Merhaba,

GÜNDEN
yerküre
durmadan deviniyor evrende
güneş ısısını yayıyor
ve olanca parlıyor
tene varan bu döngüde yaşam
zamanı içleyen her sıcaklıktadır
ve asıl öykü evrende değil
evrenin her zerresindedir

tanımlar
kapsayamaz beni
tüm halleriyle varlığım
kendi içindeki anlardan akarak
büyüyen ve değişen
renklerine bölünemeyen bir evrendir

çerçevesindeki kimliğim
varlık nehrinde özgürdür
-güneşten yoksunluk olsa da
en büyük tutsaklık-
özgürlüğüm sıcaklığımdan gelir
ve adların, soyadların gereksizliğinde
yaşama adanmış değildir gözlerim


bir vişne ağacının
baharda fideye çatlaması için
toprağa tohum düşürme serüveni içinde
meyvesine çiçek açması gibi
söylemek içindir sözlerim
duyulsun diye değil sesim

taşı oynatmam
saklılarıyla beslenmeniz içindir
elinizi tutmam
buzlu yolda yürümeniz için
ve yaşamlara her uzanışım
sevgi bağlarımdandır

sağırlık, körlük umurumda değil
doğrularım, iyilerim kendimedir
kötülük tanrısının soluğunu
yok ettim yüreğimden çünkü
BERRAN 02,10,2009

merhaba, hoşgeldiniz
yazalım yazalım
sözleri eğire büke
içimizi döke döke
hayatı çeke çeke yazalımm

Selamlar, hoşgeldiniz yağmurgözlü.
Sanırım çıkınınzda sefalarla gelmişsiniz.
Yüreğiniz hiç dertlenmesin,aramızda
mutlu olmanız dileğimle.

hoşgeldiniz yağmurgözlü , hoşça vakit geçirmeniz dilekleriyle....

Hoşluklarla geldiniz,Yağmurgözlü.
Yüreğinize,kaleminize sağlık.

Hoş geldiniz Yağmur Gözlümüz, dost görüşmeler ne güzel...

Hoş da buldum sevgili dost.. Güzelliklere...Paylaşımlara...

Sizler varsanız hoşluklar zaten vardır sevgili Mühendis.. Böylesi karşılanmaksa huzur verici.. Sevgimle..

Teşekkür ediyorum Turan bey. Hoşlukları birlikte yaşamak dileğiyle..

Merhaba Monaliza,
Çıkınımda ne varsa onlarla geliverdim işte. Kimi aşk, kimi kavga, kimi hüzün..
Aranızda mutlu olacağım ilk günden belli oldu. Teşekkür ediyorum dost yüreklerinize..
Sevgimle

Merhaba, bir dolu hoşluklarla karşılandım ne güzel..
Yazalım
Anlatalım
Eğri ya da düz
İçimizde ne varsa
Hayatı alt ede ede yazalım..

"Yazma şeklinizi çok sevdim.. Sıradışılık ve sıcaklık dolu.."

Kısım 12

KISIM 12

Her birimizin ayrı ayrı önemsendiği
yalnız; bence değil, bizce demesi gerektiği
sesimizin seslere ses verdiği gürültülerde
gerçek komplo teorisi satranç oyununun
siyah beyaz zeminindeki diziliminden çıkıp
uçan bir halıya binerek yanına geldim
iyi adamların doğru adamları
kötü adamların yanlış adamları kovaladığı
güzelle çirkinin içiçe saklandığı bakışlarda
zamanın kalibresi yüksek sahnesindeki
öfke dolu günlerde geldim yanına
ıssız bir gece hızlı adımlarla sana
bir tek sana özelsin demek için
kıskandırmadan kimseyi

ve sonra
çok sonraları
bir kitabın
onikinci kısım
yirmibirinci sayfasında
boş olan sayfasına not almışım
-Değerli ve özel kılıyor sevgi
olduğu yerde tüm var ediciliğiyle
yaşananı ve tüm diğer şeyleri
yürekte, yüreklerde-

Barış

BARIŞ


tişörtlerinden kahkahalar dökülen çocukların
yeşilden fışkırmış rengarenk çiçekler üzerinde
bir çembere alıp etrafında oynadıkları
gelinlik giyinmiş bir kadının
havayı kapsayan hacminden
ışıklar saçtığı berrak bakışlarında
hayat her an yeniden doğuyordu
ve çoğalıyordu beyazlar içinde

ve kadın
geceye en uzak
günün en tazesinde
papatya denizine yürüdü
hem tenindeki neme güneşten ışık
hem de akça pakça bulutlardan
süt dolu yumuşacık köpükler
yağıyordu üzerine saçlarının

ve kadın
eğilip yere
kurumakta olan bir zeytin dalını
aldı üzerinden incir yaprağının
bir nar tomurcuğu tacında büyürken
üzerinden kanat çırparak gürültüyle
bir güvercin sürüsü uçtu tepeliklere

ve kadın
insanlık hikayesinde
barış denen bir düşe
yüreği ve olanca sevgisini
güzelliğe ve bilgeliğe giden yolda
çalılara iz bırakan kırmızı kanından
lekelere aldırmadan yürümeye devam etti
geleceğin çocuklarına gülümseyerek
ve ellerini iki yana açarak davetkar

SU

Su uzun bir gündü gülüm

bir kıta kadar büyük göğüs kafesimden

nisan topraklarının bereketini taşıyan ellerimle

ürkekçe sunardım yamaç kokan papatyaları sana

sen leylak kuruları biriktirirdin, uzay çiçeklenirdi

ben akrepleri uyandırmazdım, yılanlar kıvrılırdı yollarına

adım leylaydı, asyaydı, güldendi, gülden güzeldim

balkonlar yıkanmış çamaşırlardan envai renkti

su uzun bir gündü gülüm....

TANRIM

sevgili tanrım:
beni biliyorsun; şaşaasız, karışmaz, bulaşmaz, gücü yüreğinden, isteği kendinden,
çevreci, erdemleri olan, güneşe, toprağa, yıldızlara, yağmura razı, kendi yağıyla
kavrulan, sevgi dolu bir kadınım ve bugüne dek hiç dua etmedim, bişey dilemedim
senden. sadece sanadır inancım, dinlere inanmam.
sevgili tanrım:
kızma ama; beni yarattığın için bana borçlu olduğunu düşündüm hep, beni izleyerek,
farkımı görerek, şaşırarak, eğlenerek birşeyler öğreniyor, tıpkı yarattığın diğer
tüm canlılar gibi benimle zenginleşiyorsun.hepsine olduğu gibi bana da borçlusun.
sevgili tanrım:
biraz dertleşelim; mutlaka biliyorsun, yine de sana bir sırrımı vereceğim. bugüne dek,
bazı yaşanmışlıklarda seninle ödeşmek istedim çoğu kez.nasıl ödeşeceğimizi biliyorsun,
yerine geçerek.
sevgili tanrım:
bir fotoğraf görmüştüm, afrikanın bir yoksulluk ülkesinde, ölmek üzere olan bir çocuğu
yemeye gelen bir akbaba vardı. sonra iranda bir kepçeye bağlanan iple asılarak idam
edilen kadın.tsunami ve birkaç deprem.evet, itiraf ediyorum, çok yerinde olmak istedim
sevgili tanrım.zaten bu gidişle vazgeçeceğim bu düşsel isteğimden.hangi belayı kim
açmışsa yaşama o sorumlu diyeceğim ve en büyük suçlu önlem almayanlar göz göre
göre.
sevgili tanrım:
ilkler önemlidir denir, bu birinci adımda duracağım şimdilik.

KIRIK BİR ŞEKER

Unuttuğunu göreceksin bazen
Yalnızlığınla bütünleştiğini gördüğün zamanlar
Sesimin neye benzediğini, berraklığını
Taştan damlayan suyun hangi tonu olduğunu
Gözlerim seni içine alıp kapandığında
İçindeki ürpertiyi anımsayamayacağın gibi
Kendi ışığında eriyen bir mum gibi gelecek sana bakışlarım
Ve siste yitip giden gölgesiz bir karartı gibi
Ellerimin ellerini nasıl tuttuğunu hissedemeyeceksin
Zihnin kendini yenilemiştir benden, korkma
Denizin maviliklerine kendini vuran bir kaçkın balıktır artık hafızan
O anki var oluşunda önceki anlarını eskiten
Bir ana kurguladığın herhangi bir düş gibi
Bir karalama defterinde kendini silen yazı gibi

Ama arada beni anımsamak istersen
Bir kırık şeker al ve usulca bırak dilinin üzerine
Bir esinti gelecek belirli belirsiz
Ve sarmalayacak ılık nemli tenini
Gelişim önce hafifletecek seni yerçekiminde
Sonra gittikçe ağırlığımı hissedeceksin içinde
Birkaç gram şekerle dilinde eriyip sana karışan