- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 20 Eyl 2017
- Mesajlar
- 148
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
Yaşamak için insanın mutlaka bir amacı mı olmalı?
Erzurum Atatürk Üniversitesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Sinan Kadir Çelik:
Her insanın yaşamak için illa ki bir amacının olması gerekmez. Kimseye de “yaşamanın amacı zorunlu olarak şu olmalı” diyemeyiz. Yani ‘yaşamak için kişinin mecburen bir amacı olmalı’ önermesinin hem olgusal hem de ahlaki düzeyde sorunlu olduğunu söyleyebiliriz.
Ne var ki kendimize koyduğumuz amaçları, gerçekleştirmek istediğimiz hayalleri, bu uğurda yapıp ettiklerimizi bir kenara bırakırsak, belki de insan olmaktan uzaklaşıp yalnızca yeryüzünde var olan bir canlı olmaya doğru tersinden evriliriz. Gerçekleştirmek istediği bir hayali, ulaşmak isteği bir amacı olmayan bir insan elbette var olabilir. Fakat insan sıfatına bürünmüş şekilde biyolojik olarak varlığını sürdürmek, insan olma potansiyelini kullanmayarak hayatını yalnızca var olmakla sınırlamak, deyim yerindeyse eksik yaşamak değil midir? Dikkat edilirse insan yalnızca olduğu gibi var olan değil, keşfedilmeye, icat edilmeye açık olan, gerçekleştirebileceği farklı birçok olanağı bulunan bir varlıktır. Varlık kavramını icat eden, kendi üstüne düşünebilen, kendisini değiştirebilen bir varlıktır. Kendi var olma tarzını seçebilme, kendini inşa edebilme olanağı bulunabilen bir canlıdır. Dolayısıyla kendisine bir amaç seçip seçmeme, o değil de bu amacı seçme konusundaki özgürlüğünü kullanacak ya da koşullar içinde oluşan zorunluluk örüntüleri içinde yaşayacaktır.
Diğer yandan, insanlar tam olarak farkında olmasalar bile, acaba yapıp etmelerini belirli amaçlara yönlendirmiyorlar mı? Yaşamaya neden devam ediyoruz? Daha fazla zengin olmak için mi, daha fazla haz almak için mi, daha fazla ünlü, itibarlı olmak için mi? Öte dünyada daha iyi yaşamak için mi? Yoksa yalnızca alışkanlık haline geldiği için, ölmemek için mi? Hayatın kendisi bir sorudur ve yalnızca yaşanarak yanıtlanabilir. Amacımız olmalı mı, olmamalı mı, amacımız olacaksa ne olmalı, hayatın beraberinde getirdiği sorular olarak farklı insanlarca farklı şekillerde yanıtlanırken, insanlık tarihinde değişik varoluş tarzlarının sergilenmesine vesile olacaklardır.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Sinan Kadir Çelik:
Her insanın yaşamak için illa ki bir amacının olması gerekmez. Kimseye de “yaşamanın amacı zorunlu olarak şu olmalı” diyemeyiz. Yani ‘yaşamak için kişinin mecburen bir amacı olmalı’ önermesinin hem olgusal hem de ahlaki düzeyde sorunlu olduğunu söyleyebiliriz.
Ne var ki kendimize koyduğumuz amaçları, gerçekleştirmek istediğimiz hayalleri, bu uğurda yapıp ettiklerimizi bir kenara bırakırsak, belki de insan olmaktan uzaklaşıp yalnızca yeryüzünde var olan bir canlı olmaya doğru tersinden evriliriz. Gerçekleştirmek istediği bir hayali, ulaşmak isteği bir amacı olmayan bir insan elbette var olabilir. Fakat insan sıfatına bürünmüş şekilde biyolojik olarak varlığını sürdürmek, insan olma potansiyelini kullanmayarak hayatını yalnızca var olmakla sınırlamak, deyim yerindeyse eksik yaşamak değil midir? Dikkat edilirse insan yalnızca olduğu gibi var olan değil, keşfedilmeye, icat edilmeye açık olan, gerçekleştirebileceği farklı birçok olanağı bulunan bir varlıktır. Varlık kavramını icat eden, kendi üstüne düşünebilen, kendisini değiştirebilen bir varlıktır. Kendi var olma tarzını seçebilme, kendini inşa edebilme olanağı bulunabilen bir canlıdır. Dolayısıyla kendisine bir amaç seçip seçmeme, o değil de bu amacı seçme konusundaki özgürlüğünü kullanacak ya da koşullar içinde oluşan zorunluluk örüntüleri içinde yaşayacaktır.
Diğer yandan, insanlar tam olarak farkında olmasalar bile, acaba yapıp etmelerini belirli amaçlara yönlendirmiyorlar mı? Yaşamaya neden devam ediyoruz? Daha fazla zengin olmak için mi, daha fazla haz almak için mi, daha fazla ünlü, itibarlı olmak için mi? Öte dünyada daha iyi yaşamak için mi? Yoksa yalnızca alışkanlık haline geldiği için, ölmemek için mi? Hayatın kendisi bir sorudur ve yalnızca yaşanarak yanıtlanabilir. Amacımız olmalı mı, olmamalı mı, amacımız olacaksa ne olmalı, hayatın beraberinde getirdiği sorular olarak farklı insanlarca farklı şekillerde yanıtlanırken, insanlık tarihinde değişik varoluş tarzlarının sergilenmesine vesile olacaklardır.