Insanoglunun Degerleri Tartismasi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Insanoglunun Degerleri Tartismasi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,647 kez görüntülenmiş, 50 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Insanoglunun Degerleri Tartismasi
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Toplumumuzda oldugu gibi dunyanin her bir cografya ve toplumunda oralarda doganlara dogumdan itibaren ailesi basta olmak uzere yasam ve iliski surdugu her ortamin verdigi her turlu degerler vardir.

Bu degerlerin basinda etik yonlendirim ve yaptirim getiren kimilerinin sahiplendigi kimilerinin karsi ciktigi dini ve milli degerler bas sirayi alir.

Burada cok onemli ve algilanmasi gereken bir fark vardir. Birincisi hic bir deger, kavram kimsenin mali ya da tekelinde degildir. Ikincisi bu degerler kitle tarafindan tartisilan ve uzerinde dusunce belirtilen degerlerdir.

Dolayisiyle olumlu ve olumsuz bu degerler bir tartisma ve herkesin bu konuda dusunce, bilgi, fikir v.s. belirtme alanlaridir.

Peki, o zaman bu degerler hic bir yazarin, biribire ile atismayacagi, kisisellige yonelmeyecegi, biribirini suclamayacagi, biribirine kendi dusuncesindeki etiketi, damgayi v.s. vermeyecegi, biribirine onyargili, pesin hukumlu v.s. yazi dili ve uslubu kullanilmadan nasil kitleye sunulacaktir?

Iste bir kitle platformunda onemli olan, kitlenin okumasina sunulan her mesajin, sadece bir bilgi, dusunce alis verisi olmasini saglamaktir.

O zaman mesela Bir inanc kavrami; dusunce platformunda nasil dile getirilmelidir ki, hem dile getiren hem de bu konuda olumlu/olumsuz dusunce sahibi olan okur ve yanit verecek olan yazar bunun dusunce platformuna uygun bir sekilde muhafaza etsin?

Iste burada onemli olan ve ilk algilanmasi gereken, inanc kavraminin kimsenin tekelinde olmadigi ve bu konudaki herhangibir olumlu/olumsuz dusunce dile getiriminin de, kisiye yonelik ve onun kisisel degerine yonelik olmadigidir.

Birisi inanc kavramini sahiplenirken, onun lehinde de, aleyhinde de dusunce belirtebilir. Iste bu dusunce kisinin kendine yonelik degil; sadece kavrama yoneliktir.

Yani birisinin "inancliyim" ya da "inancsizim" demesi, "Bu kisi benim inancima yok diyor" anlamina gelmez.

Dolayisi ile, "inancliyim" diyende, "Bu kisi olmayan inanci bana kabul ettirmeye calisiyor" anlamina gelmez.

Cunku ortada tartisilan inanc kavramidir, ve tartisanlar da bu kavrami tartisiyordur. Cunku "inancli" da "inancsiz" da diyen kendi dusuncesini dile getiriyordur ve bu dile getirme, karsi tarafa bir satasma, ya da onun degerine bir saygisizlik degildir. Saygisizlik, kavram uzerinden yapilmaz, kisi uzerinden yapilir. O zaman demekki kavrami kisi ile ozdeslestirecek kullanim, yazi dili ve uslubundan kacinmak gerekir.

Kimse kimsenin inancina laf soylemiyor,sadece "inanc yok" diyor.

Umarim kavram tartismasi ile, kavramin kisiye mal edilerek, ya da kisinin kavrami tekeline alarak tartismasi farki algilanmistir.

Cunku bu farkin algilanmasi, hem sitemiz, hem kitleselligi, hem yazarlari hem de okurlari acisindan cok buyuk bir oneme sahiptir. Cunku ancak bu farkin algilanmasi, tartismalari kavramlarda ve ifadelerde birakarak, saglikli, tutarli, uygun, saygili olabilir.

Kavramlari tekeline alarak ya da kisiye mal ederek bunu saglamak mumkun degildir ve bunun kisiler arasi gereksiz ve bilgisiz bir polemik, satasma, atisma ve egosal/duygusal bir s.dik yarisindan baska bir sey saglayamayacagini da, her turlu gecmis gozlem hem yasamda hem de nette ortaya koymustur.

Tartisma kavga etmek, suclamak, atismak, alaya almak, kendini ispat etmek, karsi tarafi "mat" etmek, "kucuk" dusurmek v.s. kisaca bir egosal/duygusal "galibiyet/maglubiyet" degildir, tartisma farkli ve karsilikli dusuncelerin ayni platformda kendilerini ifade edebilmesi ve kitle okur yazarina da bu zenginlikten dogan bilgi, bilinc, verebilmek ve hatta kitle okurun kendi dusuncesinde konuyu degerlendirmesini saglamak ve tartismaya katilimini saglamaktir.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Toplumumuzda oldugu gibi dunyanin her bir cografya ve toplumunda oralarda doganlara dogumdan itibaren ailesi basta olmak uzere yasam ve iliski surdugu her ortamin verdigi her turlu degerler vardir.

Bu degerlerin basinda etik yonlendirim ve yaptirim getiren kimilerinin sahiplendigi kimilerinin karsi ciktigi dini ve milli degerler bas sirayi alir.

Burada cok onemli ve algilanmasi gereken bir fark vardir. Birincisi hic bir deger, kavram kimsenin mali ya da tekelinde degildir. Ikincisi bu degerler kitle tarafindan tartisilan ve uzerinde dusunce belirtilen degerlerdir.

Dolayisiyle olumlu ve olumsuz bu degerler bir tartisma ve herkesin bu konuda dusunce, bilgi, fikir v.s. belirtme alanlaridir.


O zaman mesela Bir inanc kavrami; dusunce platformunda nasil dile getirilmelidir ki, hem dile getiren hem de bu konuda olumlu/olumsuz dusunce sahibi olan okur ve yanit verecek olan yazar bunun dusunce platformuna uygun bir sekilde muhafaza etsin?

Iste burada onemli olan ve ilk algilanmasi gereken, inanc kavraminin kimsenin tekelinde olmadigi ve bu konudaki herhangibir olumlu/olumsuz dusunce dile getiriminin de, kisiye yonelik ve onun kisisel degerine yonelik olmadigidir.

Birisi inanc kavramini sahiplenirken, onun lehinde de, aleyhinde de dusunce belirtebilir. Iste bu dusunce kisinin kendine yonelik degil; sadece kavrama yoneliktir.



Cunku ortada tartisilan inanc kavramidir, ve tartisanlar da bu kavrami tartisiyordur. Cunku "inancli" da "inancsiz" da diyen kendi dusuncesini dile getiriyordur ve bu dile getirme, karsi tarafa bir satasma, ya da onun degerine bir saygisizlik degildir. Saygisizlik, kavram uzerinden yapilmaz, kisi uzerinden yapilir. O zaman demekki kavrami kisi ile ozdeslestirecek kullanim, yazi dili ve uslubundan kacinmak gerekir.

Kimse kimsenin inancina laf soylemiyor,sadece "inanc yok" diyor.

Umarim kavram tartismasi ile, kavramin kisiye mal edilerek, ya da kisinin kavrami tekeline alarak tartismasi farki algilanmistir.

Cunku bu farkin algilanmasi, hem sitemiz, hem kitleselligi, hem yazarlari hem de okurlari acisindan cok buyuk bir oneme sahiptir. Cunku ancak bu farkin algilanmasi, tartismalari kavramlarda ve ifadelerde birakarak, saglikli, tutarli, uygun, saygili olabilir.

Kavramlari tekeline alarak ya da kisiye mal ederek bunu saglamak mumkun degildir ve bunun kisiler arasi gereksiz ve bilgisiz bir polemik, satasma, atisma ve egosal/duygusal bir s.dik yarisindan baska bir sey saglayamayacagini da, her turlu gecmis gozlem hem yasamda hem de nette ortaya koymustur.

Kavram diye nitelendirdiğiniz Tanrı/Allah aslında inançlılar açısından sadece bir kavram değildir yani inançlı birisi açısından varlığı kabul edilmişdir ve insani vasıflarla asla nitelendirilemeyecek mesela hata yapmış ya da vahşiymiş, sadistmiş gibi tanımlamalara mağruz kalamayacak kadar kutsal ve değerlidir. İnançlılar inancına ters düşen davranışlarda bulunanlara karşı durmakla da mükelleftir. Bu farkı anlayamıyor olmanız çok normal bu çünkü hissedilmedikçe anlaşılacak bir durum değildir. Peki bu durumda ne yapılabilir son kez onu konuşalım isterseniz...

Kurduğunuz cümleler farkında olmadığınız için ve o dinin olmazsa olmazlarını bilmediğiniz için inançlı birisi açısından asla kabul edilemeyecek cümlelerdir. Böyle bir hata yaptığınız zaman uyarıldığınızda mutlaka o değişikliği yapmak zorundasınız çünkü sizin için anlamsız olan ve farkında olmadığınız o cümle karşınızdaki inançlıya adeta bir ok gibi saplanıyor, bilmem anlatabildim mi?

Siz zannediyorsunuz ki inançlılar Ateistlerden ya da inançsızlardan nefret ettikleri için bana soru da sordurtmuyorlar. Hayır efendim ne haddimize inançsızlık sizle Allah arasında olan bir konu bizi en azından beni hiç ilgilendirmiyor. İslami açıdan ve Kur'an açısından olmayacak cümlelerle karşımıza geldiğiniz zaman doğal olarak tepki veriyoruz, vermezsek inancımıza ters düşmüş oluruz, bu kısmı anlamaya çalışmanız lazım...

Sorularınızı hazırlarken özen göstermeli, sıradan gelen anlamsız bulduğunuz Allah ve dini değerlerin inançlılar açısından önemini idrak edip, cümlelerinizi inançlarımıza ters düşmeyecek şekilde kurabilirseniz veya kuramadığınızı varsayalım "düzeltmelisin bu bölümü olmaz diyenleri" dikkate alabilirseniz aslında hiç bir sorun kalmayacaktır.

İnanmadığınız ve varlığını kabul etmediğiniz bu konuları bu kadar irdeleme çabanızı da ben anlamıyorum aslında fakat yine de iyi niyetli olduğunuzdan hiç şüphe etmeden nasıl bir yol izlemeniz gerektiği konusunda size yardımcı olmaya çalışıyorum. Diğer arkadaşlar da aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar fakat üsluplarımız farklı bu da çok doğal herkesin tarzı kendine göredir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Iste karasnlik cag ile aydinlanma cagi ile basliyan ve dunya kavram ve dil devrimi ile gelisen ve post modernism olarak "insanoglunun ortaya attigi ne varsa tartisilir" seklinde sekillenen ve bu sekillenmeden "hic bir seyin anlam ve icerigi su ya da budur ya da degildir, degildir. Her bir beyin kendi beyin duzeyince bir kavrama farkli anlam ve icereiok verebilir." donusumudur.

Ayrica eger her bir kavrami sadece kisinin degeri olarak algilarsak, o zaman zaten felsefe olmaz.

Cunku tartisacak bir sey kalmaz.

Yani sen inanci tartistirmazsin, birisi turklugu tartistirmaz, digeri toreyi v.s.

Iste karanlik cag o yuzden sabit tutucu ve gericidir.

Cunku her turlu kavramsal bilgisel ve bilimsel gelisime karsidir ve de bilisselligi bu temelde ayni bireyligi onledigi gibi onler.

Bir kavramin kavram olarak tartisilabilmesi ile, bu kavramin "kisisel deger olarak sahiplenilmesi" farki karanlik cagin isine gelmez.

Cunku o zaman bilir ki sorgusuz/sualsiz kayitsiz/sartsiz bir seyin kabulu sorgulanacaktir.

Iste bunun icin hem sorgulatmaz, hemde sorgulayanlara saldirir ve sorgulamayi hakaret olarak algilar.

Cunku degerleri sorgulatmayan bir beyin icin, o degeri tartismak yasaktir.

Cunku o deger bir tabudur kutsaldir v.s.

Sorun tam da burdadir.

Cunku bu sorun beyinblerin gelismesini dusunmesini ve her turlu soyutlama yetisini kullandirtmaz ve ezbere alisilagelmise baglar.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Iste karasnlik cag ile aydinlanma cagi ile basliyan ve dunya kavram ve dil devrimi ile gelisen ve post modernism olarak "insanoglunun ortaya attigi ne varsa tartisilir" seklinde sekillenen ve bu sekillenmeden "hic bir seyin anlam ve icerigi su ya da budur ya da degildir, degildir. Her bir beyin kendi beyin duzeyince bir kavrama farkli anlam ve icereiok verebilir." donusumudur.

Ayrica eger her bir kavrami sadece kisinin degeri olarak algilarsak, o zaman zaten felsefe olmaz.

Cunku tartisacak bir sey kalmaz.

Yani sen inanci tartistirmazsin, birisi turklugu tartistirmaz, digeri toreyi v.s.

Iste karanlik cag o yuzden sabit tutucu ve gericidir.

Cunku her turlu kavramsal bilgisel ve bilimsel gelisime karsidir ve de bilisselligi bu temelde ayni bireyligi onledigi gibi onler.

Bir kavramin kavram olarak tartisilabilmesi ile, bu kavramin "kisisel deger olarak sahiplenilmesi" farki karanlik cagin isine gelmez.

Cunku o zaman bilir ki sorgusuz/sualsiz kayitsiz/sartsiz bir seyin kabulu sorgulanacaktir.

Iste bunun icin hem sorgulatmaz, hemde sorgulayanlara saldirir ve sorgulamayi hakaret olarak algilar.

Cunku degerleri sorgulatmayan bir beyin icin, o degeri tartismak yasaktir.

Cunku o deger bir tabudur kutsaldir v.s.

Sorun tam da burdadir.

Cunku bu sorun beyinblerin gelismesini dusunmesini ve her turlu soyutlama yetisini kullandirtmaz ve ezbere alisilagelmise baglar.

Sorgulanamaz demedim zaten sorgulamak, anlamak herkesin hakkıdır. İnançlı da sorgulayabilir inançsız da...Sizin kavram kabul ettiğiniz yaratıcı inançlı için varlığı kabul görmüş bir gerçekliktir. Onu kavram diye nitelemeniz bile abestir çünkü bir inançlı açısından kavramlar üstü / insanlık üstü bir güçten bahsediyoruz. İnançlı için bu gücün sorgulanması bir tarafa varlığını kabul etmiştir yani inanmaktan öte bir durumdur. Siz örneğin birine sevgi hissettiğiniz zaman bunu ortaya somut olarak koyabilir misiniz? Koyamazsınız ancak davranışlarınız ile belli edebilirsiniz. Sevdiğinize uzanan dile de sessiz kalamazsınız çünkü bu için için sizi rahatsız edeceği gibi sessiz kalmakla sevdiğinize karşı suçluluk hissedersiniz. Olaya böyle bakmaya çalışırsanız demek istediğimi belki daha kolay anlarsınız.

Sorgulama yaparken hangi inancı sorguluyorsanız onun sahip olduğu çerçevenin dışına çıkamayacağınızı anlamanız gerekiyor. Bu aydınlık ya da gericilikle alakalı değil çağ atlayabiliriz, gün gelir uzaya kolayca da gidebiliriz herşeyi başarabiliriz ama bu bir inançlının yaratıcısından vazgeçeği anlamına gelmez. Ona duyduğu saygı her zaman aynı şekilde kalacaktır yoksa samimiyetsiz oluruz.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Soyle bir ornek verelim.

Birisi bana yazin uzun gununde ve sicaginda "oruc tut" dediginde, bu benim sagligima bir mudaheledir.

Cunku sagliga gore ve bilimsel olarak insanogluinun yazin sicaginda su icmemesi demek, sagligini tehlikeye atmak demektir.

Dolayisi ile "oruc tutmak" dini bir sart iken, "oruc tutmamak" sagligina dikkat etmektir.

Saglik mi yoksa dini sart mi?

Hangisi?

Iste bunu tartisamamak demek, en azindan "bir kisinin sagligina mudahele etmek" demektir.

Buacidan, dinin sartlarindan biri olan orucun, insan sagligina verdigi zararin tartisilmamasi demek te; karanlik cag dayatmasi demektir.

Burada onemli olan hak ve ozgurluklerdir.

Yani kisi dini sar mi saglik mi seciminde secimini dinden yana yapip oruc tutuyorsa; bu onun hak ve ozgurlugudur vbe bu tartisma disidir.

Yalniz digger bir kisi dini sarti degil de, sagligini dusunerek oruc tutmuyorsa da bu da onun hak ve ozgurlugudur ve bu da tartisma disidir.

Yalniz oruc ve onun sagliga etkisi her zaman tartismalidir.

Ben bir doktorun yani saglik kisisinin yazin sicaginda bir kisiye "oruc tut" demesini etik bulmam.

Cunku birincisi, bir doctor sagligi one cikarmalidir.

Ikincisi kendi dini sartinin gerekliligini kendisi uygulayabilir, yalniz bilim disina cikip; bunu baskasina oneremez.

Ne bileyim bu hersey ve her dini kavram ve uygulama icin gecerlidir.

Iste bu fark karanlik cag zihniyeti ile algilanmaz.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Sorgulanamaz demedim zaten sorgulamak, anlamak herkesin hakkıdır. İnançlı da sorgulayabilir inançsız da...Sizin kavram kabul ettiğiniz yaratıcı inançlı için varlığı kabul görmüş bir gerçekliktir. Onu kavram diye nitelemeniz bile abestir çünkü bir inançlı açısından kavramlar üstü / insanlık üstü bir güçten bahsediyoruz. İnançlı için bu gücün sorgulanması bir tarafa varlığını kabul etmiştir yani inanmaktan öte bir durumdur. Siz örneğin birine sevgi hissettiğiniz zaman bunu ortaya somut olarak koyabilir misiniz? Koyamazsınız ancak davranışlarınız ile belli edebilirsiniz. Sevdiğinize uzanan dile de sessiz kalamazsınız çünkü bu için için sizi rahatsız edeceği gibi sessiz kalmakla sevdiğinize karşı suçluluk hissedersiniz. Olaya böyle bakmaya çalışırsanız demek istediğimi belki daha kolay anlarsınız.

Sorgulama yaparken hangi inancı sorguluyorsanız onun sahip olduğu çerçevenin dışına çıkamayacağınızı anlamanız gerekiyor. Bu aydınlık ya da gericilikle alakalı değil çağ atlayabiliriz, gün gelir uzaya kolayca da gidebiliriz herşeyi başarabiliriz ama bu bir inançlının yaratıcısından vazgeçeği anlamına gelmez. Ona duyduğu saygı her zaman aynı şekilde kalacaktır yoksa samimiyetsiz oluruz.

Hep kendi degerlerin tarafli bakiyorsun. Sonucta yaratici varligi bir inancsiz icin de gercek degildir.

Dedigim gibi tartisamayiz.

Cunku sen empatik degil, qua felsefesi ile degil; sadece kendi degerlerin uzerinden tarafliolarak degerlendiriyorsun.

Sendeki bu taraflilikher yerde ortaya cikiyor.

O zaman da senin tarafinda olmayan ile tartisamiyorsun, cunku sana gore senin tarafindan olmayan "yanlis, hakaret eden, degerlerine karsi cikan v.s." olarak algilaniyor.

Yani sen kavrami tartismiyorsun, sadece kendi sahiplendigin bir deger olarak ve tarafli olarak dayatiyorsun.

Yani "disardan bakamiyorsun" icerden ve sadece kendi deger ve dogru pencerenden bakiyorsun.

Ayni bakisi lakabimin donkisot ya da baska biri ile olan atismamizda da sergiledin.

Sen tarafli oldugun surece senin icin tartisma zaten yoktur. Cunku tartisan sana karsi taraf seninj icin gecerli degildir.

Buradaki cogu yazar gibi.

Iste o yuzden sizlerin algisiunda sahiplendiginiz her bir dini ya da baska bir degerin sorgulanmasi sizing alginizda hakaret olur.

Bu aslinda kolaya kacistir. Cunku ortada sizce tartisilacak bir durum yoktur.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Soyle bir ornek verelim.

Birisi bana yazin uzun gununde ve sicaginda "oruc tut" dediginde, bu benim sagligima bir mudaheledir.

Cunku sagliga gore ve bilimsel olarak insanogluinun yazin sicaginda su icmemesi demek, sagligini tehlikeye atmak demektir.

Dolayisi ile "oruc tutmak" dini bir sart iken, "oruc tutmamak" sagligina dikkat etmektir.

Saglik mi yoksa dini sart mi?

Hangisi?

Iste bunu tartisamamak demek, en azindan "bir kisinin sagligina mudahele etmek" demektir.

Buacidan, dinin sartlarindan biri olan orucun, insan sagligina verdigi zararin tartisilmamasi demek te; karanlik cag dayatmasi demektir.

Burada onemli olan hak ve ozgurluklerdir.

Yani kisi dini sar mi saglik mi seciminde secimini dinden yana yapip oruc tutuyorsa; bu onun hak ve ozgurlugudur vbe bu tartisma disidir.

Yalniz digger bir kisi dini sarti degil de, sagligini dusunerek oruc tutmuyorsa da bu da onun hak ve ozgurlugudur ve bu da tartisma disidir.

Yalniz oruc ve onun sagliga etkisi her zaman tartismalidir.

Ben bir doktorun yani saglik kisisinin yazin sicaginda bir kisiye "oruc tut" demesini etik bulmam.

Cunku birincisi, bir doctor sagligi one cikarmalidir.

Ikincisi kendi dini sartinin gerekliligini kendisi uygulayabilir, yalniz bilim disina cikip; bunu baskasina oneremez.

Ne bileyim bu hersey ve her dini kavram ve uygulama icin gecerlidir.

Iste bu fark karanlik cag zihniyeti ile algilanmaz.

Oruç, Antik Çağ döneminde bile var olan ve sağlığa zararlı değil tam tersi sağlık açısından faydalı bir uygulamadır. Oruç nefs terbiyesinde çok önemli bir adımdır. Kişi oruç tutmakla sadece aç kalmaz beraberinde kötü duygu ve düşüncelerinden de arınır bu da kişinin aurasının temizlenmesi anlamına gelir. Aura temiz olursa da o çok korkulan cehennem denen aşamadan direkt zarar görmeden geçilir. Tüm bunlar sadece 3 din için geçerli sanıyorsunuz değil mi? Hayır, eski çağlarda mabetlerde piramitlerde bile oruç tutuluyordu. Oruç tutmak kişinin sağlığına zarar verecek olursa zaten tutma zorunluluğu yoktur.

Su içmemek ya da susuzluğa dayanabilmek de yine bedenin-nefsin terbiyesi için gereklidir. Nefs terbiyesi olmazsa insanlar niye kötülüğe yöneliyor diye feryat da etmeyeceksiniz. Her oruç tutan her namaz kılan hakkı ile mi tutuyor tabi ki hayır zaten bunla ilgili ayet bile vardır. Gösteriş için namaz kılanlar v.s. diye kısacası önemli olan niyettir. Tasavvufda çile eğitimi vardır bu eğitim Budizm'de de vardır Kabala'da da tüm bunlar nefs eğitimi içindir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bak sana sadece sunu soracagim.

Cunku hala anlamiyorsun ve kendi tarafin ile orucu dayatiyorsun.

Ben ne inancliyim ne de inancsizim, inancindisindayim.

Oyuzden ben inanc kavraminda taraf degilim ve inanc kavramini insansal evrensel bilimsel bilssel ve bilgisel olarak degerlendiririm. Yani inanc felsefesini ortaya "inancli/inancsiz" olarak icinde yer almadan koyarim.

Bu acidan benim icin inanclinin inanc uygulamasi da, inancsizin inanc uygulamamasi da aynidir ve hak ve ozgurlukleridir.

Bunu algilayabiliyor musun?

Yada bu koyulasmis cumlelerden ne algiladigini aciklar misin?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
veda zamanı çanları çalıyor;

“YASAK EKRANA GELEBİLİR. YALNIZ BEN SUSMAM”

Bir gazetecinin ‘Konuşma yasağı gelirse ne olacak’ şeklindeki soru üzerine Karatay, “Konuşma yasağı getirilirse bana hiçbir şey olmayacak; sizlere bir şeyler olacak. Ben konuşmaya devam ederim” diyerek yanıtladı. “Yasak ekrana gelebilir. Yalnız ben susmam” diyen Canan Karatay, “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi dernek beni durduracakmış şaşarım” şeklindeki esprili sözleri katılımcıları güldürdü.

“BEN BİR PROFESÖRÜM, PROFESÖRÜ HİÇ KİMSE SUSTURAMAZ"

Profesörü kimsenin susturamayacağını belirten Karatay, “Ben bir profesörüm, profesörü hiç kimse susturamaz. Profesör olabilmek için birçok imtihanlardan geçmişim, ama çıkıp da şu okulda konuşamazsın diyemezler. Ben okullara çok gidiyorum ve öğrencilere o kadar çok faydalı oluyor ki hedefim o benim. Yani halk sağlığı için konuşuyorum” dedi.

ben farklı düşünecke değilim /biz neden bunu anlamıyorsunuz;
düşünce susturuyorsunuz
düşünce susturyorsunuz
ve bunu yaparak daha çok duymaycaksınız sadece;
kimse kimseyi biçimleyemez ve aklını susturamaz;
onu yazma bunu yaz kendini modere et dersen kişi kendini yeniden biçimlemeyceğine göre sadece içdünyasındakini ve iç düşüncelerini suscak ve sizi kıracağı izlenimi ile size bildirmeycek ve siz kişi gerçeğinden bi haber gezeceksiniz ve karşıtlar bulmaycaksınız;
sessiz ses ne olacak;
Toplum bu konuda aşama kaydetmiş-ilerlemiş; bırakınız yapsınlar ve bırakınız geçsinler;
Bir felsefe platformuna hala bunu mu layık görüyorsunuz ve lütfen cevap yazmayın/karşı cevp-sanı istemiyorum;
son sözümdür
,
Ben burada düşünce adına ve din adına karşıtına da savaşma/konuşma özgürlüğü için savaştım ve susuyorum;

siz istediğiniz gün biz yazarız istediğiniz gibi; güle güle!!
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bak sana sadece sunu soracagim.

Cunku hala anlamiyorsun ve kendi tarafin ile orucu dayatiyorsun.

Ben ne inancliyim ne de inancsizim, inancindisindayim.

Oyuzden ben inanc kavraminda taraf degilim ve inanc kavramini insansal evrensel bilimsel bilssel ve bilgisel olarak degerlendiririm. Yani inanc felsefesini ortaya "inancli/inancsiz" olarak icinde yer almadan koyarim.

Bu acidan benim icin inanclinin inanc uygulamasi da, inancsizin inanc uygulamamasi da aynidir ve hak ve ozgurlukleridir.

Bunu algilayabiliyor musun?

Yada bu koyulasmis cumlelerden ne algiladigini aciklar misin?

Diğer başlıkta yazdım hepsinin dışından bakayım derken, taraf olmayım derken içte olanı biteni anlamıyor, teğet geçiyorsunuz. İçi anlayın sonra yine tarafsızca dışardan tespit yaparsınız.

Oruç tutun diye dayatma yok kavramın içeriğini bilmiyorsunuz onu anlattım yoksa kapınıza dayanıp elime bir silah ya da bulaşık makinesi alıp size zorla oruç tutturacak değilim, hiç kimse değil:smile:
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Diğer başlıkta yazdım hepsinin dışından bakayım derken, taraf olmayım derken içte olanı biteni anlamıyor, teğet geçiyorsunuz. İçi anlayın sonra yine tarafsızca dışardan tespit yaparsınız.

Oruç tutun diye dayatma yok kavramın içeriğini bilmiyorsunuz onu anlattım yoksa kapınıza dayanıp elime bir silah ya da bulaşık makinesi alıp size zorla oruç tutturacak değilim, hiç kimse değil:smile:

Ben ictekinin degil sadece onu veren butunun yani kavramin bilincindeyim. Zaten bundan dolayi da serbest dusunurum.

Cunku kavram tarafliligi sadece taraflarin biri birini ikna cabasidir ve dusunce ve bilgi icermez.

Demekki bu hala anlasilamamis.

Anlasilmamasi da disa cikamayan taraflar icin normaldir. Cunku beyin icerde ve tarafli olmaya sartlanmistir.

O yuzden inanc disiolmak, ne inancli ne de inancsiz olmaktir. Aksine her iki tarafi da bunyesindfe bulunduran inanc kavraminin ta kendisidir.

Aslinda sana ilginc bir aciklama yapayim.

Inancli olan sen degilsin, inanc

Inancsiz olan da Ali degil gene inanc.

Yani Ali ile sen inanc sabitliginde sadece inanci bir birinize ters olarak ifadeye tasiyorsunuz.

Ben ise inancin bu tasima sorununu dile getiriyorum.

Yalniz sen diyelim inancli olarak ancak inancsizligi algiliyabiliyorsun cunku oyle sartlanmissin.

Inanc disini algilaman bu sartlanmisdlik ile mumkun degil.

Ancvak inanc konusunda serbest dusunebilirsen bu sartlanmadan kurtulabilirsin.

Zaten boyle bir isteminde olmadigindan, bunu gerceklestirmis bir beynin ne dedigini algilamak zor oluyor.
 

İnci Birinci

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Haz 2014
Mesajlar
636
Tepkime puanı
5
Puanları
18
Asıl seninkine dayatma hatta "TACİZ" denir WTD. Seninle insanca konuşulamayacağı açık seçik ortada.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Benimle sadece insanca konusulur, inancca dince degerce v.s. degil.
 

İnci Birinci

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Haz 2014
Mesajlar
636
Tepkime puanı
5
Puanları
18
Boyle bir inancsalligin tuzagina dussek bile, bunu bir an evvel bilimin gozlemine tasiyalim ve dogruluguna inandigimiz hipotezin, teori olarak test edimini gerceklestirelim. Yine bilelim ki bu teori yanlislanabilir. Aksi, bilimin sabitlenmesidir ve inanca mahkumiyetidir.

İnancı (kendi uyduruk ifadesi ile inançsallığı) tuzak olarak kabul eden bir zihniyet ile İnsanoğlunun en önemli değerleri konusunda "SAĞLIKLI BİR TARTIŞMA NASIL SAĞLANABİLİR?" Bir tez, bir seminer konusu bile olabilir bu :)
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bir seyin "uyduruk" olmasi onu uyduruk bulanin icten bakmasi ve zihinselufkudur.

Benim bakis acim bu ufkun disindadir.

Bu ufkun olmamasi zaten "uyduruk" bahanesini getirir.

Inanc kavrami ifade olarak sadece inanmayi ya da inancliyi icermez, inanmama ve inancsizi da icerir.

Ben ise bunun disindan bakiyorum yani inancsal niteligin her iki ucu ile de bakmiyorum.

Iste bu ufuk inanc ufkunun disindadir.
 

İnci Birinci

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Haz 2014
Mesajlar
636
Tepkime puanı
5
Puanları
18
HAHAHA. Değinilecek tek önemli nüans olarak onu mu gördünüz WTD? Çok anlamlı çok!!!
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Arkadaşlar, burayı çekilmez-okunmaz-bulunmaz bakılmaz-uğranmaz bi yer yaparsınız sadece,

Bİr saldırma -savunma biçimi değil ama Tanrı sözcüğüde din sözcüğü de (değeri de) masaya yatırılmalıdır; Tam aksine budüşünücü içindir, Bu düşünmeye geldim diyen içindir,

Kutsallar ve tabulardan sözediyorsunuz; din bu!
Başka şeylerde olabilir bu!
Nasıl yapılması gerektiğine siz karar verin o halde ama yapın bir yerlerden-sorgulayın;
İnanç yerinde durmaz akar deredir ben bunu eski bir inanan/güçlü inanan-benimseyen ve din bırakmış-terketmiş olarak söylüyorum ve kendi geçmişim adına yazıyorum
Ben karşı veri-sorgu versini nerden bulacağım, Dİğerlerinin görüşlerini ve ufkunu nasıl duyacağım;

Kutsala bir saldırı yoktur;

Biz daha geniş, açık, kolay eğreti yazmaktan-alaylamaktan hatta dalga geçip mizah konusu yapmaktan behsedecekken;

Biz kimseye sizin Allah'ınız demedik ve başlık konusu açmadık yani biz tartışmaya sunmadık ; Yeri geldi ve ilgili başlıklarda konuştuk ya da daraldık söz anlatamadık-anltamaz oldukta yazdık-durduk arada öyle; GEnişlik içi nveferahlık için bu, En azından burada-bu platformda; Öyle sanıyorum, Bura çeşitlemelerle dolu benim yazılarım en azından ve din ve tanrı karşı söylem yakını içerikler
Ki ben kendimi teist ya da antiteist olarakta tanımlıyor değilim ve bu konularında tam tarafı da değilim

oysa burada yapılan eleştirilere karşı katılmazsak ve susarsak kendi yazdıklarımızı- geçmiş yazdıklarımızı ve heryerde yazdıklarımızı ve yazacaklarımızı da gölgeleriz kanaatindeyiz,

Ben yukarıdakilerin bir çoğuna katılırsam kendi yazılarımı silerim ya da modere ederim demek bu nasıl olur-olacak
Kendi yazılarım ki Kaygusuz (abdal) geçmişim foruma-Harabi geçmişim bunlar ne olacak-nasıl; nerde?

Onun için bir açıklama daha yapacağız anlaşılması-dinlenmesi/değerlendirilmesi umuduyla;

Sanal güle güle demedi mi? e gülün o zaman; hep birlikte gülelim ki gülmekten zarar gelmez; Gülmeden bahsetmişiz ne var bunda, öte yandan;

birsanal yazmaz bir sanal yazar sanal çok kişidir ve bırakmaz kolay kolay pesetmez, kişilik değiştirir o halde; ama sert bir kişiyide ve güçlü yazınlı bir karakteri de burada tutmak isteyecektir; O gitti ise gitmiştir;
Sanal keliemlerle oyun oynayabilir, sanal Tanrı ve din kelimeleri ile de oyun oynayablir ve oynamıştır da; oynayacaktır da; Düşünecektir sanal- Kimse aksi düşündürtemez;

Sanal kendini genişletebilir, Onu demez bunu der ve kendiyel de çelişebilir bunu anlatmak istedim
Sanal bırakadabilir geledebilir;
Sanal mantığı bulanık mantık

Sanal geçmişi ve geleceği birbirine karıştırır;
Bir geçmişte gitmiştir daha geçmişte gelmiştir;
---

Senin Tanrın sana benim tanrım bana

benim anti tanrım bana seni anti tanrın sana biz bunları yazdık; Geçmişte ve her yerde;

Sen benim tanrım hükümlüdür ve senin üzerinde de hükümlüdür söz sahibidir; senide yaratmıştır (sen bilmiyorsun/kabul etmiyorsun dersen )
Senin Tanrın beni yaratmamıştır seni yaratmıştır; ama seni yaratmıştır Sen dediğine göre ben bunu kabul ediyorum derim (ifade özgürlüğü ve seni anlamak için) anladın mı? Felsefe dinamiği dokuz köyden dokuz hoca getirt subjektivite mantığı ve gerçel dinamiği;
Sorgulamayı güçlü yapın o halde;

sen bunu dersen benim Tanrım senin üzerinde hükümlü kendini aşarsın ve bana
subjektvite dayatırsın, Sen beni yaratmış tanrıyla ilgilenme kendi adına düşün konuş; Aksini yaparsan Tanrınla ve kendinle beni de bağıtlarsın, kanıt varlık dayatırsın-müdahale edersin bana; ÖZgürlüğümü tanımayarak-tanıtmayarak ta
Felsefeye başlayın o halde; durmayın
Benim bilgim bana senin bilgin sana;

--
Ben senin üzerinde hükümlü bir tanrımdan ve Tanrından sözediyor muyum?
sen de
Ben senin üzerinde, benim olan ama sende hükümcü bir Tanrıdan sözetmiyorum ve edemem demediğin sürece bu sorun çözümlenmeyecek ve saygı sorunu
Çünkü sen o senin de Tanrın diyorsun sadece benim tanrım değil; Senin de tanın diyorsun ; O benim Tanrım-manrım değil; SAygı sınırı burada dır; O senin Tanrındır, Ben bunu tanırım-senin düşünceni ve seni; Tanrını değil-onunla tanışmadım ve onu tanııyorum ki tanımıyorum çünkü tanışmadık anlıyor musun? tanımlamıyorum da ben

Çünkü bu durumda benim tanrım ve Tanrılığım bana senin ki sana demiyor olursun;
Bir çok din ve Tanrı vardır herkesin kendi Tanrısı; Benim ki benim Tanrım -senin ki değil o; Asıl sen yazdırmazsın benim Tanrım özgürse ve herşeyi yazdırıyorsa sen beni tanımazsın yine
Felsefe mantığı açık yargı;
inceleyin ve düşünün, karar verin,

tanrın benim üzerimde hükümsüzdür bunu söyledim senin üzerinde hükümlüdür; Bunu kabul ettim; sen hükümlüsün ve tanrınla bağıtlısın bunu kabul ettim, Ben hükümsüzüm ve özgürüm ya da kendi özgür ayratmış ve yaratılmamış tanrımla bağıtlıyım, Bana herşeyden esöz et diyor o; Kendi konuşuyor benle benim içimden; Bunu tanımaya başla o halde; Bunu tanımadığın sürece nereye gidecek; Sen benim özgürlüğümü kabul etmiyorsun ki ben ÖZGÜRÜM;
VE ÖZGÜR OLACAĞIM

Tüm bu konuşmazlık bu işleri daha da zorlaştıracak ve konuşturmazlık ki felsefe alanında ; burası bi de

Bu yazdıklarımı yazacaklarımı hiçbir zamanda ve yerde çiğnetemem ben; Susarım evet susarım ama böyle;

Tanrın benim üzerimde hükümlüdür -geçersizdir; Tüm evrende geçersizdir,
Tanrın seni bağlar; Senin tanrındır- saygılıyım sana; Ben yazmıyorum ve yazmayacağım o halde sormadığın ve sorgulanmasını istemediğin ve benden cevap ve kanı istemediğin sürece o halde

Ben sana ya da ona saldırmam da bana saldırmazsa savunmam da

BEN ÖZGÜRÜM; Hİç kimse sınırlayamaz ben susarım -kendim;

Ve özgürlüğüm, belirttim tanrın beni bağlamaz-seni bağlar; Benim saygım sana olur ; Ama sen Tarının beni bağlamaycağını benim özgürlüğümü tanıyor musun? Ben Tanrınla senin arana giriyor muyum? Kendinel benim arama da Tanrını koyuyorsun;

Tanrına ise senin üzerinden senin düşünce sistemine saygıdan saygı onu tanıyarak değil; Öyle bir Tanrıyı kabul etmediğime ve edemediğime göre sadece sana saygı; Düşüncene saygı-ifadene saygı; Ötesine varma; DÜşünceye saygı bu ve ifade; Tanrı senin düşüncende bir düşünce ve ifade özgülüğü; buyur ifade et kendini ; Benim için bir varlık değil o, ve düşünce de değil; eleştirilemez diyorsan ben eleştirmem anlayışlıyım-buradaki sınırım;
senin düşüncen sadece;
Anlamıyorsunuz görmüyorsunuz derken sen-siz bunları anlıyor görüyor musunuz?
 
Son düzenleme:

İnci Birinci

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Haz 2014
Mesajlar
636
Tepkime puanı
5
Puanları
18
O zaman Skype da,facebook'ta,ataist sitelerde istediğiniz gibi sorgulayın,hakaretlerinizi yapın,alayınızı geçin, günahınız sisindir. Bizler inananlar olarak (dijital'e minnet ve saygı duydum, büyük bir sabırla açıklamalarda bulundu,yararı olmadı).Neden kendinize özgü özel alanlarda paylaşmıyorsunuz ?fikirlerinizi?

Cevabınız "Hayır,biz özgürüz, istediğimiz yerde paylaşırız" olacaktır değil mi?

"Benim için Hükümsüz, Tanrın beni bağlamaz, seni bağlar" gibi söylemlerle kendinizi bu konuda nasıl haklı görebiliyorsunuz inanılır gibi değil?

Bundan şu anlaşılıyor; Kesinlikle iyi niyetli insanlar değilsiniz, kutsallarına sahip çıkan bu insanlarla,illa biz sizin kutsalınızı kötüleyeceğiz,alay edeceğiz diyorsunuz yani?

Annene,babana,varsa kızına,bacına ,karına vs.ne hakaret edilsin mi? Başkaları da onların senin için özel değerler olduğuna inanmıyor.

Dilerim,kötü amacınıza ulaşamazsınız. Son söz site yönetiminindir. Kaldı ki; bu konuda taraflarından görüş bildirilmiştir, buna rağmen bu ısrar anlamlı mıdır?

Siteye güzel bir format atılmış,üye kaydı girilmeden yazılar okunamıyor, dileyenler kaydını sildirir, böylece kutsallarımıza hakaretleri,aşağılamaları görmeyiz,sorun da ortadan kalkar. Zira insan gördüğünde kabullenemiyor.

Amma; unutmayınız ki, zarardasınız. Bir gün bunu anlayacağınızdan kuşkunuz olmasın,sizler her ne kadar dost kabul etmesenizde, dostça bir hatırlatmadır bu.
 

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Ne zamandan beri uyeler yazilarin icerigini belirler oldu, herkes dusuncesini ortaya koyar, istedigini savunur.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Ne zamandan beri uyeler yazilarin icerigini belirler oldu, herkes dusuncesini ortaya koyar, istedigini savunur.

Cumlen celiski iceriyor.

Sorulara yanit vermek yerine basliklari sadece kilitledikce de icerecek.

"Sana yasak" ne demektir ve basliklari neden kilitliyorsun?

Burasi bir dini site mi yoksa felsefe sitesi mi?

Felsefi olarak bu sitede tum insanoglunun ortaya attigi dini degerleri kavram olarak sorgulayabilecek miyiz, sorgulayamayacak miyiz?

O yuzden yukaridaki cumlen ne samimi ne de yaptiklarin cumlene uygun.

Istersen simdi bu basligi da kitle.

Bence yoneticinin gorevi baslik kitlemek degil; basliklari basliga uymayan mesajlardan temizlemek ve basl;ik sabotesini onlemektir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst