Neden koyu bir gece birikiyor ağızda? Neden ölüler?
Nereden geliyorsun diye sorarsan bölük pörçük
Kelimelerle konuşmak zorundayım,
Ağzı zehir gibi yakan araçlarla,
Çoğu çürümeye yüz tutmuş hayvanlarla
Ve avutamadığım yüreğimle.
Andaç değil yanımızda götürdüklerimiz
Unutuşta uyuklayan sarımsı kumru değil,
Yaşlarla kaplı yüzler,
Boğazımıza yapışan eller
Ve yapraklardan sıyrılan şey:
Aşınmış bir günün karanlığı
Acıyı kanımızda tatmış bir günün.
İşte menekşeler, işte kırlangıçlar
Bize sevinç veren ne varsa,
Geçici ve küçük duyarlıkların
Yan yana göründüğü süslü kartpostallarda.
Ama bu sınırın ötesine geçmeliyim,
Dişlemeliyim sessizliğin çevresindeki kabuğu,
Ne karşılık vereceğimi bilemem:
Öyle çok ki ölüler,
Ve öyle çok ki al güneşle yarılmış hendekler,
Ve öyle çok ki gemilere vuran miğferler,
Ve öyle çok ki öpüşlerle kilitli eller,
Ve öyle çok ki unutmak istediklerim.

Pablo NERUDA


slide0010image0011in8.jpg
 

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
SON

Bu sözcükleri kanımla yarattım,
evet, acılarımla yarattım bu sözcükleri!
Anlıyorum sizi dostlar, her şeyi anlıyorum.
Benim olmayan sözcükler girdi araya,
anlıyorum sizi dostlar!
Havalanmak istiyormuşum gibi
kuşların kanatları, bütün kanatlar
imdadıma yetişti,
işte benim olmayan bu sözcükler
ruhumun bu karanlık esrikliğini kurtarmaya geldi.

Şafak,
sıkıntı düğümlerini boğazımda hiç
bu kadar sıkmadı sanki.
Yine de
kanımla yarattım, evet, acılarımla
bu sözcükleri. Yarattım onları!

Neşe için sözcükler yarattım
alev alev bir taçken yüreğim;
çivileyen acının sözcüklerini,
sizi kemiren içgüdüleri,
tehdit eden atılımları,
sonsuz istekleri,
açı kaygıları,
ak şemsiye çiçekleriyle dolu kırmızı bir toprak gibi
çiçeklenen ömrümü örten aşk sözcüklerini.
İçimden taşıyorlardı. Hep taşmışlardır.
Çocuk, acım çığlıktır
ve sevincimdir sessizliğim.

Daha sonra unuttular gözler
herkesin yüreğinin rüzgarıyla
süpürülen gözyaşlarını.

Şimdi söyleyin bana dostlar
nereye saklandığını
hıçkırıkların bu buruk öfkesinin.

Dostlar, nereye saklandığını sessizliğin,
hiçbir kulak, hiçbir bakış
kendisini suçüstü yakalamasın diye.

Sözcükler geldi ve bir şafak gibi
bastırılamaz yüreğim parçalandı onlar arasında,
asılarak uçuşlarına,
sürüklenip, çekilip kahramanca kaçışlarında,
terkedilmiş ve çılgın ve onlar altında unutulmuş yüreğim
ölü bir kuş gibi, kanatlarının gölgesinde.


suskunluk.jpg


BİZLER SUSUYORDUK

Bilmek acı çekmektir. Ve bildik;
Karanlıktan çıkıp gelen her haber
Gereken acıyı verdi bize:
Gerçeklere dönüştü bu dedikodu,
Karanlık kapıyı tuttu aydınlık,
Değişime uğradı acılar.
Gerçek bu ölümde yaşam oldu.
Ağırdı sessizliğin çuvalı.
 

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
GÜZDE UNUTULMUŞ

Saat yedi buçuğuydu güzün
Ve ben bekliyordum
Kimi beklediğim önemli degil.
Günler, saatler, dakikalar
Bıktılar benle olmaktan
Çekip gittiler azar azar
Kaldım ortada, tek başıma

Kala kala kumla kaldım
Günlerin kumuyla, suyla
Bir haftanın artıklarıyla kaldım
Vurulmuş ve hüzünlü

Ne var, dediler bana Paris’in yaprakları
Kimi bekliyorsun?
Kaç kez burun kıvırdılar bana
Önce ışık, çekip giden
Sonra kediler, köpekler, jandarmalar

Kalakaldım tek başıma
Yalnız bir at gibi
Otların üstünde ne gece, ne gündüz
Sadece kışın tuzu

Öyle kimsesiz kaldım ki
Öyle bomboş
Yapraklar ağladılar bana
Sonra, tıpkı bir gözyaşı gibi
Düştüler son yapraklar
Ne önceleri, ne de sonra
Hiç böyle yalnız kalmamıştım
Bu kadar
Ve kimi beklerken olmuştu
Hiç mi hiç hatırlamam.

Saçma ama bu böyle
Bir çırpıda oldu bunlar
Apansız bir yalnızlık
Belirip yolda kaybolan
Ve ansızın kendi gölgesi gibi
Sonsuz bayrağına doğru koşan.

Çekip gittim, durmadım
Bu çılgın sokağın kıyısından
Usul usul, basarak ayak uçlarıma
Sanki geceden kaçıyor gibiydim
Ya da karanlık, kükreyen taşlardan

Bu anlattıklarım hiçbir şey değil
Ama başıma geldi bütün bunlar
Birini beklerken, bilmediğim
Bir zamanlar.

Pablo Neruda
(Türkçeye çeviren: Hilmi Yavuz)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst