Metafizik Uzerine/Hakkinda

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe'ye Giriş kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Metafizik Uzerine\/Hakkinda başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,458 kez görüntülenmiş, 25 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe'ye Giriş
Konu Başlığı Metafizik Uzerine\/Hakkinda
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Doğru değil derken kast ettiğim şey Cern deneylerinde arananın Hicks parçaçığı olduğu ki bu parçacığın da maddeyi madde yapan şey olduğudur.Yani bizzatihi maddenin nasıl madde olduğu ve maddenin ne olduğudur.Yani maddeyi gözlemlemektedir.Günümüz gelişmelerini tarihin içinden söküp atamazsınız . Bugün dünün yarın da bugünün devamıdır.Felsefe yahut bilim donmuş ve sönük değildir , devinmektedir.Bu deney sonuç verse de vermese de bilim maddenin nasıl madde olduğu ve nihayetinde de ne olduğunu araştırmaktadır.Günümüz itibari ile bu imkan dahilindedir.Sizin yorumlarınız günümüz şartlarını yansıtmamaktadır.Bilim bilginin bizzatihi ne olduğu ile ilgilenmemektedir, maddenin ne olduğu ile ilgilenmektedir.Cern in nihayi olup olmaması sonuca ulaşıp olmaması değildir mesele Cern olmaz kern olur o da olmaz ise başka bir deney olur ancak neyin gözleminin yapıldığı bellidir ve bu yol açılmıştır..

Sizin fenomeni gözleyebiliriz numeni gözleyemeyiz ayrımınızın atası Platondur ancak onda bu ayrım madde ve idea dır..Onu bu ayrıma iten şey ise, Sofist bilginlerin mutlak bir bilinemezlik tarif etmeleri ve felsefe yapmayı güzel söz söyleme sanatına indirgemeleridir..""Bildiğim bir şey var ise o da hiç bir şey bilmediğimdir"" ve devamında ""Hiç birşey bilmediğimden de emin olamam"".Bunlar sofistlerin ifadeleridir ve bu ifadelere Platon ve Aristo tepki göstermişlerdir.Çünkü bu ifade etrafta gördüğümüz şeylerin gerçek olmadıklarını, bilinemez olduklarını mutlak bir şekilde ifade eden Sofistler , bu şekilde felsefe ve bilimin de canına okumuşlardır.Tarih ilerledikçe Descartes gibi rasyonalistler bir tarafa, David Hume gibi deneyciler diğer tarafta toplanmışlar, bunlardan ilki apriori bilgiye , ikincisi a posteriori bilgiye vurgu yapmıştır.Devamında 1700 lere gelindiğinde Kant bu ikisini bir arada değerlendirmiş ve Platon'un madde idea ayrımını, numen ve feomen olarak adlandırmıştır, aşkınsal idealar ile numen ve fenomenin bağlandığını ifade etmiştir.Mümkün olan bilginin fenomenin bilgisi olduğunu eklemiş ve daha çok a priori bilginin üzerine eğilmiştir.Sofistlerin kuyuya attıkları bir taşın etkisi Kant'a kadar ulaşmıştır.M.Ö yaşamış insanların bir bilinemezliğe hapsolmaları doğaldır.Kant ki 18 yy da yaşamıştır ki bilim hala emeklemektedir O'nun da bu bilinmezliğe hapsolması doğaldır.Kant'tan bu yana bilimde devrim sayılan gelişmeleri buraya yazsak sayfalar alabilir.Tarih akışı devam etmektedir,bugünün insanları bu çizginin devamını oluşturmaktadırlar.Herşey bir bütündür.""""Beynin olmadığı durumda düşünce var olur mu?Ve beyin bedensiz?Fizyoloji bilinmiyorsa,psikoloji olanaksızdır.Bunlar da sıkı sıkıya biyolojiye bağlıdır.Ama yaşamın kendisi kimyasal süreçler bilinmeden anlaşılamaz.Kimyaya gelince, o da molekülleri incelediğinde, onların atom yapılarını bulur;oysa atomun incelenmesi fiziğin alanıdır.Eğer ,fiziğin incelediği bu öğelerin kökenini bulmak istersek,bize bu öğelerin oluşumunu gösteren yeryüzü bilimlerine kadar gitmemiz gerekir.Yani buradan,yerküremizin bir parçası olduğu güneş sisteminin incelenmesine yani astronomiye kadar uzanırız"""Geroge Politzer.Tıpkı epistemoloji ve ontolojinin bir bütünü oluşturdukları gibi.Bir şeyi bilmek için bilen zihin ve bilinen şey gereklidir.Eğer bilinen şeyin tam olarak ne olduğunu bilemez isek , o şeyden elde ettiğimiz bilgilerin doğruluğunu yahut yanlışlığını test edemeyiz ki bu da bilimi olanaksız kılar.Bilimi olanaksız kılan felsefe ise olsa olsa Sofistlerinki gibi kötü bir felsefe olabilir.Siz sırf söylemde çelişik olmamak için epistemoloji ile ontolojiyi birbirinden koparmaya çalışıyorsunuz..Ancak onlar öylesine birbirlerine bağlılar ki size direnç gösteriyorlar ve kendi çelişik felsefenizden kopmanıza imkan vermiyorlar...

Diyalektik Materyalizmin mutlağı değişim olgusudur ki o da mutlak değildir.Çünkü değişim de değişmektedir ki bu da onu mutlaklıktan uzaklaştırmaktadır.Sizin anladığınız anlamda bir mutlaklık değil bu.Yani mutlak olan o şeyin mutlak olması söz konusu değildir.Kendi içinde devingendir.Madde + değişim değil, gerçek Madde=değişimdir ..Madde + değişim ayırımı insanın soyutlamasıdır ve metafiziktir...Vakit bulduğumda Diyallektik Materyalizm konusunu açacağım ve doğru olanın öğrenilmesine katkı yapmaya çalışacağım..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Doğru değil derken kast ettiğim şey Cern deneylerinde arananın Hicks parçaçığı olduğu ki bu parçacığın da maddeyi madde yapan şey olduğudur.Yani bizzatihi maddenin nasıl madde olduğu ve maddenin ne olduğudur.Yani maddeyi gözlemlemektedir.Günümüz gelişmelerini tarihin içinden söküp atamazsınız .

Tabiki maddenin gozlemi bilimseldir, ama daha henuz bilimsel olarak ve olgu olarak ne oldugu bile ortayakonamayan maddenin, ilkligi, tekligi, mutlakligi v.s. bilimsel degil; ideolojik ve inancsaldir. Ayrica Hicks parcaciginin son parca olacagi da bilimsel olarak gecerli degildir. Cunku zamansal olarak onun da oncesi olacaktir.

Bugün dünün yarın da bugünün devamıdır.Felsefe yahut bilim donmuş ve sönük değildir , devinmektedir.Bu deney sonuç verse de vermese de bilim maddenin nasıl madde olduğu ve nihayetinde de ne olduğunu araştırmaktadır.

Burada farklilastigimiz nokta bilimin maddeyi degil; gozlemini ortaya koymasidir. Maddenin varliksal tartismasi bilimin degil; metafizigin, ontolojinin konusudur. Bilim fenomen olarak adlandirdigi gozlem vereni gozlemler ve bu gozlemin kavramsal bilgisini dile getirir.

Günümüz itibari ile bu imkan dahilindedir.Sizin yorumlarınız günümüz şartlarını yansıtmamaktadır.Bilim bilginin bizzatihi ne olduğu ile ilgilenmemektedir, maddenin ne olduğu ile ilgilenmektedir.Cern in nihayi olup olmaması sonuca ulaşıp olmaması değildir mesele Cern olmaz kern olur o da olmaz ise başka bir deney olur ancak neyin gözleminin yapıldığı bellidir ve bu yol açılmıştır..

Iste burada da ayni fark ortaya cikiyor. Metafizik ve epistemolojik fark.

Bilimsel yöntem, en basit haliyle aşağıdaki şekilde özetlenebilir:klkl
1.Evrendeki bir fenomenin gözlemlenmesi
2.Bu fenomene dair, gözlemler ile tutarlı, ancak kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir açıklama getirilmesi



Eger constructive epistemoloji, yani yapilandirmaci bilgi basligina bakarsaniz. Bu aciklamalar daha detayli bitr bicimde oralarda var.

Kisaca bilimsel yontem maddeyi, varligi fenomeni degil; onun gozlemini kavramsal bilgi olarak ortaya koyar.

Sizin fenomeni gözleyebiliriz numeni gözleyemeyiz ayrımınızın

Benim boyle bir ayrimim yok. Sadece numenin gozlemi insanoglu gozlemi olarak bilissel bilimin konusudur.

atası Platondur ancak onda bu ayrım madde ve idea dır..Onu bu ayrıma iten şey ise, Sofist bilginlerin mutlak bir bilinemezlik tarif etmeleri ve felsefe yapmayı güzel söz söyleme sanatına indirgemeleridir..""Bildiğim bir şey var ise o da hiç bir şey bilmediğimdir"" ve devamında ""Hiç birşey bilmediğimden de emin olamam"".Bunlar sofistlerin ifadeleridir ve bu ifadelere Platon ve Aristo tepki göstermişlerdir.Çünkü bu ifade etrafta gördüğümüz şeylerin gerçek olmadıklarını, bilinemez olduklarını mutlak bir şekilde ifade eden Sofistler , bu şekilde felsefe ve bilimin de canına okumuşlardır.Tarih ilerledikçe Descartes gibi rasyonalistler bir tarafa, David Hume gibi deneyciler diğer tarafta toplanmışlar, bunlardan ilki apriori bilgiye , ikincisi a posteriori bilgiye vurgu yapmıştır.Devamında 1700 lere gelindiğinde Kant bu ikisini bir arada değerlendirmiş ve Platon'un madde idea ayrımını, numen ve feomen olarak adlandırmıştır, aşkınsal idealar ile numen ve fenomenin bağlandığını ifade etmiştir.Mümkün olan bilginin fenomenin bilgisi olduğunu eklemiş ve daha çok a priori bilginin üzerine eğilmiştir.Sofistlerin kuyuya attıkları bir taşın etkisi Kant'a kadar ulaşmıştır.M.Ö yaşamış insanların bir bilinemezliğe hapsolmaları doğaldır.Kant ki 18 yy da yaşamıştır ki bilim hala emeklemektedir O'nun da bu bilinmezliğe hapsolması doğaldır.Kant'tan bu yana bilimde devrim sayılan gelişmeleri buraya yazsak sayfalar alabilir.Tarih akışı devam etmektedir,bugünün insanları bu çizginin devamını oluşturmaktadırlar.Herşey bir bütündür.


Bu yazilanlar ile benim yazdiklarimin bir ilgisi yoktur. Cunku bunlarin hepsi metafizik degerlendirmedir.


""""Beynin olmadığı durumda düşünce var olur mu?Ve beyin bedensiz?Fizyoloji bilinmiyorsa,psikoloji olanaksızdır.Bunlar da sıkı sıkıya biyolojiye bağlıdır.Ama yaşamın kendisi kimyasal süreçler bilinmeden anlaşılamaz.Kimyaya gelince, o da molekülleri incelediğinde, onların atom yapılarını bulur;oysa atomun incelenmesi fiziğin alanıdır.Eğer ,fiziğin incelediği bu öğelerin kökenini bulmak istersek,bize bu öğelerin oluşumunu gösteren yeryüzü bilimlerine kadar gitmemiz gerekir.Yani buradan,yerküremizin bir parçası olduğu güneş sisteminin incelenmesine yani astronomiye kadar uzanırız"""Geroge Politzer
.Tıpkı epistemoloji ve ontolojinin bir bütünü oluşturdukları gibi.Bir şeyi bilmek için bilen zihin ve bilinen şey gereklidir.Eğer bilinen şeyin tam olarak ne olduğunu bilemez isek , o şeyden elde ettiğimiz bilgilerin doğruluğunu yahut yanlışlığını test edemeyiz ki bu da bilimi olanaksız kılar.Bilimi olanaksız kılan felsefe ise olsa olsa Sofistlerinki gibi kötü bir felsefe olabilir.Siz sırf söylemde çelişik olmamak için epistemoloji ile ontolojiyi birbirinden koparmaya çalışıyorsunuz..Ancak onlar öylesine birbirlerine bağlılar ki size direnç gösteriyorlar ve kendi çelişik felsefenizden kopmanıza imkan vermiyorlar...

Bir butunu olusturmak baskadir. O butun icindeki tum parcalarin farkina varmayarak indirgemeci temelde butunu parcaya indirgemek baskadir. Insanoglu olarak beyin, numen ve kavram uclusu bir butundur ve ayrilamaz. Materyalizm indirgemeci olarak beyne, idealizm numene, pozitivizm de kavrama indirger. Iste ucu de varliksal olarak birinin digerini tamamladigini algilayamazlar. Sorun da burdadir. Bilgi tamamlar ve farklari ortaya koyar, ideoloji ile inanc ise ayirir ve ayirdigi ile butunler, ayristirir.

Diyalektik Materyalizmin mutlağı değişim olgusudur ki o da mutlak değildir.Çünkü değişim de değişmektedir ki bu da onu mutlaklıktan uzaklaştırmaktadır.Sizin anladığınız anlamda bir mutlaklık değil bu.Yani mutlak olan o şeyin mutlak olması söz konusu değildir.Kendi içinde devingendir.Madde + değişim değil, gerçek Madde=değişimdir ..Madde + değişim ayırımı insanın soyutlamasıdır ve metafiziktir...Vakit bulduğumda Diyallektik Materyalizm konusunu açacağım ve doğru olanın öğrenilmesine katkı yapmaya çalışacağım..

Ozaman materyalist olamazsiniz. Cunku materyalizm maddeyi kesin, tek ve ilk ve de mutlak inanci ile algilar. O yuzden de diyalektik monizm algisi ya idealist ya da materyalisttir.

Evet madde=degisim ile madde +degisim farkini guzel aciklamissiniz. Ama sonucta yola ciktiginiz temeli yani maddeyi ortaya koyamiyorsunuz, ancak gozlemini ortaya koyuyorsunuz. Iste degisim bu gozlemdedir, madde de degil.

Tabi diyalektigi monizm olarak baska bir baslikta yazisabiliriz. Cunku diyalektigin bulucusu hegel den sonra marxizm ortaya cikmistir.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Hicks parçacığının kesinliği yahut şu bu değil konu.Zaten varlığı teoriktir .Bakın teoriktir diyorum fizik bilimi içerisindedir yani maddenin ne olduğu bilimin konusu içerisinde vardır.Nasıl madde olduğu vardır..Cp simetrisi madde anti madde vs konularına bir bakınız..
Numen - fenomen ayırımından bahsediyorsunuz..Fenomenin gözlenebilir olduğunu numenin gözlenemeyeceğini ifade ediyorsunuz. Sadece şimdi değil , geçmiş yazılarınızda da bu ifadeleri kullandınız.Bu ayrımı yapmıyorum diyorsunuz ama yine de bu ayrımı yapıyorsunuz hangisi doğru?.Sırf bir çelişkiden kurtulmak için şu şunun ,bu bunun konusudura indirgediniz olayı ve hala numenin gözlemi bilimin konusudur diyerek numen - fenomen ayırımı yapıyorsunuz ...Siz böyle bir ayırımı baştan yaptınız zaten ,şimdi terk etmeye çalışıyorsunuz.Baştan yapmış olduğunuz için de (aksini söylemenize karşın) ,olayları bütünü içerisinde değerlendiremiyorsunuz çünkü düşünce sisteminizin temelini oluşturuyor.Epistemoloji ve ontoloji aynı şeyler değiller ancak birbirinden kopuk düşünülebilecek şeyler değillerdir dedim size..Onları birbirinden koparmak yapaydır.O bütünü parçalara indirgemek söyleminiz ise beni bağlayıcı değil.Somuttan soyuta ve tekrar somuta dır diyalektik materyalizm için bilgi edinme yöntemi.Yani parçadan bütüne ve bütünden tekrar parçaya..Siz saf materyalizmden habsediyorsunuz.Yazılarınızdan diyalektik materyalist görüş hakkında bilgi sahibi olmadığınız anlaşılıyor..Teke indirgemecilikten bahsediyorsunuz ki bu bir anlamda soyutlamadır ve diyalektik düşüncenin bir bölümünü oluşturur çünkü sonraki aşaması somutlamadır yukarıda belirttiğim gibi..Değişim o gözlemde değildir ,gözlediğiniz maddenin kendisindedir.Madde olmadan değişim denen şey de olmaz.Madde=değişimdir yani maddenin bir özelliğidir ve bu özellik maddeden bağımsız değildir.Bana maddeden bağımsız değişim gösteriniz varsa eğer.Ancak sizin ayırımınız , bunları da ayırmanıza ve haliyle birinden bağımsız öteki olabiliceğini düşünmenize , neticesinde de bu ikisinin aynı şey olmadığından hareketle,gözlenebilen ve gözlenemeyen ayırımı yapmanıza sebep olmaktadır..Eğer bu yapay ayırımı yapmaz iseniz ,fenomen ve numen denen yapay ayırıma da gerek kalmayacaktır.Bu ayırımın nerden çıktığını felsefe tarihi açısından ifade ettim ancak benimle ilgilisi yok dediniz.Burada da sanki sahip olduğunuz felsefi düşünce gökten zembille inmiş gibi bir inanışa sahip olduğunuzu, esasında bu görüşlerin birbirlerini etkileyerek zaman içerisinde biryerlere geldiklerini ,Sofistlerin yaratmış oldukları bir kaostan çıkabilmek için madde idea ayrımı yapılmış olduğunu ve aslında yapılmak istenenin ,bişeylerin bilineceğini ispatlamak olduğunu gözden kaçırdığınızı ifade ediyorsunuz aslında.Çünkü sizin sahip olduğunuz felsefi düşünce birden beliriverdi ve o yepyeni bir inanıştır ve diğerleri ile bir alakası yoktur.Burada da şeyleri birbirinden ayırma yanlışınız tespit edilebilmekte..Benimle alakası yoktur Metafiziğin diyorsunuz ancak tamamiyle metafizik düşüncenin etkisi altında şeyleri birbirinden ayırıştırmaktasınız..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Hicks parçacığının kesinliği yahut şu bu değil konu.Zaten varlığı teoriktir .Bakın teoriktir diyorum fizik bilimi içerisindedir yani maddenin ne olduğu bilimin konusu içerisinde vardır.Nasıl madde olduğu vardır..Cp simetrisi madde anti madde vs konularına bir bakınız..
Numen - fenomen ayırımından bahsediyorsunuz..Fenomenin gözlenebilir olduğunu numenin gözlenemeyeceğini ifade ediyorsunuz. Sadece şimdi değil , geçmiş yazılarınızda da bu ifadeleri kullandınız.Bu ayrımı yapmıyorum diyorsunuz ama yine de bu ayrımı yapıyorsunuz hangisi doğru?.Sırf bir çelişkiden kurtulmak için şu şunun ,bu bunun konusudura indirgediniz olayı ve hala numenin gözlemi bilimin konusudur diyerek numen - fenomen ayırımı yapıyorsunuz ...Siz böyle bir ayırımı baştan yaptınız zaten ,şimdi terk etmeye çalışıyorsunuz.Baştan yapmış olduğunuz için de (aksini söylemenize karşın) ,olayları bütünü içerisinde değerlendiremiyorsunuz çünkü düşünce sisteminizin temelini oluşturuyor.Epistemoloji ve ontoloji aynı şeyler değiller ancak birbirinden kopuk düşünülebilecek şeyler değillerdir dedim size..Onları birbirinden koparmak yapaydır.O bütünü parçalara indirgemek söyleminiz ise beni bağlayıcı değil.Somuttan soyuta ve tekrar somuta dır diyalektik materyalizm için bilgi edinme yöntemi.Yani parçadan bütüne ve bütünden tekrar parçaya..Siz saf materyalizmden habsediyorsunuz.Yazılarınızdan diyalektik materyalist görüş hakkında bilgi sahibi olmadığınız anlaşılıyor..Teke indirgemecilikten bahsediyorsunuz ki bu bir anlamda soyutlamadır ve diyalektik düşüncenin bir bölümünü oluşturur çünkü sonraki aşaması somutlamadır yukarıda belirttiğim gibi..Değişim o gözlemde değildir ,gözlediğiniz maddenin kendisindedir.Madde olmadan değişim denen şey de olmaz.Madde=değişimdir yani maddenin bir özelliğidir ve bu özellik maddeden bağımsız değildir.Bana maddeden bağımsız değişim gösteriniz varsa eğer.Ancak sizin ayırımınız , bunları da ayırmanıza ve haliyle birinden bağımsız öteki olabiliceğini düşünmenize , neticesinde de bu ikisinin aynı şey olmadığından hareketle,gözlenebilen ve gözlenemeyen ayırımı yapmanıza sebep olmaktadır..Eğer bu yapay ayırımı yapmaz iseniz ,fenomen ve numen denen yapay ayırıma da gerek kalmayacaktır.Bu ayırımın nerden çıktığını felsefe tarihi açısından ifade ettim ancak benimle ilgilisi yok dediniz.Burada da sanki sahip olduğunuz felsefi düşünce gökten zembille inmiş gibi bir inanışa sahip olduğunuzu, esasında bu görüşlerin birbirlerini etkileyerek zaman içerisinde biryerlere geldiklerini ,Sofistlerin yaratmış oldukları bir kaostan çıkabilmek için madde idea ayrımı yapılmış olduğunu ve aslında yapılmak istenenin ,bişeylerin bilineceğini ispatlamak olduğunu gözden kaçırdığınızı ifade ediyorsunuz aslında.Çünkü sizin sahip olduğunuz felsefi düşünce birden beliriverdi ve o yepyeni bir inanıştır ve diğerleri ile bir alakası yoktur.Burada da şeyleri birbirinden ayırma yanlışınız tespit edilebilmekte..Benimle alakası yoktur Metafiziğin diyorsunuz ancak tamamiyle metafizik düşüncenin etkisi altında şeyleri birbirinden ayırıştırmaktasınız..

Ben oyle bir ayrimdan bahsetmiyorum. Bu kelimelerin kavram algi farkidir. Yoksa bugun bilissel bilim, numeni de gozlemlemektedir. Numen de bir fenomenal algi olarak kavramdir ve fenomenden farki farkli anlam ve icerigidir. Yani biri somut digeri soyut kavramdir, ama ikisi de kavramdir.

Siz abductive reasoning ve anolojinin ne oldugunu biliyor musunuz?

Bunlar diyalektigin disinda kalir ve diyalektigin ufku ile algilanamaz.

Degisim maddede degil; onu gozlemleyen insanoglunun bilgisinde, bilimindedir.

Kisaca bunlar maddeye ait degil; insanoglu gozleminin maddeden elde ettigi algi ve bilgidedir.

O yuzden fazla uzun yazmadan, daha once ortaya koydugum aramizdaki bakis farkinin algilanmasi gerekiyor. Cunku bu algilanmazsa, siz benim dedigimi sadece kendi bakis acisi ile sadece yorumlayacaksiniz.

O yuzden ayrim yoktur, fark vardir. Bu fark ta metafik ile epistemolojik yani varlik ile bilgi bakis farkidir.

Bakin size basit bir soru?

Varlik mi bir bilgidir? yoksa bilgi mi bir varliktir?

Ayrica epistemolojiden ne algiliyorsunuz ve bu algi temelinde metafizikten farki nedir?

Bakin ayirmiyorum, sadece olan farkini soruyorum.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Benim iddiam ,numen fenomen ayrımını yapıyor iseniz KAÇINILMAZ olarak METAFİZİK düşünceye gidersiniz...Kişinin kalıcı olarak bilgisinin ötesinde birşeylerin var olduğunu ve nesnel bilginin mümkün olmadığını söylemek demek METAFİZİKTİR diyorum.-Alinti-

Metafizik farkli bir konudur, o yuzden metafizigi dusunce ve bilgi olarak paylasmak adina buraya yeni bir baslik aciyorum.

Metafizik, felsefenin varlik ile ilgili her turlu varliksal ideolojisinin, inancinin dusuncesinin ve tartismasinin yapildigi dalidir.

Metafizigin bir diger klasik anlami da; fizik otesi olarak algilanan; her turlu numenal yeti akil yaratiminin fiziksel ve bilimselk olmayan dalidir. Inanclar, doga ustu, dunya otesi ideolojiler, yasam sonrasi yaratilis uzerine mitolojiler, efsaneler, masallar, mistisizm ve her turlu bunlarin yarattigi karakterler bu konuya girer. Kisaca fenoimen olarak gozlem vermeyen ve bilimsel olarak ortaya konamayan ve bilimsellik disi akilcilik yaratimlari ve kurumsal, kurullasmasal, sistemsel, duzensel somut hale getirilmesidir.

Metafizik varlik konusunda iki ana farkta islenir.

Substential existance, yani mustakil var olan varlik

Relal existance, yani gercek varlik.

Bu konuda felsefi literaturde kendi dali bunyesinde tartisan bakis acilari, ideolojik inanclar da soyledir.

Materyalizm-madde
Idealizm-dusunce
Pozitivizm-yok. Yani pozitivizm mustakil var olan varligi yok olarak algilamaktadir.

Gercek varlik olarakj ta;

Objektivizm-nesne
Subjektivizm-ozne
Isimcilik-yok. Yani isimcilik gercek varligi yok olarak algilamaktadir.

Butun bunlar temelinde gercekligin aklin ideolojik/inancsal dogrulama paralelleri varlik olarak soyledir.

Materyalizm-nesnel olan madde gercektir.
Idealizm-oznel olan dusunce gercektir.
Pozitivizm-pozitif ve isimcilik olarak gerceklik yoktur.

Simdi bu kisa ve oz metafizigin felsefi literaturde ne oldugunu ortaya koyduktan sonra; sizin alintinizi yanitlayalim.

Birincisi ben arim yapmiyor farklarin birligini ortaya koyuyorum.

"Kişinin kalıcı olarak bilgisinin ötesinde birşeylerin var olduğunu ve nesnel bilginin mümkün olmadığını "-Alinti-

Birincisi bilgi metafizigin degil; epistemolojinin konusudur. O yuzden bilgi metafizik bakis acisi ile degerlendirilemez.

Ikincisi nesnel bilgi, epistemolojinin; nesnel varlik, metafizigin konusudur. Ikisi elma armut gibi birbiri ile mukayese edilemez.

Oyuzden metafizik bilgiyi degil; varligi tartisan felsefenin dalidir.

Bilgi konusu ise epistemolojiktir.

Bu acidan benim metafizige epistemolojik olarak bakis acim; yapilandirmaci epistemolojidir. Yani gerceklik insanoglu yapilandirilmisligidir. O yuzden ontoilojik gerceklik yerine yapilandirilmis gerceklik soz konusudur.

Ikincisi bilimsel olarak epistemolojik yani bilimsel felsefe bakis acisi; varligi degil; sadece bilgisini kavramsal olarak ortaya koyar. Bu da varligin hangi temelde ve hangi gerceklik ile ortaya konursa konsun, bilimsel olmadigi konusudur.

Son olarak metafizik, varliksal temelde ne ontolojik ne de teolojik (tanrinin varligi tartismasi) tartisma ve indirgemeli determinist ortaya koyma adina bilimsel degildir.

Benim her seye bakis acim ise bilgisel, bilimsel, bilissel ve kavramsaldir.

Buradaki kavramsali metafizigin subjektivizmi ile karistirmamak gerekir.

Eger varligi degilde bilgiyi yazisacaksak o zamanda tartisma alanimizin metafizik degil; epistemolojidir.

O yuzden bilgiden yola cikarak bir seyin metafizik oldugu ortaya konamaz. Cunku metafizik varligin konusudur, bilginin degil.

Bu acidan ve sizin alintiniz varlik degil; bilgi icerdiginden konu metafizigin degil; epistemolojinin konusudur.

Eger varligi tartisacaksak yeri burasidir.

Simdi buyrun bilimsel olarak alinan ve gozlem veren bilimsel taban olan fenomeni varliksal olarak burada degerlendirin.

Bilimsel olan fenomen degil; onun gozlemidir, yani bilgidir. Eger bunu degerlendirmek istiyorsaniz, bu baslik onun yeri degil.

http://www.felsefe.net/bilimsel-mak...igin-metafizik-ontolojik-quotcikmaziquot.html

Mesajlar 1 ve 12

Eger bilgiyi ve bilimsel felsefeyi tartismak istiyorsaniz; o da bu baslikta. Burada da bir den fazla mesaj var ve her bir mesaj epistemolkojinin farkli alanlarini degerlendiriyor.

http://www.felsefe.net/bilimsel-mak...vist-epistemoloji-yapilandirmaci-bilgi-3.html

Yukaridaki linkler cikmiyor.

Yeni linkler;

http://www.felsefe.net/bilimsel-mak...igin-metafizik-ontolojik-quotcikmaziquot.html

http://www.felsefe.net/bilimsel-makaleler/4052-constructivist-epistemoloji-yapilandirmaci-bilgi.html
 

UpBot

Kahin
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2021
Mesajlar
1,017
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Çok teşekkür ederiz. Başka düşüncesi olan?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst