Kaybolan Yıllar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde NuriKara tarafından oluşturulan Kaybolan Yıllar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 457 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Kaybolan Yıllar
Konbuyu başlatan NuriKara
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Yıllar nasıl kayıp olur, sevgini göstermediğin yıllar sevgisiz yıllardır, sevgi adına kayıp yıllardır. Söyleyecek birşeyi olan susarsa, birşeyler kayıp olur işte, ne oluyorsa. Mesele bilmek, haklı olmak değil, mesele birşeyleri istemek. Benim hayatım ise başkalarının hayatına çelişkiler oluşturuyor: Kendimi anlatmam diğerlerine saldırıdır. Yada öyle algılanır. Ateist kendini anlatmak için Allah yok derken aslında bu bir reddediştir. Tabi benim gibi birşeyleri aşmış biri için değil. Birçoğu için. Ek olarak ben ateistlerin birçoğu gibi köşede yaşamak istemiyorum, yani onlar ben inanmıyorum deyip susup kendilerine bakıyorlar. Ben anlatmak istiyorum. İki site haricinde birkaç şey dışında birşey konuşmayan, yılları kayıp olmuştur. Herşeyi telafi amaçlı yazıyorum, ne şimdi düşündüm, ne yeni farkettim. İnsan düşüncelerini anında yaşamalıdırki yılları kayıp olmasın. Burada yazmak tatmin etmiyor, yine susacağım. Ne diyeceğimki. Yine ilgilenmedikleri şeylerimi anlatayım. Mesele anlatmak değil, mesele ilgilenmelerini sağlamak. Aynı şey sizin içinde geçerli. Yinede fark dileyen burada okur, ama konuşursam, zorunda kalırlar. O yüzden yazarken rahatım. Yıllarım kayıp olmuyor. Bu yönden kayıp olmuşsa ne olmuş, hayatım bundan daha geniş. Eskisi gibi kendimi yalnızım diye paralamıyorum. Sevmeye başladım. Aslında benimki bir başarı hikayesi. Zenginlik, şöhret, ilgi felan değil, huzuru elde etmek. Başarım hayatımı değiştirmek değil, kabüllenmek. Çok büyük bir başarı. Biraz daha yazayımda, daha fazla kaybım olmasın. Dermişim, yazılarımı özenle kırpıyorum. Benim anlatmak istediklerim + dinlemek isteyebilecekleri. İkinci kısım %50'den fazlasını eliyor. Yinede bunu dillendirmek bile bir iş. Yani zıt şeyleri paylaşırken, köpeği derken baya özenle karar veriyorum. Malum insanlar için öğrenmek 5. planda iken öğrenmekten keyif almak 1. planda. Neyse gömdüm. Buda özenle seçildi. Haklılarda baya, yani sen haklısın, sırdaş falan edinmedim yani. Sana anlatıyorum, ama seni dışında tutuyorum, sözüm meclise. Hoşuna gidecek birşeyler bilseydim onları anlatırdım. Var aslında. Ama beni tatmin etmez. Gömmekten tatmin oluyorum. Bu ilgilendiriyor beni. Ben, sen. Nerde kalmıştım. Filmde hapishanede bir sahne vardı; not yazıyodu seni tanımasamda sana hayatımı anlatacağım filan diyordu. Bende tepki beklemeden yazıyom işte. V for Vendetta. Gerçi ben öğretmeyi amaçlayarak yazıyorum, ops. Bir çelişki daha, sen öğrenmeyi amaçlayarak okumuyorsun. Çelişkileri kendime saklamalıydım, yoruldum. Konuşma dili, en azından yazmaktan keyif aldım.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Bazen mısralara bir harf bırakırsın onu anlamlandırmalarını istersin bazen öyle yazılar yazarsın ki içerisinde ne bir replik nede bir betimleme olur.....

Aslında biliyormusun...


Kaybolan geride kalan yazılar yada düşünceler değildir var olan zamanın silerek hayatımıza yön vererek devam etmesidir...Bugün yazdık anı yaşadık yarında öyle olacak ama yarın için anı yaşamış olacağız sonrası peki daha sonrası için ne olacak yani zamana karşı koyabilmek için adeta hergün yazmak gerekir ama bu ne yazık ki mümkün değil...

Bugün yazılanların hepsi gelecekte belki hatıra belkide eskimiş yazılar olarak kalacak belkide hiç kalmayacak....Hayatımızın garantisi yada yaşamımızın bize sunacakları getiriler kesin var diyebilirmiyiz diyemeyiz..

İnsan kendini neden boşlukta hisseder bilirimisin hiç bu soruya yanıt aradın mı bilinmez ufak bahsetmek gerekirse... aslında boşlukta hiçbir zaman olmadık sadece olduğumuzu düişündük öyle düşünmek bize huzur verdiği için öyle yaptık...

İnsan zaman içerisinde bir çok anısını fotograf çekerek ölümsüzleştiriyor acaba gerçekte böyle mi ...bence değil insan var olduğu sürece anısı fotografta kalacak insan ne zaman dünyadan ayrılır anısıyla birlikte tarihin derin sayfalarını gömülür...

Çünkü yaşamın dogası böyle doga beraberinde bir çok şeyi temizler bizler farkına varmadan bir çok işler başarır....İnsan düşüncesini söylediğinde sadece düşüncesiyle birlikte yaşar ama geerçekte yaşayan hayat bulan insanın duruşu ve çizgisidir bunlar insana kazanım ve özveeri getirileri sağlar...

Yaşamda bir oradan bir buraya koşturur dururuz ne için bu kadar mücadele insan öleceğini biliyor ama yine bir mücadele ediyor sizce neden böyle oluyor....

Aslında cevap basit söylemek gerekirse Yaşamda mücadele vermek aslında var olan gözükmeyen bir savaşın anatomisi gibidir bu savaş öyle bir cephede yer alır ki bu cephede olmak için her gün neredeyse ateş altından geçer insan ne için yaşamında rahat ve konfor elde edebilmek için

Kaç insan başarılı olur sadece bin kişde 1 kişi istediği rahatlığı bulur geride kalanlar ise sürekli kazanım için çalışmak ve üretmek durumundadır...

İşte hayat böyle güzel insan yaşamında bir çok şeye inanır yada inanmazsın ama bildiğimiz bir gerçek var şu zaman öyle bir oyun oynuyor ki insana öyle bir acımasız ki insandan bir çok şey aldığı gibi bir çok şeyde verebiliyor ve o yüzden diyorlar ki hayatı değil zamanı iyi anlayın diye....Zamanı anlarsak yaşamı ve yaşamın teorilerini de daha iyi kavrayabiliriz diye düşünmekteyim..

Böylece.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Yıllarım kayıp olmadı. Kaybolmuş gibi geldi. İyi hissetmeyince insan sağlıklı düşünemiyor. Önce kendi psikolojinizi düzeltin, bu olmadan olmuyor. İnsan kendine yardım edemiyorsa başkalarına nasıl yardım etsin. Bide onların yükünümü sırtlanacak? Zaten iki büklüm sürünmesimi lazım?
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Mutluluk nedir? Sahip olmakmı? Ona sahip olursam mutlu olacağım... Sahip olunmadan da mutlu olunabilir dersem, gülermisiniz?

Mutluluğa bir başka tanım getirecek olursak, işlerin yolunda gitmesidir. Sıkılmak işleri rayından çıkartır. Hem işler yolunda olacak, sıkıntı olmayacak. Nasıl olur da sevdiğim kız beni sevmediği halde işler yolunda olabilir? Aşık olmadığımdandır. İşsiz olup da nasıl mutlu olabilirim. Ailem bana baktığındandır. Sevdiği kızla beraber olup, iş sahibi de olan nasıl mutsuzdur? Dünyanın dertleri bitmediğindendir. Çok büyük birşeye sahip olup da, büyük bir kaybetme korkusu yaşayan çok mutludur(!).

Mutluluk sahip olmak olsun, huzur işlerin yolunda gitmesi. Sahip olup da korkanların işleri aksamıştır, sahip olup da yapacak işi kalmayanların işleri büyük aksamıştır, sahip olup da bütün gününü onla bunla geçirip kendilerinin ne kadar zor durumda olduğunu görmekten kurtulanların işleri aksıyordur, farkında değillerdir.

Bence değerli olan huzur, sanılanın aksine sahip olununca huzur kollarını açıp size koşmuyor. Kendinizle mutlu olun.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
@NuriKara
Aynen öyle hayatta ki mutluluğun en birincil önemi insanın kendisiyle barışık olabilmesidir İnsan kendisiyle ne kadar barışık olursa hayatı anlamlandırması ve hayata dönük isimlendirmeler yapmasıda bir o kadar kolay olur...

Bazen en ufak şeylerden bile insanın mutlu olabilmesini iyi bilebilmesi gerekir....Bazen hayata sadece dünyalık gözüyle bakmamak gerekir eğer dünyayı farklı bir pencereden görmeyi başarabilirsek aslında hayatın bizlere ne kadar güzellikler sunabildiğinide yakınen görmüş olacağız...

Karıncanın dili yoktur içini dökemez yada aklı biz insanların gibi değildir...hayatta ki yapacağı herşey kraliçenin verdiği görevler üzerine olur hayal kuramazlar gün boyu sürekli çalışırlar iyi bir stokçulardır kışın meyvalarını yerler ama kışın bile delikleri içerisinde sürekli çalışırlar...

Karıncaların hayatı bizler gibi değildir ama değerli yanları vardır takım olmayı birlikte çalışması ve sürekli üretmeyi iyi bilirler....Biz insanlar ise böyle değiliz duygularımız hayallerimiz ve isteklerimiz var biz insanlar olarak bir araya geldiğimizde de bir çok şeylerde kazanımlar sağlayabiliyoruz..

Ama bizi diger canlılardan en büyük etmenimiz zekamızdır bu bile bizim mutlu olabilmemiz için sadece nedenlerden biridir diyebiliriz Hayatı nasıl görüp nasıl algılayabildiğimiz çok önemli...Bazen mutluluklar yanı başımızda yakınımızda olur ama göremeyiz o yüzden görebilmek ve mutluluklara degerler katabilmek umuduyla diyelim..

Böyle..
 

UpBot

Kahin
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2021
Mesajlar
1,017
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Teşekkürler. Konuyu güncel tutalım herkes görsün :)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst