Johann Wolfgang Von Goethe

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde J'den L'ye kategorisinde kalliope tarafından oluşturulan Johann Wolfgang Von Goethe başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,131 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı J'den L'ye
Konu Başlığı Johann Wolfgang Von Goethe
Konbuyu başlatan kalliope
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan kalliope

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Sevgilinin Yakınlığı

Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince
Seni düşünüyorum, ayın pırıltıları kaynaklara vurunca.
Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken,
Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken.
Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orda yükselirken dalgalar.
Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar.
Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sende yakınımdasın.
Güneş batıyor, biraz sonra, beni ışıtacak yıldızlar ne olurdu burda
Yanımda olsaydın...


Neşe Ve Izdırapla

Neşe ile ızdırapla,
Düşünce ile dolu iken,
Tükenmez ezalar içinde,
Ümitler, tereddütler geçirirken
Kederler içinde yoğurulurken
Mesut olan,
Ancak seven ruhtur.


Kendiyle Barışmak

Acılara gebedir tutkular! – Kim yatıştırabilir
Çok şeyler yitirmiş bir yüreğin ürkekliğini?
Hızlı uçup giden zamanlar, şimdi nerededir?
Boşunadır artık en güzelin sana nasipliği!
Bulanıktır ruh, karmakarışıktır başlangıçlar;
Dünyanın yüceliğini de algılamaz olur duyular!

İşte o anda yükselir müzik, melek kanatlarının titreşimleriyle,
Milyonlarca ve milyonlarca ezgiden oluşma bir örgü gibi,
Alabildiğine sızmaya başlar insanın bütün benliğine,
Doldurur içine sonrasız bir güzelliği;
Bir hazza dalar gözler, algılar yüce bir özlemle,
Hem ezgilerin, hem de gözyaşlarının kutsal değerini.

Ve böylece rahatlayan çarpıntılı yürek hisseder ki,
Yaşamaktadır, çarpmaktadır ve çarpmak ister hâlâ,
O olağanüstü cömert armağana içten teşekkürlerini,
Sunmak için kendi kendini yanıtlarcasına.
İşte o anda – ah, hep sürebilse ne olurdu! –
Yaşanmıştır artık müziğin ve aşkın çifte mutluluğu.


Akşam Güneşi (Abendsonne)

Bakın, akşam güneşinin sıcağıyla evrim
Yeşiller içindeki kulübeleri nasıl parlatıyor!
O giderek çekilirken, Gün kurtuluyor,
Bize inip kaybolurken bile hayat veriyor.
Ah! Bir kanat yerden beni kaldırmıyor,
Ki ardından, hep peşinden yetişeyim!
Seziyorum sonsuz Akşam ışığında,
Issız alemi ayaklarımın altında,
Tutuşmuş tüm tepeler, yatışmış her dere,
Gümüş Çınar altın ırmaklara akıyor habire.
Yok, durduramadı ulvi bahtı engeliyle
Azgın Dağ tüm uçurum ve geçitleriyle;
Çoktan Deniz ısınmış koylarıyla birlikte
Aniden açıldı hayretle bakışların önünde.
Tanrıça artık tamamen batmaya yeltendi;
Yalnız, körpe sürgün birden irkildi,
Acele koştum, ezeli nurundan içmeye,
Önümde Gün silkindi, arkamda Gece,
Alem üzerimde altımda dalgalar.
Güzel bir rüya derken, o esnada o sıvıştı gizlice!
Aman, ruhun kanatlarına kolayca
Beden kanatı yoldaş olamayacak galiba.
Tabi herkese doğuştan verilir bu his,
Duygularıyla yukarı ve ileri dalınası,
Gökyüzünde, mavi semada kaybolmuş,
Şakıyan türküsünü Çayırkuşu gibi ötesi,
Dik çamların tepelerinin üzerinde
Kartal hayli açılmış hürce süzülürken
Ve hasretle tarlaların, göllerin üstünde
Turna vatanına ulaşmaya can atarken.

(Faust: 1790)


Canlı Anı (Lebendiges Andenken)

Sevgilinin kuşak ve halkasını çalmak,
Bazen kızmayı yeğler, bazen salar bırakarak,
Size gayet çoktur, isterim inanmak
Ve kıskanmam kendinizi kandırmanızı:
Bir peçe, şal, jartiyer, yüzük;
Gerçekten değildir küçük;
Yalnız, bana yetmez takıntısı.

Hayatından canlı bir parça,
Onu kafi çekinmeden sonra
En Sevgilisi verdi bana,
Ve bir aldatı oldu kimi görkem anında.
Ah nasıl da gülerim tümüyle ıvır zıvırlara!
O güzel saçlarını sundu hayranlara,
En güzel simanın pırlantasını, aslında.

Senden, derhal yoksun olayım mı yar,
Benden koparılamasan da her ne kadar:
Bakmak, şakalaşmak vede öpüşmek var
Senden kutsal bir emanet kalsada.-
Saçlarının ve kederimin kaderi eşit;
Olmasa talihimiz dümdüz giderdi tek şerit
Uğruna, ondan ayrıyız şimdi aynı yolda.

Bağlıydık ona sımsıkı;
Okşardık o yumuşak yanakları,
Hoş bir arzu kıvırırdı ve bize asılırdı,
Kayar düşerdik tam göğsünün üstüne.
Ah hasmım, hasetlikten arınmış yiğidim,
Sense şipşirin armağan, en yüce ganimetim,
Anımsat bana neşeyi ve hevesi büsbütününe!

Çeviren: Musa Aksoy


Veda (Der Abschied)

Bırak gözlerim veda eylesin,
Dilimin söylemeye varmayan!
Zor, zordur taşınması erkeğin!
Çünkü adamım, bazen kalpazan.

Üzülür bu saatte her can
Aşkın en tatlı tutusu bile,
Soğuk bir buse ağzından,
Donuk elinin sıkması hele.

Ayrıca, hafif çalınmış bir öpücük,
Ah, anında beni nasıl da büyülemişti!
Sanki sevindiren bir Menekşe küçücük,
Martın ilk günlerinde koparılmış gibi.

Yok, ben şimdi çelenk toplamıyorum,
Artık bir gülü bile kıyamam sana.
İlkbahar geldi, ey sevgili Oğlum....
Ama, ne yazık ki sonbahar bana!

Çeviren: Musa Aksoy

akg1-G33-A1775-10-D_en~Johann-Wolfgang-Von-Goethe-Posters.jpg

geçer gider yeryüzünde en güzel nimetler bile
zaman sınırlarını aşan düşüncelerimizle yaptığımız etki düşünenlere
bir tek o vardır o kalır sonsuzluğa.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst