- Konbuyu başlatan
- #1
F
faust
Ziyaretçi
Yaptığınız her şeyin bir tarihi var. Her sabah uyandığınızda, yataktan kalkmak için atalarınızın yaklaşık 4 milyon yıl önce iki ayağı üzerinde durmasını sağlayan anatomiden yararlanırsınız. Mutfağa gidip kahvaltınızı hazırlarken, atalarınızın 2.5 milyon yıl önce geliştirdiği çanak çömlekten yararlanırsınız. Çayınızı yudumlayıp günlük gazetelere bir göz atarken, okuduklarınızı 2 milyon yıldan bu yana gelişen beyin fonksiyonları sayesinde anlarsınız. Hálá evrim hakkında bilmediklerimiz bildiklerimizden fazla. Daha eski sorular tam olarak yanıtlanamamışken, yeni keşifler karşımıza yeni sorular çıkartıyor. Yukarıdaki 8 soru bizi hepsinden daha fazla ilgilendiriyor, çünkü kendimizi daha iyi tanımamız için köklerimizin uzandığı temellere inmekten başka çare yok.
1- İlk hominid (insan) kimdi?
2- Niçin iki ayağımız üzerinde yürüyoruz?
3- Beynimiz niçin bu kadar büyük?
4- Modern akıl nasıl oluştu?
5- Alet kullanmaya ilk ne zaman başladık?
6- Niçin yalnızca insan hayatta? İnsanın en yakın akrabaları olan Neanderthal'ler ve homo erectus'lar niçin yok oldu?
7- Bizi insan yapan hangi genlerdir?
8- İnsanın evrimi sona erdi mi?
İnsanın evrimiyle ilgili çalışmalar son günlerde ilginç bir noktaya gelip dayandı. Bu konuda yazılan herhangi bir makalenin içeriği birkaç ay içinde güncelliğini yitirebiliyor. Sözgelimi geçen yıl Çad'da insanın ilk atalarına ait olduğu sanılan 6-7 milyon yaşında bir kafatası bulundu. Daha sonra geçen haziran ayında başka bir araştırma grubu, Etiyopya'da iki yetişkin ve çocuğa ait, yaklaşık 160.000 yıllık üç kafatasını daha gün ışığına çıkarttı. Bunlar modern insana ait en eski buluntulardı. Bütün bu kafataslarının insanoğlunun geçmişine ilişkin bazı temel sorulara yanıt getireceği düşünülüyor.
Nereden geldiğimizi ve ne olduğumuzu anlamaya yönelik bütün bu çalışmalar, iğneyle kuyu kazar gibi çok titiz ve sistematik bir şekilde yürütülüyor. Bu nedenle evrim ile ilgili sorular, yanıtlarından daha hızlı bir şekilde ortaya çıkıyor.
Aslında bilimin işleyiş tarzı da böyle. Herhangi bir bilim dalı ne kadar çok veriye sahipse, bilgiyi işlemek için aynı oranda alt-dal yaratma gereği doğar. Ve her alt-dal, çok sayıda yanıtlanmamış sorunun ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Kaldı ki insan türünün gelişimine ilişkin bu yeni bilgileri yorumlarken, sorular yol gösterici bir rol üstlenir.
20-30 yıl öncesine kadar evrim tarihi bilimin gündeminde yoktu. Ancak son yıllarda gün geçmiyor ki bu alanda önemli bir keşif haberi duymayalım.
Paleontologlar (eskivarlık bilimciler) atalarımızın fosillerini çıkartıp duruyorlar ve bu fosillerin bazıları DNA örnekleri içeriyor.
Bu arada genetikçiler evrimin gerçek ansiklopedisini -insan genomunun haritası- çıkarttılar. Ve birkaç yıl içinde genom haritamızı yaşayan en yakın akrabalarımızınki ile -şempanzelerle- karşılaştıracaklar.
LK HOMİNİD (İNSAN) KİMDİ?
İlk hominidler şempanze, bonobo veya diğer maymun tipleri gibi olsaydı, sayıları binleri, yüzleri, hatta milyonları bulurdu. Fakat hominidlerden artakalanlar bugün yok denecek kadar az, çünkü fosillerin çoğu sırtlan veya diğer leş yiyiciler tarafından yenmiş, çok azı da çürüyüp çevreye dağılarak ortadan yok olmuş. Paleoantropologların elinde bugün ilk hominidlere ait birkaç diş ve kafatası parçasından başka bir şey yok. Bütün bunlara karşın paleoantropologlar (eskiinsan bilimciler) insanın köklerine ilişkin azımsanmayacak ölçüde bilgililer. Kısa süre öncesine kadar bilinen en eski hominid ‘Australopithecus afarensis'' idi. Bu türün 3.6 milyon yıl önce Doğu Afrika savanlarında yürüdüğü tahmin ediliyor. Bunların en tanınmışı Etiyopya'da 1974 yılında Lucy adı verilen ve son derece iyi korunmuş kadın iskeletiydi.
Son yıllarda paleoantropologlar, A.afarensis'ten daha yaşlı en az 5 tür daha buldu. Geçen yıl Fransa'daki Poitiers Üniversitesi'nden Michel Brunet ve ekibi Büyük Sahra çölünün kum tepeleri arasında 6 ile 7 milyon yıl önce yaşadığı tahmin edilen bir tür buldu. Bu türe ‘Sahelanthropus tchadensis'' adını verdiler.
Bu yeni fosiller, insanın geçmişine ilişkin yerleşik görüşleri yeniden tartışmaya açtı. ‘Biz evrim geçiren insanın düzgün bir çizgi boyunca ilerlediğini düşünüyorduk'' diye konuşan University College London'dan Leslie Aiello, ‘Ancak artık insan evrimini dal budak salmış bir bir ağaç gibi düşünüyoruz. Pek çok tür farklı yönlere doğru ilerleyerek, değişik bir yapı oluşturmuş.'' diyor.
Şu anda eski görüşlerin yerini alacak yeni ve güçlü bir kuram söz konusu değil. Bunun yerine çok sayıda tartışma sürüyor. Sözgelimi bazı paleoantropologlar Sahelanthropus'un, gorillere giden kolu oluşturduğunu ileri sürüyor. Ne var ki Brunet, küçük diş gibi özelliklerin hominidlere özgü bir özellik olduğunu söyleyerek bu görüşe şiddetle karşı çıkıyor. Brunet en eski hominid fosilini bulduğuna inana dursun, kimse hominid türünün evrim ağacını tam olarak resmetme şansına sahip değil, çünkü kimsede yeterli veri yok.
1- İlk hominid (insan) kimdi?
2- Niçin iki ayağımız üzerinde yürüyoruz?
3- Beynimiz niçin bu kadar büyük?
4- Modern akıl nasıl oluştu?
5- Alet kullanmaya ilk ne zaman başladık?
6- Niçin yalnızca insan hayatta? İnsanın en yakın akrabaları olan Neanderthal'ler ve homo erectus'lar niçin yok oldu?
7- Bizi insan yapan hangi genlerdir?
8- İnsanın evrimi sona erdi mi?
İnsanın evrimiyle ilgili çalışmalar son günlerde ilginç bir noktaya gelip dayandı. Bu konuda yazılan herhangi bir makalenin içeriği birkaç ay içinde güncelliğini yitirebiliyor. Sözgelimi geçen yıl Çad'da insanın ilk atalarına ait olduğu sanılan 6-7 milyon yaşında bir kafatası bulundu. Daha sonra geçen haziran ayında başka bir araştırma grubu, Etiyopya'da iki yetişkin ve çocuğa ait, yaklaşık 160.000 yıllık üç kafatasını daha gün ışığına çıkarttı. Bunlar modern insana ait en eski buluntulardı. Bütün bu kafataslarının insanoğlunun geçmişine ilişkin bazı temel sorulara yanıt getireceği düşünülüyor.
Nereden geldiğimizi ve ne olduğumuzu anlamaya yönelik bütün bu çalışmalar, iğneyle kuyu kazar gibi çok titiz ve sistematik bir şekilde yürütülüyor. Bu nedenle evrim ile ilgili sorular, yanıtlarından daha hızlı bir şekilde ortaya çıkıyor.
Aslında bilimin işleyiş tarzı da böyle. Herhangi bir bilim dalı ne kadar çok veriye sahipse, bilgiyi işlemek için aynı oranda alt-dal yaratma gereği doğar. Ve her alt-dal, çok sayıda yanıtlanmamış sorunun ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Kaldı ki insan türünün gelişimine ilişkin bu yeni bilgileri yorumlarken, sorular yol gösterici bir rol üstlenir.
20-30 yıl öncesine kadar evrim tarihi bilimin gündeminde yoktu. Ancak son yıllarda gün geçmiyor ki bu alanda önemli bir keşif haberi duymayalım.
Paleontologlar (eskivarlık bilimciler) atalarımızın fosillerini çıkartıp duruyorlar ve bu fosillerin bazıları DNA örnekleri içeriyor.
Bu arada genetikçiler evrimin gerçek ansiklopedisini -insan genomunun haritası- çıkarttılar. Ve birkaç yıl içinde genom haritamızı yaşayan en yakın akrabalarımızınki ile -şempanzelerle- karşılaştıracaklar.
LK HOMİNİD (İNSAN) KİMDİ?
İlk hominidler şempanze, bonobo veya diğer maymun tipleri gibi olsaydı, sayıları binleri, yüzleri, hatta milyonları bulurdu. Fakat hominidlerden artakalanlar bugün yok denecek kadar az, çünkü fosillerin çoğu sırtlan veya diğer leş yiyiciler tarafından yenmiş, çok azı da çürüyüp çevreye dağılarak ortadan yok olmuş. Paleoantropologların elinde bugün ilk hominidlere ait birkaç diş ve kafatası parçasından başka bir şey yok. Bütün bunlara karşın paleoantropologlar (eskiinsan bilimciler) insanın köklerine ilişkin azımsanmayacak ölçüde bilgililer. Kısa süre öncesine kadar bilinen en eski hominid ‘Australopithecus afarensis'' idi. Bu türün 3.6 milyon yıl önce Doğu Afrika savanlarında yürüdüğü tahmin ediliyor. Bunların en tanınmışı Etiyopya'da 1974 yılında Lucy adı verilen ve son derece iyi korunmuş kadın iskeletiydi.
Son yıllarda paleoantropologlar, A.afarensis'ten daha yaşlı en az 5 tür daha buldu. Geçen yıl Fransa'daki Poitiers Üniversitesi'nden Michel Brunet ve ekibi Büyük Sahra çölünün kum tepeleri arasında 6 ile 7 milyon yıl önce yaşadığı tahmin edilen bir tür buldu. Bu türe ‘Sahelanthropus tchadensis'' adını verdiler.
Bu yeni fosiller, insanın geçmişine ilişkin yerleşik görüşleri yeniden tartışmaya açtı. ‘Biz evrim geçiren insanın düzgün bir çizgi boyunca ilerlediğini düşünüyorduk'' diye konuşan University College London'dan Leslie Aiello, ‘Ancak artık insan evrimini dal budak salmış bir bir ağaç gibi düşünüyoruz. Pek çok tür farklı yönlere doğru ilerleyerek, değişik bir yapı oluşturmuş.'' diyor.
Şu anda eski görüşlerin yerini alacak yeni ve güçlü bir kuram söz konusu değil. Bunun yerine çok sayıda tartışma sürüyor. Sözgelimi bazı paleoantropologlar Sahelanthropus'un, gorillere giden kolu oluşturduğunu ileri sürüyor. Ne var ki Brunet, küçük diş gibi özelliklerin hominidlere özgü bir özellik olduğunu söyleyerek bu görüşe şiddetle karşı çıkıyor. Brunet en eski hominid fosilini bulduğuna inana dursun, kimse hominid türünün evrim ağacını tam olarak resmetme şansına sahip değil, çünkü kimsede yeterli veri yok.