Mythos'tan Logos

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Mitoloji Nedir kategorisinde chimera tarafından oluşturulan Mythos'tan Logos başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,623 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Mitoloji Nedir
Konu Başlığı Mythos'tan Logos
Konbuyu başlatan chimera
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan chimera

chimera

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
463
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
56
İlkin "Söz" vardı der Kitap.
Bunu Platon duysa, söz mü, hangi söz diye sorardı. Çünkü eski Yunan dilinde söz kavramını vermek için üç sözcük vardı.

Mythos, Epos, Logos.
Mythos: Söylenen veya duyulan sözdür, masal, öykü, efsane anlamlarına gelir.
Epos: Belli bir ölçüye ve düzene göre söylenen sözdür.
Logos: Gerçeğin insan sözüyle dile gelmesidir.
Bunların arasındaki ilişkiye göz atacak olursak; Mythos, söylenen sözün, anlatılan öykünün içeriği ise, epos da onun doğal olarak aldığı, ölçülü, süslü ve dengeli biçimidir. Epos ne kadar güzelse, mythos o kadar etkili olur., epos ile mythos un bu başarılı evlenmesidir ki, ilkçağdan kalma efsanelerin ürün vere vere günümüze dek yaşamasını ve mythos kavramının çağlar ve uluslararası bir nitelik kazanarak ölmezliğe kavuşmasını sağlamıştır.
Logos ise bir yasal düzeni yansıtır. Mythos ile epos arasında uyum olduğu halde, onlarla logos arasında ilkinden ve gün geçtikçe kesinleşen bir karşıtlık başgöstermiştir.
Modern bir insanın kesintisiz bir şekilde kutsallıktan arınması, manevi hayatın içeriğini bozmuş, ama hayal gücünün matrislerini kıramamıştır. İyi denetlenemeyen alanlarda koskoca bir mitolojik bir yığın varlığını sürdürmeye devam etmektedir.
Modern insan, imge haznesini uyandırmak ve taklitçilikten kurtulmak zorundadır. Başta C.G.Yung olmak üzere psikologlar, modern dünyanın dramlarının büyük bölümleri itibarıyla, hayal gücünün artan bir kısırlaşmasının yol açtığını göstermişlerdir.
Mithos, bireyde, algı simgeleriyle, eşyaya yansıtılmış simgeler ve daha sonra da sanat temelli bazı anlatımlarla kendini ifade eder (epos).
Mithosdan kendini yeniden türetmemiş bir bilinç, kendi üzerine katlanıp, kendinin farkında olamaz. Bu tür bir bilinç ancak kendisine sunulanla yetinen, kendi kendinin bilincine , özbilincine varamamış bir bilinç türüdür. Bir anlamda da bilinçsizce yaşamakla eşdeğerdir. Farkındalığı yoktur. Edilgen bir yapıdadır.
Oysa mythosdan kendinin üzerine katlanıp, kendini yeniden üretebilen bilinç yapısı, özbilinçtir, etkin yapıdadır ve bir anlamda da (logos) tur.
İnsan mitleri yaşarken, kutsal olmayan ve kronolojik özellikteki zamanın dışına çıkıp, nitelik açısından farklı bir zamana, hem en eski, hem de sonsuza dek yakalanabilecek olan kutsal bir zamana açılıp, kendi kendinin kökenine dönebilmelidir.
Bu da ritos, bir başka deyişle ritus ile olur ki- burada ritus’u düzen anlamında ele aldığımızda, düzenlilik anlamlılık, düzensizlik anlamsızlıktır. Ritus, düzenin bir adıdır, kozmos’ a neden olan ilkedir. Ritus usçuluk açısından Us’ a düzen verendir. Burda körlüğü kaldıran bağdır ritus. Bu da daha sonra Relatio(ilişki) denen kavrama ulaşacaktır.
Bir başka deyişle " Mythos, Ritos ile Ozmoslaşacaktır."
Bu tümce aslında bir tarih sürecini kapsamakla beraber, mitoljinin felsefe, bilim, psikoloji ve din ile olan ilişkilerini de içermektedir. Bütün bu konuların kavramlarının etimolojik kökenlerine indiğimizde birbirleri ile ilgisiz gibi duran sözcüklerin yeraltı kaynak gölünde buluştuklarını görebiliriz. Kısaca konumuzun yelpazesi oldukça geniştir.
Gerçeği araştıran felsefe, mitolojik sorulardan dinsel niteliğin atılmasıyla başlamıştır. Örneğin su'yu bir tanrı olarak niteleyen ünlü mitolojici Homeros'u izleyen ilk filozof Thales ona fizik bir nitelik vermiştir. Ne var ki bu fizik nitelik, mitolojik bir niteliğe dayanmaktadır ve onun ürünüdür.
İnançlar, insan zekasının bilimsel sorulara verdiği bilimdışı karşılıklar ve önkabullerdir. Bilimsel karşılıklara varabilmek için, bu bilim dışı karşılıklar evresinden de geçilmesi gerekmektedir.
Batının ve doğunun dinsel ve gizemsel felsefeleri, mitolojik öğelerle kaynaşmış durumdadır.
Bundan başka bu mitolojik öğeler, olaylar, tarih olayları ile de beslenmiş durumdadır.
Mitoloji bu açıdan pek karmaşık ve gerçeklerle içiçe geçmiş bir efsaneler bilimidir.Birçok öykülerin çeşitli anlamları ve de anlatımları vardır. Birçok bölgelerde yerel dillere göre adlanıp karşımıza çıkan aynı tanrıdır, aynı olaydır. Zaman sürelerine göre öncelikleri , ilkin nerede ortaya çıkıp oluştukları saptanamaz. .
Önemli olan , herhangi bir mitin, hangi bölgede, hangi nedenle çıktığı ve benimsendiği ve de halen günümüzdeki yansımalarıdır.
Kendi kendinin farkında olamayan bir insan bilinci buzdağının su üzerinde kalan kısmı gibidir.
Ve olayların, bilinçlerin su üzerinde kalan bölümünü görür, değerlendirir, yargılarda bulunur.
Mitolojiden felsefeye geçiş dinsel düşünceden özgür düşünceye , inançsal açıklamalardan deneysel açıklamalara, kişileştirmelerden kavramlaştırmaya geçiş demektir. Yineliyorum, bir anlamda özgürlüğe geçiştir.


Neşe ÜLKÜ
Kaynak:
Felsefe Sözlüğü 4. cilt O.Hançerlioğlu
A.A.V.çalışma notları
İmgeler ve Simgeler Mircea Eliade
Kelimelerin Büyülü Dünyası John CondonKaynakca:
İmgeler ve Simgeler-Mırcea Elıade
Felsefe Ansiklopedisi-O.Hançerlioğlu
Mitoloji sözlüğü-Azra Erhat
A.A.V. çalışma notları
Mitlerin Özellikleri-Mırcea Eliade
Ebedi Dönüş Mitosu-Mırcea Eliade
Batı Mitolojisi-Joseph Campbell
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst