Mıkroskobık 50 Canlı Turk Ismı ıle

Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Raşit Urhan, 1989 yılından beri sürdürdüğü araştırmalarda toprakta yaşayan ve 'Akaroloji Biliminin Zercanidae' türündeki 50 mikroskobik canlıyı keşfetti, Türk isimleriyle dünya bilim literatürüne kazandırdı.

Raşit Urhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1989'dan beri Türkiye genelinde yaptığı toprak analizleri sonucunda, 0,50 ile 0,70 milimetre büyüklüğünde 50 adet hiç keşfedilmemiş mikroskobik canlı türü bulduğunu, elde ettiği bilgilerin 'Zoology İn The Middle East, Zootaxa, International Journal Of Acaoloji, Journal Of Natural History, Annales Zoologici' gibi tanınmış ve saygın biyoloji dergilerinde yayımlanarak kabul gördüğünü bildirdi.

Bulduğu canlıların 'omurgasız' olduğunu dile getiren Urhan, şunları anlattı:

'Mikroskobik canlılar, ekolojik yönden çok önemli varlıklardır. Toprağın üst katmanlarında yaşayan, toprağa düşen yapraklar, bitkiler, hayvan ölüleri gibi ya da eşyalar gibi bunların topraklaşmasında etkili olan varlıklardır. Toprağın içinde yaşıyorlar. Döküntüleri parçalayıcı ve topraklaştırıcı özelliği olan varlıklardır. Bizim üzerinde çalıştığımız alan akaroloji diye geçiyor. Keneler ve akarlar da bunun içine girer. Bunlar da omurgasızdır. Dünyada daha yeni gelişen bir bilim dalı. Yeni tür bulma olasılığı daha fazla. Bu konuda dünya çalışıyor. Omurgasız canlıların çeşitliliği tam olarak ortaya çıkarılmış değil. Omurgalı hayvanların türlerinin bilinen bütün yaratıkları tespit edilmiştir. Yüzde 99'u hemen hemen tespit edilmiş. Böcekler gibi, akrepler gibi omurgasız türlerde ortaya çıkarılmamış birçok tür var.'

Doç. Dr. Urhan, keşfettiği canlıların bir çoğuna Türk isimleri verdiğini ifade ederek, 50 canlı türü arasında 'Anatloicus, Burdurensis, Domanicensus, Trabzonensis, Kafkasoricus, Uludagicus, Inönünensis, Mersinensis, Balıkesirensis, Turcisus, Kackaricus, Cokelezicus' gibi yöresel isimlerin yanı sıra, 'Hüseyini, Ayyildizi, Alaattini, Kezbaniremae, Yavuzi Urhan, Orhani Urhan, Boyacii Urhan' gibi yakınlarının isimlerinden oluşan isimlendirmeler yaptığını ve isimlerin dergilerinde yer aldığını dile getirdi.

Raşit Urhan, en son 2008-2009 yılları arasında 'Honaz Dağı Milli Parkı'nda Zerconidae Familyası Üzerine Sistematik Araştırmalar' isimli bir projeyi tamamladıklarını, literatüre kazandırdıkları 50 canlı arasında yer alan 5 yeni canlı türünü ortaya çıkardıklarını belirterek, şunları kaydetti:

'Honaz Dağı'nda dünya çapında 5 tane yeni tür buldum. İsimlendirmeleri bize ait. Honaz Dağı'nda 361 tane örnekleme yaptım. 100 metreden başlayarak 2 bin 500 metreye kadar çeşitli katmanlardan örneklemeler aldım. Bir tanesinin ismini o zamanki milli parklar müdürünün soy ismi olan Kallimci koydum. Diğer bir türün ismini Denizli'den dolayı Denizliensis, bir diğerini Fen Edebiyat Fakültesi Dekanımızın soyadından Celali, bir diğerini Alaattini, Honaz Dağı'nda bulunan bir türe Honazicus, diğer birine babamın ismi olan Mehmet Turani koydum. Bu isimlerin hepsi, ulusal ve uluslararası dergilerde 'Urhan 2009, Urhan 2010' gibi alıntılarla yayımlandı ve yayımlanıyor.'

AA

Bilim açısından son derece önemli bir gelişme olarak görülebilir. Bunun yanı sıra pek de alışık olmasak da ve bu biraz üzücü de olsa bazen böyle bilim adamalarımızın olması ve bilim adına böyle büyük çalışmalar yapması gerçekten kıvanç verici.

Arkadaşlar bu arada araştırmayı yürüten hocaya bir tebrik mesajı attım ve milletimize yakışır bir çalışma yapabildiysem ne mutlu bana anlamında bir cevap aldım . Gerçekten de gurur verici.İnşallah genç araştırmacı arkadaşlarımız için bu bir model olur ve daha ilerisi için güzel adımlar atılır.

Mikroskobik canlıların isminin Türkçe , Japonca , Latince , Farsça , Almanca ...v.b olmasının ne gibi bir önemi var kavrayamadım.Bilim eğerki bütün insanlığın ortak malıysa böyle bir şeye sevinmek yıllardır Batı tarafından ezilen Türk milletinin komik ve garip bir sevinmesi ,avuntusu olarak geldi bana.
Haa eğer böyle bir şeye seviniliyorsa Latin dilini kullananlar en mutlu insanlar olmalı o zaman.
Arkadaşlar lütfen böyle şeylere sevinmeyelim.Irkçılık böyle şeylerden başlıyor.Araştırmayı Gana lı bir bilim adamı yapsaydı da önemli olmalıdır.

Ben de tribalistic ghttp://www.felsefe.net/forum/member.php?u=1567ibi düşünüyorum. Türk isimleri olmasının içi boş bir pohpohlanmadan başka bir anlamı yok . Koydukları isimler de fazlasıyla ironik.Türkler'in bile aklında kalmayacak derecede absürt isimler.