Karma Eğitim Sistemi Üzerine

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Ümit Zafer Bağcı tarafından oluşturulan Karma Eğitim Sistemi Üzerine başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8,157 kez görüntülenmiş, 75 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Karma Eğitim Sistemi Üzerine
Konbuyu başlatan Ümit Zafer Bağcı
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Ümit Zafer Bağcı

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Öyle bir dönemde yaşamaktayız ki, gece yastık diye başımızı koyduğumuz aslında taş, üstümüzü örttüğümüz ise ateş yumağı. Dışarıda attığımız adımların bizi başarıya götürdüğünü sanıyoruz ama attığımız her adım cehennemden bir o kadar yer ayırıyor bize. Hepimiz acınacak durumdayız. Uçsuz bucaksız bir kuyudan, sarf ettiği enerjinin karşılığında büyük bir heyecanla zehir içen insanın durumundan farklı değiliz. Ama şuan daha kuyudan su çıkarma aşamasında olduğumuz için gayet rahatız. Dur! O kuyuda su değil, zehir var diyenlere ise gülüp geçiyoruz. Ah bizim gibi zavallı insanlara ki ne ah, zehir damarlarımızda dolaşınca anca kendimize geliyoruz. Bu yazımda değineceğim konu da amansız bir zehri damarlarımızda dolaştıran bir meseledir ki; üzülerek söylüyorum, bazı insanlar bu meseleye çok farklı açıdan bakmaktadırlar. Çünkü o insanlar hâlâ su bulacakları umuduyla yaşamaktadırlar. Oysa yanlış kuyunun başında, yanlış düşüncelerle çekmektedirler kopmak üzere olan ipi.


Evet, bu yazımda bahsedeceğim konu: “Karma Eğitim Sistemi” üzerine olacak. Bozulmuş Hristiyanlık ve Darwinizm felsefesiyle yaşamlarına yön veren Avrupalılar, ne yazık ki bizim de boynumuza zinciri geçirmeyi başarmış ve bizi istedikleri yöne çekip durmaktadırlar. Ne şanlı kültürümüz, ne de yaşama gayemiz olan dinimiz sağlıklı bir şekilde bizimle kalabilmiştir. Bir milleti savaşlarla yok edemezsiniz ama o milletin kültürel ve dini inançlarına fitneler sokarak, o milleti kolayca egemenliğiniz altına alıp yok edebilirsiniz. Zaten batılı liderler de açık açık bu durumu ifade etmişlerdir. Mesela; Lawrence Brown: “İslam, sömürgeciliğin önündeki tek duvardır.” Demiş. İngiltere Başbakanı Gladstone: “Kur’an Müslümanların elinde olduğu sürece Batı, Doğu’ya hükmedemeyecektir.” Demiş. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Demek istediğim o ki, batının egemenliğine girmemizde ki tek neden kültürümüzü ve dinimizi göz göre göre batıya satmamızdan kaynaklanıyor. Ve durum böyle olunca da benim gibi; tekrar özümüze dönüp, eski şanımızı kazanmamızı ve ahiretimizi kurtarmamızı isteyen ve bu yüzden bu tip konulara değinen yazarlar bazı kesimlerden tepki görüyorlar. Oysa o kesimler de bizlerdendirler ama ne yazık ki ya Batı ile bir çıkar ilişkileri var ve sırf bu yüzden kimliklerini satıyorlar ya da Avrupa kendi fikirlerini onlara çok kötü bir şekilde empoze etmiştir. Şimdi bu anlatmak istediklerimi “Karma Eğitim Sistemi” ile bağdaştırmak istiyorum.



Yukarıdaki paragrafta kültürel ve dini değerlerimizin bizden alınmasıyla, batının egemenliğine girdiğimizi söylemiştim. Bu yüzden günlük hayatımızda hemen hemen her şey kendi özümüzden kopmuş ve batıya özenti başlamıştır. Ben, batıya özentiyi bir kuğunun kargaya özenmesine benzetiyorum. Yaşanan bu özentiden okullarımız da etkilenmiştir. Ezberci zihniyetle çocukların yetiştirilmesi gibi olumsuz durumlara bu yazımda yer vermeyeceğim. Kız ve erkeklerin bir arada eğitim görmelerinin doğurduğu olumsuzluklara değineceğim. Kimse inkâr edemez ki; kadın ve erkek, ateş ve barut gibidir. Nikâhsız bir şekilde bir araya geldiklerinde manevi yönden birbirlerini yok ederler. Günahların en büyüklerinden olan zinaya kapı açılmasına vesile olurlar. Zaten yüce Allah, Kur’an’da zina yapmayınız demiyor! Zinaya yaklaşmayınız diyor. Yani zinaya yaklaştırıcı unsurlar da zina yapmak kadar tehlikelidir. Yine kimse inkâr edemez ki “Karma Eğitim Sistemi” zinaya teşvik edici bir niteliktedir. Öğrencilerin kalpleri temiz olabilir ama ne yazık ki ateş ve barut bir arada bulunamaz. “Karma Eğitim Sistemi” her geçen gün okullarda kızların cinsel tacize uğramasına neden oluyor. Ergenlik çağındaki kız ve erkeklerin, dersler yerine karşı cinsle ilgilenmesine ve ahlaki yozlaşmanın meydana gelmesine yol açıyor. Bir kız, eğitim-öğretim hayatı boyunca en az on erkekle flört hayatı yaşıyor ve ileride birisiyle evlendiği zaman, evlendiği kişinin birçok arkadaşıyla daha önce flört hayatı (zina) yaşamış oluyor ve hiç utanmadan o kişiye kocacığım diyebiliyor. Bu durum erkekler için de geçerlidir. Peki, nerede kaldı bizi hayvanlardan ayıran ahlâk? Kızların ve erkeklerin küçük bir odada iç içe bulunuyor olması dinimizde ki üç yasağı da aynı anda zuhur ettiriyor: Göz zinası, dokunma ve konuşma. Bir hadisinde peygamber efendimiz, göz zinası işleyenlerin ahirette gözlerine ateş doldurulacağını bildiriyor. Televizyonlarda da sık sık şu tip haberlerle karşılaşıyoruz: Liseli aşık sevdiği kızı acımasızsa öldürdü, okullarda yaşanan cinsel taciz olayları bitmek bilmiyor, tecavüze uğrayan genç kızların sayısı artıyor, ülkemizde aile kurumu bir çöküş içerisinde, kocası tarafından şiddete maruz kalan kadınların sayısı gün geçtikçe artıyor, aynı sınıfta olduğu kızdan karşılık alamayınca hem kızın hem de kendisinin canına kıyan gencin ailesi yas içinde… Yazdığım örnekler ve daha basına yansımayan niceleri hep bu “Karma Eğitim Sistemi” yüzünden yaşanmaktadır.



İslam, gençlerin evliliklerinin ne kadar erkene alınırsa o kadar faydalı olacağını söylemektedir. Yoksa siz ergenlik dönemine girmiş, hayatının en güzel ve alımlı dönemlerinde olan kızlar ile şehvetlerinin tavan yaptığı, Avrupa özentisine girmiş imansız erkekleri bir odada bulundurursanız sizin onları evlendirmenize bile gerek kalmaz. Onlar zaten flört başlığı altında siz velilerin haberi olmadan bütün ihtiyaçlarını karşılarlar. Sonra da siz garip insanlar, benim oğlum veya kızım okuyor, devletine ve milletine ahlâklı bir birey olacak deyip, gece gündüz boş umutlar için ter akıtır ve ekmek parası kazanıp da çocuklarınızı okutma çalışırsınız. Oysa evlatlarınız kendi ellerinizle gönderdiğiniz okullarda şeytanın kucağında dolaşmaktadırlar. Evet, nadiren temiz öğrenciler olsa da gençlerin büyük bir kısmı, hatta dinine imanına bağlı olanları bile bu “Karma Eğitim Sistemi” tuzağına düşmektedirler. Aynı örnek üzerinden ilerliyorum, eğer ki siz ateş ile barutu aynı kutuya koyup sonra da barutun sağlam kalmasını bekliyorsanız, bu beklentiniz tozpembe hayalden öteye gidemez. “Karma Eğitim Sistemi” sadece kızlara zarar vermemektedir. Aynı sınıfta kızlarla bulunan ve ergenliğin etkisine yenik düşen gariban erkekler, kızlara ulaşamayınca psikolojik yönden tahribata uğrayıp sapıklığa başlıyorlar. Bu durumun sonucunda ise daha yüzünde sivilcesi yeni çıkmış çocuklar genelevlerde sıraya giriyorlar. Okuldayken erkeklerin küfürlü sözlerinden, tacizlerinden etkilenen bu gariban kızlar da ekmek parası için vücutlarını satmayı hiç garip karşılamıyorlar, nasıl olsa çocukluktan beri cinsellik üzerine çok deneyimleri olmuştu. Veya kahvehane köşelerinde oturan gençler, yoldan geçen her kıza bir metre eğilerek, farklı âlemlere dalmışçasına bakıyorlar. Zaten kültürel ve dini değerlerimiz elimizden alınmıştı, böylece gençlerin nefislerine de engel olacak bir unsur kalmadığından sokaklar fuhuş hanelere dönüyor. El ele gezen gençlerin yanı sıra, sokak ortasında öpüşen gençlerde gün geçtikçe artıyor. Gençlerin bu durumunu görüp de müdahale etmeyen deyyuslar da peygamberimizin hadisine mazhar oluyorlar. Peygamberimiz: “ Deyyuslar (ahlâkı bozukluktan rahatsız olmayanlar) cennete giremeyecektir.” Demiştir. Maalesef ki, çoğu anne ve baba da “Karma Eğitim Sistemi” ile eğitim veren okulların bu kötü yönünü bildikleri halde çocuklarını bile bile bu kurumlara göndermektedirler. Bu tip insanları Allah ıslah etsin! Biz sokak köpekleri değiliz, insanız insan!



“Karma Eğitim Sistemi” ülkenin başarı oranını da düşürmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde bu sistem uygulandığı için, içinde bulunduğumuz yüzyılda insanlığın bilimsel ve kültürel alandaki gelişmelerde gerilediğini görmekteyiz. Çünkü okula bilgi öğrenmek için giden öğrenci sayısı oldukça azalmıştır. Bir öğrenci ödevlerini değil, okuldayken bugün karşı cinsin hâl ve hareketlerini düşünüp, uzunca hayallere dalıyor. Yarın derste daha başarılı olabilmek için nasıl hazırlık yapmalıyım telaşına değil, yarın karşı cinsi etkilemek için ne giyinmeliyim telaşına düşüyor. Fakir gençler ise farklı bir psikolojik darbeyi de bu taraftan yiyor. Erkekler, kendilerini kızlara göstermek için sınıfta öğretmene kafa tutuyor veya kendi aralarında kavga ediyorlar. Kızlar da saç-baş yolma eğilimine giriyorlar. Bu gençlerin evlenip yuva kurduktan sonra yetiştirecekleri çocuklardan da hayır beklemek yanlış olur. Tinerci ve sokak çocuklarından daha ötesi şansa kalmış.


Belki kendini çağdaş sanan bazı kesimler fark etmemektedirler ama toplumumuz gün geçtikçe helak olan kavimlerin yaşayışlarına paralel bir yaşam sürmeye başlamaktadır. İslam’dan uzaklaştığımız yetmiyor, Allah’a küfür edenlerimiz bile zuhur etmektedir. Sırf sevdiği kıza kavuşamadı diye kendini sigaraya, içkiye veren gençler, intihar edenler gün geçtikçe artmaktadır. Bu olumsuz durumların önüne geçmemiz gerekmektedir. Yoksa ileride büyük felaketler bizi beklemektedir. Bu durumun önüne geçebilmek için de, kızlar ve erkekler aynı okullarda eğitim almamalıdırlar. Ve bilimsel derslerin yanında, dini derslere de ağırlık verilmelidir ki, ahlâkımızı tekrar canlandıralım
 

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
Sadece karma eğitim başlığını ayırarak cins unsurlarını tecrit yaşatamayacağınız gibi,diğer toplumsal yaşam alanlarınıda cinsiyete özel alanlara çeviremezsiniz.Dolayısıyla zihniyet değişmezse değişen birşey olmaz.İslam toplumu olmak diye bir dayatmayı şu aşamadan sonra kimseye yapamaz sayın iktidar.Ama benim kalbim temiz diyenlere göster o zaman dediğim çok olmuştur mesela kızıpta, ama hakikat kalpte ise ve kalbin oluşum etkeni aile ve temel anneler ise birey yetiştirmesi hasabiyle,karma eğitime karşı çıkılacağına pozitif ayrımcılıkla kadınlara özenli strateji ve iyileştirmeler saydığınız dejenerasyonlara çare olabilir..
Üstelik nerde yaşarsınız bilmem ama azınlık tutumu gerçeği yansıtır diye bir doğru yoktur,yada yanlışı..yazıyı gören çocuğunu okuldan alır sizin bakışınızla,abartıyorsunuz..
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
meyelan, zihniyet anca farklı bir sistem ile değişir. Bu sistemin zihniyeti ortada işte, bu zihniyet çürük çıktı. Osmanlı 600 yıl gayet güzel bir şekilde yaşamını sürdürmüş, çünkü İslam egemenliği vardı. Biz diyoruz ki gelin bir de Osmanlı gibi İslam ahlakıyla ahlaklanalım, bir de onu deneyelim. Evet, insanın kalbi temiz olmalı, insan da sistemi belirler ama insanın kalbini bu sistem ile maalesef temiz tutamazsınız sokağa çıktığı zaman bir insan maalesef istemeden de olsa kalbi kirleniyor. Aslında bütün veliler çocuklarını okula göndermeyip, protesto yapmalı. Kız ve erkekler ateş ve barut gibidir meyelan. Ateş ve barutu ayırıp, daha kaliteli eğitim verilebilinir...
 

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
zihniyet değişmeli gibi nefret ettiğim iki kelime bileşeni azdır.. kullanmışta olsam.sandalyeyi ters çevirip kahvehane masasında söylenmiş saçma bir laftır nazarımda.Ne tek tip fikir ,ne tek tip dayatma(din,ahlak,kanun,kural,örf...)insani ve paylaşım içerikli,ortak kabul görmüş değildir.Zulme direnmek her ideolojinin kesinidir ki böyle vay ateş-barut,doğru-yanlış,günahkar-sevap(kar) diye birileri ,kendince topluma yafta yapıştırmaya kalkar,sınıfsal fark arar ise asla ve kat'a ''amaç topluma hizmetse ''hiçbirşey yapmış sayılmaz zarardan başka.
Allah için dine hizmet ise güya amaç,nefsin cihadı kılıçların (toplumsal baskı unsuru olabilecek)cihadını çoktan aşmıştır.İnsan bağrında sakladığının zehrinden kurtulmalı önce.
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Aslında aynı şeyden bahsediyoruz sadece ben sizin o bağrında sakladığı zehir dediğiniz şeye "nefis" diyorum. Allah, insanlara aklın dışında nefiste vermiştir. Nefis, insanı daima kötülüğe yönlendirir. Hayalini kurduğumuz ideal toplum yapısını oluşturabilmemiz için öncelikli bu kötü zehir olan nefsi terbiye etmemiz lazımdır. Bu da kanıtlanmıştır ki anca din yoluyla yapılır. İnsanın ahlakını güzelleştirmeden istediğimiz ideal toplum düzenini kuramayız. Yazımda yazdığım gibi eğer ki bir erkek imanlıysa zaten karşısındaki kıza karşı mesafe koymaya çalışır ama imanı çok sağlam değilse bu karşı koyma bir yere kadar sürer ve erkek nefsinin egemenliğine girer. Ama kız-erkek ayrılırsa her iki taraf içinde daha yararlı olur. İslam olursa asla toplumsal baskı olmaz. Bakınız laiklik dediniz ama başörtülü kızları okulu almadınız. Laiklik dediniz ama ülke içindeki bölünmüşlükleri, kavgaları, işsizliği, sağlık sorunlarını çözmediniz. Kız ve erkekleri bir odaya kapattınız, taciz, tecavüz, aile içi şiddet ve ahlaksızlık gibi olaylara perde araladınız. Ama ne yazık ki yine bu gibi olayları ya görmek istemiyorsunuz, ya da sebebini başka yerde arıyorsunuz...
 

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
Objektif bakış yoktur bence ,ama az subjektif olarak bakmaya ve genelin huzuruna dair yazıyorum,hiçbir dinde toplumsal oyuklar açmaya yönelik emir bulamazsınız,bahsettiğiniz İSLAM temelli yaklaşımı dayatamazsınız diyorum.Pozitif ayrımcılık ve inançların ne olursa olsun desteklenmesi konusunda ısrarcıyım.Tüm kötülüklerin anası şudur işareti ,parmağın doğruluğunuda sorgulamayı gerektirir.
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Benim de size demek istediğim şu ki, sizin görüşteki insanlar dünyaya geliş gayemizi bilmemektedirler ve bizi yaratanın varlığını idrak edip, onun istekleri konusunda adım atmamaktadırlar. Sanki dünyada sonsuza dek yaşayacaklarmış gibi davranmaktadırlar. Bu yüzden İslam dediğimiz zaman bu tip kişilere zorlama gibi anlamlar yüklenebiliyor. Ama biz insan isek bunun gerektirdiği gibi yaşamalıyız. Farklı düşünen insanlara da bunu idrak ettirmeliyiz. Yoksa süresiz dünyada yaşayacak olsaydık dediğiniz gibi bazı sistemler getirebilirdik. Ama şuan İslamın ön gördüğü sistemden başka çaremiz yok. Anca İslam ile bu olumsuzluklar düzeltilebilir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Karma-şık bi konu galiba bu, Eğitimin başında karma şık durdu?
Neden karmaşık sözcüğü, Karma karılmış, karıştırılmış anlamına geliyorda ondan olmalı;
Her şeyi birbirine karıştırmış, ellerine yüzlerine bulaştırmış olmalılar o zaman, yanılıyor muyum;
biri onlara doğruyu anlatsın ya da gerçeği göstersin, Karılmış hamurdan un seçmeye çabalıyorlar,
bunlar saçmalık, saçmalık emi insanoğlu,
Ekmek olmuş hamurda eril-dişil un arıyorsunuz;

Ben, bu karma eğitim, karma nedir diye google a sordum ve " karma " yazdım şu sonucu getirdi
Karma; hem fiziksel hem de zihinsel her türlü eylemin sonuçlarının kaçınılmaz olduğunu ifade eder; Tüm eylemler ve düşünceler, Karma’yı oluşturur ve karmaşık dünyaya yön verir.
O halde en var bunda, Karma karma öğrenim olsun, emi!
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Kar beyazdır ve yığılır üstüste, iyice bekeşinde ayrı ayırabilirsen kar tanesini;

Kar-a ve kar anlık sözcüğü anlık bir kar yağışını ifade etemz tabi,
Karanlık sözcüğü bile beyazdan, aktan ve aydınlıktan yapılır, Kar dan yaılır, Işıktan yapılır, Işığın yokluğu varsayımıdır karanlık;
Yokluğunu varsayan anlık kar'dadır, kar'anlıktadır;
Anlık kâr kazanç getirmez, Çok yağarsa birikim yatırım olur, Geleceğinize yatırım yapın; bol suyunuz olur;
Yoksa kıvranırsınız susuzlukta, bilgisizlikte, ışıksızlıkta, anlık kâr ' da , kâr'anlıkta;
Aydınlığa yatırım yapın
Işıkları yakın, yakmaktan korkmayın, yakın,
Bilgi yakmaz adamı, Bilgisizlik yakar,
Karanlık yakar,
kim kimi yakacağım demişse işte,
Yakın boşverin ışıkları yakın,
 

speech

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
6 Haz 2013
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
Puanları
0
karma eğitimi savunanlar, karma tuvaletler, duşlar, soyunma odaları yapmayı unutmuşlar mı ne
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Metafor, (etsiz tuval- cansız tuval anlamında, tuval et giyinirse canlanır ne olur değil mi? Tuvalsiz etler var?)
Diderot, Oyunculuk üzerine aykırı düşünüşler, tuval search)

Ama, sokakta herhangi bir kaza ve yıkım karşısında biriken bir sürü adam, birdenbire ve her biri kendince doğal duyarlılığını belirtince, kimse kimseye uymasa da, yine olağanüstü bir gösteri; yontu, resim, müzik ve şiir sanatları için binlerce değerli örnek ortaya çıkmış olmaz mı?
BİRİNCİ – Doğru; ama bu gösteri, sanatçının onu sokak ortasından sahneye ya da tuvaline aktarırken içine kattığı oran ve uyumdan doğacak seyirlikle karşılaştırılabilir mi? Bunu savlıyorsanız, ben de size şunu sorarım: sanat, kaba doğanın ve rasgele bir düzenin, kendisinden daha iyisini yaptığı şeyleri bozmaksa, öyleyse sanatın o dillere destan olan büyüsü nedir? Doğanın güzelleştirilebileceğini yadsıyabilir misiniz?
----
Gidin de Lagrenée’den “resim”i betimleyen bir tablo isteyin; tuvaline, bir parmağına paleti takmış, bir eline fırçayı almış, şövalenin karşısında duran bir kadın resmi yapmakla isteğinizi yerine getirdiğini sanır. Kendisinden “felsefe” tablosu isteyin; gece, lamba ışığında, masasının başında, bir dirseğini dayamış, üstü başı biraz perişan, saçları dağınık, düşleme dalmış gibi bir şeyler okuyan ya da düşünen bir kadın resmi yapar ve bunun “felsefe” olduğunu sanır. Kendisinden “şiir” tablosu isteyin, tutar size, başına defne dalından bir taç geçirerek, eline bir tomar kâğıt vererek aynı kadının resmini yapar. Yok, istediğiniz “müzik”se, bu kez aynı kadının eline bir tomar kâğıt yerine bir lir tutuşturur. Kendisinden “güzelliğin resmi”ni isteyin, tümüyle aldanmıyorsam göreceksiniz, karşınızdaki sizin ondan ve sanatından yalnızca güzel bir kadın resmi istediğinizi sanacak.

O sizin oyuncunuzla bu ressam, her ikisi de aynı suçu işliyorlar. Ben, oyuncuyla ressama şöyle derim:

“Oyununuz, yazarın yarattığı genel düşüncenin pek altında kalan bireysel bir portreden başka bir şey değildir. Size gelince, sizin tablonuz da kopyasını dilediğim canlı modelin pek aşağısında, bireysel bir portredir.

 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bu da karma/karmik şiir
(Shakespeare in 66. sonesinin, 3 kişi tarafından yapılmış aslında 3,5 atan 4 tane çevirisi var,
Neden 3,5 atıyor, çünkü iki çeviri aynı kişi tarafından yapılmış ve yarısı ortak bu nedenle 0,5 uçtan attık)
Ben internetin yalancısıyım, hepsini bulabilirsiniz, İşte bu şiirleri karmaladım ve karıştırdım, Azda coverladım, yeniden yorumladım, Bakalım ne çıktı ortaya; Şiirin yeni adı;)

Karma eğitim;

vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
bakın, gönlü ganiler sokakta dileniyor.
işte en temiz inanç kalleşçe çiğneniyor.
yoksullar mutluluktan habersiz,
erdemden yana nasibi olmayanlar allı pullu giysilerle caka satıyor
Sarsak yönetimlerce becerikli insanlar engelleniyor
ayaklar altinda insan onuru,
gerçek yetkinlik haksızca çarpıtılıyor
sanatın dili bağlanmış yetkili kişilerce,
zorba sanatın ağzına tıkaç tıkmış.
Kültürle bilimin de dili baglanir yetkili kisilerce
aksayan yöneticilerin yönetimi güçten düşürüyor
Pırıl pırıl namuslu kişi edepsizce yerinden ediliyor,
Bilgiçlik taslayan beceriksizlik, gerçek hünere yeğ tutuluyor,
Bilgiç geçinen sarlatanlar yönetir, bilgili adami,
Iyilik kiskivrak kul köle edilir kötülüge,
Dogru sözlü kisinin aptala çikartilir adi. (abdal-deli)
yalın gercek safdillilikle karıştırılır
işte en saf gerçeğin adı saflığa çıkmış.

vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
gel gör ki ölüp gitsem, yalnız kalır sevgilim.
 

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
Benim de size demek istediğim şu ki, sizin görüşteki insanlar dünyaya geliş gayemizi bilmemektedirler ve bizi yaratanın varlığını idrak edip, onun istekleri konusunda adım atmamaktadırlar. Sanki dünyada sonsuza dek yaşayacaklarmış gibi davranmaktadırlar. Bu yüzden İslam dediğimiz zaman bu tip kişilere zorlama gibi anlamlar yüklenebiliyor. Ama biz insan isek bunun gerektirdiği gibi yaşamalıyız. Farklı düşünen insanlara da bunu idrak ettirmeliyiz. Yoksa süresiz dünyada yaşayacak olsaydık dediğiniz gibi bazı sistemler getirebilirdik. Ama şuan İslamın ön gördüğü sistemden başka çaremiz yok. Anca İslam ile bu olumsuzluklar düzeltilebilir.
Sizin görüşünüzdeki ile kastınız havada kalmış ve yersiz olmuş ben ile ilgili varsayabileceğiniz bir yargı sizi yanlışa düşürür sadce.Ben gibiler ise mesele ''insani hakları gözetilmiş''bir guruptur işaret ettiklerim.Dinde zorlama(din seçiminde)yoktur.Baki dünya hayatıyla bakan da yok zaten yaşama.Misyonerlik merakı artık herkesin bir misyonu olduğu dünyada da bir anlam taşımıyor.Ford kırmızı bir minübüs yazısında vardı huzur islamdadır diye evet.İslamı herkes tanrısı olan aklıyla bir kalıba sokmaya ve diğerine dayatmaya çalıştıkça fitneye vardık.İçine doğmayan doğruları savunmak her kişinin,hayatım yaşamım ve ölümüm yalnızca alemlarin Rabbi Allah içindir demek er kişinin işidir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
sanalmanik yazdıklarından bir şey anlamadım. Heralde amacında buydu :)

Üstadım, kirlendim ben,
Kirlendi ruhum/ruhumuz/
Karmakarışık her şey,
Nasıl çıkalım bu denklemin içinden, nasıl çıkalım bilmem, bilmem ben,
Sitemse size değildi sözlerim, ki benim sözlerimde yoktu ortada,
ama tuvalet duş benzetmesini, yakıştırmasını beğenmedim de yakıştıramadım da,
Şimdi çıkıp bende yama sama bi şeyler yazıp döküp öfkemi, öfke döküp saçıp gidemiydim, ben ne bilim,
aklıma didero çalındı o anda ki en çok "düşüncelerimin kılığın ıdeğiştirmektense susmak benim kolay olacak" sözü ki bu sözü bile yazsam susmamış olacaktım;
O sırada bu kitapla karşılaştım, içimden geldi içinde tuvalet sözcüğü aramak gedi içimden acaba var mı diye, hani firefox internet tarayıcı kelimeyi daha yazmadan buluyo ya, Ben tuval yazmış bulunduğumda bunlar çıktı karşıma, Bende insanı bende yapan şey et!se, etten ibaretse dedim, etsiz insan düşündüm, bi ruh olur , tıpkı bunun gibi etsiz tuval düşündüm,

Sözcüğün etimolojisine gittim, Ne güzel bi sözcükten türemiş, Tuval, Etlenmiş tuval insan gibi bedenlenir canlanır yani resmin canlanmasını ve gerçeklik olmasını simgeliyor, Dünya canlanmış bir resmin tuvali ve et giymiş haliyse dünya bi ettuval ya da tuvalet, Güzel bi benzetme oldu bu, Buralara girdiğim ve aklımı ve aynı zamanda aklınızı karıştırdığım için özür dilerim ben, kusuruma bakamyın siz benim, azıcık vardır kafamda eksikler, gedikler;

Hem duşa uydurduğumu yazmadım bile ben;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Daha açık konuşalım, konuşalım mı? Didero'nun ressamı ve oyuncusu üzerine, o zaman;

Ben anlamıyorum sizleri ve karanlık geliyor bana, Sisteminizin çakıl taşı, O da karanlık geliyor bana, Karanlığa sürüklüyor bizi, bizleri ve ben anlamıyorum sizi, Neden yapıyorsunuz bunu, bunları? Bilgiye ve ışığa değil karanlığa gidiyorsunuz tam aksine; İyiye, güzele, kurtuluşa ve hidayete değil karanlığa gidiyorsunuz tam aksine, Baktığım yerden çırçıplak böyle yorumlanıyor bunlar ve anlatamıyorum size ve sizlere, Ben fikir tartışması, münazarası ya da kavga peşinde değilim, anlaşılamayacaksam hiç konuşmak peşinde değilim, Bi kere benim gözümden benim açımdan bakmayı denemeyeceksiniz, Benim fikrimin de bi cazibesi/gerçekliliği olabileceğini savını bi kez olsun savlayıp sorgulamayacaksınız, Tüm sözlerim size attığım taşlar olur ve boşa gider, Ben taş atmak ya da baş kırmak derdinde değilim, Bi taş düşecekse başımıza bilgi taşı düşsün ki oda akıl yarar, Akıl yarasından, yarığından da sadece akıl fışkırır, kan değil, Ben anlamıyorum sizi, Benim bi şey savunduğum yok, Bi bildiğim ya da sandığım da yok ama ben anlamıyorum sizi, Yazınızı bitiremiyorum bile, Bana kapkaranlık geliyor, İçimi gıcıklıyor satırları, Bi üzüntü kırgınlık ya da öfkemi nedir tüm bunlar ben bilmiyorum, Ben bi barış ve uzlaşı peşindeyim neye kime laf yetiştireyim, Ben herkesle anlaşılmak istiyorum, Karma eğitimden bana ne, Bu sadece bi şey, tek bi şey; Ama benim yorumumla tümüyle karanlık, kapkaranlık, zifiri karanlık, bunu size anlatabilirim ya da kendi anlayışımı size nasıl geçirebilirim, iletebilirim, Elimde olsa kafamı söküp size vereyim bi takın bakın ki bu kafadan bu kapkaranlık zifkaranlık görülüyor yorumlanıyor ve inanılmaz olaganüstü sebepleri, sonuçları ve dinamikleri var bu yorumlamanın, ve oldukça geçerli de, Dediğim gibi elimde olsa aklımın içine girin, çıplak aklımın, buyurun gelin girin, kapım açık, kapım açık; Bir yalanı savlamıyorum ben kendi akıl ve düşünce dinamiğimi çıplakça ifade ediyorum size, apaçık, tüm çıplaklığıyla, hiç saklantılamadan, gizlentilemeden, Benimde bunlar ıdüşünmek geçerli sebeplerim ve bulgularım olduğu savını savlamalısınız, Yoksa nasıl anlaşalım;

Üstadım yazmayacağım dedimi kalem aktı diyelim, Ne dişi var kafamda ne kişi, İkiside aynı kişi, Farklı musluk takılmış çeşmeler ikisi de


Sözlerim uçup buharlaşıp gidecekse, bir yudum çay gibi içilmeyecekse aklınızca düşüncenizce, bi anlamı var mı? Sözlerim kızgın çöllere salınan su gibi buharlaşıp uçacaksa, Sözlerimden yağmur yağar sadece, yağmur yağar;
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
O sırada bu kitapla karşılaştım, içimden geldi içinde tuvalet sözcüğü aramak gedi içimden acaba var mı diye, hani firefox internet tarayıcı kelimeyi daha yazmadan buluyo ya, Ben tuval yazmış bulunduğumda bunlar çıktı karşıma, Bende insanı bende yapan şey et!se, etten ibaretse dedim, etsiz insan düşündüm, bi ruh olur , tıpkı bunun gibi etsiz tuval düşündüm,

Sözcüğün etimolojisine gittim, Ne güzel bi sözcükten türemiş, Tuval, Etlenmiş tuval insan gibi bedenlenir canlanır yani resmin canlanmasını ve gerçeklik olmasını simgeliyor, Dünya canlanmış bir resmin tuvali ve et giymiş haliyse dünya bi ettuval ya da tuvalet, Güzel bi benzetme oldu bu, Buralara girdiğim ve aklımı ve aynı zamanda aklınızı karıştırdığım için özür dilerim ben, kusuruma bakamyın siz benim, azıcık vardır kafamda eksikler, gedikler;

Hem duşa uydurduğumu yazmadım bile ben;


tuval üzerine giydirilmiş et,tüm mahlukat..bu benzetmeyi bende sevdim..duşun-düşün biraz da kaşın bakalım ne çıkacak,
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Daha açık konuşalım, konuşalım mı? Didero'nun ressamı ve oyuncusu üzerine, o zaman;

Ben anlamıyorum sizleri ve karanlık geliyor bana, Sisteminizin çakıl taşı, O da karanlık geliyor bana, Karanlığa sürüklüyor bizi, bizleri ve ben anlamıyorum sizi, Neden yapıyorsunuz bunu, bunları? Bilgiye ve ışığa değil karanlığa gidiyorsunuz tam aksine; İyiye, güzele, kurtuluşa ve hidayete değil karanlığa gidiyorsunuz tam aksine, Baktığım yerden çırçıplak böyle yorumlanıyor bunlar ve anlatamıyorum size ve sizlere, Ben fikir tartışması, münazarası ya da kavga peşinde değilim, anlaşılamayacaksam hiç konuşmak peşinde değilim, Bi kere benim gözümden benim açımdan bakmayı denemeyeceksiniz, Benim fikrimin de bi cazibesi/gerçekliliği olabileceğini savını bi kez olsun savlayıp sorgulamayacaksınız, Tüm sözlerim size attığım taşlar olur ve boşa gider, Ben taş atmak ya da baş kırmak derdinde değilim, Bi taş düşecekse başımıza bilgi taşı düşsün ki oda akıl yarar, Akıl yarasından, yarığından da sadece akıl fışkırır, kan değil, Ben anlamıyorum sizi, Benim bi şey savunduğum yok, Bi bildiğim ya da sandığım da yok ama ben anlamıyorum sizi, Yazınızı bitiremiyorum bile, Bana kapkaranlık geliyor, İçimi gıcıklıyor satırları, Bi üzüntü kırgınlık ya da öfkemi nedir tüm bunlar ben bilmiyorum, Ben bi barış ve uzlaşı peşindeyim neye kime laf yetiştireyim, Ben herkesle anlaşılmak istiyorum, Karma eğitimden bana ne, Bu sadece bi şey, tek bi şey; Ama benim yorumumla tümüyle karanlık, kapkaranlık, zifiri karanlık, bunu size anlatabilirim ya da kendi anlayışımı size nasıl geçirebilirim, iletebilirim, Elimde olsa kafamı söküp size vereyim bi takın bakın ki bu kafadan bu kapkaranlık zifkaranlık görülüyor yorumlanıyor ve inanılmaz olaganüstü sebepleri, sonuçları ve dinamikleri var bu yorumlamanın, ve oldukça geçerli de, Dediğim gibi elimde olsa aklımın içine girin, çıplak aklımın, buyurun gelin girin, kapım açık, kapım açık; Bir yalanı savlamıyorum ben kendi akıl ve düşünce dinamiğimi çıplakça ifade ediyorum size, apaçık, tüm çıplaklığıyla, hiç saklantılamadan, gizlentilemeden, Benimde bunlar ıdüşünmek geçerli sebeplerim ve bulgularım olduğu savını savlamalısınız, Yoksa nasıl anlaşalım;

Üstadım yazmayacağım dedimi kalem aktı diyelim, Ne dişi var kafamda ne kişi, İkiside aynı kişi, Farklı musluk takılmış çeşmeler ikisi de


Sözlerim uçup buharlaşıp gidecekse, bir yudum çay gibi içilmeyecekse aklınızca düşüncenizce, bi anlamı var mı? Sözlerim kızgın çöllere salınan su gibi buharlaşıp uçacaksa, Sözlerimden yağmur yağar sadece, yağmur yağar;

konuş üstadım konuş,güzel şeyler dökülüyor bu kalemden..bu kalem düşüncenin derininden,
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ben özür dilerim, burada ya da başka bi yerde bi tartışmaya vb. girmek istemiyorum, Biz konuşmaya, bi kaç kişinin yaptığı düşünce oturumuna bile tartışma diyen bir toplumuz, Tartışma programlarımız var bizim; Ben yanlış bi çekimle ya da güdüyle bi tartışmanın içine girmiş, tarafı olmuş vb. gibi hissettim bi an, Böyle hislerle gelmedim buraya ve böyle karşıtlıklarla bulunmak istemiyorum burada ya da başka bir yerde, Ben uzatmak ya da keskin ve sivri ifadeler budamak istemiyorum, Özür dilerim ben kendi adıma, yanlış anlaşıldıysam benim hatamdır, ben kendimi anlatamamışımdır; Ben anlaşılmak istiyorum ve anlaşılmak sadece bu, Bu sonucu doğuracak bi ifade, ifade biçimi varsa onu arayıp bulmak istiyorum,

Şunu ifade edeceğim sadece, Ben insanın dişi ve erkekten oluşan iki ayrı tür olduğunu düşünmüyorsam bunu mantıklı ve tutarlı olarak, size tutarlı gelebilecek bi tutarlılıkla nasıl anlatabilirim, Bunun sizi ikna edecek bi yanıt, analtım ve ifade biçimi var mı? Ahlak dinamiğiniz içine nasıl girebilirim, Ahlak dinamiğiniz ve inanç paradigmalarını dışındaki tüm girdileri, tüm bilgiyi, tüm veriyi eleyip/süzgeçleyip atıyorsanız, ben size düşüncemi ya da bilgimi nasıl aktarabilirim ve ulaştıabilirm, bu tartışmak olur, Kelimlerle dövüşmek olur, Hiç bir sonuç ya da hiç bir gelişim doğurmaz, Ben karma eğiti msistemini sorgualrken aslında sorguladığım toplumsal ahlakdinamiğinin ya da inanç paradigmasının ve algısının kendisi, Kök bu, Dalları budakları tartışmamızında bi alemi yok, buyrun istiyorsanız bunu açalım, Tüm anlatmak istediğim bu,

Hayır bu başlığın ya da tartışmanın da başka olası tartışmanında, tüm tartışmaların kökü buraya gider ve uzar, Uzlaşalım ya da uzlaşmayalım ama en azından bari geçek dinamiğimizi asıl olanı tartışıyorsak tartışalım, Sağlıcaklar kalın,
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst