Monizm'in Inancsal, Ideolojik Ve Dogrusal "Sorunu"

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe'ye Giriş kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Monizm'in Inancsal, Ideolojik Ve Dogrusal \"Sorunu\" başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,609 kez görüntülenmiş, 26 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe'ye Giriş
Konu Başlığı Monizm'in Inancsal, Ideolojik Ve Dogrusal \"Sorunu\"
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
O zaman en temel savlarınızı sorguluyorum;

Kısaca ‘’doğal zihniyet’’ olarak devamlı vurguladığınız ‘’zihniyet kavramı’’ bilimsel bir olgu mudur? Bunu hangi bilim dalı ,araştırma, yada hangi bilim adamı ispatlamıştır?

Evet var, adi yapilandirmaci epistemoloji. Bu konu ile ilgili, asagidaki linke bakabilirsin.

http://www.felsefe.net/bilimsel-makaleler/5216-constructivist-epistemoloji-yapilandirmaci-bilgi.html

[/quote]Gene bir temel savınız olan; soranda cevaplayanda ortaya koyanda insan türü ve biridir..pekiii; bir dna’nın hücrenin,atomum,galaksinin, kısaca bilimsel olarak insan oğlunca ortaya konmuş bir sistem, bir bütün, bir işleyiş varoluş v.b bunu ortaya koyan insanoğlu olsada..dile getiren insan oğlu olsana…bu sitemin varlığı ,işleyisi vs..dilsiz bir ortaya konum? Değimlidir? İlla söylenmesi insanlarca bulunup yapılandırılması mı gerekiyor.. biz ortaya koymasaydık yok mu olacaklardı? bu sessiz bir ortaya konum değil midir? Bu iki ortaya konumu bu şekilde ayrıştırmak ve diğerini kabul etmemek bilimsel midir? bilimselse hani nerdee:))[/quote]

Dilsiz ortaya koyum da kastin nedir? Eger ortada bir algi yoksa ve yansiyan ve gozlemlenen bir algi olarak ortaya konmamissa, ortaya koyum ne demektir? Bunun "illasi" degil onemli olan, ortaya koyumdaki belirleyici ve belirtici faktorun insanoglu oldugudur. Ustelik bu sadece insanoglu ile sinirlidir. Eger insanoglu disinda bir ortaya koyum algisi varsa, bu da ortaya koyan kim/ne ise onun ile sinirlidir. Ayrica insanoglunun kendi disinda kalan hic bir algisini aldigi ile bir dialogu yani ortak dili ve ortaya koyumu yoktur. Yokluk ta ayni varlik gibi, bir insanoglu ortaya koyumudur. Bunun bilimselligi yukarida verdigim linkte aciklanmistir. Yani insanoglunas yansiyan ve gozlem veren insanoglu disinda bir gercegin varligi algi temelindedir. Ustelik bu gercegin ne oldugu,anlam ve icerigi, bilgisi de sadece insanoglu yapilandirmaci bilgisidir. Iste benim dogal zihniyet dedigim ve acikladigim bu yapilandirmaci bilginin, yapi ve isleyisidir. Bunun bilgi ve aciklamasi da antropoloji forumunda, "evrensel-insan zihniyeti" basligindadir.

ya üstad; dedinizi yaptım bildim ama inanmadımm:) ehehehe:) evet cevap bekliyorum doğrudan cevaplar istiyorum ...böle dememe gıcık oluyosunuz demi:) ama direkt cevaplama daha eğlenceli be üstad:) bu kapitalistler ve hayat zaten yoruyor beni bide sen yorma be üstad:)

Bilmek inanmaktan sonradir, bir seyi bilirsen zaten onu inanmana da gerek kalmaz. Ayrica neden "gicik olayim?" :)

Sen once o linkteki mesajlari oku, sonra yine beni "gicik edersin." :)

Benim seni "yorma" gibi bir dusuncem yok, ama birseyleri algilamak, bilmek, bilincine cikarmak ve farkina varmak istiyorsan, o beynini dusundurtmek ve beyninde yer etmin tum inanclarin dogrulugunu kendince sorgulamak durumundasin. Bu da ancak o inandigin dogrularda bir sorun oldugunda ya da bir acaba dogdugunda mumkundur. Eger inandigin dogrularini sabitlediysen ve seni akilsal olarak tatmin ediyorsa, o zaman zaten beynini dusundurtmeye yoneltecek bir gerekce de yoktur. Belki de boyle bir gerekce yokken beyni "zorlamak" "yorgunluk" verebilir.

Sonucta beyin dusundukce islevini gorur, ama beynin dusunmesi de maalesef kendi kendine olmaz, onu dusundurecek dusunceyi beyne vermek gerekir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Evet var, adi yapilandirmaci epistemoloji. Bu konu ile ilgili, asagidaki linke bakabilirsin.


okey üstad:) bayramda biraz dinleneyim sonra gıcığa devam:) esas yorgunluğum felsefeden değil üstad hayattan ve çalışma koşullarından ..boşuna dememişler felsefe zengin işi diye:)

...........Eger inandigin dogrularini sabitlediysen ve seni akilsal olarak tatmin ediyorsa, o zaman zaten beynini dusundurtmeye yoneltecek bir gerekce de yoktur.....

bakın bu satırlarda sizin temel savlarınızdan biri.... genel durumla ilgili aklımdan geçen bir versiyonu açayım size; temelde vurgusunu yaptığınız; akıl tatmini,doğal zihniyet,sabitlenmiş inanç, numenal yeti,beyni zorlama v.b savlarınız ile direkt karşınızdakin (yada genel insanların) düşünce ve akıl temelini hedef alarak yanlışın ordan başladığı teorisini ortaya atarak ..karşıdaki insanın tüm birikimlerini sarsmaya/alt üst etmeyi hedefliyerek kısa yoldan karşınızdakinde bir ''acaba'' düşüncesi yaratmayı düşündüğünüzü ve bunun bilinçli yapıldığını düşünüyorum bazen .. ayrıca Tanrıya ve dinlere inanan insanların zihinsel,duygusal psikolojik ve sosyal yapılarını gereğinden fazla basitleyerek hafifleyerek değerlendirdiğinizi düşünüyorum onları anlamadığınızı/anlayamadığınızı düşünüyorum.. kısaca onların düşünce yapısına bakışınız sığ kalıyor derine inemiyor..insan anlamak o kadar basit iş değil oldukça karmaşık faktörler ve bu faktörlerin etkileşimleri ile insanda oluşan zihinsel ve davranışsal oluşumlar konusunda bence bilimde oldukce yetersiz gerçi onuda söyleyim.. :) biraz alıştım ama yazılarınızda yoruyor genede diliniz ağır yani.) buna yapacak bişi yok ama genede çakim lafı dedim:) ben halkım ya halk bu dili nası anlicek:) iyi günler, iyi akşamlar iyi geceler.)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
okey üstad:) bayramda biraz dinleneyim sonra gıcığa devam:) esas yorgunluğum felsefeden değil üstad hayattan ve çalışma koşullarından ..boşuna dememişler felsefe zengin işi diye:)

...........Eger inandigin dogrularini sabitlediysen ve seni akilsal olarak tatmin ediyorsa, o zaman zaten beynini dusundurtmeye yoneltecek bir gerekce de yoktur.....

bakın bu satırlarda sizin temel savlarınızdan biri.... genel durumla ilgili aklımdan geçen bir versiyonu açayım size; temelde vurgusunu yaptığınız; akıl tatmini,doğal zihniyet,sabitlenmiş inanç, numenal yeti,beyni zorlama v.b savlarınız ile direkt karşınızdakin (yada genel insanların) düşünce ve akıl temelini hedef alarak yanlışın ordan başladığı teorisini ortaya atarak ..karşıdaki insanın tüm birikimlerini sarsmaya/alt üst etmeyi hedefliyerek kısa yoldan karşınızdakinde bir ''acaba'' düşüncesi yaratmayı düşündüğünüzü ve bunun bilinçli yapıldığını düşünüyorum bazen .. ayrıca Tanrıya ve dinlere inanan insanların zihinsel,duygusal psikolojik ve sosyal yapılarını gereğinden fazla basitleyerek hafifleyerek değerlendirdiğinizi düşünüyorum onları anlamadığınızı/anlayamadığınızı düşünüyorum.. kısaca onların düşünce yapısına bakışınız sığ kalıyor derine inemiyor..insan anlamak o kadar basit iş değil oldukça karmaşık faktörler ve bu faktörlerin etkileşimleri ile insanda oluşan zihinsel ve davranışsal oluşumlar konusunda bence bilimde oldukce yetersiz gerçi onuda söyleyim.. :) biraz alıştım ama yazılarınızda yoruyor genede diliniz ağır yani.) buna yapacak bişi yok ama genede çakim lafı dedim:) ben halkım ya halk bu dili nası anlicek:) iyi günler, iyi akşamlar iyi geceler.)

Herseyden once samimi ve acik algini iceren yorumun icin tesekkurler.

Birincisi benim sadece yaptigim qua felsefesi ile, yani dile gelen gozlemin bunyesinde bir bireysel gorus olarak yer almadan, gozlemin sorunsal resmini vermektir.

Ikincisi bu sorunsal resmin algisi, sadece sorunun algilanmasina paraleldir.

Ucuncusu ben birey olarak cevremde her konuda guvenilen ve akil danisilan ve sorunlarin acildigi bir bireyim.

Dorduncusu eger dilegelenler sana boyle bir algi verdiyse, demekki sorunun algisinin algilanmasi yerine, sende "olmayan bir sorun yaratmak" izlenimi vermesi; sorun olarak dile gelenlerin, senin bir sorunun olmadigini gostermektedir.

Ayrica bir kisi sarrafi oldugumu her turlu de dile getirebilirim. Hem kisilerin benim dile getirdiklerime onem vermesi, hem de benim kisilerin dile getirdiklerine onem vermem acisindan.

Ayrica aklima gelen bir soru da, sence benim neden "insanin tum birikimlerini sarsmayi/alt ust etmeyi hedefledigim." Sence ben neden boyle bir "hedef edineyim? Nedir sence bunun nedeni? Ustelik buradan "onlari anlamadiginizi/anlayamadiginizi dusunuyorum" algisina nasil ve neden vardigini da merak ettim.

Zaten ben anlamiyorum, algiliyorum. Cunku algi, kisinin kendi ortaya koydugu sey hakkinda kendince bir akilci yorum yapmamak ve sadece "bu kisi boyle dusunuyor/yapiyor" temelli bir izlenim elde etmektir. Zaten notr algi da iste bu bireysel duzey yorumunu soylenenler uzerinde yapmamaktir.

Aksine benim baskasinin dusunce yapisina bakisim, notr; ne sig kalir, ne de derine iner. Eger ortada boyle bir degerlendirme olacaksa, bunu ben degil; kisinin kendisi yapacaktir.

Ayrica burasi bir kitle platformu ve yazismalar bire bir ve iki kisi arasinda degil. Ama benim gercek yasamimda iliskiler karsilikli ve birebir. Iste bu iliskide de sadece iki tarafi ilgilendiren konular dile gelir.

Burasi ise kitlesel bir platformdur ve dile gelenler her duzeyin okumasina ve degerlendirmesine aciktir.

Yazilarimin seni neden "yordugunu" sen degerlendirecek ve gerekirse yaniti kendin bulacaksin. Cunku bu sana ait bir algidir ve senin algindir.

Ayrica kitlesel platform da dile gelen hersey, her dile getirenin kendi duzeyini yansitir. Yani ortada belirli bir "hedef kitlesi" yoktur ve secilmemistir.

Dedigim gibi, birebir ve karsilikli ve ikili iletisimler ise cok farklidir.

Halkin mesela bir magazin gaztesi mi, yoksa icerikli bir gazete mi, okuyacagina ben degil; okur karar verir. Yalniz benim mesajlarimin bir magazin iceriginde olmadigi kesin.

Oyuzden dile getirdigin algilarini en azindan "evrensel-insan lakapli yazar neden boyle bir hedef kendine secsin?" temelli bir soruya cevap bularak yeniden degerlendirebilirsin.

Hadi bir izmim, orgutum v.s. olsa; seni anlarim. En azindan onlara taraftar kazandirma adina boyle bir hedefim olabilir. Ama benim gibi bir serbest dusunurun, zaten ideolojik ve inancsal etik bir izmi yoktur ve olamaz. Sonucta her izm kendi ideolojik inancsal dogrusunu savunur ve digerleri ile tartisir. Benim boyle bir dusunce yapim yok. Cunku savundugum yok. Sadece sorunlarin gozlemsel dile gelisi var.

Bak istersen, Antropoloji formundaki "evrensel-insan zihniyeti" basliginda 10, 20, 21 ve 22 nolu mesajlari okuyabilirsin.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Herseyden once samimi ve acik algini iceren yorumun icin tesekkurler.

Birincisi benim sadece yaptigim qua felsefesi ile, yani dile gelen gozlemin bunyesinde bir bireysel gorus olarak yer almadan, gozlemin sorunsal resmini vermektir.

Ikincisi bu sorunsal resmin algisi, sadece sorunun algilanmasina paraleldir.

Ucuncusu ben birey olarak cevremde her konuda guvenilen ve akil danisilan ve sorunlarin acildigi bir bireyim.

Dorduncusu eger dilegelenler sana boyle bir algi verdiyse, demekki sorunun algisinin algilanmasi yerine, sende "olmayan bir sorun yaratmak" izlenimi vermesi; sorun olarak dile gelenlerin, senin bir sorunun olmadigini gostermektedir.

Ayrica bir kisi sarrafi oldugumu her turlu de dile getirebilirim. Hem kisilerin benim dile getirdiklerime onem vermesi, hem de benim kisilerin dile getirdiklerine onem vermem acisindan.

Ayrica aklima gelen bir soru da, sence benim neden "insanin tum birikimlerini sarsmayi/alt ust etmeyi hedefledigim." Sence ben neden boyle bir "hedef edineyim? Nedir sence bunun nedeni? Ustelik buradan "onlari anlamadiginizi/anlayamadiginizi dusunuyorum" algisina nasil ve neden vardigini da merak ettim.

Zaten ben anlamiyorum, algiliyorum. Cunku algi, kisinin kendi ortaya koydugu sey hakkinda kendince bir akilci yorum yapmamak ve sadece "bu kisi boyle dusunuyor/yapiyor" temelli bir izlenim elde etmektir. Zaten notr algi da iste bu bireysel duzey yorumunu soylenenler uzerinde yapmamaktir.

Aksine benim baskasinin dusunce yapisina bakisim, notr; ne sig kalir, ne de derine iner. Eger ortada boyle bir degerlendirme olacaksa, bunu ben degil; kisinin kendisi yapacaktir.

Ayrica burasi bir kitle platformu ve yazismalar bire bir ve iki kisi arasinda degil. Ama benim gercek yasamimda iliskiler karsilikli ve birebir. Iste bu iliskide de sadece iki tarafi ilgilendiren konular dile gelir.

Burasi ise kitlesel bir platformdur ve dile gelenler her duzeyin okumasina ve degerlendirmesine aciktir.

Yazilarimin seni neden "yordugunu" sen degerlendirecek ve gerekirse yaniti kendin bulacaksin. Cunku bu sana ait bir algidir ve senin algindir.

Ayrica kitlesel platform da dile gelen hersey, her dile getirenin kendi duzeyini yansitir. Yani ortada belirli bir "hedef kitlesi" yoktur ve secilmemistir.

Dedigim gibi, birebir ve karsilikli ve ikili iletisimler ise cok farklidir.

Halkin mesela bir magazin gaztesi mi, yoksa icerikli bir gazete mi, okuyacagina ben degil; okur karar verir. Yalniz benim mesajlarimin bir magazin iceriginde olmadigi kesin.

Oyuzden dile getirdigin algilarini en azindan "evrensel-insan lakapli yazar neden boyle bir hedef kendine secsin?" temelli bir soruya cevap bularak yeniden degerlendirebilirsin.

Hadi bir izmim, orgutum v.s. olsa; seni anlarim. En azindan onlara taraftar kazandirma adina boyle bir hedefim olabilir. Ama benim gibi bir serbest dusunurun, zaten ideolojik ve inancsal etik bir izmi yoktur ve olamaz. Sonucta her izm kendi ideolojik inancsal dogrusunu savunur ve digerleri ile tartisir. Benim boyle bir dusunce yapim yok. Cunku savundugum yok. Sadece sorunlarin gozlemsel dile gelisi var.

Bak istersen, Antropoloji formundaki "evrensel-insan zihniyeti" basliginda 10, 20, 21 ve 22 nolu mesajlari okuyabilirsin.

Samimi ve olabildigince dobra üslubu olan biriyim üstadım... görüşlerinize katılayım katılmayayım farketmez paylaşımlarınız düşünce zenginliğimi artırıyor ..verdiğim değerden ve saygımdan şüpheniz olmasın.. zaten elimden geldiğince takipteyim görüldüğü gibi bu durumda somut kanıtım olarak değerlendirilebilir:)


insanin tum birikimlerini sarsmayi/alt ust etmeyi hedefledigim." Sence ben neden boyle bir "hedef edineyim? .. bu benim kişisel güvensiziliklerimden ve şüpheci yönümden kaynaklanıyor direkt size isnat edebileceğim bir düşünsel zeminim yok aslında..zaten elimde bunun ötesine geçebilecek bilgide yok kısaca vesvese diyelim:)

...........Ustelik buradan "onlari anlamadiginizi/anlayamadiginizi dusunuyorum" algisina nasil ve neden vardigini da merak ettim.......insan psikolojisinin derin ,karanlık ,karmaşık yapısı gereği bilim bile ona belirli ölçütler getirememiş, sınırlarını çizememiş durumda..şu şu olursa şu olur diyemiyor kısaca faktörler ve etkileşimleri sonsuz olasılıkları işaret ediyor ..ama siz bu konuda kati görüşler benimsiyorsunuz gibi.. örneğin doğal zihniyet- numenal yeti sınırlarınız oldukça keskin..akılın tatminlerii konusundada aynı keskinlik mevcut, inanca yol açan psiklojik faktörlere bakışınızda v.b ...insan düşüncesine etki eden akıl/mantık/duygu/psikoloji/ tecrübe/yaşanmışlık/birikim/sosyal etki gibi faktörleri birbirinde ayırmak bana göre o kadar kolay değil (bakın diğer ilgili yazılarınızı daha okumadım hakkınızda yemeyim şimdi ona göre değerlendirin şimdilik)
.....

Sonucta her izm kendi ideolojik inancsal dogrusunu savunur ve digerleri ile tartisir. Benim boyle bir dusunce yapim yok......her kişisel düşünce bir izm'dir bir ideolojidir benim bakış açıma göre..hepsine saygı duyarım ..saygı duymamı engelliyecek şeyler..kısaca evrensel anlamda kötülük denilebilecek şeyler, çıkar ve güç örgütlenmeleri ile samimiyetsizlik ve aldatmaca ve benzeri şeylerdir... sizi asla bununla suçladığımı sanmayın ..yukarda açıkladığım kişisel güvensizlik,şüphe vesvese üçlemi bunun içinde geçerli....bu dünyada kim kimden emin ki? bu görüşlerimi bu formatta değerlendirin lütfen..belki bu kadar ham ve zeminsiz düşüncelerimi yazmaman gerekirdi ama uslup olarak tarzım bu..bunun çogu zamanda faydalı olduğunu düşünürüm kendimce(ama eminde değilim):) aslında daha müsait ve aklımın karışık olmadığı bir zamanda daha açıklamalı cevaplar vermek isterdim ama bir CentilmeNN:) olduğum için yazınzı görünce cevaplamak istedim ..sanırım ana sorularınıza cevap verdim..iyi günler iyi akşamlar iyi geceler üstad..:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Samimi ve olabildigince dobra üslubu olan biriyim üstadım... görüşlerinize katılayım katılmayayım farketmez paylaşımlarınız düşünce zenginliğimi artırıyor ..verdiğim değerden ve saygımdan şüpheniz olmasın.. zaten elimden geldiğince takipteyim görüldüğü gibi bu durumda somut kanıtım olarak değerlendirilebilir:)

Oyle bir suphe zaten olusmadi. Olusunca bildiririm, merak etme. Cunku bende dobradoburumdur.


insanin tum birikimlerini sarsmayi/alt ust etmeyi hedefledigim." Sence ben neden boyle bir "hedef edineyim? .. bu benim kişisel güvensiziliklerimden ve şüpheci yönümden kaynaklanıyor direkt size isnat edebileceğim bir düşünsel zeminim yok aslında..zaten elimde bunun ötesine geçebilecek bilgide yok kısaca vesvese diyelim:)

Vesveseler her zaman iyidir. Cunku beyni islek tutar ve dusundurur, bu da beyni dusundugu konuda bilgilenmeye ve bilinclenmeye iter.

.
..........Ustelik buradan "onlari anlamadiginizi/anlayamadiginizi dusunuyorum" algisina nasil ve neden vardigini da merak ettim.......insan psikolojisinin derin ,karanlık ,karmaşık yapısı gereği bilim bile ona belirli ölçütler getirememiş, sınırlarını çizememiş durumda..şu şu olursa şu olur diyemiyor kısaca faktörler ve etkileşimleri sonsuz olasılıkları işaret ediyor ..ama siz bu konuda kati görüşler benimsiyorsunuz gibi.. örneğin doğal zihniyet- numenal yeti sınırlarınız oldukça keskin..akılın tatminlerii konusundada aynı keskinlik mevcut, inanca yol açan psiklojik faktörlere bakışınızda v.b ...insan düşüncesine etki eden akıl/mantık/duygu/psikoloji/ tecrübe/yaşanmışlık/birikim/sosyal etki gibi faktörleri birbirinde ayırmak bana göre o kadar kolay değil (bakın diğer ilgili yazılarınızı daha okumadım hakkınızda yemeyim şimdi ona göre değerlendirin şimdilik)

Konu "kati gorusluluk" degil, konu yapilandirilmis dogal zihniyetin yapi ve isleyisinin koken ve temellerinin vasfina, bilincine ve farkina varmak. Dolayisiyle ortada bir "katilik" varsa, bu benim gorusumden degil; yapilandirilmis dogal zihniyetin yapi ve isleyisinden kaynaklaniyor. Ben sadece bu yapi ve isleyisi bir gozlemci olarak dile getiriyorum, hepsi o kadar. Onemli olan bunlari biribirinden ayirmak degil; ayni yapi ve isleyisteki yapilandirilmis dogal zihniyet bunyesinde farklarini ortaya koyabilmek ve biribiri ile etkilesimlerini ve dogal zihniyet zincirinin farkli ama ayni koken ve temeli paylasan halkalari oldugunu algilamak.

Sonucta her izm kendi ideolojik inancsal dogrusunu savunur ve digerleri ile tartisir. Benim boyle bir dusunce yapim yok......her kişisel düşünce bir izm'dir bir ideolojidir benim bakış açıma göre..hepsine saygı duyarım ..saygı duymamı engelliyecek şeyler..kısaca evrensel anlamda kötülük denilebilecek şeyler, çıkar ve güç örgütlenmeleri ile samimiyetsizlik ve aldatmaca ve benzeri şeylerdir... sizi asla bununla suçladığımı sanmayın ..yukarda açıkladığım kişisel güvensizlik,şüphe vesvese üçlemi bunun içinde geçerli....bu dünyada kim kimden emin ki? bu görüşlerimi bu formatta değerlendirin lütfen..belki bu kadar ham ve zeminsiz düşüncelerimi yazmaman gerekirdi ama uslup olarak tarzım bu..bunun çogu zamanda faydalı olduğunu düşünürüm kendimce(ama eminde değilim):) aslında daha müsait ve aklımın karışık olmadığı bir zamanda daha açıklamalı cevaplar vermek isterdim ama bir CentilmeNN:) olduğum için yazınzı görünce cevaplamak istedim ..sanırım ana sorularınıza cevap verdim..iyi günler iyi akşamlar iyi geceler üstad..:)

Izmler sadece felsefenin varliksal ve etik dallarinda gecerlidir. Cunku izmler dogal zihniyetin ayrimci ve cikarciliginin farkli ayrim ve cikardaki akilciligin ideolojik ve inancsal dogrusudurlar. Tum bu dogrular sadece kendi akilci ideolojik ve inancsal dogrularinin savasimini ve mucadelesini verirler. Basta burada birey bilinci yoktur ve bireyin yasami da yoktur. Sadece aklinin ideolojik inancsal dogru olarak inandigina hizmet etmek ve onun icin yasam surmek vardir. Yani bireyin kendi yasaminin onunde bir degere sahiptirler. Kisi "ben insanim" dan once, ben "muslumanim, ateistim, sosyalistim, materyalistim, idealistim, kemalistim,milliyetciyim v.s." der.

Evrensel insan zihniyeti ise, adi ustunde, evrensel ve insansaldir. Yani ortada bir ayrim ve cikar varsa, bu evren ve insan cikari ve ayrimidir. Bu da bir ayrim degil; insanoglunun en genis bilinen mekani evren ve en genis bilinen turu insanoglunu kapsar. Yani onlarin ortaya attigi izmlerin degil; onlari ortaya atan insanoglunu temel alir. Sen gene hala realist yanasip, kesinlik ve eminlikten bahsediyorsun. Sonucta akilcvi olarak bir emin ve kesinlik olacaksa, buna kisi kendi karar verir. Ne ben ne de baskasi senin adina bir seyi emin ve kesin kilamaz. Bunu ancak sen gerekli gorursen kendin kendine uygularsin.

Izmlere degil de,izmlerin pesinden gidenlerin o degerleri kisilik ve kimlik haline getirmesi ve yasamda uygulamalarina ben de hak ve ozgurlukler olarak saygi duyarim. Taki baskalarina mudahele, baski uygulayarak onlarin hak ve ozgurluklerine mudahele edene kadar. Ayrica bu saygi sadece kisiye yoneliktir. Dogal zihniyet olarak her izm ile de onun insanoglunu nasil ayristirdigini,cikarci kildigini ve insanoglunu biribiri ile savastirdigini ve bunun her turlu sorununu da dile getirmek, bir insanlik gorevim.

Ne zaman, nerede, hangi baslikta hangi konuya istersen ve istedigin zaman cevap verebilirsin. En azindan vesveselerini isletmek ve netlestirmek adina. :)

Sonucta benim bireysel olarak; insansal, evrensel,kavramsal,bilimsel, bilissel temelde kendime yanit veremeyecegim bir soru mevcut degildir. Aaa, tabi belki bunlar seni ve baskasini aklin inancsal ve ideolojik dogrusal ufku olarak, determinizm, realizm, kesinlik ve sabitlik olarak ta tamin etmeyebilir.

Ama unutmaki her beyin kendi tatminini kendine kendisi saglamak durumundadir. O yuzden hic bir beyin akilsal olarak ideolojik, inancsal ve dogrusal kesinlik ve determinist ve de realist tatmini baskasindan beklemesin.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Evet var, adi yapilandirmaci epistemoloji. Bu konu ile ilgili, asagidaki linke bakabilirsin.

http://www.felsefe.net/bilimsel-makaleler/5216-constructivist-epistemoloji-yapilandirmaci-bilgi.html
Gene bir temel savınız olan; soranda cevaplayanda ortaya koyanda insan türü ve biridir..pekiii; bir dna’nın hücrenin,atomum,galaksinin, kısaca bilimsel olarak insan oğlunca ortaya konmuş bir sistem, bir bütün, bir işleyiş varoluş v.b bunu ortaya koyan insanoğlu olsada..dile getiren insan oğlu olsana…bu sitemin varlığı ,işleyisi vs..dilsiz bir ortaya konum? Değimlidir? İlla söylenmesi insanlarca bulunup yapılandırılması mı gerekiyor.. biz ortaya koymasaydık yok mu olacaklardı? bu sessiz bir ortaya konum değil midir? Bu iki ortaya konumu bu şekilde ayrıştırmak ve diğerini kabul etmemek bilimsel midir? bilimselse hani nerdee:))[/quote]

Dilsiz ortaya koyum da kastin nedir? Eger ortada bir algi yoksa ve yansiyan ve gozlemlenen bir algi olarak ortaya konmamissa, ortaya koyum ne demektir? Bunun "illasi" degil onemli olan, ortaya koyumdaki belirleyici ve belirtici faktorun insanoglu oldugudur. Ustelik bu sadece insanoglu ile sinirlidir. Eger insanoglu disinda bir ortaya koyum algisi varsa, bu da ortaya koyan kim/ne ise onun ile sinirlidir. Ayrica insanoglunun kendi disinda kalan hic bir algisini aldigi ile bir dialogu yani ortak dili ve ortaya koyumu yoktur. Yokluk ta ayni varlik gibi, bir insanoglu ortaya koyumudur. Bunun bilimselligi yukarida verdigim linkte aciklanmistir. Yani insanoglunas yansiyan ve gozlem veren insanoglu disinda bir gercegin varligi algi temelindedir. Ustelik bu gercegin ne oldugu,anlam ve icerigi, bilgisi de sadece insanoglu yapilandirmaci bilgisidir. Iste benim dogal zihniyet dedigim ve acikladigim bu yapilandirmaci bilginin, yapi ve isleyisidir. Bunun bilgi ve aciklamasi da antropoloji forumunda, "evrensel-insan zihniyeti" basligindadir.



Bilmek inanmaktan sonradir, bir seyi bilirsen zaten onu inanmana da gerek kalmaz. Ayrica neden "gicik olayim?" :)

Sen once o linkteki mesajlari oku, sonra yine beni "gicik edersin." :)

Benim seni "yorma" gibi bir dusuncem yok, ama birseyleri algilamak, bilmek, bilincine cikarmak ve farkina varmak istiyorsan, o beynini dusundurtmek ve beyninde yer etmin tum inanclarin dogrulugunu kendince sorgulamak durumundasin. Bu da ancak o inandigin dogrularda bir sorun oldugunda ya da bir acaba dogdugunda mumkundur. Eger inandigin dogrularini sabitlediysen ve seni akilsal olarak tatmin ediyorsa, o zaman zaten beynini dusundurtmeye yoneltecek bir gerekce de yoktur. Belki de boyle bir gerekce yokken beyni "zorlamak" "yorgunluk" verebilir.

Sonucta beyin dusundukce islevini gorur, ama beynin dusunmesi de maalesef kendi kendine olmaz, onu dusundurecek dusunceyi beyne vermek gerekir.[/QUOTE]

Verilen link;

http://www.felsefe.net/bilimsel-makaleler/4052-constructivist-epistemoloji-yapilandirmaci-bilgi.html
 

UpBot

Kahin
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2021
Mesajlar
1,017
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Teşekkür ediyoruz faydalı ve tartışılabilir bir konu
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst